Search
English Turkish Sentence Translations Page 178357
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Hold your horses. | Dur bir hele. Atını hazırla. Dur bir hele. Bir dakika! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Damn trailing point switch. The track's aligned for D 16. | Lanet makas değişmiş. Raylar D 16 hattına gidiyor. Lanet olası makas değişmemiş. D 16 rayını gösteriyor. Lanet makas değişmiş. Raylar D 16 hattına gidiyor. Lânet makas kolu. Ray D 16'ya ayarlanmış. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
What's your stopping distance? | Duruş mesafen nedir? Durma mesafen ne? Duruş mesafen nedir? Duruş mesafen ne? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
At least 20 cars to a stop. Damn it! | En az 20 vagon. Lanet olsun! Durmak için en az 20 vagon. Lanet olsun! En az 20 vagon. Lanet olsun! En az 20 vagon boyu. Hay anasını! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Okay. So we back it up and lose a little time. | Tamam. O zaman biraz geriye gidelim. Sadece biraz vakit kaybederiz. Tamam. Geri geri gidip, biraz zaman kaybedelim. Tamam. O zaman biraz geriye gidelim. Sadece biraz vakit kaybederiz. O zaman yavaşlat, sadece vakit kaybederiz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I'm hopping out. | Atlıyorum. Dışarı atlıyorum. Atlıyorum. Atlıyorum. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Do not get out of that cab. Man! | Lokomotiften çıkma dostum! Kabinden çıkma dostum! Lokomotiften çıkma dostum! Kabinden inme be adam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Don't worry. I'll set the independent. | Merak etme, müstakil freni ayarlayacağım. Merak etme. Serbeste alıyorum. Merak etme, müstakil freni ayarlayacağım. Endişelenme. Seri freni kuracağım. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Dewey! Dewey! | Dewey! Dewey! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Come on, get back on. | Hadi, bin şuna. Haydi ama, geri dön. Hadi, bin şuna. Yapma, geri bin. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Dewey! You better get back on! | Dewey! Hemen bin şuna! Dewey! Geri dönsen iyi olur! Dewey! Hemen bin şuna! Dewey! Geri bin lan şuna! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I'm on it. I'm on it. | Hallettim. Hallettim. Hallediyorum. Hallediyorum. Hallettim. Hallettim. Hâlledeğim, hâlledeceğim. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Shit! | Siktir! Ha siktir! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You better get back on. Dickhead. | Binsen iyi edersin mankafa. Yakalasan iyi olur. Beyinsiz. Binsen iyi edersin mankafa. Binsen iyi olur, kazma! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
MAN: Nice job. Dewey! | Aferin Dewey! İyi iş. Dewey! Aferin Dewey! Aferin sana Dewey! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
God damn it! | Kahretsin! Lanet olsun! Kahretsin! Allah kahretsin! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
So now what the hell do we do? | Şimdi ne bok yiyeceğiz? Ne yapacağız şimdi? Şimdi ne bok yiyeceğiz? Peki şimdi ne yapacağız ulan? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Shoot. | Lanet olsun. Hay aksi. Lanet olsun. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Ooh. You're in trouble. | Başın çok büyük dertte. Oh. Başın belada. Başın çok büyük dertte. Başın belâda. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Just don't talk about it. Just put your sister on the phone. Sweetheart. | Hiçbir şey deme. Telefonu kardeşine verir misin tatlım? Onun hakkında konuşma. Telefonu kız kardeşine ver, tatlım. Hiçbir şey deme. Telefonu kardeşine verir misin tatlım? Bunu konuşmayalım. Kardeşini telefona çağır canım. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Dad. | Babam. Baba. Babam. Babam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
She doesn't want to talk to you. | Seninle konuşmak istemiyor. Seninle konuşmak istemiyor. Ne? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Listen. Just tell her I was... I didn't forget. I was just... | Dinle. Ona söyle... Unutmadım. Ben sadece... Dinle. Ona söyle... Ben... Unutmadım. Sadece... Dinle. Ona söyle... Unutmadım. Ben sadece... Bak ona söyle... Unutmadım. Sadece... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I was running late. | Geç kalıyordum. Geç kalmıştım. Geç kalıyordum. Geç kalıyordum. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
She's got a date tonight. | Bu gece bir randevusu var. Bu akşam randevusu var. Bu gece bir randevusu var. Bu gece bir randevusu var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
With who? | Kiminle? Kimle? Kiminle? Kiminle? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Just put your sister on the phone. | Telefonu kardeşine ver. Telefonu kız kardeşine ver. Telefonu kardeşine ver. Sen kardeşini bir telefona ver bakalım. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Wait. Here she is. | Bir dakika. Al bakalım. Bekle. Veriyorum. Bir dakika. Al bakalım. Bekle. Şurada. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
FRANK: Nic? | Nic? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Listen. Just... | Dinle. Ben... Dinle. Sadece... Dinle. Ben... Bak, ben... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Baby, look, I didn't forget. I was... | Doğum gününü unutmadım bebeğim. Ben... Bebeğim, bak... Unutmadım... Ben... Doğum gününü unutmadım bebeğim. Ben... Yavrum bak, unutmadım. Sadece... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Frank. The stop blocks are up. Is there a problem? | Frank. Takozlar yukarıda. Bir sorun var mı? Frank. İstasyon palangaları yukarıda. Bir problem olur mu? Frank. Takozlar yukarıda. Bir sorun var mı? Frank? Takozlar kalkık. Bir sorun mu var? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
No. There's no problem. Except you got it backwards. | Hayır, ters takmış olman dışında bir sorun yok. Hayır. Problem yok. Geriye doğru yapman, dışında. Hayır, ters takmış olman dışında bir sorun yok. Hayır, bir sorun yok. Tam tersini yapman hariç. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Turntable house goes on my end. You're on the ballast. | Döner levha yatağı bana doğru gelecek. Sense mıcır üzerindesin. Döner platform bana doğru dönecek Seninki balastlara doğru. Döner levha yatağı bana doğru gelecek. Sense mıcır üzerindesin. Döner köprü bana bakacak. Seninki çakıllara bakıyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
On my end. | Bana doğru. Bana doğru dönecek. Bana doğru. Benim tarafıma bakacak. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Other than that, no problem. No problem at all. | Bunun dışında bir sorun yok. Hiçbir sorun yok. Bunun dışında, bir problem yok. Hiç problem yok. Bunun dışında bir sorun yok. Hiçbir sorun yok. Onun dışında bir sorun yok. Hiçbir sorun yok. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Like I told you. | Daha önce de söylediğim gibi. Söylediğim gibi. Daha önce de söylediğim gibi. Dediğim gibi... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
If you don't know something. Just ask. That's all. | Bir şeyi bilmiyorsan, sor. Hepsi bu. Eğer, bir şeyi bilmiyorsan, sor bana. Bu kadar. Bir şeyi bilmiyorsan, sor. Hepsi bu. ...bilmediğin bir şey varsa, sor gitsin. Hepsi bu. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I hope so. | Umarım. İnşallah. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Whatever. | Neyse ne. Her neyse. Neyse ne. Neyse ne. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Excuse me? | Anlamadım? Pardon? Anlamadım? Affedersin? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
This shit. This "Let's make the new guy prove himself"" bullshit. | Bu saçmalık. "Yeni elemana kendini kanıtlattıralım." saçmalığı. Bu şey. Haydi 'yeni adam kendini kanıtlasın' saçmalığı. Bu saçmalık. "Yeni elemana kendini kanıtlattıralım." saçmalığı. Bu zırva. "Hadi acemi çaylak kendini ispatlasın" safsatası. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I gotta tell you. I've heard it before and it gets old real fast. | Daha önce de duydum ve modası çok çabuk geçiyor. Sana diyeyim. Bunu çok duydum ve çabuk eskiyor. Daha önce de duydum ve modası çok çabuk geçiyor. Söyleyeyim, çok duydum ve çok çabuk modası geçiyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Well. That's how it is at the retirement home. | Huzurevinde işler böyle yürür. Aynen. Bu huzurevlerinde de böyledir. Huzurevinde işler böyle yürür. Ama huzur evlerinde durum böyledir. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Company wants to get rid of us old heads. | Şirket, biz eski kafalılardan kurtulmak istiyor. Şirket, bizim gibi eski kafalıları atmak istiyor. Şirket, biz eski kafalılardan kurtulmak istiyor. Şirket bizim gibi eski kafaların hepsini atmak istiyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
They give all the jobs to you new guys. You yellow vests. | İşlerin hepsini senin gibi yeni elemanlara veriyorlar. Senin gibi sarı yeleklilere. Tüm işleri yeni adamlara veriyorlar. Senin gibi sarı yeleklilere. İşlerin hepsini senin gibi yeni elemanlara veriyorlar. Senin gibi sarı yeleklilere. Bütün işleri siz yenilere veriyorlar. Sarı yakalılara. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I'm not trying to take anything from anybody. | Kimsenin elinden bir şey almaya çalışmıyorum. Ben hiç kimsenin yerini almaya çalışmıyorum. Kimsenin elinden bir şey almaya çalışmıyorum. Kimseden bir şey almaya çalışmıyorum. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
As reassuring as that is. | Söylediklerin ne kadar güven verici olsa da... Buna minnettarım. Söylediklerin ne kadar güven verici olsa da... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
A lot of guys don't see it that way. | ...birçok insan böyle algılamaz. Çoğu insan, duruma böyle bakmıyor. ...birçok insan böyle algılamaz. ...çocukların birçoğu durumu böyle görmüyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I'm here. I'm walking in right now. | Geldim. Şimdi içeri giriyorum. Buradayım. Şimdi içeri geliyorum. Geldim. Şimdi içeri giriyorum. Buradayım. Şimdi içeri giriyorum. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I got a car full of donuts for those kids. | Gezideki çocuklar için bir sürü donut aldım. Bir araba dolusu çörek aldım çocuklara. Gezideki çocuklar için bir sürü donut aldım. Çocuklara bir araba dolusu çörek aldım. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
A coaster? What train? DEWEY: Connie? | Boşta tren mi? Hangi tren? Connie? Kayıyor mu? Tren mi? Connie? Boşta tren mi? Hangi tren? Connie? Kayıyor mu? Hangi tren? Connie? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
How the hell did this happen? | Bu iş nasıl oldu? Bu nasıl oldu? Bu iş nasıl oldu? Bu nasıl olur yahu? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
It just got away from me. | Elimden kaçıverdi. Kaçırdım elimden. Elimden kaçıverdi. Elimizden kaçtı. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
It got away from you? | Kaçı mı verdi? Elinden mi kaçırdın? Kaçı mı verdi? Elinizden kaçtı mı? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
It's a train. Dewey. Not a chipmunk. | Bir trenden bahsediyoruz Dewey. Sincaptan değil. O bir tren, Dewey. Sincap değil. Bir trenden bahsediyoruz Dewey. Sincaptan değil. Bu bir tren, Dewey. Sincap değil! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I had to leave the cab to throw a switch. | Makas değiştirmek için lokomotiften inmem gerekiyordu. Kabini terkettim, makası değiştirmek için. Makas değiştirmek için lokomotiften inmem gerekiyordu. Makas değiştirmek için kabini terk etmem gerekti. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You left the cab? GILLEECE: Yeah. | Lokomotiften mi indin? Evet. Kabini mi terk ettin? Evet. Lokomotiften mi indin? Evet. Kabini terk mi ettin? Evet. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
And it gets worse. | En kötüsünü duymadın. Ve daha kötüsü var. En kötüsünü duymadın. Ve daha beteri var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
The air brakes weren't tied on. They aren't tied on. Still. | Hava hortumları bağlanmamıştı. Bağlı değiller yani. Hava frenleri bağlı değil. Onlar hâlâ bağlı değil. Hava hortumları bağlanmamıştı. Bağlı değiller yani. Havalı frenler bağlı değildi. Daha bağlanmamışlardı. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We've got an unmanned train rolling into opposing traffic | Bana kondüktörsüz ve hava freni olmadan... Elimizde, insansız bir şekilde trafiğe yol alan... Bana kondüktörsüz ve hava freni olmadan... İnsansız bir tren karşı istikamette... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
with no air brakes. Is that what you're telling me? | ...trafiğe dalan bir trenimiz olduğunu mu söylüyorsunuz? ...frensiz bir tren var. Bunu mu diyorsun yani? ...trafiğe dalan bir trenimiz olduğunu mu söylüyorsunuz? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I set the independent brakes. That'll for sure stop it. | Müstakil freni ayarlamıştım. Bu onu durduracaktır. Frenleri serbeste aldım. Eminim, bu onu durduracaktır. Müstakil freni ayarlamıştım. Bu onu durduracaktır. Seri freni açmıştım. Bu onu durduracaktır. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
How fast is it going? | Hızı nedir? Ne kadar hızlı gidiyor? Hızı nedir? Kaçla gidiyor? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
No more than 10 miles per. | 10 milden fazla değil. Saatte 15 km'den fazla değil. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Okay. Jump on the hi rail and go after it. | Pekâlâ, aracı alıp peşine düşün. Tamam. Araca atlayıp, peşinden gidin. Pekâlâ, aracı alıp peşine düşün. Tamam, vagonete atlayıp peşinden gidin. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Okay. Ballbuster. | Peki. Cadaloz. Tamam. Uyuz şey. Peki. Cadaloz. Tamam. Şirret şey! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Call the field trip! | Gezi şirketini arayın! Gezi ekibine ulaşın. Gezi şirketini arayın! Okul gezisini arayın. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I don't care where they are on the main line. | Ana hatta nerede oldukları umurumda değil. Hat üzerinde nerede oldukları fark etmez. Ana hatta nerede oldukları umurumda değil. Ana hat üzerinde nerede oldukları fark etmez. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
They need to get into the nearest siding. | Hemen en yakın hatta geçmeliler. En yakın hatta girmeleri gerekiyor. Hemen en yakın hatta geçmeliler. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
RS Campaign. RS Campaign. This is Fuller Yard. Do you copy? | Demiryolu Güvenlik Şirketi. Burası Fuller İstasyonu. Beni duyuyor musunuz? GD Seyahat. GD Seyahat. Burası Fuller İstasyonu. Duyuyor musunuz? Demiryolu Güvenlik Şirketi. Burası Fuller İstasyonu. Beni duyuyor musunuz? Gezi aracı, gezi aracı. Burası Fuller Garı. Duyuyor musunuz? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
RSC answering dispatch. How can I help you? Over. | DGŞ konuşuyor. Size nasıl yardımcı olabiliriz? Tamam. GDS cevap veriyor. Nasıl yardım edebilirim? Tamam. DGŞ konuşuyor. Size nasıl yardımcı olabiliriz? Tamam. Gezi aracı cevap veriyor, merkez. Nasıl yardımcı olabilirim? Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
RS Campaign. This is Fuller Yard. | DG Şirketi, burası Fuller İstasyonu. GD Seyahat. Burası, Fuller İstasyonu. DG Şirketi, burası Fuller İstasyonu. Demiryolu Güvenliği Gezisi, burası Fuller Garı. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We've got unauthorized activity on your track. | Hattınız üzerinde beklenmedik bir sefer var. Rayınız üzerinde yetkisiz bir aktivite tespit ettik. Hattınız üzerinde beklenmedik bir sefer var. Yolunuz üzerinde plansız bir sefer gerçekleşmekte. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We're gonna need you to divert to a siding at Portville. | Sizi Portville'de bir yan hatta yönlendirmek zorundayız. Sizi Portville hattına yönlendirmemiz gerekiyor. Sizi Portville'de bir yan hatta yönlendirmek zorundayız. Portville'de bir cebe girmeniz gerekiyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Dispatch. Please repeat. | Merkez tekrar edin lütfen. Lütfen, cevap verin. Merkez tekrar edin lütfen. Merkez, lütfen tekrar edin. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Please repeat. Over. | Lütfen tekrar edin. Tamam. Lütfen, cevap verin. Tamam. Lütfen tekrar edin. Tamam. Lütfen tekrar edin. Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
What time is train time? | Tren zamanı, ne zamandır? Ne zaman tren zamanı? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
ALL: Anytime! | Her zaman! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Divert to a siding in Portville. Do you copy? | Portville'de bir yan hatta girin. Anladınız mı? Portville hattına giriniz. Anlaşıldı mı? Portville'de bir yan hatta girin. Anladınız mı? Portville'de cebe girin. Anlaşıldı mı? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I copy. I'll divert into the siding at Portville. Over. | Anladım. Portville'de yan hatta gireceğim. Tamam. Anlaşıldı. Portville hattına gireceğim. Tamam. Anladım. Portville'de yan hatta gireceğim. Tamam. Anlaşıldı. Portville'de cebe gireceğim. Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Get me 777's cargo information. | 777'nin yük bilgisini ekrana getir. Bana 777'in kargo bilgisini getir. 777'nin yük bilgisini ekrana getir. Bana 777'nin kargo bilgisini verin. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I have to call corporate and report this. | Şirketi arayıp, bunu haber vermeliyim. Şirketi aramalıyım ve bunu bildirmeliyim. Şirketi arayıp, bunu haber vermeliyim. Şirketi arayıp bunu rapor etmeliyim. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Now. Dewey said he applied the independent. | Şimdi. Dewey müstakil freni ayarladığını söyledi. Şimdi. Dewey, serbeste aldığını söyledi... Şimdi. Dewey müstakil freni ayarladığını söyledi. Şimdi Dewey seri freni açtığını söyledi... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
So friction should stop the damn thing after a few miles. | Yani bu şey, birkaç mil sonra sürtünmeden dolayı durmalı. ...böylece, sürtünme o lanet şeyi birkaç mil sonra durdurmalı. Yani bu şey, birkaç mil sonra sürtünmeden dolayı durmalı. ...yani sürtünme zımbırtıyı birkaç kilometre sonra durdurmalı. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Still. We need to alert every northbound train on the mainline. | Yine de ana hatta kuzeye doğru giden her treni uyarmalıyız. Ana hat üzerinden kuzeye giden her treni uyarmalıyız. Yine de ana hatta kuzeye doğru giden her treni uyarmalıyız. Ana hattan kuzeye yönelen tüm trenleri uyarın. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
First 20 miles of track take priority. | Hattın ilk 20 miline öncelik verin. Rayın ilk 20 milini önceliğe almalıyız. Hattın ilk 20 miline öncelik verin. Hattın ilk 50 kilometresi öncelikli. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I don't care if you're talking about | Üçüncü sınıf, tek noktadan kaynak raylar veya Afganistan'daki operasyonlar... Afganistan kara harekatından ya da... Üçüncü sınıf, tek noktadan kaynak raylar veya Afganistan'daki operasyonlar... Eğer şu Afganistan operasyonlarında kullanılan... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
a spot weld on a Class 3 rip track | ...nokta kaynağı ile tutturulan 3. sınıf raylardan ...nokta kaynağı ile tutturulmuş üçüncü sınıf vagonlardan... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
or ground operations in Afghanistan. It's all about precision. | ...olması fark etmez. Hepsi zamanlama meselesi. ...bahsediyorsan, umrumda değil. Bunlar, zamanlama ile ilgili. ...olması fark etmez. Hepsi zamanlama meselesi. ...bahsediyorsan umurumda değil. Her şey zamanlama ile ilgili. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
WAITRESS: Right. Thank you. | Haklısın. Teşekkür ederim. Tabi ya. Teşekkürler. Haklısın. Teşekkür ederim. Tabi. Sağ ol. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Excuse me. Sure. | İzninle. Tabii. Affedersin. Ne demek. İzninle. Tabii. Affedersin. Ne demek? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Hello. | Alo? Alo. Alo? Alo. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Ned. Where are you? | Ned. Neredesin? Ned neredesin? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Oh. Connie. I'm just driving in now. | Connie. Yoldayım. Oh. Connie. Şu an yoldayım. Connie. Yoldayım. Connie, selâm. Ben de gelmek üzereyim. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
(WHISPERS) I got to go. | Gitmeliyim. Gitmem gerek. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
How far are you from milepost 5? | 5. mil işaretine ne kadar uzaksın? 5 mil işaretinden ne kadar uzaktasın? 5. mil işaretine ne kadar uzaksın? 8'inci kilometrenin ne kadar uzağındasın? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Roughly six minutes. Traffic contingent. | Trafiğe bağlı olarak 6 dakikada varırım herhalde. Yaklaşık altı dakika. Trafiğe bağlı. Trafiğe bağlı olarak 6 dakikada varırım herhalde. Tahminen 6 dakika. Trafiğe bağlı olarak. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Great. I need you to haul ass over there | Harika. Hemen oraya gidip... Harika. Kıçını kaldırıp, oradaki makası... Harika. Hemen oraya gidip... Harika. Hemencecik oraya gitmeni ve... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
and throw the siding switch. We got a coaster. | ...makası değiştirmeni istiyorum. Boşta giden bir trenimiz var. ...değiştirmen gerekiyor. Kayan bir trenimiz var. ...makası değiştirmeni istiyorum. Boşta giden bir trenimiz var. ...ve makası değiştirmeni istiyorum. Kayan bir tren var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |