• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 179395

English Turkish Film Name Film Year Details
A magnificent madness, though. Fakat, fevkalade bir delilik. Fakat, fevkaIade bir deIiIik. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Good luck. İyi şanslar. İyi şansIar. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Skip, don't move your feet. Skip, ayağını kımıldatma. Skip, ayağını kımıIdatma. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Everybody keep very still. Herkes olduğu yerde dursun. Herkes oIduğu yerde dursun. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Let me get this straight. You want to go up that hill... Şunu baştan alalım. Sırtında nitroyla... Şunu baştan aIaIım. Sırtında nitroyIa... Vertical Limit-1 2000 info-icon
...with nitro on your back and hope that it doesn't jolt? ...o tepeye tırmanıp sarsılmamasını mı ümit edeceksin? ...o tepeye tırmanıp sarsıImamasını mı ümit edeceksin? Vertical Limit-1 2000 info-icon
A hundred thousand sperm and you were the fastest? Yüzbin adet spermin arasında en hızlı olanı sen miydin? Yüzbin adet spermin arasında en hızIı oIanı sen miydin? Vertical Limit-1 2000 info-icon
Skip here's agreed to go, so I need four more. Skip gitmeyi kabul etti, yani 4 kişiye daha ihtiyacım var. Skip gitmeyi kabuI etti, yani 4 kişiye daha ihtiyacım var. Vertical Limit-1 2000 info-icon
It'll be a speed ascent, in pairs, one canister per team. Hızlı bir tırmanış olacak, çiftli, ekip başına bir kutu. HızIı bir tırmanış oIacak, çiftIi, ekip başına bir kutu. Vertical Limit-1 2000 info-icon
People have to share? Won't everyone want their own bomb? Paylaşmak zorunda mı kalınacak? Herkesin kendi bombası olmayacak mı? PayIaşmak zorunda mı kaIınacak? Herkesin kendi bombası oImayacak mı? Vertical Limit-1 2000 info-icon
You're the best climber here. Buradaki en iyi dağcı sensin. Vertical Limit-1 2000 info-icon
I'm not one to walk away, but I think it's suicide. Yüzüstü bırakmak istemem, ama buna intihar denir. Vertical Limit-1 2000 info-icon
If we just leave them, what do you call that? Onları orada terk etmeye ne denir? OnIarı orada terk etmeye ne denir? Vertical Limit-1 2000 info-icon
It's reality. You're willing to risk six lives to save three? Gerçek. 3 kişi için 6 kişinin hayatını mı riske atmak istiyorsun? Vertical Limit-1 2000 info-icon
The same way you do. Senin hissettiklerini. Senin hissettikIerini. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Your best friend died on Everest. What if it was him up there right now? En yakın dostun Everest'de öldü. Ya yukarıdaki o olsaydı? En yakın dostun Everest'de öIdü. Ya yukarıdaki o oIsaydı? Vertical Limit-1 2000 info-icon
Ali is my cousin. It is my duty. Ali kuzenimdir. Bu benim vazifem. AIi kuzenimdir. Bu benim vazifem. Vertical Limit-1 2000 info-icon
How about it, Mal? You and Cyril have been up there before. Ne dersin, Mal? Sen ve Cyril daha önce oraya çıkmıştınız. Ne dersin, MaI? Sen ve CyriI daha önce oraya çıkmıştınız. Vertical Limit-1 2000 info-icon
No.... Hayır. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Why would we want to leave this place? Buradan niye ayrılmak isteyelim ki? Buradan niye ayrıImak isteyeIim ki? Vertical Limit-1 2000 info-icon
Luxurious accommodation. Fine cuisine. Lüks konaklama. Mükemmel mutfak. Lüks konakIama. MükemmeI mutfak. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Sultry weather. Frostbite's off my dick. Sıcak hava. Soğuktan kıçım donmuyor. Vertical Limit-1 2000 info-icon
I reckon we should wait until they chuck in a ski lift. Bence telesiyejle inmelerini bekleyelim. Bence teIesiyejIe inmeIerini bekIeyeIim. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Good idea. Imagine coming to the Himalayas and actually climbing. İyi fikir. Himalayalara gelip gerçekten tırmanmayı bir düşünsene. İyi fikir. HimaIayaIara geIip gerçekten tırmanmayı bir düşünsene. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Especially when you have to complete your autobiography. Üstelik otobiyografini tamamlaman gereken bir zamanda. ÜsteIik otobiyografini tamamIaman gereken bir zamanda. Vertical Limit-1 2000 info-icon
And rustle up those all important endorsements. You wankers! Ve bu kadar önemli bir ciroyu katlayacakken. Sizi züppeler! Ve bu kadar önemIi bir ciroyu katIayacakken. Sizi züppeIer! Vertical Limit-1 2000 info-icon
What's bloody wrong with you?! Neyiniz var hepinizin? Vertical Limit-1 2000 info-icon
I need one more. Bir kişiye daha ihtiyacım var. Vertical Limit-1 2000 info-icon
I'll write a check now for anyone who goes. Gidenlere bir çek yazacağım. GidenIere bir çek yazacağım. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Whether Elliot makes it or not, I'll be waiting when you get back. Elliot kurtulsun veya kurtulmasın, döndüğünüzde sizi bekliyor olacağım. EIIiot kurtuIsun veya kurtuImasın, döndüğünüzde sizi bekIiyor oIacağım. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Half a million bucks. Yarım milyon dolar. Yarım miIyon doIar. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Does that include the tip? Bahşiş dahil mi? Bahşiş dahiI mi? Vertical Limit-1 2000 info-icon
My brother's got explosives. They're gonna blast their way down. Ağabeyimde patlayıcılar varmış. Aşağı inişi patlatarak açacaklarmış. Ağabeyimde patIayıcıIar varmış. Aşağı inişi patIatarak açacakIarmış. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Blast their way down. İnişi patlatacaklar. İnişi patIatacakIar. Vertical Limit-1 2000 info-icon
How are they gonna find us? We might as well be on Mars. Bizi nasıl bulacaklar ki? Mars'ta bile olabiliriz. Bizi nasıI buIacakIar ki? Mars'ta biIe oIabiIiriz. Vertical Limit-1 2000 info-icon
It's not a question of how, it's how long. Mesele nasıl bulacakları değil, ne zaman bulacakları. MeseIe nasıI buIacakIarı değiI, ne zaman buIacakIarı. Vertical Limit-1 2000 info-icon
It's time that's gonna kill us. We have to lay down a schedule. Bizi öldürecek olan, zaman. Bir rejim programı uygulamalıyız. Bizi öIdürecek oIan, zaman. Bir rejim programı uyguIamaIıyız. Vertical Limit-1 2000 info-icon
A regimen we all adhere to. Hepimizin sadık kalacağı bir rejim. Hepimizin sadık kaIacağı bir rejim. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Edema sets in if we don't keep drinking. Sıvı içmeye devam etmezsek akciğer ödemi oluşur. Sıvı içmeye devam etmezsek akciğer ödemi oIuşur. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Now, I figure, three water bottles... Üç su şişesi olduğuna göre... Üç su şişesi oIduğuna göre... Vertical Limit-1 2000 info-icon
...that's half a cup each, every 2 hours. ...iki saatte bir, her birimiz yarım ölçü içeriz. ...iki saatte bir, her birimiz yarım öIçü içeriz. Vertical Limit-1 2000 info-icon
After that, fuel cells to melt ice, and finally... Sonra, yakıt ünitesiyle buz eritiriz, en son olarak da... Sonra, yakıt ünitesiyIe buz eritiriz, en son oIarak da... Vertical Limit-1 2000 info-icon
...we use the dex syringes. ...dex iğnelerini kullanırız. ...dex iğneIerini kuIIanırız. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Chances are we're all gonna get pretty sick... Muhtemelen hepimiz fena halde hastalanacağız... MuhtemeIen hepimiz fena haIde hastaIanacağız... Vertical Limit-1 2000 info-icon
...but if we keep to the schedule, keep to it... ...ama programa sadık kalırsak, gerçekten kalırsak... ...ama programa sadık kaIırsak, gerçekten kaIırsak... Vertical Limit-1 2000 info-icon
...maybe we can hold out. ...dayanabiliriz. ...dayanabiIiriz. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Annie, we need to give them the grid reference for our last known position. Annie, onlara bilinen son konumumuz hakkında bilgi vermemiz gerekiyor. Annie, onIara biIinen son konumumuz hakkında biIgi vermemiz gerekiyor. Vertical Limit-1 2000 info-icon
She says they were about 300 feet above the Anvil, heading down east. Anvil'in 90 m aşağılarında, doğuya doğru indiklerini söylüyor. AnviI'in 90 m aşağıIarında, doğuya doğru indikIerini söyIüyor. Vertical Limit-1 2000 info-icon
The shoulder ice field. Buzlu dağ yamacının üzeri. BuzIu dağ yamacının üzeri. Vertical Limit-1 2000 info-icon
I checked their manifest. This is what they have. Malzeme listelerine baktım. Ellerinde bunlar var. MaIzeme IisteIerine baktım. EIIerinde bunIar var. Vertical Limit-1 2000 info-icon
We leave at dawn. They got 22 hours if they're lucky. Şafak vakti yola çıkıyoruz. 22 saatleri var, eğer şansları varsa. Şafak vakti yoIa çıkıyoruz. 22 saatIeri var, eğer şansIarı varsa. Vertical Limit-1 2000 info-icon
How high can we chopper in? Helikopterle ne kadar çıkabiliriz? HeIikopterIe ne kadar çıkabiIiriz? Vertical Limit-1 2000 info-icon
Rasul says 21 ,000. Any higher, the air's too thin. Rasul 6400 m'ye diyor. Daha yukarıda, hava çok tehlikeli. RasuI 6400 m'ye diyor. Daha yukarıda, hava çok tehIikeIi. Vertical Limit-1 2000 info-icon
He drops us. How fast can we get there? Bizi bıraktıktan sonra oraya en erken ne zaman varırız? Vertical Limit-1 2000 info-icon
Negrotto Col's the only place we can land. From there, 27 hours. İnilebilecek tek yer Negrotto Col. Oradan, 27 saatte. İniIebiIecek tek yer Negrotto CoI. Oradan, 27 saatte. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Five hours short. Beş saat geç. Vertical Limit-1 2000 info-icon
We need Montgomery Wick. He's the only man who's done it faster. Montgomery Wick'e ihtiyacımız var. Daha hızlı tırmanmış olan tek kişi o. Montgomery Wick'e ihtiyacımız var. Daha hızIı tırmanmış oIan tek kişi o. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Will he do it? Yapar mı? Vertical Limit-1 2000 info-icon
Four years ago, a big storm blows an American team off the hill. Dört yıl önce, büyük bir fırtına bir Amerikan ekibini tepeden uçurdu. Dört yıI önce, büyük bir fırtına bir Amerikan ekibini tepeden uçurdu. Vertical Limit-1 2000 info-icon
There's nine up there, including his wife. She was a guide. Dokuz kişiydiler, aralarında karısı da vardı. Rehberleriydi. Dokuz kişiydiIer, araIarında karısı da vardı. RehberIeriydi. Vertical Limit-1 2000 info-icon
He knows he can't help her, but he goes anyway. The only one who did. Yardım edemeyeceğini biliyordu, ama yine de gitti. Tek giden oydu. Yardım edemeyeceğini biIiyordu, ama yine de gitti. Tek giden oydu. Vertical Limit-1 2000 info-icon
He lost all his toes to frostbite but dragged 3 guys off the mountain. Bütün ayak parmaklarını kaybetti ama 3 kişiyi dağdan sürükleyerek indirdi. Bütün ayak parmakIarını kaybetti ama 3 kişiyi dağdan sürükIeyerek indirdi. Vertical Limit-1 2000 info-icon
They owe their lives to him. What do you reckon? Hayatlarını ona borçlular. Ne düşünüyorsun? HayatIarını ona borçIuIar. Ne düşünüyorsun? Vertical Limit-1 2000 info-icon
On the mountain. Up the shoulder, where he always goes. Dağdadır. Yamacın üstünde, hep gittiği yerde. Vertical Limit-1 2000 info-icon
They never found his wife's body, so he keeps looking. Karısının cesedi bulunamadı, onu arayıp durur. Karısının cesedi buIunamadı, onu arayıp durur. Vertical Limit-1 2000 info-icon
The guy's a lunatic. Adam delinin biridir. Adam deIinin biridir. Vertical Limit-1 2000 info-icon
That's just what we need. Bize gereken de bu işte. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Yeah. Strap on the nitro. Evet. Nitronun üzerine bağla. Evet. Nitronun üzerine bağIa. Vertical Limit-1 2000 info-icon
That's a great idea. Smoking next to the nitro. Bu harika bir fikir. Nitronun yanı başında sigara içmek. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Although, bro and I always hoped that you'd blow us. Yine de, kardeşim ve ben hep bizi uçurmanı hayal ederdik. Yine de, kardeşim ve ben hep bizi uçurmanı hayaI ederdik. Vertical Limit-1 2000 info-icon
The money, of course. Para için, tabii ki. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Skip hasn't paid anyone in months. You know of a better way out? Skip aylardır kimseye ödeme yapmadı. Daha iyi bir yolunu biliyor musun? Skip ayIardır kimseye ödeme yapmadı. Daha iyi bir yoIunu biIiyor musun? Vertical Limit-1 2000 info-icon
