Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 835
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| That's why a lot of New York buildings from that time | İşte bu yüzden New York'taki o zamandan kalma birçok bina sahibi... | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| 203 apartments full up... some renovated, some not. | 203 dairesi dolu. Bazıları yenilendi, bazıları yenilenmedi. Biraz ondan biraz bundan. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Yeah. Congrats. Uh, we're up on six... me and my wife. | Tebrikler. Karımla ben altıncı katta oturuyoruz. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Nice to meet you. All righty. Here we go. | Tanıştığımıza memnun olduk. Pekâlâ, işte burası. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| It's just... it's... it's a short list. | Çok kısa bir liste. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| And, uh, and s Steve. | ...ve Steve. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Tony, last maintenance report? | Tony, son bakım raporunu verir misin? | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Let her know we're on our way. | Yolda olduğumuzu söyle ona. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| We have some ongoing maintenance issues. | Devam etmekte olan birkaç onarım işimiz var. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I want you to do a full walk through, | Her tarafı dolaşıp onarım gereken yerleri not almanı istiyorum. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Let me know if you need any help. | Yardıma ihtiyacınız olursa haber verin. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I already have someone, but thank you. | Birini görevlendirdim bile ama yine de teşekkürler. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| One of these days, Gavin, | Bir gün seni de benimle birlikte koşmaya götüreceğim Gavin. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| He's a playwright, and I expect a successful one soon. | Kendisi oyun yazarıdır ve çok yakında ondan büyük bir başarı bekliyorum. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Yes, we did meet him. | Evet, onunla tanıştık. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I thought we could invite Henry and Jane. | Ben de Henry ile Jane'i davet edebiliriz diye düşündüm. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Tomorrow night, there's a cocktail party | Yarın gece senfoni hayranları için verilen bir kokteyl var ve... | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Quite a lot, apparently. | Görünüşe göre çok fazla şey var. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| But from what I could see, | Ama görebildiğim kadarıyla ejderhaya benziyordu. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I get the sense that he thinks I'm out of my depth. | Benim bu konularda beceriksiz olduğumu düşünüyor gibi geliyor bana. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| So you're gonna prove to him that you're not, correct? | Yani sen de ona öyle olmadığını kanıtlayacaksın, öyle mi? | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Maybe... | Belki... Belki onu bazı şeyleri korumaya ikna edebilirim. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Mary? | Mary? | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Do you know how hard it was to get this job? I'm screwed. | Bu işi ne kadar zor aldığımı biliyor musun? Mahvoldum ben. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| All right, listen, you have time to find somebody else. | Tamam mı? Başka birini bulmak için zamanın var. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I gotta make some calls. All right. | Birkaç arama yapmam gerekiyor. Tamam. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Well, that's a serious swing. | Çok iyi bir vuruştu. Hiç parasına oynadın mı? | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Always. | Yerinde olsam bunu yaparken dikkatli olurdum. Doğru ya. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Yeah, a actually, I was gonna hit the library | Evet ama ben aslında önce kütüphaneye gidecektim. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| with the bank on my waterfront property. | ...açığa satış teklifi yapmaya çalıştığını duydum. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I hear that the city is not budging | Belediyenin çevre yönetmeliğinden taviz vermediğini duydum. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Yeah. Uh, Gavin, I work for city planning. | Evet. Gavin, ben şehir planlamada çalışıyorum. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| We're in a legal dispute with that property right now. | Şu anda o mülk ile yasal savaş içindeyiz. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| It's highly improper, possibly illegal for me to have | Bay Stone ile irtibat kurmam benim için oldukça uygunsuz... | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| You keep looking at the red one. | Kırmızı elbiseye bakıp duruyorsun. McQueen. Buradaki en iyi elbisedir. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| She, uh, died a long time ago, | Uzun zaman önce öldü. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| in a car accident. | Trafik kazasında. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I got that soy milk you wanted, Lou. | İstediğin soya sütünü aldım Lou. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Had to go to two different grocery stores to find it. | Bunu bulmak için iki farklı markete gitmek zorunda kaldım. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Hey, honey, come meet my new assistant. | Tatlım, gel de yeni asistanımla tanış. Birini mi buldun? | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Brian, this is Alexis. An editor at "Elle" hooked us up. | Brian, bu Alexis. Elle'deki bir editör tanışmamızı sağladı. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Babe, you got 30 minutes to get ready. | Bebeğim, hazırlanmak için 30 dakikan var. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Compare that | Bunu benim çektiğim fotoğrafla karşılaştır. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Oh, my God! I've only got 30 minutes to get ready! | Aman Tanrım! Hazırlanmak için sadece 30 dakikam kalmış! | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Henry? | Henry? Ne? | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| So how'd you find Alexis? | Alexis'i nasıl buldun? | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| You are such a liar, you know that? | Çok kötü bir yalancısın, biliyorsun değil mi? | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Oh, my God! Lou! Hey! | Aman Tanrım! Lou! | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Help! Hey, somebody help! | Yardım edin! Biri yardım etsin! | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I'm sorry. I... | Özür dilerim. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Apparently the, uh, | Görünüşe göre... | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I don't know. I... | Bilmiyorum. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| During the concert, Gavin gave me this... | Konser boyunca Gavin bana o bakışı atıp durdu. Greenpoint'le neden bu kadar ilgileniyorsun? | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Oh, baby, you had a few drinks tonight. | Bebeğim bu gece çok fazla içtin. Normal bu. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Things have been really intense lately... | Son zamanlarda olaylar çok hızlı gelişti. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| meeting the Dorans. | ...Doranlarla tanışmamız. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I mean, it's been wonderful and amazing, too, | Harika ve inanılmazdı ama... | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Are we gonna be okay here? | Burada iyi olacak mıyız? | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| How did you get in here? | İçeri nasıl girdin sen? | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I certainly expected more out of you. | Senden kesinlikle daha fazlasını bekliyordum. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| but you didn't think the price was worth it. | ...ama bedelinin buna değmeyeceğini düşündün. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Henry, did you hear that? | Henry, sesi duydun mu? | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| and Tony said | ...Tony dün gece asansörde bir kaza olduğunu söyledi. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| God. Yeah. | Tanrım. Evet. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| It's fairly boilerplate. | Her şey oldukça açık. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I don't think we'll be quitting, sir. | İşi bırakacağımızı sanmıyorum efendim. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Yeah. You and Olivia have been very, very generous. | Evet. Sen ve Olivia çok cömertsiniz. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I don't think these new plans | Bu yeni planların apartmanın tarzını yeteri kadar koruyacağını sanmıyorum. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| I want the Drake restored to its original glory, | Drake'i kendi şanına yaraşır şekilde yenilemek istiyorum.... | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| Of course. | Elbette. Gavin, çok teşekkür ederim. | 666 Park Avenue-1 | 2012 | |
| You signed a binding contract. | Bağlayıcı sözleşmeyi imzaladın. Şimdi hesaplaşma zamanı. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| Wait. I I don't understand. | Bir dakika. Anlamadım. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| Because I'm the new manager. I'm supposed to get told. | Çünkü ben yeni yöneticiyim. Haberim olması gerekirdi. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| I mean, there's paperwork to fill out, I I I think. | Merhaba? | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| Tony, Barlow's apartment, | Tony, Barlow'un dairesindeki duvarın arkasında kuşlar var. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| Thanks, Tony. I'll take care of it. | Ben Henry Martin bize katıldığın için çok teşekkürler. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| Yeah, uh, my... my grandmother's necklace. | Evet. Büyükannemin kolyesi. Benim için çok değerliydi. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| I'm late. | Geç kaldım, biliyorum. Özür dilerim. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| That's what the Dorans use in their salad dressing. | Doranlar bunu salata sosu olarak kullanıyorlardır. 1 | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| The one about you being attacked by birds? | Kuşlar tarafından saldırıya uğradığını yazdığın mesajı mı? | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| That wasn't an autocorrect mistake? | O, telefonun otomatik düzeltme hatası değil miydi? | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| Uh, Henry, this is Danielle. | Henry, bu Danielle. Apartmanda oturuyor. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| 32 stories tall, just off the West Side highway | Batı Yakası anayolu kenarında, 43. caddede, 32 katlı. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| condos and office space. | Daireler ve ofisler var. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| It's just a steel frame now. | Şimdilik çelik çerçevesi yapıldı sadece. Adamlar finansal zorluklar yaşıyorlar. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| They never tried Internet dating. | İnternetteki arkadaşlık sitelerini denememişler demek ki. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| Henry. | Henry. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| I got 15 minutes to get downtown. | Şehir merkezine gitmek için 15 dakikam var. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| Fine. If you want me to cancel, I will. | Sizin pozisyonunuzdaki birinin birçok düşmanı vardır. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| Yeah. All right. Have a good day. | Evet, tamam. İyi günler. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| 15 calls, same question. | 15 kişi aynı şeyi soruyor. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| Want to take a look? | Bakmak ister misin? | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| It's not on any of the drawings I have. | Burası bendeki hiçbir çizimde yok. Buradaki tuğlalar orijinal yapıdan kalma. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| Oh, my God. There's hundreds of them. | Tanrım. Yüzlerce var. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| Jane, hey. | Jane, selam. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| I I thought I closed those curtains. | Perdeleri kapattığımı sanıyordum. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| It's not a good place to sit alone. | Yalnız oturmak için iyi bir yer değil. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| Uh, so you're, uh, you're feeling better? | Daha iyi hissediyor musun? Daha iyiyim. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| That thing was possessed. | O şey ele geçirilmiş. | 666 Park Avenue-2 | 2012 | |
| I don't know. We have some serious bills. | Bilmiyorum. Bir sürü borcumuz var. | 666 Park Avenue-2 | 2012 |