Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 9000
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You're all right. Ah hoo hoo hoo! | İyisiniz. Ah hoo hoo hoo! Tamami iyisin. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Hell, yeah. Up yours, Badlands. | kahretsin, evet. Sokayım sana, kötü topraklar. Al bakalım, kötü arazi. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
This calls for a celebration. | Kutlama zamanı. Bu kutlama içindi. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Ah! Now I can die a happy man. | Ah! şimdi mutlu bir adam olarak ölebilirim. Artık mutlu ölebilirim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
[ bullet ricochets ] Aah! | Aah! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
DRIFTER: Jack, get the guns. | Jack, silahları al. Jack, silahları ver. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Just go around and get the rest of the six pack. | Oraya git ve biranın geri kalanlarını getir. Oraya git ve kalan biraları getir. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
DRIFTER: Shh. You and beer. | Shh. sen ve biran. Sen ve biran. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Well, I'll be damned. | Lanet olsun. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: Who is it? Headhunters? Gypsies? What? | Kimmiş? kelle avcıları mı? Çingeneler mi? Ne? Kimmiş o? Çingeneler mi? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, it's a gypsy, all right. | Evet, Bir çingene, doğru. Evet bu kesinlikle bir çingene. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
[ bullet ricochets ] Shit. | Kahretsin. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
It's Mary. Shit. | Mary Bu. Bok. Bu Mary. Lanet olsun. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Okay, 600 yards. | Tamam, 600 yards. Tamam, 900 metre. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
That's what, the nine iron? | Ne bu, 9 numarayı mı vereyim? Ne yani, demir dokuzlu mu? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
No, I had a better idea. | Hayır, Daha iyi bir fikrim var. Hayır, daha iyi bir fikrim var. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: What you doing? | Ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Drifter, she's gonna take you down. | Drifter, seni vuracak. Drifter, o kadın seni öldürür. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Oh, what are you doing? | Oh, ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Mary! I'm done running. | Mary! kaçmaktan bıktım. Mary! Kaçmaktan bıktım. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I'm not gonna fight you anymore. 1 | Artık seninle savaşmayacağım. Seninle daha fazla dövüşmeyeceğim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Are you gonna come down here and talk, | Buraya gelip benimle konuşacakmısın, Buraya gelir konuşur musun... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
or you just gonna keep knocking dirt on my boots? | yada botlarımı kirletmeye mi devam edeceksin? ...yoksa çizmelerime toz sıçratmaya devam mı edeceksin? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Hey, sorry about your car. | Hey, araban için üzgünüm. Araba için üzgünüm. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I didn't know. I just crossed a few | Bilmiyordum. sadece birkaç Bilmiyordum, sadece ben... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Ack! | Ahh! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Hey, hey, take it easy, man. | Hey, hey, sakin ol, adamım. Sakin ol, kadın. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Jimbo, what did I say would happen if I ever saw you again? | Jimbo, ben sana seni bir daha görürsem ne olacak dedim? Jimbo, seni bir daha görürsem ne olur demiştim? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You ain't still raw about that Texas job, are you? | Hala Texas işi için kızgın değilsin değil mi? Texas işi için hala kızgınsın değil mi? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Listen, your beef's with me. Leave him out of this. | Dinle, Bifteğin bende. Onu bu işe karıştırma. Sorunun benimle, adamı rahat bırak. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
And you are a dead man. | Sen ölü bir adamsın. Ve sen ölü bir adamsın. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Oh, just stop it. | Kesin artık şunu. Haydi kes şunu. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Just stop it. | Kesin şunu. Sana kes dedim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I am sick of all the guns | Silahlardan bıktım Bütün bu silahlardan bıktım... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
and the Badlands and gypsies trying to eat us! | ve kötü topraklardan, Çingenelerin bizi yemeye kalkmasından! ...ve kötü araziden ve bizi yemeye çalışan çingenelerden! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
MARY: You were captured by gypsies? | Sizi çingeneler mi yakaladı? Sizi onlar mı yakaladı? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Yes, we were captured by gypsies, | Evet,bizi çingeneler yakaladı, Evet, bizi onlar yakaladı. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
and they tortured the hell out of this guy, | ve bu herifin canını çıkardılar, Bu adama işgence yaptılar... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
and he never gave you up. | ama asla seni ele vermedi. ...ama o seni ele vermedi. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
'Cause you know why? | Niye biliyormusun. Neden biliyor musun? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
For some fucked up reason, he loves you. | Sikik bir sebepten dolayı, Seni seviyor. Çünkü herhangi bir sebepten dolayı, seni seviyor. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
And she could have shot you, like, a million times | Ve bu kız istese seni milyon kez vurabilirdi. O da seni seviyor, kaç kez vurabilirdi ama vurmadı. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
and she didn't, | ama yapmadı, | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
'cause she loves you. | çünkü seni seviyor. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
So can you quit acting like children? | Artık çocuk gibi davranmayı bırakın? Artık çocuk gibi davranmayı keser misiniz? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
We hired Jimbo to take us to the Council | Jimbo'yu bizi konseye götürmesi için kiraladık. Jimbo'yu bizi Konseye götürsün diye tutduk. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
so Drifter can talk to the Judges. | Drifter yargıçlarla konuşabilsin diye. Böylece Drifter yargıçlarla konuşacak. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You'll never get past the Council Guard. | Konsey muhafızlarını asla geçemezsiniz. Konsey muhafızını asla geçemezsin. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I told you that. | Bunu size söylemiştim. Sana söylemiştim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
He's gonna do this his way, okay? | Bunu onun yöntemiyle yapacağız, tamam mı? Kendi yöntemiyle yapacak, tamam mı? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
After everything he's done for the people, | insanlar için yaptığı bunca şeyden sonra, İnsanlar için bütün yaptıklarından sonra,... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
he's earned the right to face the Judges. | yargıçları görmeyi hakketti. ...yargıçlarla yüzleşmeyi hak etti. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
And you're welcome to come with us. | Eğer bizimle gelmek istiyorsan gelebilirsin. İstersen bizimle gelebilirsin. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Listen, I'm the one with the bounty on my head. | Dinle, Başına ödül konan benim. Dinleyin, kellesine para konulan benim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
There's no reason for any of you to get mixed up in my mess. | Hiçbirinizin bu pisliğe bulaşmasına gerek yok. Sizin bu olaya karışmanıza hiç gerek yok. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: It's not your choice. | Bu senin seçimin değil. Tercih senin değil. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
It's ours. | Bizim. Tercih bizim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
MARY: [ sighs ] How you gonna find it? | Nasıl bulacaksın? Onu nasıl bulacaksın? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
All right. If we're gonna see this through to the end, | Tamamdır. Bu işin sonuna kadar gideceksek, Tamam, bunu sonuna kadar götürebileceksek, haydi gidelim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
we're gonna take it the whole way. | tamamını gideceğiz. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
And I promise you everything'll make sense | Ve size söz veriyorum, Yemin ederim, Konseye vardığımızda her şey anlam kazanacak. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
when we get to the Council. | konseye vardığımızda herşeyi anlayacaksınız.. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I'll follow you as far as the Council building, | Sizi konsey binasına kadar izleyeceğim, Seni Konsey binasına kadar izlerim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
and when they find you guilty, | ve seni suçlu bulduklarında, Seni suçlu bulduklarında... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
it's gonna be me who puts a bullet in your head. | kafana kurşunu sıkan ben olacağım. ...kafana kurşunu da ben sıkarım. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Sounds like a play. | iyi bir oyuna benziyor. Güzel bir plan. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
It's better than your stupid knife in my spleen. | Dalağıma giren aptal bıçağından daha iyi. Karnıma bıçak sokmaktan daha iyİ. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
That's not funny. | Hiç komik değildi. Hiç komik değil. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, it's kind of funny. | Bence, biraz komik. Aslında biraz komik. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Let's do this! | Haydi yapalım şunu! Haydi gidelim! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Two weeks. | İki hafta. İki hafta olmuş. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JIMBO: We missed one hell of a party. | Harika bir partiyi kaçırmışız. Harika bir partiyi kaçırmışız. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: I only see Council Guard. | sadece konsey muhafızları var. Sadece Konsey muhafızı var. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Where are the dead guys from the other side? | Diğer tarafın ölüleri nerede? Diğer tarafın ölüleri nerede? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JIMBO: They must have dragged 'em away after. | Yanlarında götürmüş olmalılar. Onları daha sonra içeri çekmişler. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: Well, who who do you think did this? | Peki, sence bunu kim yaptı? Sence bunu kim yaptı? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
It was an army of Yellow Ties. | "Sarı kravatlılar"ın ordusu. Sarı Kravatlılar ordusu. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Second Sun. | ikinci Güneş. İkinci Güneş. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
That's why they were celebrating. | Bu yüzden kutlama yapıyorlardı. Demek onda kutluyorlardı. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
DRIFTER: Mary, wait! | Mary, bekle! Mary, bekle! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JIMBO: Oh, man. | Oh, adamım. Tanrım. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
DRIFTER: When I saw my warrant, | Arannıyor ilanımı görünce, Ölüm emrimi gördüğümde,... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I knew there was something wrong. | Birşeylerin ters gittiğini anladım. ...bir şeyleri ters gideceğini biliyorum. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I just had to see it for myself. | Ama kendi gözlerimle görmem gerekiyordu. Kendim görmek istedim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: How'd you know? | Nereden biliyordun? Nereden anladın? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
The Council already knew about my past. | Konsey zaten geçmişimi biliyordu. Konsey geçmişimi zaten biliyordu. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
It didn't make any sense for them to issue a warrant after all these years. | Onca seneden sonra arama kararı çıkartmaları mantıksızdı. Bunca sene sonra ödül koymaları mantıklı gelmedi. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You knew the Judges? | Yargıçları tanıyormuydun? Yargıçları tanıyor muydun? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, they tracked me down | Evet, beni takip ediyorlardı Evet, beni son büyük şehir yandığında buldular. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
after the last of the great cities burned. | büyük şehirlerin sonuncusuda yanmıştı. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
By the time they found me, | Beni bulduklarında, Beni buldukları ana kadar,... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I'd already killed two of my old business partners. | çoktan iki eski iş ortağımı öldürmüştüm. ...eski iş ortaklarımdan ikisini öldürmüştüm. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: Why'd you kill 'em? | Niye öldürdün onları? Neden onları öldürdün? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
DRIFTER: My company built planes, | Åirketim uçak yapardı, Şirketim uçaklar yapıyordu. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
and after the crash, my partners betrayed me | ve çöküşten sonra, ortaklarım bana ihanet etti. Çöküşten sonra ortaklarım bana ihanet etti. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
and sold out to the corporate militias. | Ve şirketi militanlarına sattılar. Şirketi milislere sattılar. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
They took over my plant and started building bombers for the war. | Onlarda fabrikamda savaş için bombarduman uçağı ürettiler. Tesisi elimden alıp, savaş için bombardıman uçakları yaptılar. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Whenever I heard news of a city being annihilated, | Ne zaman bir şehrin yok edildiği haberi duysam Ne zaman bir şehrin yerle bir olduğunu duysam,... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I knew the plane that delivered the bombs | Biliyordum ki bombayı taşıyan uçakların ...uçakların üstünde adımın yazdığını biliyordum. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
likely had my name on it. | üzerinde benim adım vardı. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |