Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8807
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I think we should have a passage on Christian values in our platform. | Düşündüm de, makul bir merkez partisi olarak... Düşündüm de, makul bir merkez partisi olarak... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
What does that tattoo say? | İşçi Partisi, Yeşiller, Birlik Partisi,.. Her yıl binlerce Danimarkalı kadın göğüs kanserine yakalanıyor... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
He's worked ever since to make amends. It shouldn't. | Hayır. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Jørgen Steen Andersen. Hello. Hi. | Jorgen Steen Andersen. Merhaba. Jorgen Steen Andersen. Merhaba. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
I don't know how much street cred it lends to a political commentator... | ...bunun yasalaşmasına yardım etmiş olmayacak mısınız? | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
What's this for? | Svend Age? Anladığım kadarıyla seçim klibiniz hazır değilmiş. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Her name's Parvin, she's from Iran and a fifth year law student. | Adı Pervin, kendisi İranlı ve hukuk öğrencisi, beşinci sınıfta. Adı Pervin, kendisi İranlı ve hukuk öğrencisi, beşinci sınıfta. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
So does Aisha Nagrawi. That's why she wasn't re elected. | Kanalın yüzü oldu gerçekten. Bununla gurur duymalısın. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
There are those who'd say our vision wasn't quite clear yet. | Ama yasağın onlara faydası olmaz. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
And our bank would also love to have New Democrats as a customer. | Sonunda da çok ilginç bir sav sundu. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
I've got everything ready. | Erik, sen ne diyordun? | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Here are the account details and credit cards. | Orta Yol için neyin en iyi olduğuna lider olarak ben karar veririm. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
And power and heating. Yes. | Nasıl olup da Kruse gibi birinin arkasında yer alabilirsin. Nasıl olup da Kruse gibi birinin arkasında yer alabilirsin. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
It looks awesome. Great. | ...Afganlar ülke yönetimini devralmaya hazır değiller. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
He didn't make any demands. | Neyse, Liberallere haber gönderdim. Bazılarımızın... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Sum up the state of the financial sector for us, please. | Öncelikle finans dünyasının genel bir tablosunu rica ediyorum. Öncelikle finans dünyasının genel bir tablosunu rica ediyorum. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Southern Europe is threatened by national bankruptcy. | Güney Avrupa'nın büyük kısmında hâlâ devlet iflasın eşiğinde. Güney Avrupa'nın büyük kısmında hâlâ devlet iflasın eşiğinde. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Yes. | ...milyoner vergisini de onaylamış oluyorsunuz? | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Man, she's good. Ulrik is having a hard time keeping up. | Hayır, sanmam. Bazı kültürlerde... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Policies are formed in the tension field between realities, idealism | Parti politikaları gerçekler, idealizm... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
But 45 seconds in, you lose me. Why? | Güle güle anne. Hoşça kal canım. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
it doesn't help your vague narrative that all we can think | Kilolu olan mı? Evet. Ben değil, sen söyledin. Kilolu olan mı? Evet. Ben değil, sen söyledin. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
I'm talking about the message. Her message quenches all hope. | İzin verilmekten ziyade göz yumulan insanlarız. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
She's telling the truth. | Birgitte Nyborg'tan bahsediyoruz. Dinle Johansen. Beni tanırsın. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
to let viewers think life might be worth living? | İyi bir gün, müşterinin bol olduğu gündür. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Want me to find someone else? I'll tell my staff it's your idea. | Orta Yol'dan en farklı olduğumuz alanları vurgulamalıyız. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Just don't let them think you aren't the master in your own house. | Helene, beş yıl fahişelik yaptım ve bana muazzam zararları oldu. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Sounds appalling, but lucky for us. | Resmen rezalet. Ama bizim için talih bu. Resmen rezalet. Ama bizim için talih bu. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Great idea. | Bazıları defalarca yapıyor diyelim... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Well, I'll call you back then. Thank you for coming in today. | O rakamlarda ne yanlışlık vardı? | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
You're twisting our platform. | Ama aksi halde, bizi inanmadığımız görüşleri benimsemeye zorluyorsun. Ama aksi halde, bizi inanmadığımız görüşleri benimsemeye zorluyorsun. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
But we can't sell out to big business, before we've won over the voters. | Geçen yılki 1300 üyeden 400'ü tekrarmış. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Whatever happened to your sense of humour? | Espri bile yapamayacak kadar doğrucu mu oldunuz? Espri bile yapamayacak kadar doğrucu mu oldunuz? | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Can't we tell it like it is? | Gerçekleri söyleyemeyecek miyiz artık? O noktaya mı geldik? Gerçekleri söyleyemeyecek miyiz artık? O noktaya mı geldik? | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Did you talk Nadia through the integration issues? | Katrine, Nadia'yla entegrasyon konusunu konuştunuz mu? Katrine, Nadia'yla entegrasyon konusunu konuştunuz mu? | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
No one really knew what he meant. | Senin var işte. Beni kovsan bile söylerim. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Many people made the mistake of thinking he meant the same as them. | Ama akla ister istemez şu soru geliyor: Biz de onu özledik mi? | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
No, thanks. Are you okay? | Var olma sebebimiz söz konusu... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Great. How do you feel about the immigrant policy | İçeri gönder. Peki. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
There are sandwiches on the table. Three different kinds. | Büyük masada sandviçler var. Üç çeşit. Büyük masada sandviçler var. Üç çeşit. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Nadia would have done okay. Stop it. Nete will do fine. | Öyle mi? Berbat görünüyor, değil mi? | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Doesn't Benedikte have a point in calling you and your party naive? | Benedikte haksız mı? Siz ve Yeni Demokratlar... Benedikte haksız mı? Siz ve Yeni Demokratlar... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
We want them to become part of society. | Ama bu, ülkeye kimleri aldığımız meselesinden ziyade... Ama bu, ülkeye kimleri aldığımız meselesinden ziyade... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
The rhetoric is extremely important. | O yüzden söylemlerimiz burada çok büyük rol oynuyor. O yüzden söylemlerimiz burada çok büyük rol oynuyor. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
You think the tone of the debate hampers integration? | Yani bu tartışmanın bakış açısı entegrasyonu engelliyor mu? Yani bu tartışmanın bakış açısı entegrasyonu engelliyor mu? | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
I don't like it | Evet. Örneğin hoşuma gitmeyen bir şey var. Benedikte salı günü... Evet. Örneğin hoşuma gitmeyen bir şey var. Benedikte salı günü... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
when Nedergaard visits a domestic violence centre for immigrant women | ...şiddet kurbanı göçmen kadınların kaldığı bir barınağa gitti. ...şiddet kurbanı göçmen kadınların kaldığı bir barınağa gitti. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
just because it's a great photo opportunity. | Onlarla fotoğraf çektirirken her şey iyiydi, hoştu... Onlarla fotoğraf çektirirken her şey iyiydi, hoştu... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
And the day after, she posts a picture on Facebook of a 13 year old boy | ...ama ertesi gün, partisinin Facebook sayfasına 13 yasında bir çocuğun... O kadar kötü değil canım. ...ama ertesi gün, partisinin Facebook sayfasına 13 yasında bir çocuğun... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
who's called her names in a harmless e mail. | ...resmini yükledi. Çocuk, ona bazı kötü sözler söyleyen... ...resmini yükledi. Çocuk, ona bazı kötü sözler söyleyen... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Let me finish. Your profile has 24,000 fans. | O sayfanın 24 bin takipçisi var. Ve Benedikte Nedergaard... O sayfanın 24 bin takipçisi var. Ve Benedikte Nedergaard... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Nedergaard's caption to that photo was the boy's parents' address | ...o resmin altına çocuğun ailesinin adresini de yazmış... ...o resmin altına çocuğun ailesinin adresini de yazmış... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
and the question: "Do we want more of his kind?" | ve "Böylelerini hâlâ istiyor muyuz?" diye yazmış. ve "Böylelerini hâlâ istiyor muyuz?" diye yazmış. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
So when you ask the new do gooder who promotes bad integration | Danimarka Krallığı'nda yanlış entegrasyonu savunan... Danimarka Krallığı'nda yanlış entegrasyonu savunan... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
All right! She must've listened to us. | Aferin. Bizi dinlemiş herhalde. Aferin. Bizi dinlemiş herhalde. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Alex, you're going to love this. I found a new commentator. | Alex. Bugün çok iyi bir şeyle geldim. İş haberleri için yeni bir yorumcu. Alex. Bugün çok iyi bir şeyle geldim. İş haberleri için yeni bir yorumcu. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
She's ultra cool. | Müthiş bir kız. Çok da zeki üstelik. Müthiş bir kız. Çok da zeki üstelik. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Got anything for me? A complaint. | Sende de bir şey mi var? Bir şikayet. Sende de bir şey mi var? Bir şikayet. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Eight of your staff have complained because you fired Nadia Barazani. | Ekibinden sekiz kişi seni bir yöneticiye tek ağızdan... Ekibinden sekiz kişi seni bir yöneticiye tek ağızdan... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
But that's absurd. | Düpedüz saçmalık bu. Düpedüz saçmalık bu. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
I don't know what went wrong, but when I receive a complaint | Neler oldu bilmiyorum. Ama ırkçılık suçlamaları içeren... Neler oldu bilmiyorum. Ama ırkçılık suçlamaları içeren... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
with allegations of racism, that worries me. | ...üstelik de yazılı bir şikayet aldığım zaman çok endişelenirim. ...üstelik de yazılı bir şikayet aldığım zaman çok endişelenirim. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
It's blown out of proportion, Alex. | Bir bardak suda fırtına bu, Alex. Çok abartıyorlar. Bir bardak suda fırtına bu, Alex. Çok abartıyorlar. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Consider yourself lucky your staff and Nadia didn't go to the press. | Ne çalışanların, ne de Nadia Baranzani... Ne çalışanların, ne de Nadia Baranzani... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Let's agree that you used that expression first. | "Pakistanlı felaket tellalı" ifadesini ilk önce kendinin... İşimi iyi yapıyorum. Müşterilerim mutlu. "Pakistanlı felaket tellalı" ifadesini ilk önce kendinin... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
What I say to you confidentially | ...benimle konuşurken kullandığını kabul ediyorsun herhalde? ...benimle konuşurken kullandığını kabul ediyorsun herhalde? | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
and what you give as a reason are two very different things. | Gelebilmene sevindim Erik. Torben, benim sana özelimde söylediğim bir sözle... Gelebilmene sevindim Erik. Torben, benim sana özelimde söylediğim bir sözle... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
We have to work on your leadership style. | İşi idare etme tarzın üstünde çalışmamız gerek. İşi idare etme tarzın üstünde çalışmamız gerek. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Because of this? Among other things. | Bu olay yüzünden mi? Kısmen, evet. Bu olay yüzünden mi? Kısmen, evet. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
You and I are going to see a lot more of each other. | Bu da birbirimizi çok sık göreceğiz demek. Bu da birbirimizi çok sık göreceğiz demek. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
To what end? Finding a new version of Torben. | Tam olarak ne demek bu? Torben'i yenileyeceğiz. Tam olarak ne demek bu? Torben'i yenileyeceğiz. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
It's badly needed. | Çünkü buna çok ihtiyaç var. Çünkü buna çok ihtiyaç var. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Torben... Not now. | Torben... Şimdi olmaz. Torben... Şimdi olmaz. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Hi, Kasper. Hi, Torben. | Merhaba Kasper. Merhaba Torben. Merhaba Kasper. Merhaba Torben. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Did we schedule a meeting? Oh no. | Toplantımız mı vardı? Hayır, yoktu. Toplantımız mı vardı? Hayır, yoktu. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
I just want to go over a minor detail with you. | Ama küçük bir ayrıntıyı sana da danışmak istedim. Ama küçük bir ayrıntıyı sana da danışmak istedim. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
A lot of the others like the idea. You may not be ready for the party. | Birçok kişiyle konuştum, fena fikir değil diyorlar. Birçok kişiyle konuştum, fena fikir değil diyorlar. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Did you read my memo on state regulation of the financial market? | Birgitte! Gelecekte finans piyasalarının devlet kontrolünde... Birgitte! Gelecekte finans piyasalarının devlet kontrolünde... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
I skimmed it, Hasse, and we need to go over a few issues. | Okudum ama hâlâ üzerinden geçilmesi gereken noktalar var. Daha sonra... Okudum ama hâlâ üzerinden geçilmesi gereken noktalar var. Daha sonra... | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Round up the others for a talk. | Diğerlerini de toplasana. Diğerlerini de toplasana. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Conference room? Broom closet. | Odada mı? O küçük dolapta. Odada mı? O küçük dolapta. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
First I'd like to commend Nete on her TV performance. Impressive. | Öncelikle Nete'yi kutlamak istiyorum. Dün ekranda çok başarılı bir iş çıkardı. Öncelikle Nete'yi kutlamak istiyorum. Dün ekranda çok başarılı bir iş çıkardı. Kızmaya başladı. Baksanıza, yerinde duramıyor. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Sharp and straight to the point. | Çok net, düz ve seriydi. Evet. Çok net, düz ve seriydi. Evet. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
I gathered you because we need to enter a new phase. | Şu anda bizi çok zorlayacak bir dönemden geçiyoruz. Şu anda bizi çok zorlayacak bir dönemden geçiyoruz. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
It's time to do political work and put the summer camp glee behind us. | O yüzden yaz rehavetini artık aşmış olmamız gerekiyor O yüzden yaz rehavetini artık aşmış olmamız gerekiyor | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
We need to collect membership fees. | Bir gelir kaynağı lazım. Bunu da üyeliklerle sağlayabiliriz. Bir gelir kaynağı lazım. Bunu da üyeliklerle sağlayabiliriz. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
I propose DKK300. Too cheap. | Yılda 300 kron diye düşündüm. Bu çok az. Yılda 300 kron diye düşündüm. Bu çok az. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
No, too expensive. Sounds about right then. | Bence de çok fazla. Ama yöntem doğru. En azından bunda anlaştık. Bence de çok fazla. Ama yöntem doğru. En azından bunda anlaştık. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
We need to define who we are, and what we stand for. | Biz kimiz, amacımız ne, iyi bilelim. Biz kimiz, amacımız ne, iyi bilelim. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
After that we'll find out who's with us and who's against us. | Yanımızda kim var, karşımızda kim var bunları hep iyi bilmek zorundayız. Yanımızda kim var, karşımızda kim var bunları hep iyi bilmek zorundayız. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
This party can't be a club where everyone's welcome any longer. | Bu parti artık kapıları herkese açık bir gece kulübü olamaz. Bu parti artık kapıları herkese açık bir gece kulübü olamaz. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Hello! | Merhaba! Dinler misiniz? Merhaba! Dinler misiniz? | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Now, please direct your attention to our big notice board. | Ve şimdi dikkatinizi arkadaki büyük panoya vermenizi rica ediyorum. Ve şimdi dikkatinizi arkadaki büyük panoya vermenizi rica ediyorum. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
In many ways, our party resembles that notice board. | Bu parti benim için pek çok ayrı yönden o panoya çok benziyor. Bu parti benim için pek çok ayrı yönden o panoya çok benziyor. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
You could even say that right now our party is that notice board. | Hatta partinin tamamen o panodan ibaret olduğunu bile rahatça söyleyebilirim. Hatta partinin tamamen o panodan ibaret olduğunu bile rahatça söyleyebilirim. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
Have any of you actually read what's on it? | Ama üstünde ne yazdığını herkes okudu mu gerçekten merak ediyorum. Ama üstünde ne yazdığını herkes okudu mu gerçekten merak ediyorum. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
I have. I read it from A to Z last night. | Ben okudum. Dün gece ona yaklaştım ve üstünde ne var ne yok okudum. Ben okudum. Dün gece ona yaklaştım ve üstünde ne var ne yok okudum. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
What a lot of hopes and illusions. | Bir sürü insanın umutları. Ve bir sürü illüzyon. Bir sürü insanın umutları. Ve bir sürü illüzyon. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
I read that the party is in favour of a green environment. | Partimiz için daha yeşil bir çevreye hizmet etmesi gerekiyor diyenler. Partimiz için daha yeşil bir çevreye hizmet etmesi gerekiyor diyenler. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |
But we also want to liberalize agriculture. | Diğer yandan tarıma da mutlaka ağırlık vermemiz gerektiğine inananlar. Diğer yandan tarıma da mutlaka ağırlık vermemiz gerektiğine inananlar. | Borgen-1 | 2010 | ![]() |