Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 908
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
That makes a girl feel real special. | Bu, bir kızı çok özel hissettiriyor gerçekten. | 88-1 | 2015 | ![]() |
I've done a lot of things I'm not proud of. | Gurur duymadığım çok şey yaptım ben. | 88-1 | 2015 | ![]() |
But you have to believe I want to repent. | Ama tövbe etmek istediğime inanmalısın. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Lies. | Yalanlar. | 88-1 | 2015 | ![]() |
All the shit that went down with Dakota was fucked. | Dakota boku yediğinde her şey kötüye gitti. | 88-1 | 2015 | ![]() |
She OD'd. | Aşırı dozdan öldü. | 88-1 | 2015 | ![]() |
But everything else... | Ama her şey bir tarafa... | 88-1 | 2015 | ![]() |
I was drunk. I was high, I was strung out. | Sarhoştum, kafam iyiydi... | 88-1 | 2015 | ![]() |
What we got goes deeper than that, Gwenny. | Ama biz bundan çok daha derin bir şey yaşadık Gwenny. Bizdeki şey bundan daha derine gidiyor, Gwenny. | 88-1 | 2015 | ![]() |
I want to make amends. | Bunu telafi etmek istiyorum. Özür dilemek istiyorum. | 88-1 | 2015 | ![]() |
You killed Aster. | Aster'i öldürdün. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Gwenny, honey. | Gwenny, tatlım. | 88-1 | 2015 | ![]() |
I never liked Aster. In fact, I loathed him trying to take you away from me. | Aster'ı hiç sevmemiştim. Hatta seni benden uzaklara... Aster'i öldürmedim. Seni benden uzak tutmaya çalıştığı için nefret ettim ondan. | 88-1 | 2015 | ![]() |
But I never killed him. | Ama onu öldürmedim. | 88-1 | 2015 | ![]() |
After all this. After all this shit, | Bunca şeyden sonra, bunca olan şeyden sonra... Her şeyden sonra, bütün bunlardan sonra... | 88-1 | 2015 | ![]() |
you're just going to sit there and keep lying | ...orada oturup yüzüme karşı yalan söylemeye... ...orada oturuyorsun ve... | 88-1 | 2015 | ![]() |
straight into my fucking face? | ...yüzüme bakarak yalan söylemeye devam mı ediyorsun? | 88-1 | 2015 | ![]() |
If you have one ounce of compassion left in your in your fucking soul... | Senin lanet olası kalbinde bir gram merhamet bile yok mu? Eğer o sikik ruhunda bir gram merhamet kaldıysa... | 88-1 | 2015 | ![]() |
Jessop! | Jessop! Evet? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Twenty years, Jessop's been my right hand man. | Jessop 20 yıldır benim sağ kolumdu. 20 yıldır Jessop benim sağ kolumdu. | 88-1 | 2015 | ![]() |
But when push comes to shove, I can still do that. | Ama harekete geçmem gerekirse bunu yine de yaparım. Ama bıçak kemiğe dayandığında bunu hala yapabilirim. | 88-1 | 2015 | ![]() |
'Cause me and him don't have what you and I got. | Çünkü onunla aramda olan şey, seninle benim aramda olan şey gibi değildi. Çünkü ben ve ondan, sen ve bende olan yok. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Loyalty, Gwenny. | Sadakat, Gwenny. | 88-1 | 2015 | ![]() |
That's our bond. | Bizim bağımız buydu. Bizim bağımız bu. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Be honest. | Dürüst ol. Kafan ne kadar kıyak? Dürüst ol. | 88-1 | 2015 | ![]() |
What kinda dope you on? | Neyin kafasındasın? | 88-1 | 2015 | ![]() |
You know I don't touch that shit. | Öyle şeyler kullanmadığımı biliyorsun. O şeye dokunmadığımı biliyorsun. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Nobody acts the way you've been acting without being on something. | Kafası kıyak olmayan biri senin davrandığın gibi davranamaz. Sus! Kimse bir şeyin kafasında olmadan senin davrandığın gibi davranamaz. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Stop! | Sus! | 88-1 | 2015 | ![]() |
Why did you run off after Aster? I was looking right at you. | Neden Aster'ın peşinden gittin? Ben seni arıyordum. Aster'dan sonra neden kaçtın? Gözlerinin içine bakıyordum. | 88-1 | 2015 | ![]() |
You're fucking lying! I know you're lying! | Yalan söylüyorsun lan! Biliyorum bunu! | 88-1 | 2015 | ![]() |
You... You drugged me. | Bana uyuşturucu verdin. Bana... bana uyuşturucu verdin. | 88-1 | 2015 | ![]() |
To set me up! So you could pin all your fucking shit on me! | Bana tuzak kurdun! Bütün bunları suçu benim üzerime yıkmak için yaptın! Beni ayartmak için! Böylece tüm pisliğini üstüme yıkabilecektin! | 88-1 | 2015 | ![]() |
I know how you work, Cyrus. I have seen you do it, like, a hundred times before! | Senin neler yaptığını biliyorum Cyrus. Daha önce 100'lerce kez yaptıklarını gördüm! Senin nasıl çalıştığını biliyorum, Cyrus. Bunu yaparken seni 100 kez gördüm. | 88-1 | 2015 | ![]() |
You fuck. | Şerefsiz herif. İbne seni. | 88-1 | 2015 | ![]() |
You actually don't remember what happened? | Gerçekten neler olduğunu hatırlamıyor musun? Cidden neler olduğunu hatırlamıyor musun? | 88-1 | 2015 | ![]() |
No. | Hayır. Ne hatırlıyorsun? Hayır. | 88-1 | 2015 | ![]() |
What do you remember? | Ne hatırlıyorsun? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Jessop! We have a situation! The fucking bitch is dead. | Jessop! Bir sorunumuz var! Lanet olası sürtük ölmüş! Jessop! Bir sorunumuz var! Bu amına koyduğum öldü. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Gwen! What are you doing here? | Gwen! Burada ne işin var? Gwen! Burada ne yapıyorsun sen? | 88-1 | 2015 | ![]() |
I came in early. | Erken gelmiştim. Erken geldim. | 88-1 | 2015 | ![]() |
I wasn't here! | Ben burada değildim. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Gwenny! This ain't what it looks like! | Gwenny! Göründüğü gibi değil! | 88-1 | 2015 | ![]() |
I remember you just lost it. | Kafayı yediğini görmüştüm. | 88-1 | 2015 | ![]() |
I wanted to run. | Kaçmak istedim. | 88-1 | 2015 | ![]() |
I guess I thought I needed to help you. | Sana yardım etmeyi düşündüm sanırım. Ama sana yardım etmeliyim diye düşündüm. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Just one more time. | Son bir defa daha. Son bir kez. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Then I heard something. | Sonra bir şey duydum. Sonra bir şeyler duydum. | 88-1 | 2015 | ![]() |
We gotta deal with this girl, boss. | Kızın icabına bakmalıyız patron. Kes sesini Charlie! Kızın icabına bakmalıyız, patron. Kapat çeneni, Charlie! | 88-1 | 2015 | ![]() |
Gwenny's good, Cyrus. We can trust her. | Gwenny sağlamdır Cyrus. Ona güvenebiliriz. Bundan çok daha kötülerine şahit oldu. Gwenny iyi kızdır, Cyrus. Ona güvenebiliriz. | 88-1 | 2015 | ![]() |
She's seen tons of shit worse than this. | Bundan bin kat kötülerini gördü. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, Gwenny's tight. | Evet, Gwenny sağlamdır. | 88-1 | 2015 | ![]() |
I wouldn't be too sure, boss. | Ben o kadar emin değilim, patron. | 88-1 | 2015 | ![]() |
I'd say she's become expendable. | Bence gözden çıkarılabilir olacak. Aynen öyle. Kız bence artık harcanabilir. Haklısın. | 88-1 | 2015 | ![]() |
She and that asshole boyfriend of hers | Lanet olası erkek arkadaşı onu aleyhime kışkırtır ve onu sonsuza dek kaybederim. O ve ibne sevgilisi... | 88-1 | 2015 | ![]() |
will use this against me and I'll lose her forever. | ...bunu bana karşı kullanacak ve onu sonsuza dek kaybedeceğim. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Gwenny's mine! She always has been, always will be. | Gwenny benimdir! Her zaman benimdi, her zaman da benim olacak. Gwenny benim! Hep benimdi, ve öyle olacak! | 88-1 | 2015 | ![]() |
We have to fix this! | Bunu düzeltmemiz gerek! İkisini de öldürün! Bu durumu düzeltmeliyiz! | 88-1 | 2015 | ![]() |
Don't just stand there! | Orada öyle durmayın! Gwen'i yakalayın! Dikilmeyin burada! | 88-1 | 2015 | ![]() |
Gwen! Get her! | Gwen! Yakalayın onu! | 88-1 | 2015 | ![]() |
You're not ready to let me leave. | Beni bırakmaya hazır değildin. Benim gitmeme hazır değildin. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Aster was going to take me away. | Aster beni senden uzaklara götürecekti. Aster beni götürecekti. | 88-1 | 2015 | ![]() |
You killed him. | Onu sen öldürdün. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Come out with your hands up. | Ellerin yukarıda dışarıya çık. Etrafın sarıldı. Elleriniz yukarıda dışarı çıkın, etrafınız sarıldı. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Cyrus, we know you're in there. | Cyrus, içeride olduğunu biliyoruz. Cyrus, içeride olduğunu biliyoruz. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Fuck me. | Ha siktir! Amına koyayım. | 88-1 | 2015 | ![]() |
You got a number, Winks? | Sende numarası var mı Winks? Numaran var mı, Winks? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Hurry up. I have a call to make. | Acele et. Aramam gereken bir yer var. Acele et, birini aramalıyım. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Why do you need to know where Cyrus is? | Cyrus'un nerede olduğunu neden öğrenmek istiyorsun? Cyrus'un yerini neden öğrenmen gerekiyor? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Are you gonna make things go back to normal? | Her şeyi eski haline mi döndüreceksin? Onun gibi bir şey. İşleri normale mi döndüreceksin? | 88-1 | 2015 | ![]() |
You're gonna hurt him, aren't you? | Onun canını yakacaksın değil mi? Ona zarar vereceksin, değil mi? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Oh, Gwen, your hand looks so bad. | Gwen, elin berbat durumda. Nerede? Ah, Gwen, elin kötü görünüyor. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Look, I can't just go telling you all this stuff. | Bak, sana öylece her şeyi anlatamam. Bak, sana bu şeyleri öylece söyleyemem. | 88-1 | 2015 | ![]() |
If Cyrus found out, he'd kill me. | Eğer Cyrus öğrenirse öldürür beni. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Not if I kill him first. | İlk ben onu öldürürsem öldüremez. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Cyrus is like family to you. | Cyrus senin ailen gibiydi. Cyrus senin ailen gibi. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Who do you think fucked up my hand? | Elim nasıl bu hale geldi sanıyorsun? Elimi kim sikti sanıyorsun? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Winks! | Winks! | 88-1 | 2015 | ![]() |
Ginette's Diner, off Route 79. Tomorrow, 9:00 a. m. | Ginette Restoranı, 79. Güzergâhın dışında. Yarın, 9:00'da. | 88-1 | 2015 | ![]() |
He's picking up a shipment from the chef. | Şeften bir teslimat alacak. Aşçının birinden bir parti alacak. | 88-1 | 2015 | ![]() |
This is Cyrus' number one supplier, so he always does a face to face. | Bu adam Cyrus'un bir numaralı tedarikçisi, bu yüzden hep yüz yüze görüşürler. Bu, Cyrus'un bir numaralı tedarikçisi, her zaman görüşmeleri yüz yüze yapar. | 88-1 | 2015 | ![]() |
It's a respect thing. | Saygı olayı. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Everything goes down in the shed, out back the kitchen. | Teslimat arkada, mutfağın orada gerçekleşiyor. Her şey, mutfağın arkasına atılıyor. | 88-1 | 2015 | ![]() |
You wouldn't be lying to me, now? | Bana yalan söylemiyorsundur değil mi? Bana yalan söylemiyorsundur, değil mi? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Of course not. You're my best friend. | Tabii söylemiyorum, sen en iyi arkadaşımsın. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Please don't kill him, Gwen. | Lütfen onu öldürme Gwen. Bu hiçbir şeyi değiştirmez. Lütfen onu öldürme, Gwen. | 88-1 | 2015 | ![]() |
It's not going to change anything. | Bu hiçbir şeyi değiştirmez. | 88-1 | 2015 | ![]() |
You're going to make everything worse than it already is. | Her şeyi şu an olandan daha da kötü bir hale sokarsın. Her şey, şimdikinden daha kötü yaparsın. | 88-1 | 2015 | ![]() |
He killed Aster. | O Aster'ı öldürdü. O Aster'i öldürdü. Hayır, bu doğru değil. | 88-1 | 2015 | ![]() |
No, no, that's not right. | Hayır, bu doğru değil. Evet, doğru. Hayır, doğru değil. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Yes, it is. No, it ain't. | Evet, doğru. Değil. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Yes, it is. Enough is enough! | Öldürdü. Bu kadar yeter! | 88-1 | 2015 | ![]() |
You're not right. | Yanılıyorsun. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Fuck you. | Siktir lan. | 88-1 | 2015 | ![]() |
You need a doctor. I'll take you. | Seni doktora götüreceğim. | 88-1 | 2015 | ![]() |
What's going on? | Neler oluyor? Neler oluyor? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Oh, fuck, Flamingo! | Siktir Flamingo! Amına koyayım ya Flamingo! | 88-1 | 2015 | ![]() |
He seemed like a good kid, you know, and you said you were just going to talk. | İyi bir çocuğa benziyordu ayrıca sen sadece onunla konuşacağım demiştin. İyi bir çocuk gibi görünüyordu ve sadece konuşacağını söylemiştin. | 88-1 | 2015 | ![]() |
He was calling the cops. Jesus Christ. | Polisi arıyordu. Aman Tanrım. Polisleri arıyordu. Tanrım. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Well, what about the intel? Ginette's, 9:00 a. m. | İstihbarat neymiş? Ginette's, sabah 9'da. Ya bilgi? Ginette, 9:00. | 88-1 | 2015 | ![]() |