Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 884
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| That's it. That's it. | İşte böyle. İşte böyle. İşte böyle, işte böyle. Geçti, aferin sana, aferin. | 71-1 | 2014 | |
| You're all right. Good man, good man. | İyisin, iyisin. Aferin sana. | 71-1 | 2014 | |
| Good lad. That's it, that's it. | Aferin sana, işte böyle. | 71-1 | 2014 | |
| No, no, no, no! Ssh! | Hayır, hayır... Hayır, hayır, hayır! | 71-1 | 2014 | |
| Quiet! Ssh! | Sessiz ol. | 71-1 | 2014 | |
| It's OK, it's OK, it's OK, it's OK, it's OK, it's OK. | Geçti, geçti, geçti! | 71-1 | 2014 | |
| Da, I can't do it. It's OK. | Baba, tutamıyorum. Geçti. | 71-1 | 2014 | |
| Don't look. Don't look. | Bakma, bakma. | 71-1 | 2014 | |
| Lean on him. Put your weight on him. | Yat üstüne. Ağırlığını ver. Yüklen ona, tüm ağırlığını ver. | 71-1 | 2014 | |
| I'm trying, I'm trying, I'm... Put your weight on him! | Deniyorum, deniyorum... Tüm ağırlığını ver! | 71-1 | 2014 | |
| That's it, OK. | İşte böyle. | 71-1 | 2014 | |
| That's it. | İşte bu. İşte böyle. | 71-1 | 2014 | |
| It's OK. OK. | Geçti. Tamam. | 71-1 | 2014 | |
| Fucking hell. It's OK, it's OK. | Amına koyayım. Geçti, geçti. | 71-1 | 2014 | |
| You're OK, you're OK. | İyisin, yok bir şey. Çok iyi gidiyorsun. İyisin, iyisin. Harikasın, geçti. | 71-1 | 2014 | |
| It's OK, it's OK. | Geçti, geçti. | 71-1 | 2014 | |
| It's OK, it's OK, it's OK. | Geçti, geçti, geçti. | 71-1 | 2014 | |
| You're doing great. | Gayet iyisin. Harikasın, geçti. | 71-1 | 2014 | |
| Well, look, if he is dead, it's problem solved, innit? | Eğer asker öldüyse, ortada sorun da kalmıyor, değil mi? | 71-1 | 2014 | |
| Let's hope so. | Öyle umalım. Öyle mi umalım? | 71-1 | 2014 | |
| What if he's not dead, Sergeant? | Ya ölmediyse, çavuş. Ne olacak o zaman. Ya ölmemişse, Çavuş? O zaman? | 71-1 | 2014 | |
| So we've got to fucking find out if he is dead. | Yani ölü olup olmadığını çözmemiz lazım. | 71-1 | 2014 | |
| Not now, Lieutenant, we're busy. | Şimdi olmaz, Teğmen. Meşgulüz. Şu anda olmaz, Teğmen, meşgulüz. | 71-1 | 2014 | |
| I wondered if you could help. We are busy. | Yardım edebilir misiniz acaba? Meşgulüz. | 71-1 | 2014 | |
| I do understand that, sir. | Bunu anlıyorum efendim. Neden dışarıda onu aramıyorsunuz? | 71-1 | 2014 | |
| What? Why aren't you out looking for him? | Ne? Neden onu aramıyorsunuz? Ne? Neden dışarıda onu aramıyorsunuz? | 71-1 | 2014 | |
| Who? Hook. Private Hook. | Kimi? Hook'u. Er Hook'u. | 71-1 | 2014 | |
| You probably know where they'd take him. Don't you fucking dare! | Onu nereye götürdüklerini biliyorsunuzdur. Ne cüretle böyle konuşuyorsun! Onu nereye götürdüklerini biliyorsunuzdur. Bu ne cüret! | 71-1 | 2014 | |
| I'm your fucking senior officer. | Ben senin üstünüm. Doğru dur karşımda. Ben senin kıdemli subayınım! Dik dur lan karşımda! | 71-1 | 2014 | |
| You need to learn to control your men, Lieutenant. | Adamlarınızı idare etmeyi öğrenmelisiniz, Teğmen. Adamlarını kontrol etmeyi öğrenmelisin, Teğmen. | 71-1 | 2014 | |
| I am not here to clear up your fucking mistakes. | Sizin pisliklerinizi temizlemek için burada değilim ben. Sizin pisliğinizi temizlemek için burada değilim ben. | 71-1 | 2014 | |
| I'm asking for your help. | Yardımınızı istiyorum. Yardımınızı istiyorum. | 71-1 | 2014 | |
| There you go. There's my help. | Al bakalım. Benim yardımım bu kadar. Al, benim yardımım bu. | 71-1 | 2014 | |
| Is he dead? We do not know. | Ölmüş mü? Bilmiyoruz. Öldü mü o? Bilmiyoruz. | 71-1 | 2014 | |
| The situation is confused to say the least. | Bunu söyleyebilmek için ortam fazla karışık. Durum karışık, tek bildiğimiz bu. Şimdi sakıncası yoksa, yapacak işlerimiz var. | 71-1 | 2014 | |
| Now, if you do not mind, we have work to do. | Şimdi, izin verirseniz, yapmamız gereken işler var. | 71-1 | 2014 | |
| Off you go. | Çıkın. | 71-1 | 2014 | |
| It's a fucking mess, Sergeant. | İşler çok fena karıştı, Çavuş. Çok fena. | 71-1 | 2014 | |
| You been in the Army for long? | Uzun zamandır mı ordudasın? Uzun süredir Orduda mısın? Hayır. | 71-1 | 2014 | |
| I was in the Army myself. | Ben de Ordudaydım. | 71-1 | 2014 | |
| Medic. | ...sıhhiyeciydim. Doktordum. | 71-1 | 2014 | |
| 20 years. | 20 yıl boyunca. 20 yıl. | 71-1 | 2014 | |
| Posh cunts telling thick cunts to kill poor cunts. | Havalı götler... Güçlü götlere... Zayıf götleri öldürmesini söyler. Sosyetik amcıklar, olgun amcıklara zavallı amcıkları öldürmesini söylüyor. | 71-1 | 2014 | |
| That's the Army for you. | Ordu budur işte. | 71-1 | 2014 | |
| It's all a lie. | Hepsi yalan. Hepsi bir yalan. | 71-1 | 2014 | |
| They don't care about you. | Sen umurlarında olmazsın. | 71-1 | 2014 | |
| You're just a piece of meat to them. | Bir et parçasından ibaretsin onların gözünde. | 71-1 | 2014 | |
| Piece of meat. | Bir et parçası. Bir et parçası. | 71-1 | 2014 | |
| Get yourself some rest, son. | Biraz dinlen, evlat. Dinlen biraz, evlat. | 71-1 | 2014 | |
| Come on. | Gel. Gel hadi. | 71-1 | 2014 | |
| D'you want me to go and get Quinn? | Quinn'i getirmemi ister misin? Gidip Quinn'i getireyim mi? Hayır. | 71-1 | 2014 | |
| What are we going to do, then? | Ne yapacağız peki? Ne yapacağız o zaman? | 71-1 | 2014 | |
| I'll make a phone call. | Gidip telefon edeceğim. Birini arayacağım. | 71-1 | 2014 | |
| And you stay here. Don't answer the door to anyone. | Sen burada kal ve kapıyı kimseye açma. | 71-1 | 2014 | |
| I've got to go now. You need to rest. | Gitmem gerekiyor. Dinlenmelisin. | 71-1 | 2014 | |
| I've got to get back to the barracks. | Kışlaya dönmem gerek. | 71-1 | 2014 | |
| It's too dangerous just now. There's rioting. | Şu anda çok tehlikeli. Ayaklanma var. | 71-1 | 2014 | |
| Careful, careful. | Dikkat et, dikkat et. | 71-1 | 2014 | |
| Here, lie down. | Hadi, uzan. | 71-1 | 2014 | |
| It's still bleeding here. | Hâlâ kanaman var. Hala kanaman var. | 71-1 | 2014 | |
| Thank you. | Sağol. Teşekkürler. | 71-1 | 2014 | |
| Do you like David Bowie? | David Bowie sever misin? David Bowie sever misin? | 71-1 | 2014 | |
| Do you not like him? | Sevmez misin? Sevmez misin? | 71-1 | 2014 | |
| He's all right. | İyidir. Biraz kızlara göre aslında, değil mi? İdare eder de, kızlara göre herhalde, değil mi? | 71-1 | 2014 | |
| Is this your first time away? | İlk kez mi evden uzaktasın? İlk defa mı ayrıldın evden? Evet. | 71-1 | 2014 | |
| Have you got a girlfriend back home? | Bekleyen sevgilin var mı? Evde bir sevgilin var mı? Hayır. | 71-1 | 2014 | |
| Where is it you're from? | Nerelisin? Derbyshire. | 71-1 | 2014 | |
| Got cousins in Nottingham. | Nottingham'da kuzenlerim var. | 71-1 | 2014 | |
| What? | Ne oldu? Ne oldu? | 71-1 | 2014 | |
| It's just Derby and Nottingham don't really get on. | Derbyliler ve Nottinghamlılar pek geçinemez. Derby ve Nottingham pek anlaşamaz da. Nedenmiş o? | 71-1 | 2014 | |
| And why is that? | Neden? | 71-1 | 2014 | |
| I don't know really. | Ben de bilmiyorum aslında. Bilmiyorum cidden. | 71-1 | 2014 | |
| Don't worry, it's just my da. | Merak etme. Babam geldi. | 71-1 | 2014 | |
| Come on, you, concentrate. | Haydi ama konsantre ol. Çok sıkıcı. Hadi, konsantre ol. Çok sıkıcı. | 71-1 | 2014 | |
| I know it's boring but you've got to stick in. | Sıkıcı olduğunun farkındayım ama yapman gerekiyor. Sıkıcı olduğunu biliyorum ama odaklanmalısın. | 71-1 | 2014 | |
| Get the guns. | Silahları getir. | 71-1 | 2014 | |
| What's going on, Sean? | Neler oluyor, Sean? Neler oluyor, Sean? | 71-1 | 2014 | |
| Stay there. | Orada kal. Burada kal | 71-1 | 2014 | |
| Sean, get back here. | Sean, geri gel buraya. Sean, geri gel. | 71-1 | 2014 | |
| Where are you going? | Nereye gidiyorsun? Nereye gidiyorsun? | 71-1 | 2014 | |
| Sean. | Sean. | 71-1 | 2014 | |
| Thought he was one of yours. | Sizinkilerden birisi sanırım. Seninkilerden biri olduğunu düşündüm. | 71-1 | 2014 | |
| Fuck's sake, Eamon. | Tanrı aşkına, Eamon. Amına koyayım, Eamon. | 71-1 | 2014 | |
| Everybody's looking for him. I didn't know he was a soldier. | Herkes onu arıyor. Asker olduğunu bilmiyordum. Herkes onu arıyor. Asker olduğunu bilmiyordum. | 71-1 | 2014 | |
| Right, I'll handle this, Brigid. All right? | Ben hallederim, Brigid. Tamam mı? Bunu ben halledeceğim, Brigid. Tamam mı? | 71-1 | 2014 | |
| We don't want involved in this. We are involved. | Bu işe karışmak istemiyoruz. Karıştık bile. Bu işe dahil olmak istemiyoruz. Olduk zaten. | 71-1 | 2014 | |
| He can't stay here. Right, I won't be long. | Burada kalamaz. Tamam, hemen dönerim. | 71-1 | 2014 | |
| We should have called Quinn. No. | Quinn'i aramalıyız. Olmaz. Quinn'i aramalıydık. Hayır. | 71-1 | 2014 | |
| It's his district now. | Burası artık onun bölgesi. Burası onun yetki bölgesi. Eğer birisi bir İngilizce yardım ettiğimizi öğrenirse... | 71-1 | 2014 | |
| If anybody finds out he's a Brit and we're helping him... | Eğer birisi onun İngiliz olduğunu ve ona yardım ettiğimizi öğrenirse... | 71-1 | 2014 | |
| I'm going to go and get Quinn. You can't, Brigid. | Quinn'e haber vereceğim. Olmaz, Brigid. | 71-1 | 2014 | |
| There's no talking to these young lads. | Bu gençlerle konuşulmaz. O genç baylarla konuşamazsın. Onlara söylersen, onu öldürürler. | 71-1 | 2014 | |
| You understand that? | Anlasana. Anladın mı? | 71-1 | 2014 | |
| Just leave it to Boyle, he'll sort it out. | Boyle'a bırak. O halleder. Boyle'a bırak, o çözer bu işi. | 71-1 | 2014 | |
| Where's Boyle? He's at Divis Flats. | Boyle nerede? Divis Blokları'nda. | 71-1 | 2014 | |
| Eamon McCarthy's. | Eamon McCarthy'lerin evinde. | 71-1 | 2014 | |
| Sir. | Efendim. Efendim. Bu kayıp askerim Hook'la mı ilgili? | 71-1 | 2014 | |
| Does this concern my missing soldier, Hook? | Kayıp askerim Hook'la mı ilgili? | 71-1 | 2014 | |
| It does, doesn't it? We'll come with you. | Onunla ilgili değil mi? Sizinle geliyoruz. Öyle, değil mi? Sizinle geliyoruz. | 71-1 | 2014 | |
| Not possible. You'll need back up. | Mümkün değil. Desteğe ihtiyacınız olacak. Hayatta olmaz. Desteğe ihtiyacınız olacak. | 71-1 | 2014 |