• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 985

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
We are inspiring you. Sana ilham vermeye çalışıyoruz 90210-1 2008 info-icon
This is your dream. Bu senin rüyan 90210-1 2008 info-icon
Come on, how many times have you done pilates Hadi ama, "Fight for California" şarkısı çalarken 90210-1 2008 info-icon
to the CU fight song? kaç defa "pilates" yapmıştın hatırlasana 90210-1 2008 info-icon
Who cares. I'm done with pilates forever. Kimin umrunda, bundan sonra sonsuza dek pilates yapmıycam 90210-1 2008 info-icon
Why, because some jaded college counselor Nedenmiş o, yaşlı ve bıkkın bir kolej danışmanı 90210-1 2008 info-icon
said you won't get in here? Californiya Ü.'ne giremiyceksin dedi diyemi? 90210-1 2008 info-icon
Come o you are not a quitter. Yapma ama, sen öyle hemen vazgeçen birisi değilsin 90210-1 2008 info-icon
Yeah, when have you ever taken no for an answer? Evet, ne zaman "hayır"ı bir cevap olarak kabul ettin? 90210-1 2008 info-icon
This morning, at the coffee shop. Bu sabah, kahve dükkanında... 90210-1 2008 info-icon
They were out of soy. ...kahveleri bitmişti 90210-1 2008 info-icon
Well, you should have made them get more. Senin onlara tekrar kahve yaptırtman gerekirdi 90210-1 2008 info-icon
Because that's who you are. Yeah. Hayır bu doğru. Çünkü sen busun Evet 90210-1 2008 info-icon
Remember at Hermès when the saleslady said Hermes Mağazasındaki satıcı bayanın, senin istemiş olduğun 90210-1 2008 info-icon
they were all sold out of the Birkin bag you wanted? "Birkin Çanta"larının hepsinin satıldığını söylediği zaman 90210-1 2008 info-icon
What'd you do? ne yapmıştın hatırladın mı? 90210-1 2008 info-icon
I called the regional manager, Mağazanın bölge müdürünü arayıp çantaları istediğimi söyledim, 90210-1 2008 info-icon
demanded they have the salesgirl fired. onlarda satıcı bayanı kovdu 90210-1 2008 info-icon
Exactly. Aynen öyle 90210-1 2008 info-icon
And then what happened? Sonra ne oldu? 90210-1 2008 info-icon
They tracked down the bag. Çanta siparişimin peşine düştüler 90210-1 2008 info-icon
And? sonra 90210-1 2008 info-icon
And I bought two sonra bende iki tane aldım; 90210-1 2008 info-icon
the blue calfskin, the brown crocodile. biri mavi, dana derisinden diğeri de kahverengi, timsah derisinden 90210-1 2008 info-icon
That's right, because you are Naomi Clark. Aynen öyle, çünkü sen Naomi Clark'sın 90210-1 2008 info-icon
When somebody says you can't have something, Ne zaman birisi sana herhangi birşeyi elde edemiyeceğini söylerse, 90210-1 2008 info-icon
you try to get them fired. onları kovdurmaya çalışırsın 90210-1 2008 info-icon
Which, for the record, I do have a problem with, Bilesiniz diye söylüyorum benim böyle bir sorunum var, 90210-1 2008 info-icon
but you don't, so it doesn't matter. ama senin yok, bu yüzden önemli değil 90210-1 2008 info-icon
You go after İstediğin şeyin peşinden git 90210-1 2008 info-icon
what you want and you don't take no for an answer. ve "hayır"ı cevap olarak kabul etme 90210-1 2008 info-icon
What the...?! N'oluyo bee...??? 90210-1 2008 info-icon
MAN: Sorry about that. Afedersin 90210-1 2008 info-icon
You have a good arm. Kol kası çalışıyorsun galiba 90210-1 2008 info-icon
(laughs) Ben sanmıyo... 90210-1 2008 info-icon
You're right. You're right! Haklısınız haklısınız! 90210-1 2008 info-icon
I'm not going to let some college counselor, Uzun çoraplarının altında ayak bileğine bilezik takan Ve bana sürekli ne kadar büyük bir hayal kırıklığı olduğumu hatırlatırdı. 90210-1 2008 info-icon
who wears an ankle bracelet under her stockings, bir kolej danışmanının, yoluma çıkmasına 90210-1 2008 info-icon
get in my way. izin vermiycem 90210-1 2008 info-icon
I just have to find a way to get into CU. Ben sadece Californiya Ü.'ne girmek için bir yol bulmalıyım 90210-1 2008 info-icon
And I will. ve bulacağımda 90210-1 2008 info-icon
Awesome. That's what we want to hear. Harika Bizimde duymak istediğimiz işte bu 90210-1 2008 info-icon
I'm wearing sweatpants! Pijama giymişim! 90210-1 2008 info-icon
The only thing that would make me happier right now Şu anda beni daha mutlu edecek tek bir şey varsa, 90210-1 2008 info-icon
is if you had a refrigerator right by your bed. o da yatağının yanında bir buzdolabının olmasıdır 90210-1 2008 info-icon
With a pot roast inside. içinde bir tabak rosto ile 90210-1 2008 info-icon
I'm so famished. Acayip acıktım 90210-1 2008 info-icon
But I'm thinking more like Ama ben daha çok 90210-1 2008 info-icon
fried chicken and waffles. kızarmış tavuk ve gözlemeleri düşünüyorum 90210-1 2008 info-icon
Yeah. Oh, yeah! Sadece kahve. Tamamiylen sana ait, güven bana. Öylemi? Evet! 90210-1 2008 info-icon
Oh, shoot. Kahretsin 90210-1 2008 info-icon
I forgot to tell you something. Sana birşey söylemeyi unuttum 90210-1 2008 info-icon
Say you have Roscoe's in your book bag, Kafanda neler saklıyorsun sert erkeğim benim, (Roscoe: sert erkek anlamında) 90210-1 2008 info-icon
and all is forgiven. olsun affettim gitti 90210-1 2008 info-icon
No, but it is about food. Hayır hayır, bu yemekle ilgili bir konu 90210-1 2008 info-icon
It's about dinner actually. Aslına bakarsan akşam yemeğiyle ilgili 90210-1 2008 info-icon
Uh... Yeah? Kanseri ne zaman buldular? 90210-1 2008 info-icon
Teddy asked us to double date Ben... Ben sadece amcan için, Teddy yanında getireceği bir kızla, 90210-1 2008 info-icon
with him and some chick. iki çift olarak randevuya gidelimmi diye sordu 90210-1 2008 info-icon
What? No. Ne? Olmaz 90210-1 2008 info-icon
No. I don't want to double date. Hayır, Ben öyle bir randevuya gitmek istemiyorum 90210-1 2008 info-icon
Why not? Neden peki? 90210-1 2008 info-icon
I would rather just be with you alone. Seninle yanlız olmayı tercih ederim 90210-1 2008 info-icon
Well, yeah, me, too, but he already asked. Yani,bende yanlız olmayı tercih ederim de, sormuş bulundu bir kere 90210-1 2008 info-icon
Okay, so just say no. Olabilir, sende hayır de! 90210-1 2008 info-icon
I already told him yes. Evet dedim ama, 90210-1 2008 info-icon
He wants to impress a girl. Getireceği kızı etkilemek istiyor 90210-1 2008 info-icon
Come on, he asked me for a favor. Hadi ama, benden bir iyilik istedi 90210-1 2008 info-icon
I want to help him out. Bende O'na yardım etmek istiyorum 90210-1 2008 info-icon
It's one night. What's the big deal? Bir gece dışarı çıkacağız Bunda bu kadar büyütülecek ne var ki? 90210-1 2008 info-icon
Okay, fine. Peki, tamam o zaman 90210-1 2008 info-icon
RYAN: What are you doing? Ne yapıyorsun? 90210-1 2008 info-icon
You were supposed to give me back my phone, Bana telefonumu geri vermen gerekiyordu, 90210-1 2008 info-icon
but you weren't here, so... ama sen burda yoktun, bende... 90210-1 2008 info-icon
So you just started going through my desk? Sende çekmecelerimi karıştırmaya başladın öylemi? 90210-1 2008 info-icon
My phone's got important stuff on it. Telefonumda önemli şeyler kayıtlı, 90210-1 2008 info-icon
Stuff that can't get erased. silinmemesi gereken şeyler 90210-1 2008 info-icon
You just got yourself a week's detention. Şu anda bir haftalık alkonulma cezası aldın 90210-1 2008 info-icon
All right, move. tamam mı, hadi bakalım 90210-1 2008 info-icon
Away. ikile... 90210-1 2008 info-icon
That is so unfair. Ama bu haksızlık 90210-1 2008 info-icon
I wouldn't have had to go through your desk Burada olsaydın, çekmecelerini karıştırmak 90210-1 2008 info-icon
If you'd been here... zorunda kalmıycaktım... 90210-1 2008 info-icon
You had to? You didn't have to do anything, Liam. Neyi... Öyle mi? Hiçbirşey yapmak zorunda değildin, Liam. 90210-1 2008 info-icon
You shouldn't have taken Öncelikli olarak, senin benden 90210-1 2008 info-icon
my phone from me in the first place. telefonumu almaman gerekirdi 90210-1 2008 info-icon
You know what, let's make it ten days of detention. What is this about? Ne yapalım biliyormusun, şu alıkonulma cezasını on güne çıkaralım Bunu neden yapıyorsun? 90210-1 2008 info-icon
Is it because I didn't enter your stupid contest? ...arasında bağ vardır Lenore. Yoksa senin şu aptal yarışmana katılmak istemedim diyemi? 90210-1 2008 info-icon
Excuse me? Pardon! 90210-1 2008 info-icon
Why are you being such an a...? That's it, man. Neden bir pislik gibi dav...? Benden bu kadar 90210-1 2008 info-icon
I am sick of your attitude problem. Senin bu davranış sorunlarından bıktım 90210-1 2008 info-icon
You know your parents told the school to call Biliyormusun ailen, bu yıl seninle ilgili 90210-1 2008 info-icon
if we had any problems with you this year. bir sorun yaşarsak onları aramamızı istedi 90210-1 2008 info-icon
Wait, wait, what? Pekala. bir dakka bir dakka, Ne? 90210-1 2008 info-icon
And this qualifies. İşte bu son yaptığın onları aramamız için yeterli 90210-1 2008 info-icon
So we're all going to have a little sit down. Öyleyse ikimizde sakinleşip oturalım 90210-1 2008 info-icon
No, look, I'll just... I'll take the detention. Hayır hayır, bak cezayı kabul ediyorum 90210-1 2008 info-icon
Yeah, I'm sorry. Üzgünüm... 90210-1 2008 info-icon
It's too late. ...artık çok geç 90210-1 2008 info-icon
You don't understand. Anlamıyorsun ama 90210-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 980
  • 981
  • 982
  • 983
  • 984
  • 985
  • 986
  • 987
  • 988
  • 989
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim