• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 155382

English Turkish Film Name Film Year Details
Do it! Yap şunu! Yap haydi! Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
You're not breathing. Oh, my God, you're not breathing. Nefes almıyorsun. Aman Tanrım, nefes almıyorsun. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Please don't be dead. Please don't be dead. Lütfen ölmüş olma. Lütfen ölmüş olma. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Come back to me, please. Bana geri dön, lütfen. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Please come back to me. Lütfen bana geri dön. Lütfen, bana geri dön. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
The second space time bridge blew the power supply. İkinci uzay zaman köprüsü güç kaynağını patlattı! İkinci uzay zaman köprüsü güç kaynağını patlattı. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Both bridges collapsed. İki köprü de çöktü. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
You're okay. You're okay... İyisin. İyisin... İyisin. İyisin. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
I'm really cold. Çok üşüdüm. Çok üşüyorum. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
I used an ax. A big ax. Balta kullandım. Büyük bir balta. Bir balta kullandım. Büyük bir balta. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
I really wish you were conscious, 'cause I think it's the coolest thing... Keşke uyanık olsaydın, çünkü sanırım bu yaptığım en havalı şeydi. Keşke bilincin yerinde olsaydı, çünkü sanırım bu yaptığım en esaslı şeydi. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
I don't know what I would have done if I'd lost you... Seni kaybetseydim ne yapardım bilmiyorum... Seni kaybetseydim, ne yapardım bilemiyorum. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
I have for some time now. Bir süredir. Bir süredir seni seviyorum. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
At least your friends don't think you're a washout anymore. En azından arkadaşların artık başarısız biri olduğunu düşünmeyecekler. En azından artık arkadaşların bir fiyasko olduğunu düşünmüyorlar. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Stupid Bill Nye is telling everyone that Tunney's turned the device off. Aptal Bill Nye herkese cihazı kapatanın Tunney olduğunu söylemiş. Aptal Bill Nye herkese Tunney'in cihazı devre dışı bıraktığını söylüyor. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Because he was the one that shut off the device. Çünkü kapatan oydu. Çünkü cihazı kapatan oydu. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
With my coding. It was my idea. Benim kodumla. Benim fikrimle. Benim kodlamam sayesinde. Benim fikrimdi. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Rodney, does it really matter? Rodney, bu gerçekten önemli mi? Rodney, fark eder mi? Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Yes, it does. Evet, önemli. Evet, eder. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
I'm sorry, I'm supposed to be humble, not supposed to care, Üzgünüm, alçak gönüllü olmam gerekiyordu, umurumda olmaması gerekiyordu... Üzgünüm, alçakgönüllü olmam gerektiğini biliyorum, önemsememem lazım,... Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
but I do, I really do. ...ama gerçekten, gerçekten umurumda. ...ama gerçekten önemsiyorum. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
That's something you should know about me. Bu benim hakkımda bilmen gereken bir şey. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Well, quit, then. Join the private sector. O zaman istifa et. Özel sektöre geç. O zaman, işi bırak. Özel sektöre gir. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Start doing work the whole world can see. Tüm dünyanın görebileceği işler yapmaya başla. Bütün dünyanın görebileceği şeyler yap. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
I've been thinking about it. What? No, you haven't. O konu hakkında düşünüyordum zaten. Ne? Hayır, hadi canım sende. Bunu düşünüyorum. Ne? Hayır, düşünmüyorsun. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
My contract with SGC is up this year. YGK ile olan kontratım bu yıl sonunda bitiyor. Yıldız Geçidi Komutanlığı'yla sözleşmem bu yıl bitiyor. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Maybe it's time to move on, time to do other things. Belki de yola devam etme, başka şeyler yapma zamanı gelmiştir. Belki de ilerleme, başka şeyler yapma zamanı gelmiştir. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Please... I don't know anyone who loves their job more than you. Lütfen... İşini senden daha çok seven birini tanımıyorum. Lütfen... Yaptığı işi senin kadar çok seven biri tanımıyorum. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
So you think the military is gonna let them keep experimenting? Sence askeriye onların deneylere devam etmesine izin verecek mi? Sence ordu deneylere devam etmelerine izin verecek mi? Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
I think it's highly unlikely. Pek sanmam. Bence, pek mümkün değil. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Besides, geoengineering is a dumb pursuit anyway. Ayrıca, çevre mühendisliği aptalca bir yol. Ayrıca, gezegen mühendisliği aptalca bir uğraş zaten. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
No one person's gonna solve global warming. Tek bir kişi küresel ısınmayı çözemeyecek. Hiç kimse tek başına küresel ısınmaya çözüm bulamaz. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
We all have to do our part. Hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Like not take private jets. Mesela özel uçaklara binmemek gibi. Özel uçakla gitmemek gibi mi? Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Well, they were going our way anyway. Zaten bizim tarafa gidiyorlardı. Zaten bu yöne doğru gidiyordu. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
You know, it's kind of nice, Biliyor musun, sadece senin ve benim... Biliyor musun, burada baş başa... Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
just me and you back here. ...burada yalnız olmamız güzel bir şey. ...olmamız güzel bir şey. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Right! Tabii! Doğru! Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
You were legally dead a few hours ago. Bir kaç saat önce ölüydün. Birkaç saat önce kanunen ölüydün. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
You were practically frozen. You really wanna... Neredeyse donmuştun. Gerçekten de istiyor musun... Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
It's either that or you keep telling me how you, and only you, saved the day. Ya öyle olacak ya da bana günü tek başına nasıl kurtardığını anlatmaya devam edeceksin. Ya o ya da bana günü tek başına nasıl kurtardığını anlatacaksın. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
I'm trying out this whole "humble" thing out. "Alçak gönüllü" olma olayını tuttum. "Alçakgönüllü" olma olayını deniyorum. Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
Seems to be quite a hit with the ladies... Kadınlara karşı işe yarıyor gibi görünüyor... Stargate: Atlantis Brain Storm-1 2008 info-icon
but if I know this guy, it'll be first class presentation... ...ama eğer onu tanıyorsam, ikinci sınıf bilimle hazırlanmış... ...ama bu adamı tanıyorum, birinci sınıf bir sunum... Stargate: Atlantis Brain Storm-2 2008 info-icon
You didn't even know it was my work. You publish under a nom de plume now? Muhtemelen benim çalışmam olduğundan haberin bile yoktu. Artık makalelerini takma isimle mi yayımlıyorsun? Muhtemelen benim çalışmam olduğundan haberin yoktu. Artık takma isimle mi makale yayımlıyorsun? Stargate: Atlantis Brain Storm-2 2008 info-icon
Hello? Hello? This is Dr.... Alo? Alo? Ben Dr... Stargate: Atlantis Brain Storm-2 2008 info-icon
What? My hallway got hit Ne? Benim bulunduğum koridora... Ne? Koridoruma şu... Stargate: Atlantis Brain Storm-2 2008 info-icon
Previously on Stargate Atlantis... Stargate Atlantis'te daha önce... Stargate Atlantis'te önceki bölümlerde... Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
Ara, Rakai. Ara, Rakai. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
Me, Rakai, Ara, we're your friends. Ben, Rakai, Ara, biz senin dostunuz. Ben, Rakai, Ara, bizler senin arkadaşlarınız. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
You belong with us. You want to hit a Wraith lab? Sen bize aitsin. Bir Wraith laboratuvarını mı vurmak istiyorsun? Senin yerin bizim yanımız. Bir Wraith laboratuvarına baskın yapmak istiyorsun? Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
Having a ship would make things a whole lot easier getting us in and out Bir gemimizin olması destek kuvvetler gelmeden... Bir gemimizin olması destek kuvvetleri gelene kadar içeri girerken ve... Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
before any reinforcements arrive. ...oraya girip çıkmamızı oldukça kolaylaştırır. ...dışarı çıkarken işleri çok kolaylaştıracak. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
We'll go this way. You go that way. Biz bu tarafa gideceğiz. Siz de şu tarafa. Biz bu yoldan gideceğiz. Siz o yoldan gidin. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
Contact us if you find anything. Eğer bir şeyler bulursanız bizi haberdar edin. Bir şey bulursanız bizimle temasa geçin. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
Thank God it's you three. Tanrı'ya şükür siz üçünüz. Tanrı'ya şükür siz üçünüzsünüz. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
The Wraith worshipers... They did you. Siz Wraith'e tapanlardansınız. Sizi öyle yapmışlar. Siz Wraith'lere mi tapıyorsunuz? Size neler yaptılar? Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
They rewarded us with the gift of everlasting life. Bizi sonsuz yaşamla ödüllendirdiler. Bizi ebedi hayatla ödüllendirdiler. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
Rakai, no! No weapons. Rakai, hayır! Silah yok. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
Rodney, get away while you can, because the next time we meet, Koş ve kaçabiliyorken kaç, çünkü bir daha ki sefere karşılaştığımızda... Kaçabiliyorken kaç, çünkü bir dahaki karşılaşmamızda,... Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
it will not be as friends. ...bu dostça olmayacak. ...arkadaş olmayacağız. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
You getting any sleep these days? Not much, I'm afraid. Bugünlerde hiç uyuyabiliyor musun? Maalesef, hayır. Bugünlerde uyuyabiliyor musun? Fazla değil maalesef. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
Although things are a little easier Kanaan'ın anakaradan dönmesine... Ancak Kanaan'ın isteği yerine getirilip... Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
now that Kanaan's request has been granted and he's been allowed to return from the mainland. ...izin çıktığı için, işler biraz daha kolaylaştı. ...anakaradan dönmesine izin verildiğinden beri işler çok daha rahat. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
How's he liking life in the big city? Büyük şehirde yaşamak hoşuna gitti mi? Büyük şehirdeki yaşam hakkında ne düşünüyor? Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
He's happy to be reunited with Torren and I, Torren ve benle tekrar bir araya geldiği için sevindi... Torren'a ve bana kavuştuğu için mutlu,... Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
but he's having difficulty adjusting to life on Atlantis. ...ama Atlantis hayatına alışmakta güçlük çekiyor. ...ama Atlantis'teki yaşama uyum sağlamakta zorluk çekiyor. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
Yeah, I hear the shower scared him. Evet, duyduğuma göre duş onu korkutmuş. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
And you once stunned Dr. Gero at your own surprise birthday party. Sen de sürpriz partinde Dr.Gero'yu bayıltmıştın. Sen de bir keresinde kendi sürpriz doğum günü partinde Dr. Gero'yu bayıltmıştın. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
He spooked me. O beni korkutmuştu. Beni ürküttü. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
It's difficult for Kanaan. Kanaan için bu zor. Kanaan için zor. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
He has Torren and me, of course, but Yanında Torren ve ben varız... Torren ve ben varız tabii ki,... Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
I still think he feels isolated. ...ama sanırım o kendini yalnız hissediyor. ...ama sanırım hala kendini yalnız hissediyor. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
He just needs to make some new friends. Sadece yeni arkadaşlar edinmeye ihtiyacı var. Yeni arkadaşlar edinmesi lazım. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
You should get him to come by the gym sometime. Onu spor salonuna yollamalısın. Onu bir ara jimnastik salonuna göndermelisin. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
We could spar. Thank you. Dövüşebiliriz. Sağol. Dövüşebiliriz. Teşekkür ederim. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
That's very kind of you, but I need him in one piece in one piece for the foreseeable future. Çok naziksin, ama ona gelecekte tek parça halinde ihtiyacım var. Çok naziksin, ama yakın gelecekte ona tek parça halde ihtiyacım var. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
You're no fun. Hiç de komik değilsin. Hiç eğlenceli değilsin. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(40,152)}present: Stargate Atlantis Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
Season 5 Episode 03 Broken Ties (v. 1.0) Sezon 5 Bölüm 3 Kopuk Bağlar Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(135,235)}{\fad(500,500)}<u>Golgi, Linwelin and Pikes.</u> www.yedincigemi.com Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
The Daedalus confirms the results of your preliminary search. Daedalus sizin ön araştırmanızın sonuçlarını doğruluyor. Daedalus ilk araştırmanızın sonuçlarını doğruluyor. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
There's no sign of Ronon's subcutaneous transmitter O gezegende... O gezegende Ronon'ın derialtı vericisi... Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
anywhere on that planet. ....Ronon'ın deri altı vericisinden hiçbir iz yok. ...tespit edilemedi. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(192,230)}That means he's still alive. Öyleyse hâlâ yaşıyor. Bu hala hayatta olduğunu gösterir. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(192,230)}If Tyre wanted him dead, we would have found the body. Eğer Tyre onu öldürmek isteseydi, cesedini bulurduk. Tyre onu öldürmek isteseydi, cesedi bulurduk. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(192,190)}Unless he just took him somewhere to exact a slow revenge. Tabii onu yavaş bir şekilde intikam almak için başka bir yere götürmediyse. Eğer onu yavaş yavaş intikamını almak için başka bir yere götürmediyse. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(192,190)}I don't mean to sound overly negative, but from what I've heard, Olumsuz görünmek istemiyorum, ama duyduğuma göre... Olumsuz konuşmak istemem, ama duyduklarıma göre,... Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(192,200)} his mind is seriously warped. And yet he didn't kill me. ...o ciddi olarak aklını kaçırmış. Ve yine de beni öldürmedi. ...zihni ciddi biçimde sapıtmış. Ama beni öldürmedi. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(192,200)}It would have been safer for him to leave no witnesses. Görgü tanığı bırakmamak onun için daha güvenli olurdu. Şahit bırakmaması onun için daha güvenli olurdu. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(192,200)}So perhaps, despite what the Wraith did to him, Yani belki de Wraith'in ona yaptıklarına rağmen... Yani belki de, Wraith'lerin ona yaptıklarına rağmen,... Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(192,200)}Tyre still possesses his Satedan sense of honor. ...Tyre hâlâ Sateda'lı onur anlayışına sahiptir. Tyre'da hala Sateda onuru bulunuyor. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
It didn't stop him from ambushing you. Bu onu size tuzak kurmaktan alıkoymadı. Onu sizi tuzağa düşürmekten alıkoymadı. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(192,200)}Maybe we can use that Satedan sense of honor Belki Sateda onur anlayışını... Belki o Sateda onurunu Ronon'ı... Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(192,200)}to help us find Ronon. ...Ronon'ı bulmak için kullanabiliriz. ...bulmak için kullanabiliriz. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(192,200)} How do you propose we do that? We get a Satedan to help us. Bunu nasıl yapmamızı öneriyorsun? Bize yardım edecek bir Sateda'lı buluruz. Onu nasıl yapmayı öneriyorsun? Bize yardım edecek bir Satedalı buluruz. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
You happen to have one handy, do you? Sanki etrafta onlardan çok varda... El altında bir tane var mı? Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
Teyla knows where one is. Teyla birinin yerini biliyor. Teyla bir tanesinin yerini biliyor. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(192,200)} Solen Sincha. Who? Solen Sincha. Kim? Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
{\pos(192,200)}He is a survivor of the Wraith attack on Sateda. Sateda'ki Wraith saldırısından kurtulanlardan biri. Sateda'daki Wraith saldırısından hayatta kalan biri. Stargate: Atlantis Broken Ties-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 155377
  • 155378
  • 155379
  • 155380
  • 155381
  • 155382
  • 155383
  • 155384
  • 155385
  • 155386
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact