Search
English Turkish Sentence Translations Page 154665
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
and the answer is still the same. She is airborne! | ...ve cevap hâlâ aynı. Gökyüzünde! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Well, she can't remain so forever. | Orada sonsuza dek kalamaz. Yere iner inmez, bana haber verin! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Lmmediately! Do you understand? | Anında! Anladınız mı? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Watch your tongue, sister! It is you and not we who've lost her. | Söylediklerine dikkat et, kardeşim! Onu elinden kaçıran sensin, biz değiliz. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Lost her and broken the knife! | İzini kaybettin ve bıçağı kırdın! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Even if you apprehend her, how will you complete the deed? | Hem onu yakalasan bile işini nasıl bitireceksin? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Perhaps you should return now and one of us set out in your place. | Belki de hemen geri dönmelisin ve birimiz senin yerini almalıyız. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I'll bring her home and deal with her there. | Onu eve getireceğim ve işini orada bitireceğim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Be sure everything is ready for our arrival. | Oraya vardığımızda, her şeyin hazır olduğundan emin olun. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Tell me about Victoria then. | Bana Victoria'dan söz etsene. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Well, she... | Şey, o, o... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
There's nothing more to tell you. | Sana anlatabileceğim başka bir şey yok. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Because the little I know about love is that it's unconditional. | Aşk hakkında bildiğim tek şey, kayıtsız ve şartsız olduğudur. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
It's not something you can buy. | Satın alabileceğin bir şey değildir. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Hang on. This wasrt about me buying her love. | Orada dur bakalım. Aşkını satın almaya çalışmıyordum. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
This was a way for me to prove how I felt. | Bu, ona karşı neler hissettiğimin kanıtı olacaktı. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
And what's she doing to prove how she feels about you? | Peki o, sana karşı neler hissettiğini kanıtlamak için ne yapıyor? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Look, Yvaine, you'll understand when you meet her. All right? | Bak, Yvaine, onunla tanıştığında anlayacaksın. Tamam mı? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Provided we don't get murdered by pirates first. | Tabii ilk önce, korsanlar tarafından öldürülmezsek. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Murdered by pirates. Heart torn out and eaten. Meet Victoria. | Korsanlar tarafından öldürülmek. Kalbimin çıkarılıp yenmesi. Victoria ile tanışmak. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I can't quite decide which sounds more fun. | Hangisi daha komik bir türlü karar veremiyorum. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
We've located the sky vessel. | Bir hava aracında olduğunu tespit ettik. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
It's headed north for the port town on Mount Drummond | Kuzeye, Drummond dağındaki liman kasabasına doğru gidiyor... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
and you are no longer the only one seeking the star. | ...ve artık yıldızı arayan tek kişi de sen değilsin. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
There's someone following your tracks! | İzlerini takip eden biri var! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
A witch? A warlock? | Bir cadı mı? Yoksa bir büyücü mü? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
A prince and he's catching you up! Get a move on! | Bir prens ve sana yetişmek üzere! Biraz acele et! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
So, this is the part where you tell me who you are and why you're up here. | Şu an, bana kim olduğunuzu ve burada ne aradığınızı söylemeniz gereken an. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Or I'll snap her pretty little fingers one by one like dry twigs! | Yoksa bu kızın, küçük güzel parmaklarını kuru birer dalmış gibi kıracağım. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
This is my wife, Yvaine. Your wife? | Bu da eşim, Yvaine. Eşin mi? | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Far too young and radiant to belong to just one man! | Tek bir adama ait olmak için fazlasıyla genç ve sevecen. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
It's share and share alike aboard my vessel, sonny boy! | Bunu herkesle, özellikle de gemimdeki adamlarla paylaşmalısın, evlat! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
If you dare even touch her... | Ona dokunmaya cüret edersen,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You may think you're showing a little spirit in front of your lady friend, | Bu genç bayanın önünde, bir cesaret gösterisi sergilediğini zannedebilirsin,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
but if you talk back to me again, I'll feed your tongue to the dogs, | ...ama benimle bir daha bu şekilde konuşursan, dilini köpeklere yediririm,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
you impertinent little pup! | ...seni saygısız köpek eniği! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Sir? Better! But still interrupting. | Efendim? Daha iyi! Ama hâlâ sözümü kesiyorsun. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Let's see. A hanging's always good for morale! | Bakalım. Adam asma, moral açısından her zaman iyi olmuştur! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Maybe we'll watch you dance a gallows jig! | Belki de seni, bir darağacında dans ederken izlemeliyiz. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Or perhaps I'll just tip you over the side and have done with it! | Ya da kenardan aşağı atar ve bununla yetinirim! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
It's a very long way down. | Aşağı epey uzun bir yol var. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Plenty of time to reminisce about your pitifully short lives. | Acınası hayatlarınızı hatırlamak için yeterince vaktiniz olur. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Please, look, we're just trying to make our way home, | Lütfen, bakın, biz sadece eve dönmeye çalışıyorduk. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
back to a place called Wall, where I come from. | Büyüdüğüm yere, Duvar adındaki kasabaya. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I said we were trying to get home to Wall. | Duvar'a yani evimize dönmeye çalıştığımızı söyledim. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
That's one lie too many, my son. | Yalanlarını yeterince dinledim, evlat. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Wall? Shut up. | Duvar mı? Kapa çeneni. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Thought you could just wander onto my patch, did you? | Bana öylece yamanabileceğini ve sonra da hikayeni anlatacak kadar... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
He is. Yeah, he's gonna... And live to tell the tale? | ...yaşayabileceğini mi sandın? Atacak. Evet, onu atacak. | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
All right, go, on the deck, on the deck, on the deck! Now, go, go, go! | Tamam, koşun, güverteye, güverteye, güverteye! Hemen, koşun, koşun, koşun! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Big mistake, Mr. Thorn! And the last one you'll ever make! | Büyük hata, Bay Thorn! Yaptığınız son hata buydu! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
No! No! You brute! Come... Come on! | Hayır! Hayır! Hayvan! Gel... Haydi! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
You murderer! You pig! Come on! Get up! Get up! | Katil! Domuz! Haydi! Kalk ayağa! Ayağa kalk! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
I'm taking the girl to my cabin, and mark my words, | Kızı kamarama götürüyorum. Şunu aklınızdan çıkarmayın,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
anyone who disturbs me for the next few hours | ...önümüzdeki birkaç saat içinde, beni her kim rahatsız ederse,... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
will get the same treatment! What? You'll... | ...ona da aynı şekilde davranırım! Ne? Sen... | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
No, you idiot! I'll sling you over the side as well! | Hayır, seni salak! Sizi de tuttuğum gibi aşağı atarım! | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
Although, I did know a girl once, if you know what I mean... | Bir vakitler bir kadın için bulmaya uğraşmıştım. Anlıyorsun ya, | Stardust-7 | 2007 | ![]() |
A philosopher once asked, | Zamanında bir filozof sormuş, | Stardust-8 | 2007 | ![]() |
a soupçon of intimidation, et voil?! | azıcık gözdağı, ve işte! | Stardust-8 | 2007 | ![]() |
Touché. | Tuş! | Stardust-8 | 2007 | ![]() |
Do you know he's going all the way to lpswich just to buy me a ring? | Bana bir yüzük almak için, ta Ipswich'e kadar gittiğini biliyor musun? | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
I can't exactly say no after he's gone all the way to lpswich. | Ipswich'e kadar onca yolu teptikten sonra ona hayır diyemem ki. | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
"All the way to lpswich"? | "Ipswich'e kadar onca yol" mu? | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
that would change the course of Tristan's destiny forever. | ...Tristan'ın kaderini sonsuza dek değiştirecekti. | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
More beautiful than a fancy ring from lpswich? | Ipswich'ten alınan süslü bir yüzükten daha mı güzel? | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
"My dearest Tristan, please know that I only ever wanted the best for you." | "Sevgili Tristan, senin için sadece en iyisini istediğimi bilmelisin." | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
"Your mother." | "Annen." | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
Oh, my God. "Light the candle and think of me." | Aman Tanrım. "Mumu yak ve beni düşün." | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
You said "Bubbling." | "Bal mumu dedin." | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
He's a bit small to pull your cart. | Arabanızı çekmek için biraz küçük kalır. | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
And I quote, "I just do." | Tek duyduğum, "Biliyorum işte." | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
Going on and on and on. Just "Victoria this" and "Victoria that." | Durmadan aynı şeyi tekrarlıyor. Victoria şöyleymiş, Victoria böyleymiş. | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
If Septimus insists on sending a boy to do a man's job... | Septimus, bir erkeğin yapması gereken iş için bir çocuğu göndermekte ısrarlıysa,... | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
Hang on. This wasn't about me buying her love. | Orada dur bakalım. Aşkını satın almaya çalışmıyordum. | Stardust-11 | 2007 | ![]() |
This is quite a b | Bu geleneklerimize aykırı. Benim 12 kardeşim vardı... Bu geleneklerimizde büyük bir bozulma demek. Benim 12 kardeşim vardı. | Stardust-12 | 2007 | ![]() |
I don't believe it. Big, big surprise! Yeah? I can hardly wait. | Buna inanmıyorum! Büyük, büyük, büyük bir sürpriz! Öyle mi? Sabırsızlanıyorum. | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
Catherina, come! | Caterina, gel! | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
at the time was covered in hieroglyphics. | Aynı zamanda tüm ana yapılar, hiyerogliflerle kaplı. | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
When is the academic community going to accept that | Akademi, Büyük Piramidi... | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
Inside the pyramid, the most incredible structure ever erected, | Piramitte, keşfedilen en inanılmaz yapının içinde nedense hiç yazı bulunmuyor. | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
His discovery was a fraud. | Onun keşfi sahtekarlıktı. | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
Well, I hope you can prove it. | Umarım bunu kanıtlayabilirsiniz. O, sahte bir buluntuydu. | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
Who do you think built the pyramids? | Bilmiyorum. | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
The point is not who built them, it is when they were built. | Konu onları kimin inşa ettiği değil, ne zaman inşa edildikleri. | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
I mean we all know, | Diyorum ki, yeni jeolojik... | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
new geological evidence dates the Sphinx back to | ...kanıtların, Sfenks'in çok daha... | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
a much earlier period. Knowing this, | ...eski bir zaman dilimini gösterdiğini biliyoruz. | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
we ought to re evaluate everything we've come to accept about . . . | Sanırım yüz yüze geldiğimiz her şeyi... | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
Is there a lunch or something, that everybody . . . ? | Öğle yemeği vakti geldiği için mi herkes gidiyor... | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
The Air Force? What is this? Could you step over | Hava kuvvetleri mi? Bu da ne? Bu da ne? | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
to the car? | Lütfen arabaya biner misiniz? | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
We goin' somewhere? You're gonna be fine. | Bir yere mi gidiyoruz? Merak etmeyin. | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
What is this all about? | Tüm bunlar ne ile ilgili? | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
What kind of a job? | Ne tür bir iş? | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
Translation. | Tercüme. | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
Everything you own is in those two bags. | Sahip olduğun her şey, şu iki bavulun içinde. | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
You want to prove that your theories are right? | Teorilerinin doğru olduğunu kanıtlamak istiyor musun? | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
This is your chance. | Bu senin için bir şans. | Stargate-1 | 1994 | ![]() |
Travel plans. | Seyahat planları. | Stargate-1 | 1994 | ![]() |