• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 986

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
My stepdad is a jerk. Üvey babam pisliğin tekidir 90210-1 2008 info-icon
Everybody's a jerk, right? Your stepdad, me. Sana göre herkes pislik yani! Üvey baban, ben 90210-1 2008 info-icon
Well, I got a thought for you, Liam. Sana bir düşüncemi söyleyeyimmi, Liam. 90210-1 2008 info-icon
Maybe we're not the problem, okay? Belki sorun bizde değildir, ne dersin? Belki sorun sendedir 90210-1 2008 info-icon
Hey, you. Selamm 90210-1 2008 info-icon
What's going on? N'oluyor burda? 90210-1 2008 info-icon
What does it look like? Neye benziyor? 90210-1 2008 info-icon
I'm studying to get into CU. California Ü.'ne girmek için ders çalışıyorum 90210-1 2008 info-icon
That's awesome. İşte bu harika 90210-1 2008 info-icon
Little known fact Bunu daha sonra yapamaz mısın? Sana bilinen bir gerçeği söyliyim; 90210-1 2008 info-icon
huge corollary between studying and raising your grades. ders çalışmanın sonucunda notlarını yükseltebilirsin 90210-1 2008 info-icon
Who said anything about grades? Notlarla ilgili olduğunu kim söyledi? 90210-1 2008 info-icon
I did a little research on the Dean of Admissions. Dekan hakkında küçük bir araştırma yaptım 90210-1 2008 info-icon
Her son goes to CU. Oğlu Californiya Ü.'ne gidiyormuş. 90210-1 2008 info-icon
He's an S.A.T. tutor. "S.A.T." sınavına hazırlayan özel bir öğretmenmiş (S.A.T.; Bizdeki ÖSS benzeri bir sınav) 90210-1 2008 info-icon
So I hired him. Ben de onu işe aldım 90210-1 2008 info-icon
Cool. So you're going to focus on the S.A.T.s? Harika, Yani sen şimdi "S.A.T." sınavına odaklanacaksın öylemi? 90210-1 2008 info-icon
Yeah... no, I'm gonna date the dean's son. Hayıır...Dekan'ın oğluyla randevuya gidicem 90210-1 2008 info-icon
Honestly, Silver, try to keep up. Hadi ama Silver, gerçekçi olalım ne ders çalışması 90210-1 2008 info-icon
Once we start dating, Çıkmaya başladığımız zaman, 90210-1 2008 info-icon
well, he'll take me home to Mom beni annesiyle tanıştıracak... 90210-1 2008 info-icon
naturally I'll charm her instantly. doğal olarak bende annesini bütün çekiciliğimle hemen etkiliycem 90210-1 2008 info-icon
Eventually, En sonunda, 90210-1 2008 info-icon
dear Richard and I will part amicably, Sevgili Richard ve ben dosthane bir şekilde ayrılıcaz... 90210-1 2008 info-icon
but not before the dean and I have forged a lasting bond. ...ama ondan önce Dekan ve ben muhabbeti öyle ilerleticezki... 90210-1 2008 info-icon
The type of bond that will guarantee me a place ...bu samimiyetimiz öyle bir boyuta gelicekki 2011 sonbaharında Californiya Ü.'deki yerim 90210-1 2008 info-icon
at CU in the fall of 2011. garanti olacak 90210-1 2008 info-icon
Wow, Naomi. Waaw Naomi 90210-1 2008 info-icon
Don't you think it's just a little bit easier to Daha kolay bir yöntemi hiç düşündünmü acaba... 90210-1 2008 info-icon
I don't know study? ne biliyim mesela ders çalışmak gibi! 90210-1 2008 info-icon
The key to success is knowing one's strengths. Biraz soğuğa mal olur. Başarılı olmanın anahtarı güçlü olan yönlerinizi bilmenize bağlı 90210-1 2008 info-icon
I am terrible at tests. Sana birşey söylemeliyim. Sınavlarda berbatım... 90210-1 2008 info-icon
But I'm an excellent dater. ...ama randevularda harikayımdır 90210-1 2008 info-icon
Unfortunately, Richard is a bit of a snooze fest. Onun yanında olduğumu göstermem gerek. Ne yazıkki Richard istediklerime ulaşmak için, kısa süreli bir şekerleme gibi olucak 90210-1 2008 info-icon
His Facebook says he's some super environmentalist. Facebook sayfasına şöyle bir baktım süper bir çevreci olduğu yazıyordu 90210-1 2008 info-icon
So I have to read all these Konuşmaya değer ortak bir noktamız olduğunu düşünmesi için... 90210-1 2008 info-icon
global warming books to make him think ...bende bütün bu Küresel Isınma ile ilgili kitapları... 90210-1 2008 info-icon
we have stuff in common. okumaya karar verdim 90210-1 2008 info-icon
Hey, easy on the pours. İçine dökerken dikkatli olsana biraz... 90210-1 2008 info-icon
Seriously, we're in a drought here. ...etrafına taşırdın 90210-1 2008 info-icon
Sounds like I care about the environment, right? Çevreye önem veren birisi gibi gözüküyorum değilmi? 90210-1 2008 info-icon
Please, listen, Lütfen beni bir... 90210-1 2008 info-icon
just hear me out. Dahası var. ...dinlermisin 90210-1 2008 info-icon
All right, and afterwards if you want me to get lost, Söyliyceklerimi dinledikten sonra kaybolmamı istersen... 90210-1 2008 info-icon
I'll get lost. ...kaybolurum, gözüne gözükmem... 90210-1 2008 info-icon
Forever. ...sonsuza dek 90210-1 2008 info-icon
I, uh, bought you a pizza. Gerçek şu ki... Sana pizza getirdim 90210-1 2008 info-icon
'Cause when we met at the pizza parlor çünkü Pizza Salonu'nda tanıştığımız zaman... 90210-1 2008 info-icon
we didn't know each other's ages. ....birbirimizin yaşlarını bilmiyorduk 90210-1 2008 info-icon
All we knew was that we liked each other. Tek bildiğimiz birbirimizden hoşlandığımızdı 90210-1 2008 info-icon
And yes, when I found out that you were older, I lied. ve evet doğrudur, benden yaşlı olduğunu anladığım zaman yalan söyledim 90210-1 2008 info-icon
Which was a really, really stupid thing to do. Bu yaptığım şey gerçekten çok aptalcaydı 90210-1 2008 info-icon
Look, the only reason why I lied, Yalan söylememin tek sebebi; 90210-1 2008 info-icon
was because I couldn't believe that a girl as cool, Dünya üzerinde, senin kadar... 90210-1 2008 info-icon
as down to earth... ...güzel ve havalı bir kızın... 90210-1 2008 info-icon
and as beautiful as you existed. ...var olduğuna inanmamamdı 90210-1 2008 info-icon
But you want to know something? Şunu da söyliyim; 90210-1 2008 info-icon
Although I feel terrible about lying, Yalan söylediğim için kendimi çok kötü hissediyorum 90210-1 2008 info-icon
I'm actually glad I did. Aslına bakarsan bir taraftan da söylediğime sevindim 90210-1 2008 info-icon
Because if I would have told you I was 17, Çünkü sana 17 yaşında olduğumu söyleseydim... 90210-1 2008 info-icon
you would have never gone out with me. ...benimle asla birlikte olmazdın 90210-1 2008 info-icon
So yes, I lied about my age, Evet, yaşım hakkında yalan söyledim, 90210-1 2008 info-icon
but all the things that we talked about, ama konuştuğumuz onca şey, 90210-1 2008 info-icon
everything, all the stuff about how I was feeling, sana karşı olan hislerim... 90210-1 2008 info-icon
how you were feeling, none of that was a lie. ...senin bana karşı olan hislerin, bunların hiçbirisi yalan değildi 90210-1 2008 info-icon
So I'm here because Bu yüzden işte tekrar karşındayım 90210-1 2008 info-icon
I'm hoping maybe we can start over. Belki yeniden başlayabiliriz 90210-1 2008 info-icon
No more lies. Bundan sonra yalan yok 90210-1 2008 info-icon
Just you and me... Sadece sen ve ben... 90210-1 2008 info-icon
and half sausage, half pepperoni. ...birde sosis ve biberli karışık pizza 90210-1 2008 info-icon
Get lost. Kaybol 90210-1 2008 info-icon
"Please come to the meeting tonight. Sıçtım resmen. Neden bilmiyorum, ben... "Lütfen bu akşam tonlatıya gel... 90210-1 2008 info-icon
"I'm speaking. ...konuşma yapıcam... 90210-1 2008 info-icon
"I really want to make things right with us. ...aramızdaki sorunları gerçekten düzeltmek istiyorum... 90210-1 2008 info-icon
Love, Mom." ...seni seviyorum, Annen" 90210-1 2008 info-icon
Wow. Jasper film yapımcılığının dışında neler yapıyorsun? 90210-1 2008 info-icon
Right on the dashboard? Arabanın üstünemi bırakmış? 90210-1 2008 info-icon
Yep. Evet 90210-1 2008 info-icon
So, are you gonna go? Gidecekmisin? 90210-1 2008 info-icon
I have no idea. Hiç bir fikrim yok 90210-1 2008 info-icon
JASPER: You haven't seen Metropolis? Metropolis'i daha görmedinmi? 90210-1 2008 info-icon
That's even more egregious Hayır, yok, tamam mı? Loş ışıkta böyle bir tecrübe 90210-1 2008 info-icon
than your lack of experience with dim sum. yaşaman gerçekten kötü oldu 90210-1 2008 info-icon
Hey, don't I get credit for trying chicken feet? "Tavuk Ayaklarını" yemeye çalışmam bana bir kredi kazandırmıştır herhalde 90210-1 2008 info-icon
Okay, I popped back, like, three of those suckers. Biliyorum. Geri alıyorum, o berbat şeylerden, üç tanesini yemeye çalışmam 90210-1 2008 info-icon
Okay, yeah, you're right. Credit gained. Tamam tamam, haklısın Kredini cepte bil 90210-1 2008 info-icon
And, uh, then it's deducted Ancak Sinema konusundaki bilgisizliğin 90210-1 2008 info-icon
for your staggering cinematic naivete. beni çok şaşırttı 90210-1 2008 info-icon
Ah. And no, Annie, I'm sorry, Öyle mi Kusura bakma Annie ama, 90210-1 2008 info-icon
but Kansas, it's not an excuse. Kansas'ta büyümüş olman mazeret olamaz, 90210-1 2008 info-icon
You've lived in L.A. for, like, a year. Nerdeyse bir yıldır L.A.'de yaşıyorsun 90210-1 2008 info-icon
Well, I guess I've been hanging out in the wrong scene. Sanırım yanlış yerde takılıyorum 90210-1 2008 info-icon
Yeah, no kidding. Evet, çok ciddiyim 90210-1 2008 info-icon
It's gonna blow your mind, Metropolis. Metropolis aklını yerinden oynatacak 90210-1 2008 info-icon
It's huge. It's all about man versus society. Gerçekten çok büyük bir yer, bütün mesele sosyeteye karşı olmakla ilgili 90210-1 2008 info-icon
Big influence on the movie I'm making. Yapmakta olduğum film için çok güzel bir ilham kaynağı 90210-1 2008 info-icon
You're making a movie? Film mi yapıyorsun? 90210-1 2008 info-icon
Oh, yeah, half narrative, Evet, içinde biraz öyküsel... 90210-1 2008 info-icon
half documentary, ...biraz belgesel... 90210-1 2008 info-icon
half really just sick experimental stuff. biraz da deneysel öğeler barındıran bir film 90210-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 981
  • 982
  • 983
  • 984
  • 985
  • 986
  • 987
  • 988
  • 989
  • 990
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim