Search
English Turkish Sentence Translations Page 158908
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Yeah, you know, chess. | Evet, bilirsin, satranç. Evet, bilirsin, satranç için. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Agent Kester, FBI. | FBI'dan Ajan Kester. Ajan Kester, FBI. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Apparently he spent every minute since then in a coffee shop in van nuys | Görünüşe göre o zamandan beri bütün vaktini bir kafeteryada kodları aklından tekrar yazmak için harcamış. Görünüşe bakılırsa, o günden beri her dakikasını... | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Yeah, well, the song might just blow up the world. | Evet, bu şarkı Dünya'yı havaya uçurabilir. Evet ama bu şarkı dünyayı havaya uçurabilir. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Mom, it's chess; you don't know anything. | Anne, satranç konusunda hiçbir şey bilmiyorsun. Anne, konumuz satranç, sen satrançtan anlamazsın. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Besides, you can't be absent. | Ayrıca, devamsızlık yapamazsın. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
God, I love robots. | Robotları çok seviyorum. Tanrım, robotlara bayılıyorum. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Well, it's different, really. | Aslında değişik. Tamamen farklı. Daha uyumlu ama tahmin edilebilirliği daha az. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
More adaptable, but less predictable. | Daha uyumlu, ama daha az tahmin edilebilir. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Not as powerful for now, but quicker on its feet. | Çok güçlü değil, ama çabuk öğreniyor. Şimdilik o kadar güçlü değil ama çok çabuk öğreniyor. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
It has a hunger for learning, but sometimes the lessons it learns... | Şu anda bilgiye aç, ama çıkardığı dersler.. Öğrenmek için büyük bir açlık duyuyor ama bazen öğrendiği dersleri... | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Well, if you want an analogy, I'd say that Turk i had grown into a brooding teenager, | Örnek vermem gerekirse, İlk Türk verimli bir genç gibiydi. Benzerlik kurmamı istersen, Türk I'in derin düşüncelere sahip genç bir delikanlı,... | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Ah, speaking of brooding and precocious, this is my partner, Dmitri Shipkov. | Verimlilik ve erken gelişimden bahsetmişken, bu benim partnerim, Dmitri Shipkov. Düşünme ve erken gelişmeden bahsetmişken, bu ortağım, Dimitri Shipkov. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
taught it to play chess. | Türk'ü ben yarattım, ama ona satranç oynamayı Dmitri öğretti. Türk'ü yapan benim ama ona satranç oynamasını Dimitri öğretti. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
She'll never sleep with you. Da, poka. | Seninle asla yatmayacak. Seninle asla yatmaz. Evet, merhaba. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
He's... he's just worked up about the military contract. | Sadece askeri anlaşma konusunda biraz endişeli. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Well, the one the winner gets. | Kazananın alacağı. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Yeah, that was eight years ago. | Evet, bu sekiz sene önceydi. Evet ama bu sekiz yıl önceydi. Bunu yeni mi öğrendiniz? | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Yes, what? | Ne eveti? | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Yes, we just figured that out. | Evet, bunu yeni anladık. Evet, bunu yeni öğrendik. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
WOMAN: babe, who was that at the door? | Bebeğim, kapıdaki kimmiş? Hayatım, kapıdaki kimmiş? | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Good morning, ma'am. | Günaydın, hanımefendi. Günaydın, bayan. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
He's from the FBI. | FBI'dan. FBI'dan gelmiş. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Charley, is something wrong? No. | Charley, bir sorun mu var? Hayır. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
I already told you, no. | Sana zaten söyledim. Böyle bir şey yok. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
No, okay? | Böyle bir şey yok, tamam mı? Olmadı, tamam mı? | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Look, all due (INDISTINCT) | Bakın, saygısızlık yapmak istemiyorum Ajan Kester, Bakın, saygısızlık etmek istemem Ajan Kester. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
the woman that i knew, Sarah Reese, | Benim tanıdığım kadın,Sarah Reese, Benim tanıdığı kadın, yani Sarah Reese,... | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
I never knew, and I do not know Sarah Connor. | Sarah Connor diye birini ise tanımıyorum ve tanımadım. Sarah Connor diye birini ne tanıdım, ne de tanırım. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
If you see or hear anything, call me. | Eğer bir şey görür veya duyarsanız beni arayın. Bir şey görür ya da duyarsanız, beni arayın. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Any time, I never sleep. | Ne zaman olursa. Uyumam. Ne zaman olursa, ben hiç uyumam. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Just a reminder, grief counselling will be available in my office throughout the week. | Hatırlatmak için söylüyorum, yas için hafta boyunca odamda bana danışabilirsiniz. Hatırlatayım istedim, acısını paylaşmak isteyen olursa, bütün hafta boyunca ofisime uğrayabilir. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Yeah, I remember watching her fall. | Evet, düşüşünü hatırlıyorum. Evet, atlarken onu izlediğimi hatırlıyorum. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
She won�t. | Almayacak. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
But you said... | Ama dedin ki.. Ama dedin ki... | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Nice accent, white boy. | Güzel şive, beyaz çocuk. Aksanın güzelmiş, beyaz çocuk. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
They're always mess with me. | Sürekli benimle uğraşıyorlar. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Yeah, man, I've no idea. | Evet, ben de anlamıyorum. Evet, dostum, ben de anlamıyorum. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Hey, uh, I saw you talking to Cheryl Weston this morning. | Bu sabah seni Cheryl Weston'la konuşurken gördüm. Seni bu sabah Cheryl Weston'la konuşurken gördüm. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
She's my chem. partner. | O benim kimyada partnerim. Kimya dersinde ortaklaşa çalışıyoruz. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Something crazy went on at the last school she was in, but no one knows what it is. | Önceki okulunda çılgınca bir olay olmuş, ama ne olduğunu kimse bilmiyor. Gittiği son okulda çılgınca şeyler olmuş ama hiç kimse ne olduğunu bilmiyor. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
[INDISTINCT] | Çok sıkıcı bir dedikodu. Bu hiç komik değil. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
I'm just looking out for you, bro. | Sadece sana göz kulak oluyorum dostum. Sana arka çıkmaya çalışıyorum, kardeşim. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Yeah, you and everyone else. | Evet, sen ve diğer herkes... Evet, sen ve diğer herkes. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
[VOICE] An extremely close match between the American | Finalde Amerikan ve Japon bilgisayarlar arasında son derece çekişmeli bir oyun oynanıyor. Finallerde, Amerikan ve Japon takımları arasında başa baş bir mücadele izliyoruz. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
The Americans, led by programmer Andrew Goode, have a slight positional advantage. | Programcı Andrew Goode'un önderliğindeki Amerikalıların ufak bir pozisyon avantajı var. Programcı Andrew Goode liderliğindeki Amerikalılar az da olsa avantajlı durumdalar. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Well, that depends on what your plans are for Andy. | Bu Andy için ne yapmayı planladığına göre değişir. Andy için ne tür planlar kurduğuna göre değişir. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
On the one hand, he's in the final round, on the other hand... | Bir taraftan finale çıktı, diğer taraftan... Bir taraftan finale kadar geldi, diğer taraftan... | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
[VOICE] an unorthodox move by the Japanese, | Japon oyuncudan alışılmadık bir hamle. Vezirlerini D6'ya çektiler. Japonlardan, vezirlerini d6'da açıkta bırakan, beklenmedik bir hamle. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
The Japanese just lost the queen. | Japonlar vezirini kaybetti. Japonlar vezirlerini kaybetti. Başları büyük belada. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
WOMAN: So that was quite a speech earlier. | Sabah ajana attığın nutuk etkileyiciydi. Sabahleyin şu ajana attığın nutuk epey ilginçti. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
That wasn't a speech, it's was just... | O bir nutuk değildi, sadece... Nutuk falan atmadım, neyse oydu işte. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
What it was, was a lie. | Olanlar bir yalandı. Her ne idiyse, yalandı. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Yeah, a tell. | Evet, yalan söylediğinde bunu belli ediyorsun. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Do you know why you love me, charley? | Beni neden sevdiğini biliyor musun Charley? Beni neden sevdiğini biliyor musun, Charley? Neden sevdiğini söyleyeyim. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Yeah, so just don't make me into that girl by lying to me. | Bu yüzden bana yalan söyleyerek beni öyle yapma. Evet, o yüzden bana yalan söyleyerek beni onlara benzetmeye kalkışma. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
If that woman is alive, if you've seen her... | Eğer o kadın hayattaysa, eğer onu gördüysen... O kadın hayattaysa ve onu gördüysen... | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
They're fugitives, Charlie. | Onlar kanun kaçağı Charley. Onlar kanun kaçağı, Charlie. Tehlikeli insanlar. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Oh well, maybe not the Sarah you knew. | Belki senin bildiğin Sarah ,Sarah Reese, değildir. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Sarah Reese, but Sarah Connor killed a man. | Ama Sarah Connor adam öldürdü. Sarah Reese midir nedir ama Sarah Connor bir adamı öldürdü. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Well, what do we know? | Ne biliyoruz? | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
[VOICE] The Japanese desperately hoping for counter | Vezirlerinin kaybından sonra Japonlar, ümitsizce karşı hamle yapabilmeyi umuyorlar. Japonlar, vezirlerini kaybetmelerinin ardından,... | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Andy Goode�s Turk seized control of the match in the middle game, | Andy Goode'un Türk'ü oyunun ortasında kontrolü ele geçirdi, Andy Goode'nin Türk'ü, oyunun ortalarında kontrolü eline aldı... | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
they didn't lose their queen, they sacrificed it. | Vezirlerini kaybetmediler feda ettiler. Veziri kaybetmediler, onu feda ettiler. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Byrne Fischer, 1956? | 1956'daki Byrne Fischer maçı? 1956'daki Byrne Fischer karşılaşması? | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
So now, what? | Peki şimdi ne olacak? Peki şimdi ne olacak? Onların peşine mi düşeceğiz? | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
No, their names weren't in the safe house. | Hayır, onların isimleri karagâhta yoktu. Hayır, evdeki listede onların isimleri yoktu. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
What computational error? you put the bishop on e6 to begin with! | Ne hesaplama hatası? Fil'i E6'ya sen koydun Ona satranç öğretmemi söyledin ben de öğrettim. Hesaplama hatası mı? Fili e6'ya koyan sendin! Ona satranç öğretmemi istedin, ben de öğrettim. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Nobody's gonna want Andy�s program now. | Artık kimse Andy'nin programını istemeyecek. Artık hiç kimse, Andy'nin yazdığı programı istemez. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
I'm so sorry, Andy. | Çok üzgünüm Andy. Çok üzgünüm, Andy. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Doesn't bother you that he's dead, does it? | Ölmüş olması umrunda değil, değil mi? Onun ölmüş olması seni rahatsız etmiyor, değil mi? | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
JOHN: That was way too easy. | Bu çok kolaydı. Bu çocuk oyuncağıydı. Polis teşkilâtının güvenlik sistemi tam bir rezalet. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
L.A.P.D. Firewalls really blow. | Los Angeles polisinin güvenlik duvarları berbat. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
No name, but he's got this tattoo on his arm. | İsim yok, ama kolunda şu dövmeden var. İsim yok ama kolunda bu dövme var. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Well, not exactly the same. | Tam olarak aynı denilemez. Tam olarak aynı denilemez. Adam onu öldürdü. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Well, then I guess he changed his mind. | O zaman sanırım fikrini değiştirdi. Sanırım fikrini değiştirmiş. Hem de fazlasıyla. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Yeah, I know, but I still have to take the test. | Evet ama yine de sınava girmem gerek. Evet, biliyorum ama yine de sınava girmem gerekiyor. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
You have no idea what I'm talking about, do you? | Neyden bahsettiğim hakkında en ufak fikrin yok değil mi? Neden bahsettiğim hakkında en ufak bir fikrin bile yok, öyle değil mi? | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Cameron Baum, Mr. Harris wants to see you. | Cameron Baum, Bay Harris sizi görmek istiyor. Cameron Baum, Bay Harris seni görmek istiyor. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
I mean, was it something upsetting for you to hear? | Demek istediğim, söylediğini duymak sizin için üzücü müydü? Demek istediğim, onunla konuşurken seni endişelendiren bir şey oldu mu? | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
She said, �you saw it, right? Right? You saw it? | Dedi ki, "Gördün onu değil mi? Değil mi? Gördün onu? | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
No, it wasn't upsetting for me to hear it. | Hayır, bunu duymak benim için üzücü değildi. Hayır, onunla konuşurken endişelenmedim. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Oh, okay. | Peki. Tamam. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
I'm done with grief counselling, and I feel much better. | Yas danışmamı bitirdim, ve çok daha iyi hissediyorum. Acımı sizinle paylaştım ve kendimi daha iyi hissediyorum. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Yeah, please. Go. | Evet, lütfen. Gidebilirsiniz. Evet, lütfen. Gidebilirsin. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Yo, john doe, you got a visitor. | Hey, isimsiz kahraman, ziyaretçin var. Hey, isimsiz, bir ziyaretçin var. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
That way, you might ask me to loosen them up. | Böylece benden onları bollaştırtmamı isteyebilirsin. Bu sayede, benden onları gevşetmemi isteyebilirsin... | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Oven, light switch, toilet. Safe. | Fırında, ışık şalterinde, tuvalette. Kasada. Fırında, lambanın düğmesinde, tuvalette. Kasada. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
So we've got you running from the scene of Andrew Goode�s murder. | Pekâlâ, seni Andrew Goode'un öldürüldüğü yerden kaçarken yakalıyoruz. Pekâlâ, seni Andrew Goode'nin cinayet mahallinden kaçarken yakalamışız. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
And we've got you living at, and disappearing from, | Ayrıca bu üç cinayetin işlendiği yerde yaşıyor, sonra ortadan kayboluyor, Bu üç cinayetin işlendiği yerde yaşıyor, ortadan kayboluyor... | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
The forensic evidence linking all these people... what is it? | Bütün bu insanları birbirine bağlayan adli delil. Nedir o? Bütün bu insanları birbirine bağlayan adli delil neymiş? | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
No, not your blood. | Hayır, senin kanın değil. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
And, technically, not even blood. | Ve aslında kan bile değil. Aslında kan bile değil. Bir çeşit yapay kan. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Come on, man, help me out. | Haydi, yardım et bana. Haydi ama dostum, biraz yardımcı ol. Bana bilmediğim bir şey söyle. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
Yeah, I want him out of local custody today. | Evet, onun bugün gözaltından çıkarılmasını istiyorum. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
yes, this is Cameron�s mother. | Evet, ben Cameron'ın annesiyim? Evet, ben Cameron'ın annesiyim. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
ms. Baum, you're aware of the recent tragedy we've had here at school? | Bn. Baum, sanırım okulumuzda yakın zamanda yaşanan trajediyi duymuşsunuzdur? Bayan Baum, bu yakınlarda okulumuzda yaşanan trajediyi duydunuz mu? | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
When I spoke to Cameron about it, she seemed strangely unaffected. | Bu konuda Cameron'la konuştuğumda garip şekilde etkilenmemiş gözüktü. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
It's been overwhelming for all of us, first with the tornado, then the move. | Önce yaşadığımız kasırga sonra da taşınmamız hepimiz için zor oldu. Önce yaşadığımız kasırga, sonra da taşınmamız hepimiz için zor oldu. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |
I'm sorry, she didn't (INDISTINCT) | Üzgünüm, bundan bahsetmemişti. Özür dilerim, bundan bahsetmemişti. | Terminator: The Sarah Connor Chronicles Queen's Gambit-3 | 2008 | ![]() |