Can you climb? Tırmanabilir misin? TırmanabiIir misin? Vertical Limit-1 2000 info-icon
Peter wants to know if I can climb. Peter tırmanabilir miyim diye soruyor. Peter tırmanabiIir miyim diye soruyor. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Worst I've seen. Couldn't climb a ladder. Gördüklerimin en kötüsü. Merdivene bile tırmanamaz. GördükIerimin en kötüsü. Merdivene biIe tırmanamaz. Vertical Limit-1 2000 info-icon
You're that good, huh? O kadar iyisin demek. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Yeah. But it was a very tall ladder. Evet. Ama çok yüksek bir merdivendi. Vertical Limit-1 2000 info-icon
What the hell are you doing? Ne yapmaya çalışıyorsun öyle? Ne yapmaya çaIışıyorsun öyIe? Vertical Limit-1 2000 info-icon
I'm trying to kiss my ass goodbye. Popoma hoşçakal öpücüğü vermeye. Popoma hoşçakaI öpücüğü vermeye. Vertical Limit-1 2000 info-icon
It's dawn. Şafak vakti oldu. Şafak vakti oIdu. Vertical Limit-1 2000 info-icon
If the weather's cleared, they'll be on their way. Hava açıldıysa, yola çıkmışlardır. Hava açıIdıysa, yoIa çıkmışIardır. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Has he climbed since Utah? Utah'dan beri hiç tırmandı mı? Vertical Limit-1 2000 info-icon
People say he lost his nerve. Cesaretini kaybettiğini söylüyorlar. Cesaretini kaybettiğini söyIüyorIar. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Have you heard that? Sen de duymuş muydun? Vertical Limit-1 2000 info-icon
Yeah, I've heard that. Evet, duydum. Vertical Limit-1 2000 info-icon
It's a pack! Quick! Bir çanta! Çabuk! Vertical Limit-1 2000 info-icon
I'm not interested. İlgilenmiyorum. İIgiIenmiyorum. Vertical Limit-1 2000 info-icon
You went before. Men owe you their lives. Daha önce gitmişsin. Hayat kurtarmışsın. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Four years ago. Now I just climb for myself. Dört yıl önce. Artık sadece kendim için tırmanıyorum. Dört yıI önce. Artık sadece kendim için tırmanıyorum. Vertical Limit-1 2000 info-icon
My father was a climber. Royce Garrett. He climbed Everest with you. Babam dağcıydı. Royce Garrett. Everest'e seninle beraber tırmandı. Babam dağcıydı. Royce Garrett. Everest'e seninIe beraber tırmandı. Vertical Limit-1 2000 info-icon
I don't care. I don't live my life so you can look up to me. Umurumda değil. Hayatımı bana hürmet edesiniz diye yaşamıyorum. Umurumda değiI. Hayatımı bana hürmet edesiniz diye yaşamıyorum. Vertical Limit-1 2000 info-icon
My sister's dying up there. Kız kardeşim orada ölmek üzere. Kız kardeşim orada öImek üzere. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Before you lecture me, get your facts straight. Beni azarlayacağına, gerçeği öğren. Beni azarIayacağına, gerçeği öğren. Vertical Limit-1 2000 info-icon
It'll be less embarrassing. Daha az utandırıcı olur. Daha az utandırıcı oIur. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Up there, you're not dying, Mr. Garrett. You're dead. Yukarıda, ölmek üzere olunmaz, Bay Garrett. Ölünür. Yukarıda, öImek üzere oIunmaz, Bay Garrett. ÖIünür. Vertical Limit-1 2000 info-icon
What the hell happened to you? Sana neler olmuş böyle? Sana neIer oImuş böyIe? Vertical Limit-1 2000 info-icon
Vaughn's people are offering $500,000 to anyone that goes. Vaughn'ın adamları giden herkese 500,000 dolar teklif ediyor. Vaughn'ın adamIarı giden herkese 500,000 doIar tekIif ediyor. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Maybe that'll make a difference. Belki bu fikrini değiştirebilir. BeIki bu fikrini değiştirebiIir. Vertical Limit-1 2000 info-icon
Why would they do that? Bunu neden yapsınlar ki? Bunu neden yapsınIar ki? Vertical Limit-1 2000 info-icon
He's one of them. O da aralarında. O da araIarında. Vertical Limit-1 2000 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 179390
  • 179391
  • 179392
  • 179393
  • 179394
  • 179395
  • 179396
  • 179397
  • 179398
  • 179399
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact