Search
English Turkish Sentence Translations Page 160672
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
All light. | Pekala. Bütün ışıklar. Bütün ışıklar. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
We have to go. No. No, I can't make it. | Gitmek zorundayız. Hayır. Hayır, Yapamam. Hadi gitmek zorundayız. Hayır, ben yapamam. Hadi gitmek zorundayız. Hayır, ben yapamam. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
My hover stabilization's gone. | Havada kalma sabitleme devrem bitik. Bütün çalışma gücüm gitti. Bütün çalışma gücüm gitti. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
My main circuit's blown, and both back ups are failin'. | Ana devrem patladı, ve her iki beslememde zayıflıyor. Ana devrelerim de çok büyük Bir güç kaybı var,yapamam. Ana devrelerim de çok büyük Bir güç kaybı var,yapamam. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
You can make it. | Yapabilirsin. Bunu yapabilirsin. Bunu yapabilirsin. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
It's no use, Vincent. My useful days are finished. | Yararı yok, Vincent. Faydalı günlerim bitti. İşe yaramaz Vincent. Sanırım buraya kadarmış. İşe yaramaz Vincent. Sanırım buraya kadarmış. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
But part of me goes with ya. | Fakat parçalarım seninle gelecek. Ama sen kendini kurtar. Ama sen kendini kurtar. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
We'll never be obsolete. | Bir daha asla kullanılmayacağım. Benim için bundan sonrası olmayacak. Benim için bundan sonrası olmayacak. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Carry on the tradition. | Geleneği sürdür. Carry üretim robotlarıyız biz. Carry üretim robotlarıyız biz. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
We're the best. | En iyisiyiz. Biz en iyiyiz. Biz en iyiyiz. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Charlie! Help! | Charlie! Yardım edin! | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
No! Help! | Hayır! Yardım edin! | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
We better get the hell off! The whole ship's breaking up! Everybody, sit tight. | En iyisi bu cehennemden çıkmak! Bütün gemi parçalanacak! Herkes, sıkıca otursun. Cehennemin ağzı açıldı!Bütün gemi parçalanıyor! Herkes, oturun. Cehennemin ağzı açıldı!Bütün gemi parçalanıyor! Herkes, oturun. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Hang on! Lift off! | Tutunun! Kalkıyoruz! Bekle! Asansör kapalı! Bekle! Asansör kapalı! | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Gravity force field is on! | Yerçekimi güç alanı açık! Yerçekimi kuvveti ayarlandı! Yerçekimi kuvveti ayarlandı! | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Controls not responding. | Kontroller cevap vermiyor. Kontrol yanıt vermiyor. Kontrol yanıt vermiyor. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Captain, the ship has been programmed. | Kaptan, gemi programlı. Kaptan, Reinhart bu gemiyi... Kaptan, Reinhart bu gemiyi... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
To Reinhardt's course. | Reinhardt'ın yoluna. Kendine göre programlamıştı. Kendine göre programlamıştı. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
You mean we're going into the black hole? | Peşinden kara deliğin içersine mi demek istiyorsun? Bu Kara Deliğin içine doğru gidiyoruz demek mi oluyor? Bu Kara Deliğin içine doğru gidiyoruz demek mi oluyor? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Yep. Let's pray he was a genius. | Evet. Dua edelim, o bir dahi idi. Evet. Dua etmekten başka çaremiz kalmadı. Evet. Dua etmekten başka çaremiz kalmadı. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
In, in, in, through, through, through... | İçine, içersine... İçindeyiz, içinde, büyük gözün içinde ortasında, ... İçindeyiz, içinde, büyük gözün içinde ortasında, ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
and beyond. | ve ötesine. ve ötesinde. ve ötesinde. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
In, in, through, through, through and beyond. | İçine, içersine, ve ötesine. İçinde, boyunca, olacak, ve sonrasında. İçinde, boyunca, olacak, ve sonrasında. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Help me! Help me! Help me! | Yardım edin! Bana yardım et! Bana yardım et! Bana yardım et! Bana yardım et! Bana yardım et! Bana yardım et! | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Help, help, help, help me, me! | Yardım edin! Bana yardım, yardım, yardım, yardım edin! Bana yardım, yardım, yardım, yardım edin! | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Life? Life? Life? Life? Life forever. | Yaşamak? sonsuza dek. Hayat! Hayat! Hayat! Hayat! Sonsuza kadar hayat. Hayat! Hayat! Hayat! Hayat! Sonsuza kadar hayat. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Reinhardt murdered my father, my father, father. | Reinhardt babamı öldürdü, babamı. Reinhardt, babamı öldürdü.. Babam, babam. Reinhardt, babamı öldürdü.. Babam, babam. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Where is he? Reinhardt murdered, murdered, murdered... | Nerede o? Reinhardt katil,... Reinhardt nerede peki ? Öldürülen, katledilen,öldürüldü ... Reinhardt nerede peki ? Öldürülen, katledilen,öldürüldü ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
murdered, murdered, murdered, murdered... | Öldürüldü, katledildi öldürüldü, öldürüldü ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
The black hole is pulling us in, pulling us in, pulling us in. | Kara delik bizi içine çekiyor,... Kara delik, bizi çekiyor içine çekerek, bizi çekerek Kara delik, bizi çekiyor içine çekerek, bizi çekerek | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
We could also be dead, could also be dead... | Ölmüş olabilirdik. Biz de, ölü olabiliriz, Evet ölü olabiliriz ... Biz de, ölü olabiliriz, Evet ölü olabiliriz ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Be dead, be dead, be dead, be dead, be dead, be dead. | , Ölü, ölü, ölü olacağız. ölü, ölü, ölü. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
We're the best. We're the best. We're the best. We're the best. | En iyisiyiz. Biz en iyiyiz. Biz en iyiyiz. Biz en iyiyiz. Biz en iyiyiz. Biz en iyiyiz. Biz en iyiyiz. Biz en iyiyiz. Biz en iyiyiz. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Vincent. The best, best, best, best, best. | Vincent. En iyisi. Vincent. İyisin, En iyi, en iyi, en iyisi. Vincent. İyisin, En iyi, en iyi, en iyisi. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
We're the best. The best. The best, the best. | En iyisiyiz. En iyi. Biz en iyiyiz. İyi. En iyisi. Biz en iyiyiz. İyi. En iyisi. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Christmas morning, Christmas morning. Our mission's finished. | Noel sabahı, noel sabahı. Görevimiz bitti.. Noel sabahı, Noel sabahı. Görevimiz bitmiştir. Noel sabahı, Noel sabahı. Görevimiz bitmiştir. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
It's pulling us in, pulling us in. Christmas morning. Christmas... | İçine çekiyor,... Noel sabahı. Noel... Bu bizi içeri çekiyor, bizi çekiyor Noel sabahı. Noel ... Bu bizi içeri çekiyor, bizi çekiyor Noel sabahı. Noel ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
We are the best. Help me! Help me! Help me! Help me! | En iyisiyiz. Yardım edin! Biz en iyisi. Bana yardım et! Bana yardım et! Bana yardım et! Bana yardım et! Biz en iyisi. Bana yardım et! Bana yardım et! Bana yardım et! Bana yardım et! | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Mr. Pizer. Yes, Vincent. | Bay Pizer. Evet, Vincent. Bay Pizer, Buraya kadar gelmeniz gerekiyor. Bay Pizer. Evet, Vincent. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Mr. Pizer, I think you should come up here. | Bay Pizer, Sanırım buraya gelmelisiniz. Konu nedir Vincent? Bay Pizer, Buraya kadar gelmeniz gerekiyor. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
The largest black hole I have ever encountered, Mr. Pizer. | Şimdiye kadar ki en büyük kara deliğe rastladım, bay Pizer. Hmm. Hologram’da göster bakalım. Bay Pizer bu zamana kadar gördüğümüz en büyük kara delikle karşılaştım. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Let's see it. �t hasn't moved since I first picked it up. | Görelim. İlk yakaladığım andan beri hareketsiz. Büyük bir gemi gibi görünüyor. Alex, Duyuyor musun? Göster bakalım. İlk tespitten beri hareketsiz bir gemi. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
�t seems to be some kind of ship. Do you copy, Alex? | Bir tür gemi gibi. Anladın mı, Alex? Duyuyorum Roger. Biraz daha büyüt Vincent kimlik tespitine çalış. Büyük bir gemi gibi görünüyor. Alex, Duyuyor musun? | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Roger, Dan. Enlarge again, Vincent, and let's try to identify it. | Anlaşıldı, Dan. Tekrar büyüt Vincent, kimliğini belirlemeğe çalışalım. Ama burada bizden önce gelmiş bir gemi nasıl olabilir? Duyuyorum Roger. Biraz daha büyüt Vincent kimlik tespitine çalış. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
�'m going after him. Stay at your post, Charlie. | Onun peşinden gidiyorum. Görev yerinde kal, Charlie. Neden izin vermiyorsun? Ben ona yardıma gidiyorum. Olmaz, Charlie yerinde kal. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Charlie, you'll stay with the Palomino. But you need everyone that's got... | Charlie, Palomino'da kalıyorsun. Ama herkese ihityacın ola... Charlie. Endişelenmeyin Bay Pizer. Charlie, gemide benimle kalsın. Ama benim herkese ihtiyacım var ... | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Charlie. Don't worry, Mr. Pizer. | Charlie. Üzülmeyin, bay Pizer. Belki onlarında hizmetime ihtiyaçları vardır. Charlie. Endişelenmeyin Bay Pizer. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Easy, Kate. � know I shouldn't get my hopes up, but it's hard not to. | Yavaş, Kate. Biliyorum umutlanmamalıyım, ama bu kolay değil. Anlıyorum. Bekle, Kate. Umutlanmak istemiyorum ama elimde değil. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Not to me, Mr. Booth. Not this close. | Benim için değil, bay Booth. Bu kapalı değil. Dilerim içeride ki ısı beni eritmez. Benim için değil, Bay Booth. Hiç bu kadar yaklaşmamıştım. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Hello? �'m Kate McCrae. | Merhaba? Ben Kate McCrae. Frank McCrae gemide mi? Merhaba? Ben Kate McCrae. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Is this going to be an interview, Mr. Booth? | Bu bir görüşme mi olacak, bay Booth? Öncelikle biraz dinlenin... Bu röportaj devam edecek mi Bay Booth? | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Perhaps it was another of what you term my "theatrical gestures," Mr. Booth... | Belki de diğer bir deyişle "tiyatrosal jest" ile bay Booth... ama ben gemide kalmayı seçtim. Belki de benim bu yaptığıma "teatral jest," dersiniz Bay Booth ... | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Ah, Mr. Pizer! Come in. Join us. | Ah, bay Pizer! Gelin. Bize katılın. Teşekkür ederim. Kızak takımıyla tanıştınız mı? Ah, Bay Pizer! İçeri gelin bize katılın. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Be careful. � know. | Dikkatli ol. Biliyorum. Bu robotlar Dr.Frankenstein’in canavarları gibi tehlikeli. Dikkatli ol. Anladım. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
What would you have said, Mr. Booth, if the authorities... | Ne diyordunuz, bay Booth, Şayet yetkililer Colombus'u... Yeni Dünya’yı keşfetmeden önce Colomb’u geri çağırsalar hiç hoş olur muydu? Bay Booth, yetkililerin ne dediği hiç umurumda değil... | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
� know what I saw, Charlie. Dan, nobody buries a robot. | Ne gördüğümü biliyorum, Charlie. Dan, hiç kimse bir robotu gömmez. Ben robot olduğunu söylemedim. Ne gördün peki? Ben ne gördüğümü biliyorum Charlie. Böyle bir robot olamaz Dan. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
� didn't say it was a robot. Then what? | Bir robottu demedim. O halde ne? Uzaya bir şey attılar ama hepsi, sanki bir cenaze törenindeymiş gibiydiler.. Ben robot olduğunu söylemedim. Ne gördün peki? | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
A pint cannot hold a quart, Mr. Pizer. | Yarım litre bir litreyi karşılamaz, bay Pizer. Ama sanırım onlar, Çok zor işleri başarıyorlar. Bir bardak birayı, bir litre yapamam, Bay Pizer. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
�t's only dinner. "Said the spider to the fly." I should be with you. | Sadece yemekte. "Uçmaya dedi örümcek." Seninle olacağım. Evet, bence de Max’tan uzak durmak bizim yararımıza olur. Sadece yemek yiyeceğiz. Bence o uçan örümceğe çok dikkat edin. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
There are three basic types, Mr. Pizer. The wills, the won'ts and the can'ts. | Üç temel çeşidi var, bay Pizer. İsteyenler, istemeyenler ve yapamayanlar. Her şeyi başaracağı halde başarmaya karşı olan... Üç temel tip insan vardır Bay Pizer. Dilerse,her işi başaran.. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Well, Mr. Booth, what's new on Earth? | Evet, bay Booth, dünyada ne yenilikler var? Bıraktığınızdan beri değişen pek bir şey yok Doktor. Evet, Bay Booth, Dünyada ne gibi yenilikler var? | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Ha! �mpossible! | İmkansız! "imkansız" sadece aptalların sözlüğünde ... Hah! İmkansız! | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
The word "impossible," Mr. Booth... | "imkansız," kelimesi bay Booth... ..olan bir kelimedir Bayım. "imkansız" sadece aptalların sözlüğünde ... | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
� think the guy's nuts. � don't buy that. | Sanırım adam deli. Buna katılmıyorum. Ne olursa olsun benim için çok iyi bir yalancı. Ben aynı şekilde düşünüyorum. Buna inanmıyorum. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Come on. � know what I saw, Alex... | Hadi. Ne gördüğümü biliyorum, Alex... Bence Reinhardt ve ekibinde bir gariplik olduğunu kabul etmelisin. Hadi ama. Alex, ben ne gördüğümü biliyorum ... | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
� think that's up to Reinhardt to decide. Dan. | Sanırım karar Reinhardt'da kalmış. Dan. Vincent sizi çağırıyor. Ben buna Reinhart karar versin diyorum. Dan. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Reinhardt called it mutiny and killed Mr. McCrae. | Reinhardt isyan olarak saydı ve bay McCrae'i öldürdü. Ya mürettebata ne oldu? Onlar da nöbetçiler tarafından ele geçirildi, robotlaştırıldılar ve hala gemideler. Ancak Reinhardt bunu isyan sayarak, Bay McCrae’i öldürdü. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Robots, Mr. Pizer, humanoid robots. | Robotlar, bay Pizer, insanımsı robotlar. Bu evrende ki en değerli şey ... Robotlar, Bay Pizer, onlar insansı robotlar. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Exactly, Mr. Booth. | Kesinlikle, bay Booth. Madem bu işin arkasında böyle şeytanca bir fikir var. Kesinlikle öyle Bayım. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
How are your readings, Vincent? All systems are go, Mr. Pizer. | Durum nasıl, Vincent? Tüm sistemler çalışıyor, bay Pizer. Alex, inan bana bunun için hayatını tehlikeye atmaya değmez. Göstergelerde neler var Vincent? Tüm sistemler gitmek için hazır Bay Pizer. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Damn it all, Dan! �f we wait for Alex, we may be too late. | Lanet olsun hepsine, Dan! Eğer Alex'i beklersek çok geç kalacağız. Görmüyor musun? Adam onu hipnotize etti. Lanet olsun Dan!Alex’i beklersek ayrılmak için çok geç kalacağız. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
We've gotta get out of here. �'m staying. Shh! | Buradan çıkmalıyız. Ben kalıyorum. Reinhardt bir katil. Ne? Buradan acele çıkmalıyız. Ben kalıyorum. Sus! | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
� hope she's electing also to stay with us. No, I... | Umarım bizimle kalmayıda seçmiştir. Hayır, ben... Tavrın neden değişti? Tam benim Kara Deliğe ... O seçimini benimle kalmaktan yana yaptı.. Hayır, olmaz. .. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
What changed your mind? �'m not. I, uh... | Aklında ne değişti ki? Ben. Ben, ah... ..yolculuğa çıkacağım bu zamanda. Tavrın neden değişti? Tam benim Kara Deliğe ... | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
I wish you a safe voyage home, Mr. Pizer. | Eve güvenli bir yolculuk yapmanı arzuluyorum, bay Pizer. Evet, tek parça halinde geri dönmenizi istiyorum! Merak etmeyin,güvenle geri döneceğiz Bay Pizer. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Charlie, do you read me? Loud and clear, Dan. | Charlie, beni duyuyor musun? İyi ve açık, Dan. Giriş kapısını tutmuşlar,Ambar kapaklarını kapatmanız için bize 60 saniye verin Harry . Charlie, beni duyuyor musun? Çok net, Dan. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Where are you? Side corridor near reception. | Neredesin? Girişteki koridordayız. Onları ani ateşle yok etmeye çalışacağız Charlie,sen sayıma başla. Neredesiniz? Girişe yakın koridorun kapısında. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
How bad? Oh, uh... l I think it's broken. | Kötü mü? Sanırım kırıldı. Gemiye geri dönebilir misin? Sanırım yapabilirim. Ne kadar kötü? Ah, ah ... Sanırım kırıldı. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Can you make it back to the ship? � think so. | Gemiye geri gidebilecek misin? Sanırım. Tamam o zaman. Harry, Sen gemiye git,ben onları almaya gidiyorum. Gemiye geri dönebilir misin? Sanırım yapabilirim. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Go after Reinhardt and turn the ship around? �t's too late for all that. | Reinhardt'ın peşinden gidip, gemiyi döndürebilir miyiz? Bütün bunlar için çok geç. Alternatifimiz var. “Öncü gemi”,sen bir dahisin Vincent. Reinhardt gemiyi hareket ettirince Ne yapabilirdim? Her şeye rağmen geç sayılmaz. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
� got you, Bob. Let go, Captain! Save yourself! | Yakaladım, Bob. Git, Kaptan! Kurtar kendini! Yola devam edelim! O donuyor. Bob benimle kal. Bırak beni Kaptan!Sen kendini kurtar! | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
H Help me. Help. Help. | Yardım edin. Bana yardım edin. Yardım. Yardım edin. Bana yardım edin. Yardım. Yardım edin. | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
�t's pulling us in, pulling us in. Christmas morning. Christmas... | İçine çekiyor,... Noel sabahı. Noel... Bu bizi içeri çekiyor, bizi çekiyor Noel sabahı. Noel ... Bu bizi içeri çekiyor, bizi çekiyor Noel sabahı. Noel ... | The Black Hole-2 | 1979 | ![]() |
Well, Doctor? An heir, my lord, and a brother for him. | Evet, Doktor? Vârisiniz oldu, ve bir de erkek kardeş. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
Twins. | İkiz. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
A toast. Let's drink to it. No. | Kadeh kaldıralım, buna içilir. Hayır. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
Don't toast this birth. Please. | Bu doğuma kadeh kaldırmayın lütfen. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
Do you all know how our family began? | Ailemizin nasıl başladığını hepiniz bilirsiniz. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
With twins. | İkizlerle. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
Brand and Wolfram. | Brand ile Wolfram. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
And it will end with twins. | Ve yine ikizlerle son bulacak. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
"I end as I began. " | Başladığım gibi bitiririm. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
My eyes. Lieutenant Hassel, would you please? | Gözlerim. Teğmen Hassel, rica etsem? Elbette efendim. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
"And after that night, Wolfram was never seen again, | O geceden sonra, Wolfram'ı bir daha gören olmadı. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
"either within the castle or without. | Ne şatonun içinde, ne de dışında. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
"And all men knew that he had been slain | Onun, kardeşi tarafından Kara Oda'da katledildiğini herkes biliyordu. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
Even if it were true, there's no younger and no older. | Doğruysa bile, ortada genç veya yaşlı yok ki. Onlar ikiz. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
The prophecy must fall on my children. | Kehanet çocuklarımla ilgili olmalı. Büyük olan başa geçecek, küçük olansa acı... | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
The younger will have greater reason than that for bitterness, my lord. | Küçüğün acı çekmek için daha büyük bir sebebi var. | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |
His right arm is paralyzed. Paralyzed? | Sağ kolu kötürüm. Kötürüm mü? | The Black Room-1 | 1935 | ![]() |