Search
English Turkish Sentence Translations Page 1003
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Now it's over. | Şimdi her şey bitti. Dostum, üzgünüm. | 90210-1 | 2008 | |
| Hey, it's cool. | Rahat ol. | 90210-1 | 2008 | |
| You know, uh, Sasha sh she's a great girl, | Bilirsin, Sasha... O mükemmel bir kız. | 90210-1 | 2008 | |
| but we just it couldn't work. | Fakat biz sadece... O çabalayamadı. | 90210-1 | 2008 | |
| You a farmer? | Çiftçi misin? Efendim? | 90210-1 | 2008 | |
| Your Halloween costume. | Cadılar bayramı kostümün. Ben kostüm giymedim. | 90210-1 | 2008 | |
| So let me ask you this. | Öyleyse, sana şunu sorayım. | 90210-1 | 2008 | |
| When you say it's over with Sasha, | Sasha'yla bittiğini söylediğinde, | 90210-1 | 2008 | |
| is it over, over, or just over until you see her later | Tamamen mi bitti, yoksa... | 90210-1 | 2008 | |
| for some hot make up sex? | ...ateşli bir seks yapana kadar mı bitti? | 90210-1 | 2008 | |
| No, no, no, it's... it's over, over. | Hayır, hayır, hayır... Tamamen bitti. | 90210-1 | 2008 | |
| Absolutely over. | Kesinlikle bitti. | 90210-1 | 2008 | |
| You know, I'm officially back. | Biliyorsun, tamamen geri döndüm. | 90210-1 | 2008 | |
| He's back. Uh huh. | Geri döndü. | 90210-1 | 2008 | |
| He's back. Yeah. | Geri döndü. Evet. | 90210-1 | 2008 | |
| So my friends and I couldn't decide. | Arkadaşım ve tanımlayamadım. | 90210-1 | 2008 | |
| Are you supposed to be, like, Johnny Depp or a Jonas Brother? | Sizin Johnny Depp ya da Jonas Kardeşler'den biri olmanız gerekiyordu? | 90210-1 | 2008 | |
| Uh, he's a farmer. | O bir çiftçi. Ben çiftçi değilim. Irgat. | 90210-1 | 2008 | |
| Worker on a farm. Whatever, man. | Çiftlik işçisi. Herneyse adamım. | 90210-1 | 2008 | |
| I'm just saying, I wouldn't have come in costume | Ben sadece ben de kostüm giymezdim diyorum... | 90210-1 | 2008 | |
| if I knew you weren't. | ...senin böyle olduğunu bilsem. Ben de kostümlüyüm. | 90210-1 | 2008 | |
| I'm a future C.U. sorority girl. | Ben C.U.'nun gelecekteki hemşiresiyim. | 90210-1 | 2008 | |
| Have you heard from Silver? | Silver'dan bir haber var mı? Gelecek mi? | 90210-1 | 2008 | |
| No, she's still at school finishing that project. | Hayır, hâlâ okulda projesini bitiriyor. | 90210-1 | 2008 | |
| I feel bad. | Kötü oldum. Bizi aşıp aşamadıkları hakkında ne düşünüyorsun? | 90210-1 | 2008 | |
| Yeah, maybe a little. | Evet, belki biraz. | 90210-1 | 2008 | |
| It came from a good place. It was just | O iyi yerlere geldi. Sadece... | 90210-1 | 2008 | |
| it was hard to know how to act or what to say. | nasıl davranacağımı ve ne diyeceğimi bilmek zordu. | 90210-1 | 2008 | |
| I mean, I've never had a friend | Yani, annesi kanserden ölmekte olan bir arkadaşa sahibim. | 90210-1 | 2008 | |
| Silver's mom has cancer? | Biri Brenda'yı çağırsın! Silver'ın annesi kanser mi? | 90210-1 | 2008 | |
| I'm gonna go get some food. | Biraz yiyecek almaya gidiyorum. O gidince dönerim. | 90210-1 | 2008 | |
| Well, does she? | Pekala, öyle mi? | 90210-1 | 2008 | |
| You're Rob Pattinson, right? | Sen Rob Pattinson'sın değil mi? Perdesün üzerinde kalsın. | 90210-1 | 2008 | |
| I could tell 'cause of your messy hair. | Dağınık saçlarının sebebini söyleyebilirim. | 90210-1 | 2008 | |
| I'm not wearing a costume. | Ben kostüm giymedim. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh, after you. | Önce siz buyrun. | 90210-1 | 2008 | |
| What, you decided to come as a gentleman for Halloween or something? | Ne? Siz Cadılar bayramına bir beyefendi olarak mı gelmeye karar verdiniz? | 90210-1 | 2008 | |
| Ivy. | Ivy. | 90210-1 | 2008 | |
| Sorry. I didn't realize it was you. | Affedersin. Senin olduğunu fark edemedim. Biliyorum. Ben de aynı şekilde hissediyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| By all means, cut to the front of the line, | Şüphesiz öne çıktın. Çünkü hile yapmak, senin bir adım öne çıkma yöntemin. | 90210-1 | 2008 | |
| Okay, look, dude, the only reason I said I had a cramp | Ahbap, kramp girdiğini söylememin sebebi senin beni kesmendi. | 90210-1 | 2008 | |
| So let's just say I gave you a taste of your own medicine. | O zaman sana kendi ilacından tattırdım diyebiliriz. | 90210-1 | 2008 | |
| As long as you're comfortable knowing | Uzun bir süre daha kazanamayacağını... | 90210-1 | 2008 | |
| you didn't deserve to win. | ...bildiğin için rahat konumdasın. | 90210-1 | 2008 | |
| I can beat you anytime, anywhere, okay? | Seni her zaman ve her yerde dövebilirim. Anlıyor musun? | 90210-1 | 2008 | |
| You want to bet? | Bahse var mısın? | 90210-1 | 2008 | |
| Game on. | Varım. | 90210-1 | 2008 | |
| This is a suicide competition, | Bu bir intihar yarışması, bunun sadece tek bir kuralı vardır: | 90210-1 | 2008 | |
| first one to wipe out loses. | ilk olarak temizleyen kaybeder. | 90210-1 | 2008 | |
| And as for the loser | Ve kaybedene gelince... Sizin kanınızı içeceğim. | 90210-1 | 2008 | |
| All right, catch some waves. (cheering) | Pekala, birkaç dalga yakalayın. | 90210-1 | 2008 | |
| Let's go, boy. | Hadi git evlat. | 90210-1 | 2008 | |
| My boy! | Adamım! | 90210-1 | 2008 | |
| (laughs): Okay, so... | Tamam, öyleyse... | 90210-1 | 2008 | |
| This is the surprise place you wanted to take me? | Burası, beni elde etmek için getirdiğin sürpriz yer mi? | 90210-1 | 2008 | |
| The beach club? | Plaj klübü mü? | 90210-1 | 2008 | |
| We're here to shoot | Burada filmimin atış sahnesini çekeceğiz. | 90210-1 | 2008 | |
| Are you serious? Mm hmm. | Ciddi misin? | 90210-1 | 2008 | |
| It's scene 11. (giggles): Okay... | Sahne 11. Tamam... | 90210-1 | 2008 | |
| The script. | Senaryo. | 90210-1 | 2008 | |
| Your character she's gonna go | Senin karakterin... Gidip bir araba ödünç alacak. | 90210-1 | 2008 | |
| and, uh, borrow a car, take it for a joyride. | Bunu araba gezisi gibi düşün. Ne? | 90210-1 | 2008 | |
| I'm thinking this Bentley. | Bu Bently diye düşünüyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Um, and by borrow, do you mean steal? | Bu ödünç alma adı altında çalmamı mı söylüyorsun? | 90210-1 | 2008 | |
| No, by borrow, I mean borrow. | Hayır, ödünç alma. Ödünç almayı kastediyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| The valets they always leave the keys | The Valets... Onların anahtarı daima sağ ön lastik tarafındadır. | 90210-1 | 2008 | |
| The party's just getting started, | Sadece parti başlayana kadar... | 90210-1 | 2008 | |
| so nobody's even going to know the difference. | ...bu yüzden kimse fark etmeden gidecek. | 90210-1 | 2008 | |
| Come on, Annie, live a little. | Hadi ama Annie, canlan biraz. Umduğum gibi biri olmadın. | 90210-1 | 2008 | |
| I'm I'm I'm sorry. | Ben, ben, özür dilerim. | 90210-1 | 2008 | |
| I just... No. | Ben sadece... Hayır. | 90210-1 | 2008 | |
| This is just it's what you got to do | Harika bir konserdi değil mi? Evet. Bu sadece... Bunu sadece düşük bütçeli bir film için yapacaksın. | 90210-1 | 2008 | |
| Look, don't you want to make this movie? | Bak, bu filmi yapmak istemiyor musun? | 90210-1 | 2008 | |
| Yes, yes, but... | Evet, istiyorum fakat... | 90210-1 | 2008 | |
| Remember, you're my muse, babe. | Hatırlasana, sen benim ilham perimsin, bebeğim. | 90210-1 | 2008 | |
| I know. I know, but... | Biliyorum, biliyorum fakat... | 90210-1 | 2008 | |
| Maybe we could just ask the owners. | Belki sahiplerine sormalıyız. | 90210-1 | 2008 | |
| But then we have to go through all this paperwork, licensing. | Ama sonra evraklarımız ve lisansımız olmak zorunda. | 90210-1 | 2008 | |
| I don't know, I mean, it's cool, I guess. | Bilemiyorum, yani... Bunun rahat birşey olduğunu tahmin ediyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Let's just forget it. | Unutalım gitsin. Jasper... | 90210-1 | 2008 | |
| I just thought... | Benim fikrim... | 90210-1 | 2008 | |
| Whatever, let's just go. | Her neyse, sadece gidelim. | 90210-1 | 2008 | |
| Jasper. | Jasper . | 90210-1 | 2008 | |
| Those aren't going to help. | Bunun bi yardımı olmaz. | 90210-1 | 2008 | |
| I didn't think they would, but I had to at least try. | Bende olacağını sanmıyorum ama en azından denemek zorundaydım. | 90210-1 | 2008 | |
| Look, I'm sorry I cancelled on you today. | Bak bugün yaptıklarım için üzgünüm. | 90210-1 | 2008 | |
| Kelly's mom has cancer. She came into my office, | Kelly'nin annesi kanser. Ofisime geldi ve | 90210-1 | 2008 | |
| she started crying, she wanted to have lunch... | ağlamaya başladı öğle yemeğinde konuşmak istedi. | 90210-1 | 2008 | |
| Stop. Just stop. You lied. | Sus sadece sus.Yalan Söylüyorsun. Birazcık. | 90210-1 | 2008 | |
| Okay, I lied, but only because you're so sensitive about Kelly. | Tamam yalan söyledim ama sen Kelly konusunda çok hassasın. | 90210-1 | 2008 | |
| Because she has a crush on you. You're wrong. | Çünkü sana vurulmuş durumda. Yanılıyorsun. | 90210-1 | 2008 | |
| I'm not. And you know what's even worse, | Yanılmıyorum. Sen kötü oyunlar | 90210-1 | 2008 | |
| is you're playing into it. Her mother is dying. | oynuyorsun. Onun annesi ölüyor. | 90210-1 | 2008 | |
| I know. I am sorry for that, I am, | Biliyorum.Üzgünüm ama | 90210-1 | 2008 | |
| but she should not be going to her married boss | sorunları evli olan patronuyla devam etmemeli. Deb... | 90210-1 | 2008 | |
| No, listen to me. | Hayır beni dinle. O senden hoşlanıyor. | 90210-1 | 2008 | |
| That's why she's confiding in you. | Bu yüzden şüpheleniyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| And you need to stop beingo obtuse and face what's going on. | işte bu yüzden sana güveniyor. Senin kalın kafalılığı bırakıp olanlarla yüzleşmen gerek. | 90210-1 | 2008 | |
| I'm going to yoga. | Yogaya gidiyorum. Sakinleşmem lazım. | 90210-1 | 2008 | |
| Look, I know you don't like me, | Bak benden hoşlanmadığını biliyorum ama annen hakkında olanları duydum. | 90210-1 | 2008 |