Search
English Turkish Sentence Translations Page 178700
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
We have respect for people | İnsanlarımıza ve ordumuza Halkın ve ordunun saygısına sahip olacağız. Halkın ve ordunun saygısına sahip olacağız. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Then you do not need. | O zaman bana ihtiyacınız yok. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
They confuse respect, in popularity. | Bu adamlar saygıyı, popülerlikle karıştırıyorlar. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
They have sworn an oath, forget that they just do not. | Ordu bir yemin etti. Hitler'le birlikte ölmeyecek bir yemin. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
What will you do with Goebbels, Himmler and the SS? | Goebbels'le, Himmler ve SS'le nasıl başa çıkacaksınız? | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
They will delete you. Stauffenberg. | Sizi yok edecekler. Bunun önemi yok. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
We must now do something, before we lose the war. | Tek önemli olan şu an harekete geçmemiz. Savaşı kaybetmeden. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Otherwise, it always Hitler's Germany remain. | Yoksa, bu hep Hitler'in Almanya'sı olarak hatırlanacak. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
We must show the world, that we can not all be like him. | Ve dünyaya hepimizin onun gibi olmadığını göstermeliyiz. Dünya'ya hepimizin onun gibi olmadığını göstermiş olacağız. Dünya'ya hepimizin onun gibi olmadığını göstermiş olacağız. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
That is not enough for me. | O kadarı bana yetmez. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
There should be a chance of success. | Başarı şansı olmalı. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Then find a way. | Öyleyse bir yolunu bul. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Papa is home. | Babam gelmiş. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I thought we would see each other in Bamberg. | Sizin Bamberg'te görmeye geleceğim konusunda anlaştığımızı sanıyordum. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
The children could not wait. | Çocuklar bekleyemedi. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Valkyrie. | Valkür. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
We have already considered, it is not appropriate. | Valkür'ü zaten tartıştık, ama uymuyor. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I know, but the Colonel has an idea, that we have to take. | Şu anki haliyle uymuyor. Ama Albay'ın bir fikri var, bence bir gözden geçirmeliyiz. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Sorry, what is Valkyrie? Operation Valkyrie. | Affedersiniz, Valkür nedir? Operasyon Valkür. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
The reserve army of thousands of men, all over Berlin. | Yedek Ordunun Berlin'in her tarafında binlerce adamı var. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Valkyrie is Hitler's plan, they are mobilized by a national catastrophe. | Valkür Hitler'in acil durum planı... | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
With the aim of his government to protect cut or if he is slain. | Emrin tek amacı Hitler ölürse ya da iletişimi kesilirse, hükümetini korumak. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
And what have we there? | Peki bunun bize ne faydası var. Peki bunun bize ne yararı olacak? Peki bunun bize ne yararı olacak? | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Valkyrie is designed Civil unrest. | Valkür sivil kargaşasını bastırmak için hazırlandı. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
But what if the SS consult a coup? | Ama ya SS bir darbe planlıyor olsaydı? | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
The security service would overthrow Hitler, how will the highest command respond? | Devlet güvenliği Hitler'i devirmeye çalışıyor olsaydı... | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
We, the military emergency should cry. | Başka şansımız olmaz, askeri olağanüstü hâl ilan ederdik. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Just start and Valkyrie. Hitler's reserve army against Hitler's own plan. | Kesinlikle ve Valkür'ü başlatırdık. Hitler'in kendi yedek ordusu onun planını kullanıyor. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
We have no other option than the power in Berlin, | SS'lerin komutayı devralmasını engellemek için... | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
to prevent that the SS is in power. | ...Berlin'de kontrolü ele geçirmekten başka şansımız yok. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
They think Hilter for government to fight instead of against it. | Hitler'in hükümetine karşı değil, onun için savaştıklarını zannedecekler. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
While we quietly a new government installed. | Biz de bu sırada yeni bir hükümet kuracağız. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
But only if he is dead. | Ama tabii sadece o ölürse bunlar olabilir. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
That mean you right? | Sizin de söylediğiniz o, değil mi? | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
How do you convince people, that the SS would seize power? | Yoksa nasıl insanları SS'in yönetimi ele geçirmeye çalıştığına inandıracaksınız ki? | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
We must kill Hitler. I'm disappointed in you, colonel. | Hitler'i öldürmemiz gerek. Beni hayal kırıklığına uğrattınız, Albay. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I thought that someone of your background, a more honorable approach would choose. | Sizin gibi geçmişi olan birinin, daha onurlu bir yaklaşım sergileyeceğini düşünmüştüm. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Your plan includes a few obstacles colonel. | Planınızın birkaç aksak noktası var, Albay. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Valkyrie should be rewritten, the SS off. | İlk olarak, Valkür'ün SS'i dışarıda tutacak şekilde yeniden yazılması gerekli. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
And I need your help, to copy it. | Onun bir kopyasına ulaşmak için yardımınıza ihtiyacım olacak. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
A warrant rewriting is one thing. | Emri baştan yazmak bir şey. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
The spread is something else. | Dağıtmak başka bir şey. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
In this case we disseminate evidence high treason. | Bu durumda, vatana ihanetin yazılı kanıtlarını dağıtıyor durumuna düşeceğiz. Bu durumda, vatan hainliğinin yazılı delilini dağıtıyor olacağız. Bu durumda, vatan hainliğinin yazılı delilini dağıtıyor olacağız. Bu durumda, vatana ihanetin yazılı kanıtlarını dağıtıyor durumuna düşeceğiz. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Proof that Hitler's signature required. | Üstünde Hitler'in imzasının olması gereken kanıtlar... Hitler'in imzasının gerekli olduğu bir delil. Hitler'in imzasının gerekli olduğu bir delil. Üstünde Hitler'in imzasının olması gereken kanıtlar... | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
We can all his signature. | Bu iş için çöp çekebiliriz. İş için çöp çekebiliriz. İş için çöp çekebiliriz. Bu iş için çöp çekebiliriz. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
How about the Fromm? Who is Fromm? | Peki ya Fromm'dan ne haber? Fromm mu? Fromm da kim? Peki ya Fromm? Fromm mu, o da kim? Peki ya Fromm? Fromm mu, o da kim? Peki ya Fromm'dan ne haber? Fromm mu? Fromm da kim? | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
The commander of the reserve army. | İhtiyat kıtasının komutanı. Yedek Ordunun komutanı. Yedek Ordunun komutanı. İhtiyat kıtasının komutanı. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I can troops in reserve to preparedness, only Fromm, Valkyrie can start. | İhtiyat kuvvetlerini alarm durumuna geçirebilirim... Yedek kuvvetleri alarm durumuna geçirebilirim... Yedek kuvvetleri alarm durumuna geçirebilirim... İhtiyat kuvvetlerini alarm durumuna geçirebilirim... | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Can you approach him? | Onu ikna edebilir misin? Ona yanımıza çekebilir misiniz? Ona yanımıza çekebilir misiniz? Onu ikna edebilir misin? | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Our time is running out, Fromm you approach? | Zamanımız azalıyor, Fromm'u ikna edebilir misin? Zamanımız azalıyor, Fromm'u yanımıza çekebilir misiniz? Zamanımız azalıyor, Fromm'u yanımıza çekebilir misiniz? Zamanımız azalıyor, Fromm'u ikna edebilir misin? | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
He is a carri�reman. | Adam, kariyer düşkünü domuzun teki. O mevki düşkünü bir domuz. O mevki düşkünü bir domuz. Adam, kariyer düşkünü domuzun teki. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
But how far is he willing to go with Hitler's army? | Hitler'in ordusunda yükselebileceği son noktaya kadar çıktı bile. Hitler'in ordusunda gidebileceği en yüksek noktada. Hitler'in ordusunda gidebileceği en yüksek noktada. Hitler'in ordusunda yükselebileceği son noktaya kadar çıktı bile. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
It is no secret, that he is not happy with it. | Bu durumdan memnun olmadığı da aşikâr. Bu konu hakkında pek mutlu olmadığı bir sır değil. Bu konu hakkında pek mutlu olmadığı bir sır değil. Bu durumdan memnun olmadığı da aşikâr. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Offers him a key position in the new government. | Yeni yönetimde ona yetkili bir mevki öner. Yeni hükümette ona önemli bir yer teklif edin. Yeni hükümette ona önemli bir yer teklif edin. Yeni yönetimde ona yetkili bir mevki öner. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Let him see the light. | Işığı görmesini sağla. Işığı görmesini sağlayın. Işığı görmesini sağlayın. Işığı görmesini sağla. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Colonel Stauffenberg, for General Fromm. | Ben Albay Stauffenberg, General Fromm ile görüşecektim. Albay Stauffenberg General Fromm'u görmek için burada. Albay Stauffenberg General Fromm'u görmek için burada. Ben Albay Stauffenberg, General Fromm ile görüşecektim. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Colonel Stauffenberg, sir. Welcome back. It is an honor, sir. | Albay Stauffenberg. Tekrar hoş geldiniz. Şeref verdiniz, efendim. Albay Stauffenberg, efendim. Hoş geldiniz. Bu bir onur, efendim. Albay Stauffenberg, efendim. Hoş geldiniz. Bu bir onur, efendim. Albay Stauffenberg. Tekrar hoş geldiniz. Şeref verdiniz, efendim. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I send you to the front, for you to give as Montgomery's whore. | Aslında seni cepheye yollardım, ama sen... Seni cepheye yollardım, ama sadece... Seni cepheye yollardım, ama sadece... Aslında seni cepheye yollardım, ama sen... | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
The General will now receive. | General sizinle şimdi görüşecek. General şimdi sizi görecek. General şimdi sizi görecek. General sizinle şimdi görüşecek. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I wish our new husband. Colonel Stauffenberg. | Size yeni adamımız, Albay Stauffenberg'i tanıştırmak istemiştim. Yeni adamımız, Albay Stauffenberg'i size tanıtmak istedim. Yeni adamımız, Albay Stauffenberg'i size tanıtmak istedim. Size yeni adamımız, Albay Stauffenberg'i tanıştırmak istemiştim. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Right, from Africa. | Tabii ya, Afrika'daki. Afrika'dan gelen. Afrika'dan gelen. Tabii ya, Afrika'daki. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I would like to give you my hand, but I might not get him back. | Sana elimi verirdim, ama geri alamamaktan korkuyorum. Size elimi uzatırdım, ama geri alamayabilirim. Size elimi uzatırdım, ama geri alamayabilirim. Sana elimi verirdim, ama geri alamamaktan korkuyorum. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I would say that the General has important Cases lost this morning. | Bence General bu sabah daha önemli şeylerini kaybetti. General'in bu sabah çok daha önemli şeyler kaybettiğini söyleyebilirim. General'in bu sabah çok daha önemli şeyler kaybettiğini söyleyebilirim. Bence General bu sabah daha önemli şeylerini kaybetti. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
It was time that someone with balls placed in this office. | Cesaretli birinin bu ofise girmesinin vakti gelmişti. Cesareti olan birilerini bu büroya atamalarının zamanı gelmişti. Cesareti olan birilerini bu büroya atamalarının zamanı gelmişti. Yüreği olan birini bu ofise getirmeleri artık an meselesi. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Please sit, Colonel. And you too, Olbricht, and certainly should. | Lütfen oturun, Albay. Kalman gerekiyorsa sen de, Olbricht. Lütfen oturun, Albay. Çok lazımsa sen de otur, Olbricht. Lütfen oturun, Albay. Çok lazımsa sen de otur, Olbricht. Lütfen oturun, Albay. Kalman gerekiyorsa sen de, Olbricht. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
They say that you are critical about the war, you seem to have good reasons. | Bana savaşı eleştirdiğiniz söylendi, Albay. Bana sizin savaşı eleştirdiğinizi söylediler, Albay. İyi bir sebebiniz olduğundan değil. Bana sizin savaşı eleştirdiğinizi söylediler, Albay. İyi bir sebebiniz olduğundan değil. Bana savaşı eleştirdiğiniz söylendi, Albay. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I am critical certain decisions, General. | Kararsızlığı eleştiriyorum, efendim. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
In the field? In Berlin. | Savaş alanındakiler mi? Berlin'dekiler. Cephedeki kararsızlığı mı? Berlin'deki, efendim. Cephedeki kararsızlığı mı? Berlin'deki, efendim. Savaş alanındakiler mi? Berlin'dekiler. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
