Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7688
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Leo, how's everything going with Dr. Lark? | Leo, Dr. Lark ile işler nasıl gidiyor? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Fair. | Fena sayılmaz. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You should be soul mates. She's like an older female you. | Ruh ikizi olmalısınız. Senin yaşça büyük, kadın halin gibi. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Uh, Dr. Bickman, uh, I know you're very busy. | Dr. Bickman, çok meşgul olduğunuzu biliyorum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
If you just, uh... | Eğer biraz... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
If I could have a second of your time, | Eğer bana biraz vakit ayırabilirseniz. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I was just, uh, wondering, | Ben sadece siz vurulduktan sonra yaptığımız ameliyatta... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
in light of how well we worked together in surgery | ...beraber ne kadar iyi olduğumuz göz önüne alınırsa... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
after you were shot, | ...benim için tavsiye mektubu yazmayı tekrar düşünür müsünüz diye merak etmiştim. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Sorry, I can't. | Üzgünüm, yazamam. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Not when you get a grade of "satisfactory" | Sinir cerrahisi stajından "yeterli" notu almış birine olmaz. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Because I had a brain tumor. | Beynimde tümor olduğu içindi. Tedavi oldum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Well, we can't rewrite the past. | Geçmişi değiştiremeyiz. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
There must be something I can do. | Yapabileceğim bir şey olmalı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You know what? Let me tell you the key to success | Başarıyı sadece dört kelimeyle açıklayayım sana. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
The world is full of people | Dünya ressam olmak isteyip, resim yapamayan... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Successful people figure out what they're good at, | Başarılı insanlar, neyde iyi olduklarını bulup... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
and they drop the rest. | ...ona odaklanırlar ve gerisini boş verirler. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You no longer have the hyper memory, | Uzun süreli hafızan artık yok. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
and you're not really a people person, so... | Tam bir birey bile sayılmazsın. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Please, I'll do anything | Sinir cerrahisinde bana tavsiye mektubu yazmanız için her şeyi yaparım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
How can I change your mind about this? | Fikrinizi nasıl değiştirebilirim? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Ace your Step 2. | 2.seviye sınavında en yüksek puanı al. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
So, he wants you to ace the final exam | Yani dört yıl boyunca tıp fakültesinde öğrendiğin her şeyi... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
on everything you've learned in four years of medical school? | ...içeren sınavdan en iyi notu almanı mı istedi? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Yes, I need to be in the 95th percentile. | Evet. %95'lik yüzdeye girmem lazım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Ooh. At a minimum. | En azından. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Brutal. | Çok acımasızca. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I'll be lucky to pass. Oh, come on. | Geçtiğim için bile şanslıyım Hadi ama. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I lost so much when I had the tumor removed. | Tümor alındıktan sonra çoğu şeyi unuttum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I've forgotten half of what I've learned. | Öğrendiklerimin yarısını unuttum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You have to study. Are you studying? | Çalışman lazım. Çalışıyor musun? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You've got to study like the rest of us. | Hepimiz gibi senin de çalışman gerekiyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I'm crushing the books day and night, | Gece gündüz kitapları karıştırıyorum ama aklımda kalmıyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I need my hyper memory to get it all back, | Uzun süreli hafızamı geri kazanmam lazım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Oh, no, don't get up. I... | Hayır, kalkma. Sadece seninle konuşmak istedim. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
All right. I'm all ears. | Tamam. Dinliyorum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
So, I know that you're not into commitment, | Bağlanmak istemediğini biliyorum ve çekiciliğin bir parçası da bu. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Uh, we both love our freedom. | İkimizde özğürlüğümüze düşkünüz. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Yes, we do. | Evet, öyleyiz. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
The thing is is that I've, uh... | Şöyle bir şey var ki... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I've found myself... | Seni düşünmem gerekenden daha fazla düşündüğümü fark ettim. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, no, I... | Hayır. Ben... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I've got to keep a clear head here. | Mantıklı düşünmeye çalışıyorum burada. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
brace yourself... I have feelings for you. | Sıkı dur. Sana karşı bir şeyler hissediyorum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Okay, now you're terrified. | Tamam. Ödünü kopardım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
No, I'm... | Hayır. Kolay kolay korkmam. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Emotions and freedom don't mix. | Duygular ve özgürlük birbirine karışmamalı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
They could. | Karışabilirler. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
It's possible to have feelings | Uzun vadeli sorumluluklar almadan bir şeyler hissedilebilir, değil mi? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
So relax. No, I can't. | Bu yüzden rahatla. Hayır, rahatlayamıyorum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
It's not as easy as that. | Söylendiği kadar kolay değil. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You know, there's someone else involved here. | Burada işin içine dahil olan bir başkası daha var. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
So, now you're gonna tell me we have to behave ourselves | Yani durumu nişanlınla konuşana kadar... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
until you resolve the little situation with your fiance. | ...davranışlarımıza dikkat etmemiz gerektiğini mi söylüyorsun. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
What's done is done, Catherine. | Olan oldu Catherine. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Not doing it again isn't gonna change anything. | Bir daha yapmamak hiçbir şeyi değiştirmeyecek. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I have to make a decision. Why? | Karar vermem lazım. Neden? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You can have both of us. What? | İkimizle de görüşebilirsin. Ne? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I don't care if you stay with him. | Onunla olman umrumda değil. Sadece ona, benden bahsetme. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You seem surprised that I'm not possessive. | Sahiplenen biri olmadığım için şaşırmışa benziyorsun. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Why? I... | Neden? Ben... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Haven't I been clear about it? Yes. | Bu konuda açıktım, değil mi? Evet. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Have I misled you? Made promises? No. No. | Seni kandırdım mı? Sana gelecek vaadi mi verdim? Hayır. Hayır. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I told you the truth the other night. | O gece sana gerçeği söylemiştim. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I thought... and I may have been wrong... | Bizi uyumlu yapan şeyin bu olduğunu düşünmüştüm ve yanılmış olabilirim. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
The way I see it... | Gördüğüm kadarıyla parmağına yüzük takan ve... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Why turn me into that? | Neden böyle biri olayım ki? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Hey, Catherine. | Merhaba Catherine. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I thought I'd, uh, stop by after work. | İşten sonra uğrarım diye düşündüm. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I haven't seen Esme in a few weeks. | Esme'yi birkaç haftadır göremedim. Umarım sorun olmaz. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Actually, she's... having a lesson. | Aslında ders alıyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, I can hear. She sounds amazing. | Evet, duyabiliyorum. Harika çalıyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Does she have a new teacher? | Yeni bir öğretmeni mi var? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
It's your dad. | Baban. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Hunter is her... teacher? | Öğretmeni Hunter mı? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
For about a month now. | Yaklaşık bir aydır. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Why don't you go upstairs and say hi? | Neden yukarı çıkıp selam vermiyorsun? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
This family reconciliation has been good for us. | Bu aile uzlaşması hepimiz için iyi olacak. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You could be a part of it. You don't... you can't... | Bunun bir parçası olabilirsin. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Who are you hurting most | Böyle uzaklaşarak en çok kimi incitiyorsun? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Why don't you just go upstairs and say hi? | Neden yukarı çıkıp selam vermiyorsun? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
That's excellent. | Harikaydı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
That's terrific. Yeah. | Muhteşemdi. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Now, remember, when you practice licks, | Unutma, pratik yaptığım zaman tüm 12 anahtarı öğrenmelisin. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
And then, uh, | Ve daha sonra düzenli çalışarak mükemmelleşmelisin. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You know what the groove is, right? | Düzenli çalışabilirsin, değil mi? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. All right. Good. | Evet. Tamam. Güzel. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
So, all right, let's hear it one more time. | Pekala. Son bir kez daha çal bakalım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Oh, you... you got the gene. | Genlerimi almışsın. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Oh, yeah. You are the best grandpa ever. | Evet. En iyi büyükbaba sensin. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
All right, let's hear it. Come on. | Tamam, çal bakalım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
The pressure's on. | Zorla kendini. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
"Dear, dad, how are you? | "Sevgili babacığım, nasılsın? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
"I haven't heard from you in over a year. | "Bir yıldır senden haber alamadım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
"I know you're very busy, | "Meşgul olduğunu biliyorum ama yakında New York'a dönecek misin? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I've forgotten what you look like." | Nasıl göründüğünü unuttum." | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
That was perfect. | Harikaydı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
And I... and I'm not just saying that. | Laf olsun diye söylemiyorum. Gerçekten harikaydı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Me too. | Ben de. İyi bir büyükbaba olmak lazım, değil mi? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |