Search
English Turkish Sentence Translations Page 116
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Yes? What about the kid? | Evet? Peki ya çocuk? | 13 Sins-1 | 2014 | |
The kid. | Çocuk! | 13 Sins-1 | 2014 | |
All right. Senior sales representative, here I come! | Pekala. Üst düzey satış temsilcisi, işte geliyorum! | 13 Sins-1 | 2014 | |
Sir, I'm just trying to understand. | Efendim, ben sadece anlamaya çalışıyorum. | 13 Sins-1 | 2014 | |
You're firing me? | Beni kovuyor musunuz? | 13 Sins-1 | 2014 | |
I made more sales than ever last month. | Geçen ay her zamankinden daha fazla satış yaptım. | 13 Sins-1 | 2014 | |
And you're still not producing. What does that tell you? | Ve hâlâ üretmiyorsun. Bu sana ne anlatıyor? | 13 Sins-1 | 2014 | |
Explain to me what happened yesterday. | Bana dün ne olduğunu açıkla. | 13 Sins-1 | 2014 | |
I made the sale. The woman was interested in the gold plan. | Satış yaptım. Kadın altın planıyla ilgilendi. | 13 Sins-1 | 2014 | |
You talked her out of it. You talked her out of the gold plan. | Onunla bu planı konuşmadın. Onunla altın planını konuşmadın. | 13 Sins-1 | 2014 | |
I sold Ms. Palmer a policy that was appropriate to her age and income. | Bayan Palmer'a, yaş ve gelir durumuna uygun bir poliçe sattım. | 13 Sins-1 | 2014 | |
I didn't feel like I should take advantage... of her. | Ondan yararlanmamız gerekir hissini... vermedi. | 13 Sins-1 | 2014 | |
That's what we do here? | Biz burada ne yaparız? | 13 Sins-1 | 2014 | |
We take advantage of people? No. | İnsanlardan mı yararlanırız? Hayır. | 13 Sins-1 | 2014 | |
No, not at all. That's not what I meant. I got it. | Hayır, hiç de değil. Kastettiğim bu değil. Anladım. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Sir... No, I got it. I do, really. | Efendim... Hayır, anladım. Anladım, gerçekten. | 13 Sins-1 | 2014 | |
We shame you. You're too pure for this job. | Senden utanıyoruz. Bu iş için çok safsın. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Please, I cannot lose this job now. Sir... | Şimdi işimi kaybedemem, lütfen. Efendim... | 13 Sins-1 | 2014 | |
My brother is mentally disabled, and if I lose this job, | Kardeşim zihinsel özürlü ve bu işi kaybedersem... | 13 Sins-1 | 2014 | |
I'm going to lose my insurance. And if I lose my insurance, | ...sigortamı kaybederim. Ve sigortamı kaybedersem... | 13 Sins-1 | 2014 | |
I'm not gonna be able to afford his outpatient care | ...onun tedavi masraflarını karşılayamam... | 13 Sins-1 | 2014 | |
and they're gonna re institutionalize him. | ...ve onu tekrar hastaneye yatırırlar. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Sounds like you have a lot of people depending on you. | Sanki sorumluluğunda bir sürü insan varmış gibi geliyor. | 13 Sins-1 | 2014 | |
You got this brother. | Kardeşin var. Evleneceksin, bebeğin olacak. | 13 Sins-1 | 2014 | |
You realize the same things that make you a lousy salesman | Farkındasındır ki seni böyle berbat bir satıcı yapan şeyler... | 13 Sins-1 | 2014 | |
are gonna fuck you up as a father? | ...aynı şekilde berbat bir baba da yapacaktır. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Or a husband, for that matter. | Ya da berbat bir koca, bu hususta. | 13 Sins-1 | 2014 | |
I mean, you're marrying this girl. She's marrying someone | Demek istiyorum ki, bu kızla evleniyorsun. Kız da, ellerini kirletmeyi reddeden,... | 13 Sins-1 | 2014 | |
who refuses to get his hands dirty, who lacks the balls | ...kendisi ya da çocuğu için önünde yatan şeylere... | 13 Sins-1 | 2014 | |
to ever really lay it on the line for her or her child. | ...ihtiyaç duyan birisiyle evleniyor. | 13 Sins-1 | 2014 | |
If you think I'm being unfair, tell me to go to hell. | Haksız olduğumu düşünüyorsan, cehenneme gideceğimi söyle. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Like a man. Hm? | Bir erkek gibi. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Vince... get him out of here. | Vince... At bunu dışarı. | 13 Sins-1 | 2014 | |
No, no, no. OK, 'cause... | Hayır, hayır, hayır. Tamam, çünkü... | 13 Sins-1 | 2014 | |
...they'll send me back to Bayview. | ...beni tekrar Bayview'e gönderecekler. | 13 Sins-1 | 2014 | |
And I can't go back to Bayview. | Ve ben tekrar Bayview'e gidemem. | 13 Sins-1 | 2014 | |
They lock the doors on you at Bayview. | Bayview'de kapıları üzerine kilitliyorlar. | 13 Sins-1 | 2014 | |
I know. Then you have to say a promise to me | Biliyorum. O zaman bana bir söz vermek zorundasın. | 13 Sins-1 | 2014 | |
that you promise I don't have to go back there. | Oraya tekrar dönmek zorunda olmayacağıma dair söz ver. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Like, "I promise, well, I promise you, Michael, | Şöyle: "Söz veriyorum, sana söz veriyorum Michael... | 13 Sins-1 | 2014 | |
you don't have to go back there to Bayview." | ...Bayview'e tekrar dönmek zorunda değilsin." | 13 Sins-1 | 2014 | |
You have to say that to me. You have to promise me. | Bunu bana söylemek zorundasın Bana söz vermek zorundasın. | 13 Sins-1 | 2014 | |
OK. You take the elevator and I'll take the stairs | Tamam. Sen asansöre bin, ben merdivenlerden çıkacağım. | 13 Sins-1 | 2014 | |
and I'll meet you like in five seconds! | Seninle beş saniye içerisinde görüşürüz! | 13 Sins-1 | 2014 | |
I know it's only a day away, but is there any way to | Bir gün kaldığını biliyorum, ama acaba prova yemeğini... | 13 Sins-1 | 2014 | |
move the rehearsal dinner into maybe a smaller room? | ...daha küçük bir salona almamızın bir yolu yok mudur? | 13 Sins-1 | 2014 | |
The Cypress Room's already our most economical. | Cypress Odası zaten en ekonomik salonumuz. | 13 Sins-1 | 2014 | |
There's a number of affordable motor inns all along the highway. | Otoban üzerinde uygun fiyatlı tam donanımlı bir motelin numarası var. 1 | 13 Sins-1 | 2014 | |
No! It's just, things have come up. | Hayır! Sadece, işler üst üste geldi. 1 | 13 Sins-1 | 2014 | |
I have to take this. 1 | Bunu almam gerekiyor. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Dad, why didn't you show me this? | Baba, neden bunu bana göstermedin? | 13 Sins-1 | 2014 | |
I could've at least been looking for a place for you! | En azından sana bir yer bakabilirdim. | 13 Sins-1 | 2014 | |
What kind of nigger paradise do you think you're going to move me into? | Beni ne tür bir zenci cennetine götürmeyi düşünüyorsun? | 13 Sins-1 | 2014 | |
I'm not gonna live among Bantus. | Bantular'ın* arasında yaşamayacağım. | 13 Sins-1 | 2014 | |
I'm gonna have to move in with you. We both know it. | Sana taşınmak zorunda kalacağım. Bunu ikimiz de biliyoruz. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Dad. I know. I'm a blight. | Baba. Biliyorum. Ben bir felâketim. | 13 Sins-1 | 2014 | |
This is why you should have made more money. | Bu yüzden daha fazla para kazanmak zorundasın. | 13 Sins-1 | 2014 | |
You sealed all our fates when you settled on a liberal arts major. | Liberal Sanatlar'da* direttiğin zaman tüm kaderimizi mühürledin. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Mythology and Folklore. What the fuck were you thinking? | Mitoloji ve Folklor. Ne düşünüyordun ki? | 13 Sins-1 | 2014 | |
If I just had more time. You had 15 years by my count. | Daha fazla zamanım olsaydı... Benim hesaplarıma göre 15 yılın vardı. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Fifteen years to find something you were good at. | İyi olduğun konuyu bulmak için 15 yıl. | 13 Sins-1 | 2014 | |
By the time I was your age, I'd amassed a fortune so huge, | Bu arada ben senin yaşındayken, büyük bir gelecek biriktiriyordum. | 13 Sins-1 | 2014 | |
it took decades of dedicated self destruction to wind up like this. | Kendini harap edilmeye adanmış onlarca yıl aldı. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Dad, you know we already have Michael living with us... | Baba, biliyorsun Michael zaten bizimle yaşıyor. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Leave me alone. And the baby on the way. | Beni yalnız bırak. Ve bebek de yolda. | 13 Sins-1 | 2014 | |
My bowels are finally moving. Let me savor these last little victories. | Bağırsaklarım nihayet çalışıyor. Bırak da bu küçük zaferin tadını çıkarayım. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Your father despises me, Elliot. | Baban beni hor görüyor, Elliot. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Shelby, I know how hard this is gonna be on everybody. | Shelby, bunun herkes için ne kadar zor olduğunu biliyorum. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Then why did you tell him yes? | O zaman neden ona evet dedin? | 13 Sins-1 | 2014 | |
Ellie, do you remember when Dad would always... | Ellie, hatırlıyor musun? Babam her zaman... | 13 Sins-1 | 2014 | |
was always saying he was going to have a man from the orphanage to come and get us? | ...her zaman yetimhaneden bir adamın gelip bizi alacağını söylerdi. | 13 Sins-1 | 2014 | |
And we never knew why that was going to be a punishment | Ve biz ondan uzakta yaşamanın neden bir ceza olduğunu... | 13 Sins-1 | 2014 | |
to get to live away from him. Do you remember that? | ...hiç anlamazdık. Hatırlıyor musun? | 13 Sins-1 | 2014 | |
Yeah, I remember. | Evet, hatırlıyorum. Eh, bu artık bir seçenek bile değil. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Do you remember Deborah, who lived across the street, Ellie? | Deborah'ı hatırlıyor musun, Ellie? Hani sokağın karşısında otururdu? | 13 Sins-1 | 2014 | |
Well, I wonder if she's still alive. She's probably still alive, Ellie. | Hâlâ hayatta mı acaba merak ediyorum. Muhtemelen hâlâ hayattadır, Ellie. | 13 Sins-1 | 2014 | |
She wouldn't be that old. She'd maybe be 57 now. That's not that old. | O kadar da yaşlı değildi. Şimdi 57 yaşındadır muhtemelen. Çok da yaşlı değil. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Ellie, can you give me a ride to Joe Burger. I took my pill. | Ellie, beni Joe Burger'a bırakabilir misin? İlaçlarımı aldım. | 13 Sins-1 | 2014 | |
OK? I just... I took my pill already. | Tamam mı? Ben sadece... İlaçlarımı aldım zaten. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Well, I can't go back to Hot Dog Castle right now | Pekâlâ, şu anda Hot Dog Castle'a geri gidemem. | 13 Sins-1 | 2014 | |
'cause things just got very unpleasant there. | Çünkü orada tatsız bir durum oluştu. | 13 Sins-1 | 2014 | |
OK? Well... | Tamam mı? Şey... | 13 Sins-1 | 2014 | |
Don't go faster, Ellie. I won't. | Daha hızlı sürme, Ellie. Sürmeyeceğim. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Just don't do that. I won't. I'm not. | Sadece yapma bunu. Yapmayacağım. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Just stay there. | Sadece orada kal. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Well, yeah, because he knows that Marisol likes me | Evet, çünkü o adam da biliyor ki Marisol benden hoşlanıyor... | 13 Sins-1 | 2014 | |
and there's sometimes when she is at the counter, | ...ve o tezgahtayken biz şey... | 13 Sins-1 | 2014 | |
we'll make... | ...şey... Biz göz göze geliyoruz. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Is that what people say, to "make eyes at each other"? | İnsanlar böyle mi diyor? "Göz göze gelmek" mi diyorlar? | 13 Sins-1 | 2014 | |
Yeah. Yeah, to make eyes. | Evet. Evet, göz göze gelmek. | 13 Sins-1 | 2014 | |
I think that Shelby is like Mom when she was alive, | Bence Sehlby annemin hayatta olduğu zamanki hâline benziyor. | 13 Sins-1 | 2014 | |
when she was poor. | Fakir olduğu zamanlar. Bunu düşünmezsin, ama öylelerdi. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Dad didn't make his money until later | Babam para kazanmazdı, sonrasına kadar. | 13 Sins-1 | 2014 | |
and he didn't start to be mean until later. So, yeah. | Hiç kazanma uğraşına da girmedi. Öyle, evet. | 13 Sins-1 | 2014 | |
What the fuck? | Bu ne lan? | 13 Sins-1 | 2014 | |
Hello? Mr. Elliot Brindle? | Alo? Bay Elliot Brindle? | 13 Sins-1 | 2014 | |
Yes. Congratulations. | Evet. Tebrikler! | 13 Sins-1 | 2014 | |
You have been selected for the opportunity | Bir çeşit oyun gösterisine seçilme ayrıcalığına ulaştınız. | 13 Sins-1 | 2014 | |
Uh, look... Of a long list of candidates in financial need, | Ah, bakın... Finansal ihtiyaçları olan... | 13 Sins-1 | 2014 | |
you have been chosen to compete for a fantastic cash prize. | ...adayların oluşturduğu uzun bir listeden büyük bir nakit ödülü için seçildiniz. | 13 Sins-1 | 2014 |