Search
English Turkish Sentence Translations Page 178952
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Get him out of here. | onu burdan çıkar. Çıkartın onu buradan! Çıkartın onu buradan! onu burdan çıkar. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Fire! | ateş Yangın! Yangın! ateş | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
My apologies. He's a freelancer. | üzgünüm, o serbest çalışıyor. Kusura bakmayın. Kendisi serbest meslek erbabı. Kusura bakmayın. Kendisi serbest meslek erbabı. üzgünüm, o serbest çalışıyor. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Enjoy your breakfast. | kahvaltının keyfini çıkarın. Kahvaltınızın keyfini çıkarın. Kahvaltınızın keyfini çıkarın. kahvaltının keyfini çıkarın. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
It's not illegal to be a prostitute, or to serve them or lodge them. | fahişe olmak yasadışı değil veya onlara hizmet etmek, yer vermek. Fahişe olmak, onları çalıştırmak veya... Fahişe olmak, onları çalıştırmak veya onların konaklamasını sağlamak yasadışı bir şey değil. fahişe olmak yasadışı değil veya onlara hizmet etmek, yer vermek. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Unless you get a percentage, which will be hard to prove now. | kar payı almıyorsan ki ispatı şimdi zor. Elinde ne var ne yok koymazsan, artık bunu kanıtlamak zor olacaktır. Elinde ne var ne yok koymazsan, artık bunu kanıtlamak zor olacaktır. kar payı almıyorsan ki ispatı şimdi zor. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
He is involved in the murder of a young woman. | genç bir kadının cinayetine karıştı. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Why would you kill the hen that lays the golden eggs? | neden altın yumurtlayan tavuğu öldüresin. Tavuğu, altın yumurta yumurtladı diye neden öldüresin ki? Tavuğu, altın yumurta yumurtladı diye neden öldüresin ki? neden altın yumurtlayan tavuğu öldüresin. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Don't be crude. Sorry. But this doesn't make sense. | kabalaşma, üzgünüm ama bu mantıklı değil. Gözünü seveyim cahil olma. Pardon. Ama bu hiç mantıklı değil. Gözünü seveyim cahil olma. Pardon. Ama bu hiç mantıklı değil. kabalaşma, üzgünüm ama bu mantıklı değil. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Siren knew something. | Siren birşey biliyordu. Siren bir şey biliyordu. Siren bir şey biliyordu. Siren birşey biliyordu. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
She was expecting a lot of money, enough to buy a flat. | daire almasına yetecek kadar para bekliyordu. Bir daire satın almak için yeteri kadar para almayı bekliyordu. Bir daire satın almak için yeteri kadar para almayı bekliyordu. daire almasına yetecek kadar para bekliyordu. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I'm not talking about her inheritance. Her mother is dying. | onun edinimlerinden bahsetmiyorum annesi ölüyor. Ona kalan mirastan hiç bahsetmiyorum. Annesi ölüyor. Ona kalan mirastan hiç bahsetmiyorum. Annesi ölüyor. onun edinimlerinden bahsetmiyorum annesi ölüyor. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Shit. | bok. Kahretsin. Kahretsin. bok. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
OK, say it was extortion. Against whom? Why? What did she know? | peki bunun gözdağı olduğunu düşünelim. kime karşı? ne biliyordu? Peki, bunun bir gasp olduğunu varsayalım. Kime karşı? Neden? Siren ne biliyordu? Peki, bunun bir gasp olduğunu varsayalım. Kime karşı? Neden? Siren ne biliyordu? peki bunun gözdağı olduğunu düşünelim. kime karşı? ne biliyordu? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Quiet, are we? | sessisiz değil mi? Artık sakiniz, değil mi? Artık sakiniz, değil mi? sessisiz değil mi? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Change your shirt. There's a sale at Dressmann. | gömleğini değiştir, Dressman'de bir satış var. Bluzunu değiştir. Dressmann'de satılıyor. Bluzunu değiştir. Dressmann'de satılıyor. gömleğini değiştir, Dressman'de bir satış var. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Where have you been? At the morgue. | neredeydin? morg. Neredeydin? Morgda. Neredeydin? Morgda. neredeydin? morg. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Didn't you have time? | zamanın mı olmadı? Vaktin yok muydu? Vaktin yok muydu? zamanın mı olmadı? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
It was difficult to tell you on the phone. | sana telefonda anlatmam zordu. Telefonda söylemek çok zordu. Telefonda söylemek çok zordu. sana telefonda anlatmam zordu. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Easier to send two policemen? | iki polis yollamak daha mı kolaydı? İki tane polis göndermek daha mı kolaydı? İki tane polis göndermek daha mı kolaydı? iki polis yollamak daha mı kolaydı? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Fortunately I was here and mom was sleeping. | şansımıza ben buradaydım ve annem uyuyordu. Allah'tan ben buradaydım, annem de uyuyordu. Allah'tan ben buradaydım, annem de uyuyordu. şansımıza ben buradaydım ve annem uyuyordu. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Haven't you told her? She has a hard enough time as it is. | ona söylemedin mi? şu anda yeterince zor zaman geçiriyor. Söylemedin mi ona? Şu an bunu kaldıramayacak kadar zor bir dönemde. Söylemedin mi ona? Şu an bunu kaldıramayacak kadar zor bir dönemde. ona söylemedin mi? şu anda yeterince zor zaman geçiriyor. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I let her out of the car... | onu arabadan çıkardım.. Arabadan çıkmasına göz yumdum... Arabadan çıkmasına göz yumdum... onu arabadan çıkardım.. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
She was hit by a car. | bir araba çarptı. ...ve bir araba çarptı. ...ve bir araba çarptı. bir araba çarptı. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Someone ran over her on purpose. | birisi bilerek üstüne sürdü. Birisi bile bile arabayla çiğnedi onu. Birisi bile bile arabayla çiğnedi onu. birisi bilerek üstüne sürdü. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I regret that I let you in on this. | buna seni karıştırdığıma pişmanı. Bu duruma seni dahil ettiğim için çok pişmanım. Bu duruma seni dahil ettiğim için çok pişmanım. buna seni karıştırdığıma pişmanı. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Hello? Karin Bjorge? | merhaba? Karin Bjorge? Alo? Karin Bjorge? Alo? Karin Bjorge? merhaba? Karin Bjorge? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Yes? | evet? Benim? Benim? evet? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I have something Siren wanted you to have if something happened. | eğer birşey olursa Siren'in almanı istediği birşey var bende. Elimde Siren'in eğer kendisine bir şey olursa sizden istediği bir şey var. Elimde Siren'in eğer kendisine bir şey olursa sizden istediği bir şey var. eğer birşey olursa Siren'in almanı istediği birşey var bende. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
OK. Who are you? I have to call you back. | tamam, kimsin sen? seni geri aramalıyım. Pekâlâ. Siz kimsiniz? Daha sonra aramak zorundayım. Pekâlâ. Siz kimsiniz? Daha sonra aramak zorundayım. tamam, kimsin sen? seni geri aramalıyım. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Who were you talking to? A guest forgot his mobile charger. | kiminle konuşuyordun? misafirlerden biri cep şarjını unutmuş. Kiminle konuşuyordun? Konuklardan birisi şarj aletini unutmuş da. Kiminle konuşuyordun? Konuklardan birisi şarj aletini unutmuş da. kiminle konuşuyordun? misafirlerden biri cep şarjını unutmuş. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I I have to go look for it. | onu aramalıyım. Ona bir bakıp geleyim. Ona bir bakıp geleyim. onu aramalıyım. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Karin? Are you sure she was killed? | Karin? öldürüldüğünden emin misin? Karin? Siren'in öldürüldüğüne emin misin? Karin? Siren'in öldürüldüğüne emin misin? Karin? öldürüldüğünden emin misin? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Yes. Henrik Berner called me earlier. | evet Henrik Berner beni aradı Eminim. Az evvel Henrik Berner aradı. Eminim. Az evvel Henrik Berner aradı. evet Henrik Berner beni aradı | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