So why are you here to ... | Demek bu yüzden buradasın, yani... Demek bu yüzden buradasınız... Demek bu yüzden buradasınız... Demek bu yüzden buradasın, yani... | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
to make decisions. I have my decision already taken. | ...bir karara varmak için. Kararımı çoktan verdim. ...kararlar almak için. Ben kararımı çoktan verdim. ...kararlar almak için. Ben kararımı çoktan verdim. ...bir karara varmak için. Kararımı çoktan verdim. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I'm here to help others, in taking their decisions. | Burada olma sebebim, diğerlerine karar vermelerinde yardımcı olmak. Başkalarının kararlarını vermesine yardım etmek için buradayım. Başkalarının kararlarını vermesine yardım etmek için buradayım. Burada olma sebebim, diğerlerine karar vermelerinde yardımcı olmak. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
They say that if there is no clear option, it is best to do nothing. | Bariz bir seçenek yoksa, en iyi şey hiçbir şey yapmamaktır derler. Derler ki, iyi bir seçenek olmadığında, yapılacak en iyi şey hiçbir şey yapmamaktır. Derler ki, iyi bir seçenek olmadığında, yapılacak en iyi şey hiçbir şey yapmamaktır. Bariz bir seçenek yoksa, en iyi şey hiçbir şey yapmamaktır derler. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
We have war, we must do something. | Savaştayız, harekete geçmemiz gerek. Savaştayız, harekete geçmeliyiz. Savaştayız, harekete geçmeliyiz. Savaştayız, harekete geçmemiz gerek. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Sometimes rational. | Bazen gözümüzü karartarak... Hem de hızlı bir biçimde. Hem de hızlı bir biçimde. Bazen gözümüzü karartarak... | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
What rational action you are a colonel? | Peki aklınızdaki gözü kara hamle nedir, Albay? Aklınızdaki hızlı hareket nedir, Albay? Aklınızdaki hızlı hareket nedir, Albay? Peki aklınızdaki gözü kara hamle nedir, Albay? | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
That would be a decision, of a chief, sir. | Bu, Başkomutanın verebileceği bir karar olurdu, efendim. Bu Başkumandan'ın verebileceği bir karardır, efendim. Bu Başkumandan'ın verebileceği bir karardır, efendim. Bu, Başkomutanın verebileceği bir karar olurdu, efendim. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
The chief? | Başkomutan mı? Başkumandanın mı? Başkumandanın mı? Başkomutan mı? | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
The two men behind the Chancellor. | Şansölyelikten sonraki en yüksek mevki. Başbakandan sonraki kişinin. Başbakandan sonraki kişinin. Şansölyelikten sonraki en yüksek mevki. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
If I was that man ... | O kişi ben olsaydım... Eğer o adam ben olsaydım... Eğer o adam ben olsaydım... O kişi ben olsaydım... | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
would this war are very different. | ...bu savaşın gidişatı oldukça farklı olurdu. ...bu savaş şu an çok daha farklı bir durumda olurdu. ...bu savaş şu an çok daha farklı bir durumda olurdu. ...bu savaşın gidişatı oldukça farklı olurdu. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
That thought so too. | Açıkçası, aynı şeyleri düşünüyoruz. Aslında, biz de aynen öyle düşünüyoruz. Aslında, biz de aynen öyle düşünüyoruz. Açıkçası, aynı şeyleri düşünüyoruz. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I need you not to remember that we have taken oath to the F�hrer. | Sizlere, hepimizin Führer'e... Hepimizin Führer'e bir yemin ettiğini size hatırlatmama gerek yok herhalde. Hepimizin Führer'e bir yemin ettiğini size hatırlatmama gerek yok herhalde. Sizlere, hepimizin Führer'e... | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
That said, I will call not made to consider | Şunu belirtmiş olayım ki, bu konuşmayı yaptığımızı bile hatırlamak istemiyorum. Bunu söylemişken, bu konuşmayı hiç yaşanmamış olarak kabul edeceğim. Bunu söylemişken, bu konuşmayı hiç yaşanmamış olarak kabul edeceğim. Şunu belirtmiş olayım ki, bu konuşmayı yaptığımızı bile hatırlamak istemiyorum. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
that means that the types of calls, | Bir daha bu çatı altında böyle bir konuşmanın... Şunu iyice anlayın, böyle bir konuşma... Şunu iyice anlayın, böyle bir konuşma... Bir daha bu çatı altında böyle bir konuşmanın... | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
never more will take place. Is that clear? | ...katiyen yapılmayacağını anlamanızı istiyorum. Anlaşıldı mı? ...bir daha asla bu çatı altında olmayacak. Anlaşıldı mı? Evet, efendim. ...bir daha asla bu çatı altında olmayacak. Anlaşıldı mı? Evet, efendim. ...katiyen yapılmayacağını anlamanızı istiyorum. Anlaşıldı mı? | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Tell your friends colonel I always choose the right side. | Arkadaşlarınıza her zaman doğru tarafta yer aldığımı söyleyebilirsiniz, Albay. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
And as long as the F�hrer lives you know where that is. | Führer yaşadıkça da, bu tarafın hangisi olduğunu biliyorsunuz. Führer hayatta olduğu sürece o tarafın neresi olduğunu biliyorsunuz. Führer hayatta olduğu sürece o tarafın neresi olduğunu biliyorsunuz. Führer yaşadıkça da, bu tarafın hangisi olduğunu biliyorsunuz. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
You realize, Hitler how close I am? | Hitler'e ne kadar yakınım anlıyor musun? Hitler'e ne kadar yakın olduğumun farkında mısın? Hitler'e ne kadar yakın olduğumu anlıyor musunuz? Hitler'e ne kadar yakın olduğumu anlıyor musunuz? Hitler'e ne kadar yakın olduğumun farkında mısın? | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I can keep them away. | Tek kelimemle yok olur gidersin. Bir çift sözle sizi ortadan kaldırtabilirim. Bir çift sözle sizi ortadan kaldırtabilirim. Tek kelimemle yok olur gidersin. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
My partners do not know that we talk if you are afraid of. | Korktuğun şey buysa, yandaşlarım seninle konuştuğumu bilmiyorlar. Ortaklarım konuştuğumuzu bilmiyorlar, eğer korktuğunuz şey buysa. Ortaklarım konuştuğumuzu bilmiyorlar, eğer korktuğunuz şey buysa. Korktuğun şey buysa, yandaşlarım seninle konuştuğumu bilmiyorlar. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
If you get the SS, you get them apart. | SS'in eline geçtiğin zaman, seni lime lime edecekler. SS sizi yakaladığında lime lime doğrar. SS sizi yakaladığında lime lime doğrar. SS'in eline geçtiğin zaman, seni lime lime edecekler. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
It would be a crime, you know it. | O zaman, seni tanımış olmak bile suç sayılacak. O zaman seni tanıyor olmam bile bir suç olur. O zaman seni tanıyor olmam bile bir suç olur. O zaman, seni tanımış olmak bile suç sayılacak. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I warn you, Take no more contact. | Seni uyarıyorum, benimle bir daha irtibat kurma. Sizi uyarıyorum, benimle bir daha temasa geçmeye çalışmayın. Sizi uyarıyorum, benimle bir daha temasa geçmeye çalışmayın. Seni uyarıyorum, benimle bir daha irtibat kurma. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
When I first approached, had you on your oath to keep. | Beni rapor etmeyeceksiniz. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Now you're just as guilty as me. And why am I a sympathizer? | Şimdi en az diğerlerimiz kadar suçlusun. Bu beni bir sempatizan yapar, öyle mi? Artık hepimiz kadar suçlusunuz. Sanırım o beni sempatizan yapıyor, değil mi? Artık hepimiz kadar suçlusunuz. Sanırım o beni sempatizan yapıyor, değil mi? Şimdi en az diğerlerimiz kadar suçlusun. Bu beni bir sempatizan yapar, öyle mi? | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
Ask a man his fellow officers and the F�hrer to betray, | Birinden silah arkadaşları ve Führer'i arasında bir seçim yapmasını istiyorsun... Adama dostlarına ve Führer'ine ihanet şansı veriyorsunuz... Adama dostlarına ve Führer'ine ihanet şansı veriyorsunuz... Birinden silah arkadaşları ve Führer'i arasında bir seçim yapmasını istiyorsun... | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
and you believe that his actions I will show its true? | ...ve bu karar ile o kişinin içinden geçenleri anlayabileceğini düşünüyorsun. ...ve o adamın hareketlerinin size niyetini göstereceğini düşünüyorsunuz. ...ve o adamın hareketlerinin size niyetini göstereceğini düşünüyorsunuz. ...ve bu karar ile o kişinin içinden geçenleri anlayabileceğini düşünüyorsun. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
If it is not easy. Yes it is. | O kadar basit değil. Evet, o kadar basit. Bu kadar basit değil. Evet. Evet, öyle. Bu kadar basit değil. Evet. Evet, öyle. O kadar basit değil. Evet, o kadar basit. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
For the last time, compelling me to take a decision. | Son kez söylüyorum, bana bir karar vermem için baskı yapma. Son kez söylüyorum, beni bir karar almaya zorlamayın. Son kez söylüyorum, beni bir karar almaya zorlamayın. Son kez söylüyorum, bana bir karar vermem için baskı yapma. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |
I have no choice. | Başka çarem yok. Artık her şey açıklığa kavuştu. Başka seçeneğim yok, artık her şey net. Başka seçeneğim yok, artık her şey net. Başka çarem yok. Artık her şey açıklığa kavuştu. | Valkyrie-1 | 2008 | ![]() |