Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7689
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
This is Sofia Ortega's MRI. | Sofia Ortega'nın emar sonuçları. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Oh, our Latin songbird who suddenly can't sing. | Birdenbire şarkı söyleyemeyen Latin kuşumuz. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
So, I think we can all see the problem here... | Sanırım hepimiz sorunu görebiliyoruz. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Eccentric hyper intense lesion on T.I. | 2 milimetre büyüklüğünde başı olan tuhaf, aşırı güçlü bir doku bozukluğu. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Pea in the pod appearance. Classic. | Bezelye kabuğu görünümü. Klasik. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
For neurocysticercosis. | Beyindeki yassı solucanlar için. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
She's got a worm in her head? | Kafasında solucan mı var? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
In the right sylvian fissure, | Sağ lateral fissürde, Heschl girusa baskı uyguluyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
How'd she get a worm in her head? | Kafasında bir solucan nasıl olabilir? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Results from drinking water | Domuz dışkısıyla kirlenmiş su içerek ya da yiyecek yiyerek. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
It's really common in the third world. | Az gelişmiş ülkelerde çok yaygın. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
So, the pigs' feces contained worm eggs. | Domuz dışkısında solucan yumurtası bulunuyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
The eggs grew in her stomach and then traveled to her brain, | Yumurta, midede büyüyor ve beyine gidiyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
where they formed tiny larval cysts. | Burada yumurtalar kapsül haline dönüşüyorlar. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Well, the worm is a much better result than a brain tumor, | Solucanlar, tümörlere göre daha az zararsızlar. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
All right, so, what's next? | Peki şimde ne yapılacak? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Antihelminthic medication? | Anthelmintik ilaç tedavisi mi? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Not with a lesion this size. | Bu büyüklükteki bir yapıya olmaz. İlaç tedavisi daha da kötüleştirir. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You got to take it out. | Solucanı almanız lazım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Babu? | Babu? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I heard about the study, | Çalışmayı duydum ve Dr.Black'in yardım edebileceğini düşündüm. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Of course, Babu. You're one of our own. | Elbette Babu. Bizden birisin sonuçta. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I have a song stuck in my head for months. | Aylardır kafama takılan bir şarkı var. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Since I went to the movies with my wife, | Karımla film izlemeye gittiğimden beri sürekli bu şarkıyı duyuyorum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
It's driving me nut. | Beni çıldırtıyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
That's called an earworm. | Onun adı kulak solucanı. Çalışmaya değer bir rahatsızlık. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Here. Fill out this paperwork. | Al. Bu kağıtları doldur. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
This is Mark Brady. | Mark Brady. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
He was struck by lightning. | Kendisine şimşek çarpmış. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Beautiful. Thank you. | Çok güzel. Teşekkürler. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You were struck by lightning? | Şimşek mi çarptı? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Yes. Before that, I was tone deaf. | Evet. Ondan önce ton sağırıydım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
He hated music. | Müzikten nefret ederdi. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
But after the lightning strike, | Ama şimşek çarpmasından sonra keman dinlemeye takıntılı oldum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Soon after that, he started lessons, | Ondan kısa bir süre sonra keman dersleri almaya başladı ve çok hızlı öğrendi. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
My teacher said I was too old to be a prodigy, | Öğretmenim dahi olmak için yaşlı olduğumu söyledi ama bana hayran kaldı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I couldn't live without it. | Onsuz yaşayamam. Müzik, hayatımın merkezinde. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Differential. | Farklılaşmış. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Acquired savant syndrome. | Edinilmiş savant sendromu. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Do you know how rare this condition is... | Böyle bir durumun ne kadar nadir olduğunu biliyor musun? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
to acquire a special skill after a brain injury? | Beyin hasarının özel bir yetenek kazandırması durumu. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I once read about a case about a 3 year old | Bir keresinde üç yaşındaki bir çocuğun menenjit geçirdikten sonra... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
who became a musical genius after having meningitis. | ...müzik dehası olmasıyla ilgili bir vaka okumuştum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
There are others. Well, not many. | Başka vakalar da var. Çok değil ama. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
The skill can sometimes be in math | Bu yetenek matematik, resim ve hatta hafıza ile ilgili olabiliyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
What did the lightning strike do? | Şimşek tam ne olarak ne yaptı? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Well, in some way, it... | Bir şekilde beynin kendi kendini yeniden yapılandırmasını sağladı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
This is a fantastic opportunity. | Bu muhteşem bir fırsat. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Lightning strike victims are hard to come by. | Şimşek çarpan vakalar kolay kolay gelmezler. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
And our goal here is to find out | Buradaki amacımız, Bay Brady'nin beyninin hangi kısmının değiştiğini bulmak. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Yep. And to see if we can duplicate them. | Evet. Ayrıca kopyasını çıkarabilir miyiz diye bakmak. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Oh, now I see where you're going. | Ne yapmak istediğini anladım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You want to see if we can administer controlled, safe jolts | Birinin müzik yeteneğini klinik yöntemlerle geliştirebilir miyiz diye görmek istiyorsun. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Bull's eye. Like yours, for instance. | Tam isabet. Mesela seninki. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Yes, I admit it... I would like to be a musical savant. | Evet, itiraf ediyorum. Müzik dehası olmak istiyorum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Who wouldn't? | Kim istemiyor ki? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
It looks quite normal unfortunately. | Ne yazık ki çok normal görünüyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Oh, God. How frustrating. | Tanrım. Çok etkileyici. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
The changes are not visible. | Değişim gözle görülür değil. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
It must be on the neural level. | Değişim sinirlerde olmuş olmalı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
"Lightning can actually modify neural networks, | "Şimşek çarpması sinir ağlarında değişime sebep olarak... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
"providing access to areas of the brain | "...beynin önceden aktif olmayan bazı kısımlarını aktif edebilir. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Okay, so, the lightning opened up a door | Yani şimşek, beyinde önceden kapalı olan bir kapıyı açtı ama... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
And we can't duplicate it. I mean, to get this effect, | Kopyasını da çıkaramayız. Yani böyle bir etkinin altında kalmak için... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
you'd need another lightning strike, | ...şimşek çarpmasına ihtiyacın var. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
which could cause widespread nervous system damage, | Ancak bu da geniş çaplı sinir hasarına... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
personality changes, memory loss. | ...kişilik değişimine ve hafıza kaybına sebep olabilir. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Or kill you. Damn it! | Ya da öldürür. Kahretsin! | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Well, no help for the tone deaf here. | Burada ton sağırlığı için bir çözüm yok. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Propranolol didn't help. | Propranolol işe yaramadı mı? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I I I don't know what to do. | Ne yapacağımı bilmiyorum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Without my wife and my music, | Karım ve müziğim olmadan yaşamanın hiçbir anlamı yok. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Dr. Black will have more ideas. | Dr. Black'ın başka çözümleri olacaktır. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Don't give up. | Sakın vazgeçme. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
All right, just calm down. | Tamam sakin ol. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
This is you. This is what you do. | Sen böylesin işte. Hep böyle davranırsın. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I don't see you for years, | Seni yıllardır görmüyorum ve bir anda habersizce ofisime geliyorsun. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I left messages for you. | Sana mesaj bıraktım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Oh, Jesus Christ. I wrote you a letter. | Yüce İsa. Mektup yazdım. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I I know Joshua tried to talk to you. | Joshua'nın seninle konuşmaya çalıştığını biliyorum. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Kitty... No, don't call me that. | Kitty... Hayır, beni öyle çağırma. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Only two people in the entire world call me that... | Tüm dünyada sadece iki kişi beni öyle çağırırdı. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You and Esme's father. | Sen ve Esme'nin babası. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Don't compare me to Johnny. Why wouldn't I? | Beni, Johnny ile kıyaslama. Nedenmiş o? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You both abandoned me. It seems quite fitting. | İkiniz de beni terk ettiniz. Gayet uygun görünüyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I... all right. I... | Ben... | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Look, w w what... What do you me to say? | Ne söylememi istiyorsun? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
How about "I'm sorry"? | "Üzgünüm" demeye ne dersin? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You're not sorry. You're never sorry. | Üzgün değilsin. Asla üzgün olmadın. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Neither are you. Just one of the many things we have in common. | Sen de olmadın. İkimizin ortak yanlarında sadece biri. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
We don't have anything in common. | Ortak hiçbir yanımız yok bizim. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Why don't you just go? | Neden hemen gitmiyorsun? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
What did you expect? | Ne bekliyorsun ki? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I just thought I'd give it one try. | En azından bir kere şansımı denemeliyim diye düşündüm. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I don't know if you care, but... | Umrunda mı bilmiyorum ama bu durum beni çok üzüyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
Your heart? | Üzüyor mu? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
My heart. | Üzüyor. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
This was your mother's. | Bu annene aitti. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
I think you should have it. | Senin olması gerektiğini düşündüm. | Black Box-1 | 2014 | ![]() |
You're a manipulative bastard. You know that? | Çıkarcı bir pislik olduğunu biliyor musun? | Black Box-1 | 2014 | ![]() |