He says he was Siren's girlfriend. | Siren'in kız arkadaşı olduğunu söyledi. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
He was very upset. Upset? What do you mean? | yıkılmıştı yıkılmış? ne demek istiyorsun? Çok üzgündü. Üzgün? Ne demek istiyorsun? Çok üzgündü. Üzgün? Ne demek istiyorsun? yıkılmıştı yıkılmış? ne demek istiyorsun? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Siren asked him to keep something for her in case something happened. | Siren ona birşey olması durumunda saklaması için birşey vermiş. Siren, başına bir olay gelmesi durumunda, bir şeyi saklamasını istemiş. Siren, başına bir olay gelmesi durumunda, bir şeyi saklamasını istemiş. Siren ona birşey olması durumunda saklaması için birşey vermiş. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
He was supposed to give it to me. | bana vermesi gerekiyormuş. Onu bana vermesi gerekiyordu. Onu bana vermesi gerekiyordu. bana vermesi gerekiyormuş. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
What was it? A mobile. | nedir o? cep telefonu. Neydi o? Cep telefonu. Neydi o? Cep telefonu. nedir o? cep telefonu. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
He wants to see me. I had to promise not to tell the police. | beni görmek istiyor.polise söylemeyeceğime söz vermek zorunda kaldım. Beni görmek istiyor. Polise anlatmamaya söz verdim. Beni görmek istiyor. Polise anlatmamaya söz verdim. beni görmek istiyor.polise söylemeyeceğime söz vermek zorunda kaldım. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Where are you meeting? At the aquarium at 11 a.m. | nerde buluşuyorsunu? saat 11.00 da akvaryumda. Nerede buluşuyorsunuz? Saat 11'de akvaryumun orada. Nerede buluşuyorsunuz? Saat 11'de akvaryumun orada. nerde buluşuyorsunu? saat 11.00 da akvaryumda. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I'll meet you there. | seninle orda görüşürüz. Ben de orada olacağım. Ben de orada olacağım. seninle orda görüşürüz. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Thanks. | teşekkürler Sağ ol. Sağ ol. teşekkürler | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
No. Not tonight. | hayır hayır bu gece değil. Hayır, bugün değil. Hayır, bugün değil. hayır hayır bu gece değil. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Thanks for... | sağol şey.. Aradığın için... Aradığın için... sağol şey.. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Calling. | aradığın için. ...teşekkürler. ...teşekkürler. aradığın için. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
OK, let's see if the seals want to dance for us. | Evet, fokların bizim için nasıl dans ettiklerini bir görelim! | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
It's 11.25. | 11.25.oldu Saat 11.25. Saat 11.25. 11.25.oldu | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
He's not coming. | gelmiyor. Geleceğe benzemiyor. Geleceğe benzemiyor. gelmiyor. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I can't believe they were a couple. | çift olduklarına inanamıyorum. Bir çift olduklarına inanamıyorum. Bir çift olduklarına inanamıyorum. çift olduklarına inanamıyorum. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
A hooker with a boyfriend... | erkek arkadaşı olan bir müptela.. Bir fahişe bir erkek arkadaşıyla... Bir fahişe bir erkek arkadaşıyla... erkek arkadaşı olan bir müptela.. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
They probably have the same needs as we do. | muhtemelen onların da bizimle aynı ihtiyaçları vardır. Onların da tıpkı bizimki gibi ihtiyaçları vardır muhtemelen. Onların da tıpkı bizimki gibi ihtiyaçları vardır muhtemelen. muhtemelen onların da bizimle aynı ihtiyaçları vardır. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
She probably needed all the friends she could get. | sanırım olabilecek tüm arkadaşlara ihtiyacı vardı. Muhtemelen getirebileceği tüm arkadaşlarına ihtiyacı vardı. Muhtemelen getirebileceği tüm arkadaşlarına ihtiyacı vardı. sanırım olabilecek tüm arkadaşlara ihtiyacı vardı. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Jesus! | tanrım. Yüce Tanrım! Yüce Tanrım! tanrım. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Call the police! | polisi ara. Polisi ara! Polisi ara! polisi ara. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Don't go down there! | aşağı gitme. Aşağıya sakın gitmeyin! Aşağıya sakın gitmeyin! aşağı gitme. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Don't go down there! | aşağı gitme. Aşağıya gitmeyin! Aşağıya gitmeyin! aşağı gitme. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I told you "no more bodies", I told you to stay out. | sana dışında kal, dedim daha fazla ceset olmaz dedim. Sana "Bundan böyle ceset yok." demem bundan uzak durman içindi. Sana "Bundan böyle ceset yok." demem bundan uzak durman içindi. sana dışında kal, dedim daha fazla ceset olmaz dedim. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Then you find people floating in a fish tank! Tourists don't need this. | sonra sen balık tankında insamlar buldun. turistlerin buna ihtiyacı yok. Sonra akvaryumda yüzen bir insan buluyorsun! Turistlerin bunu görmesi gerekmiyor! Sonra da tutup akvaryumda yüzen bir insan buluyorsun! Turistlerin bunu görmeleri gerekmiyor! sonra sen balık tankında insamlar buldun. turistlerin buna ihtiyacı yok. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I didn't kill him. People are dying all around you. | onu ben öldürmedim. senin etrafında insanlar ölüyor. Onu ben öldürmedim. Etrafındaki insanlar ölüyor. Onu ben öldürmedim. Etrafındaki insanlar ölüyor. onu ben öldürmedim. senin etrafında insanlar ölüyor. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
And you destroy evidence. I need evidence. | ve sen ipucunu yokediyorsun kanıta ihtiyacım var. Ayrıca kanıtları yok ediyorsun. Kanıtlar gerek bana. Ayrıca kanıtları yok ediyorsun. Kanıtlar gerek bana. ve sen ipucunu yokediyorsun kanıta ihtiyacım var. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Siren died in my arms. That's what makes you blind. | Siren kollarımda öldü. seni kör eden de bu. Siren, kollarımda can verdi. Bu da seni kör yapan şey ya. Siren, kollarımda can verdi. Bu da seni kör yapan şey ya. Siren kollarımda öldü. seni kör eden de bu. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
You're like a blind elephant in an aqu... | sen sanki kör bir fil gibisin.. Kör bir fil gibisin akvaryu Kör bir fil gibisin akvaryu sen sanki kör bir fil gibisin.. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Hamre, we are not alone. | Hamre, yalnız değiliz. Hamre, burada yalnız değiliz. Hamre, burada yalnız değiliz. Hamre, yalnız değiliz. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
If you really care about Siren, leave the investigation to professionals! | eğer gerçekten siren'i umursuyorsan, araştırmayı uzmanlara bırak. Siren'i gerçekten önemsiyorsan, bu soruşturmayı uzman ellere bırak! Siren'i gerçekten önemsiyorsan, bu soruşturmayı uzman ellere bırak! eğer gerçekten siren'i umursuyorsan, araştırmayı uzmanlara bırak. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
That goes for you too. | bu senin için de geçerli. Bu lafın ucu sana da dokunuyor. Bu lafın ucu sana da dokunuyor. bu senin için de geçerli. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
God dammit! | lanet olsun Allah kahretsin! Allah kahretsin! lanet olsun | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
What was it he wanted to hand over? Her mobile. | ne vermek istiyordu? cep telefonu. Vermek istediği şey neydi? Cep telefonu. Vermek istediği şey neydi? Cep telefonu. ne vermek istiyordu? cep telefonu. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Who else knew he was here? Karin called me. | onun burda olacağını başka kim biliyordu? Karin beni aradı. Onun burada olduğunu başka kim biliyordu? Karin beni aradı. Onun burada olduğunu başka kim biliyordu? Karin beni aradı. onun burda olacağını başka kim biliyordu? Karin beni aradı. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Did anyone listen in? | dinleyen oldu mu? Buna kulak misafiri olan biri oldu mu? Buna kulak misafiri olan biri oldu mu? dinleyen oldu mu? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I was alone in my car. I was alone in my kitchen. | arabamda yalnızdım mutfakta yalnızdım. Arabamda tek başımaydım. Ben de mutfağımda tek başımaydım. Arabamda tek başımaydım. Ben de mutfağımda tek başımaydım. arabamda yalnızdım mutfakta yalnızdım. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
You can go. Take this thing with you. | gidebilirsiniz, bu şeyi yanınıza alın. Sen gidebilirsin. Onları da yanına al. Sen gidebilirsin. Onları da yanına al. gidebilirsiniz, bu şeyi yanınıza alın. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Now what? | şimdi ne yapıyoruz? Peki ya şimdi? Peki ya şimdi? şimdi ne yapıyoruz? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I have to go. Will you be OK? Yes. | gitmek zorundayım, iyi olacak mısın? evet. Gitmek zorundayım. İyi olacak mısın? Olacağım. Gitmek zorundayım. İyi olacak mısın? Olacağım. gitmek zorundayım, iyi olacak mısın? evet. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I'll see you. | görüşürüz. Görüşmek üzere. Görüşmek üzere. görüşürüz. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Who sent you? | seni kim gönderdi? Kim gönderdi seni? Kim gönderdi seni? seni kim gönderdi? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
NSA. I'm here to terminate you. | NSA. seni yok etmek için burdayım. NSA. Senin işini bitirmek üzere buradayım. NSA. Senin işini bitirmek üzere buradayım. NSA. seni yok etmek için burdayım. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
They would never send a guy like you. | senin gibi bir adamı asla göndermezler. Onlar asla senin gibi birisini göndermezlerdi. Onlar asla senin gibi birisini göndermezlerdi. senin gibi bir adamı asla göndermezler. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Joachim, I have a difficult task for you. | Joachim, senin için zor bir görevim var. Joachim, senin için çok zor bir işim var. Joachim, senin için çok zor bir işim var. Joachim, senin için zor bir görevim var. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
A favor? A job. | bir iyilik mi_? bir iş. Bir iyilik mi? İş. Bir iyilik mi? İş. bir iyilik mi_? bir iş. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Difficult? Are you paying? | zor mu? ödüyor musun? Zor demek? Ödeme yapıyor musun? Zor demek? Ödeme yapıyor musun? zor mu? ödüyor musun? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
2000 if you succeed, 1000 if you don't succeed. | 2000 başarırsan 1000 başaramazsan. Başarılı olursan iki bin, yok olamazsan da bin. Başarılı olursan iki bin, yok olamazsan da bin. 2000 başarırsan 1000 başaramazsan. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Seawater? | deniz suyu mu? Deniz suyu? Deniz suyu? deniz suyu mu? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Just give me the 1000 straight away. | bana 1000'i şimdi ver. Bana şimdi bin ver bakalım. Bana şimdi bin ver bakalım. bana 1000'i şimdi ver. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
It's a case you're working on? | üstünde çalıştığın bir dava mı? Üzerinde çalıştığın dava bu değil mi işte? Üzerinde çalıştığın dava bu değil mi işte? üstünde çalıştığın bir dava mı? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I need addresses, messages, photos, videos... | adres, mesajlar, fotoğraflar ve vidyolara ihtiyacım var.. Bazı adreslere, mesajlara, fotoğraflara, videolara ihtiyacım var. Bazı adreslere, mesajlara, fotoğraflara, videolara ihtiyacım var. adres, mesajlar, fotoğraflar ve vidyolara ihtiyacım var.. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Whatever you can find. | ne bulabilirsen. Ne bulabilirsen işte. Ne bulabilirsen işte. ne bulabilirsen. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Just give me a couple of days. | bana birkaçgün ver. Bana birkaç gün ver. Bana birkaç gün ver. bana birkaçgün ver. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Watch your driving! | dikkatli kullan. Dikkat etsene be! Dikkat etsene be! dikkatli kullan. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Two O's. Latoor. | Latoor'ların ikisi İki o ile yazılıyor. Latoor. İki o ile yazılıyor. Latoor. Latoor'ların ikisi | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I cannot yield personal information about students. | öğrenciler hakkında kişisel bilgi veremem. Öğrenciler hakkındaki kişisel bilgileri veremem. Öğrenciler hakkındaki kişisel bilgileri veremem. öğrenciler hakkında kişisel bilgi veremem. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
He is mentioned in a will. All I know is that he is a student here. | bir vasiyette adı geçiyordu. tek bildiğim burada öğrenci olduğu. Bir vasiyette adı geçiyor. Tüm bildiğim, burada bir öğrenci olduğu. Bir vasiyette adı geçiyor. Tüm bildiğim, burada bir öğrenci olduğu. bir vasiyette adı geçiyordu. tek bildiğim burada öğrenci olduğu. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Do you want me to break the rules? I want you to be less bureaucratic. | kuralları çiğnememi mi istiyorsun? daha az bürokratik olmanı istiyorum. Kuralları çiğnememi mi istiyorsunuz? Biraz bürokratik olmanızı istiyorum. Kuralları çiğnememi mi istiyorsunuz? Sizden birazcık bürokratik olmanızı istiyorum. kuralları çiğnememi mi istiyorsun? daha az bürokratik olmanı istiyorum. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Tell him to pay his tuition. I will. Have a wonderful day. | ona harcını ödemesini söyle. söyleyeceğim, iyi günler. Okul harcını yatırmasını söyleyin. Söyleyeceğim. İyi günler dilerim. Okul harcını yatırmasını söyleyin. Söyleyeceğim. İyi günler dilerim. ona harcını ödemesini söyle. söyleyeceğim, iyi günler. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Excuse me. Alexander Latoor? | özür dilerim Alexander Latoor mu? Affedersiniz. Alexander Latoor? Affedersiniz. Alexander Latoor? özür dilerim Alexander Latoor mu? | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Alex doesn't live here. Sorry. | Alex burda yaşamıyor, üzgünüm Alex, burada yaşamıyor. Üzgünüm. Alex, burada yaşamıyor. Üzgünüm. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I'm sorry. It's important for me to find him. | üzgünüm, onu bulmak benim için çok önemli. Pardon. Onu mutlaka bulmam gerek. Pardon. Onu mutlaka bulmam gerek. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
Alex hasn't been here for months. Not since the accident. | Alex aylardır buraya gelmedi. kazadan beri. Alex, aylardır buraya uğramıyor. Kazadan beri hiç gelmedi. Alex, aylardır buraya uğramıyor. Kazadan beri hiç gelmedi. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
The fire in which his friend died. Asbjorn. I told you last time. | yangında arkadaşı öldü. Asbjorn. geçen sefer de söylemiştim. Şu arkadaşının öldüğü yangın. Asbjorn. Geçen sefer söylemiştim size. Şu arkadaşının öldüğü yangın. Asbjorn. Geçen sefer söylemiştim size. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |
I haven't been here before. | ben daha önce buraya hiç gelmedim. Buraya daha önce hiç gelmedim. Buraya daha önce hiç gelmedim. | Varg Veum - Svarte far-1 | 2011 | ![]() |