Search
English Turkish Sentence Translations Page 179394
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Let's go. | Gidelim. GideIim. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
980 hecto Pascals and falling. | 980 hekto Paskal ve düşüyor. 980 hekto PaskaI ve düşüyor. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Lenticular cloud to the southeast. Winds at 80 knots, rising. | Güneydoğuda mercek biçimli bulutlar. Rüzgar hızı saatte 1 30 km, artıyor. Güneydoğuda mercek biçimli bulutlar. Rüzgar hızı saatte 130 km, artıyor. Güneydoğuda mercek biçimli bulutlar. Rüzgar hızı saatte 130 km, artıyor. Güneydoğuda mercek biçimIi buIutIar. Rüzgar hızı saatte 1 30 km, artıyor. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Tom says he's going on. What's base camp pressure? | Tom devam edeceğini söylüyor. Merkez kamp basıncı nedir? Tom devam edeceğini söyIüyor. Merkez kamp basıncı nedir? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Pressure's dropped two points in four hours. | Basınç 4 saatte 2 derece düştü. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You made your case. We listened. We decided. | Durumu bildirdin. Seni dinledik. Kararımızı verdik. Durumu biIdirdin. Seni dinIedik. Kararımızı verdik. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
It's too high a risk. Why am I here if you don't listen to me? | Çok büyük bir risk. Beni dinlemeyecekseniz, neden buradayım? Çok büyük bir risk. Beni dinIemeyecekseniz, neden buradayım? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I'll assess the risk. As to why you're here, I wonder myself. | Riski ben değerlendiririm. Niye burada olduğuna gelince, ben de bilmiyorum. Riski ben değerIendiririm. Niye burada oIduğuna geIince, ben de biImiyorum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I'm Annie's brother. McLaren's pulling them back, right? | Ben Annie'nin kardeşiyim. McLaren onları indiriyor, değil mi? Ben Annie'nin kardeşiyim. McLaren onIarı indiriyor, değiI mi? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We're on target. They're going on. | Hedef üzerindeyiz. Devam ediyorlar. Hedef üzerindeyiz. Devam ediyorIar. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
The wind's hit to the south. What's your satellite show? | Rüzgar güneyi vurdu. Uydunuz neyi gösteriyor? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We've assessed the data. We're going up. | Veriyi değerlendirdik. Yukarı çıkılıyor. Veriyi değerIendirdik. Yukarı çıkıIıyor. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
It shows bad air coming in from lndia. | Hindistan'dan kötü bir hava geliyor. Hindistan'dan kötü bir hava geIiyor. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
How high are they? 26,000. | Ne kadar yüksekteler? 7900 m. Ne kadar yüksekteler? 7900 m. Ne kadar yüksekteler? 7900 m. Ne kadar yüksekteIer? 7900 m. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
What are you doing?! Warning my sister! | Ne yapıyorsun? Kardeşimi uyarıyorum! Ne yapıyorsun? Kardeşimi uyarıyorum! Ne yapıyorsun? Kardeşimi uyarıyorum! Ne yapıyorsun? Kardeşimi uyarıyorum! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Leave it! That's enough! | Bırak şunu! Bu kadar yeter! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Tom McLaren, come in. | Tom McLaren, cevap verin. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Tom McLaren, this is base camp. Do you copy? | Tom McLaren, burası merkez kampı. Duyuyor musunuz? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Tom McLaren, do you read? | Tom McLaren, duyuyor musunuz? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Come in, base. | Dinliyorum, merkez. DinIiyorum, merkez. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You've got a major storm coming in. You've gotta start down. | Büyük bir fırtına yaklaşıyor. İnişe geçmelisiniz. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Who is this? | Kiminle görüşüyorum? KiminIe görüşüyorum? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Peter Garrett. You copy about the storm? | Peter Garrett. Fırtınayı anladınız mı? Peter Garrett. Fırtınayı anIadınız mı? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Where's Frank Williams? Put Frank Williams on. | Frank Williams nerede? Frank Williams'ı ver bana. Frank WiIIiams nerede? Frank WiIIiams'ı ver bana. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Skip here. We're looking at the weather screens. | Ben Skip. Hava ekranına bakıyoruz. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
/f this doesn't turn, you'll be in big trouble. Turn back immediately. | Eğer bu hava dönmezse, başınız derde girer. Hemen geri dönün. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Yeah, I copy that. Thanks, Skip. Out. | Evet, anlaşıldı. Sağol, Skip. Tamam. Evet, anIaşıIdı. SağoI, Skip. Tamam. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
How we doing? | Nasıl gidiyor? NasıI gidiyor? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I'm pulling the plug. We're going down. | Fişi çekiyorum. Aşağı iniyoruz. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Just hold on. I'm sorry, Elliot. | Sakin ol. Üzgünüm, Elliot. Sakin ol. Üzgünüm, Elliot. Sakin ol. Üzgünüm, Elliot. Sakin oI. Üzgünüm, EIIiot. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You pay me to make these decisions. | Kararları vermem için para veriyorsun. KararIarı vermem için para veriyorsun. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I'm paying you to get me to the top. | Yukarı çıkarman için para veriyorum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Jesus! Elliot, you told me I was in charge up here. | Tanrım! Elliot, burada yetkili kişinin ben olduğumu söylemiştin. Tanrım! EIIiot, burada yetkiIi kişinin ben oIduğumu söyIemiştin. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You are! Why are you vacillating? | Öylesin! Tereddütün niye? ÖyIesin! Tereddütün niye? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Because some second rate guide got on the radio? | İkinci sınıf bir rehber telsizi eline aldı diye mi? İkinci sınıf bir rehber teIsizi eIine aIdı diye mi? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Nobody knows this mountain better than Skip. | Bu dağı kimse Skip'ten daha iyi tanımaz. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Skip Taylor's a hustler. He was jockeying me to be in your boots. | Skip Taylor üçkağıtçının biri. Yerine geçmek için beni kandırmaya çalıştı. Skip TayIor üçkağıtçının biri. Yerine geçmek için beni kandırmaya çaIıştı. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Don't crap out on me now. | Oyunbozanlık etme şimdi. OyunbozanIık etme şimdi. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Come on, what did you think? | Haydi, ne düşünüyordun ki? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
She'd just lift up her skirt and pull her panties down for us? | Bizim için eteklerini havaya kaldırıp külotunu aşağı indireceğini mi? Bizim için etekIerini havaya kaIdırıp küIotunu aşağı indireceğini mi? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Is this how you got up Everest twice? | Everest'e 2 kez böyle mi tırmandın? Everest'e 2 kez böyIe mi tırmandın? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Go down. Go on. Sit it out. | İn. İn bakalım. Oturup bekle. İn. İn bakaIım. Oturup bekIe. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
The storm will turn and you'll spend the rest of your life living it down. | Fırtına dönecek ve bu olay hayatının sonuna kadar senin içinde kalacak. Fırtına dönecek ve bu oIay hayatının sonuna kadar senin içinde kaIacak. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
That should do wonders for your business. | İşin için mucizeler yaratacak. İşin için mucizeIer yaratacak. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I'm sorry, can l? Please. | Pardon, bakabilir miyim? Lütfen. Pardon, bakabiIir miyim? Lütfen. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We don't have a choice! We are dead on the ridge! Let's go! | Başka seçeneğimiz yok! Dağ sırtında ölürüz! Gidelim! Başka seçeneğimiz yok! Dağ sırtında öIürüz! GideIim! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Fuck you! | Allahın belası! AIIahın beIası! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Annie, can you hear me? | Annie, beni duyabiliyor musun? Annie, beni duyabiIiyor musun? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I'm all right! I'm safe! | İyiyim! Güvendeyim! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Elliot! | Elliot! EIIiot! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I'm fine! We're okay! | İyiyim! İyiyiz! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Avalanche! | Çığ geliyor! Çığ geIiyor! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Annie, are you there? Can you hear me? | Annie, orada mısın? Beni duyabiliyor musun? Annie, orada mısın? Beni duyabiIiyor musun? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Come in, base, this is summit team. Do you read me? | Merkez, burası zirve ekibi. Duyuyor musunuz? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Anybody, do you read me? This is the Vaughn summit team. Come in. | Beni duyan kimse var mı? Burası Vaughn'ın zirve ekibi. Cevap verin. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Summit team, this is base camp. Do you copy? | Zirve ekibi, burası merkez kampı. Duyuyor musunuz? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Summit team, this is base camp. | Zirve ekibi, burası merkez kampı. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
If you're gonna do that, do it outside. | Bunu yapacaksan, git dışarıda yap. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Base, this is summit team. Are you trying to contact us? | Merkez, burası zirve ekibi. Bize ulaşmaya mı çalışıyorsunuz? Merkez, burası zirve ekibi. Bize uIaşmaya mı çaIışıyorsunuz? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Here. Let me. | Dur. Bana ver. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Oh, my God. That's Morse code. | Aman Tanrım. Bu Mors alfabesi. Aman Tanrım. Bu Mors aIfabesi. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
My dad taught us when we were kids. Said it could save your life. | Çocukluğumuzda babam öğretmişti. Hayatınızı kurtarabilir demişti. ÇocukIuğumuzda babam öğretmişti. Hayatınızı kurtarabiIir demişti. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Smart man, your father. | Baban akıllı adammış. Baban akıIIı adammış. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
He sure was. | Kesinlikle öyleydi. KesinIikIe öyIeydi. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
There's three of them. | Üç kişiler. Üç kişiIer. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I'm sorry, Kareem. | Üzgünüm, Kareem. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You say there are three. | Üç kişiler diyorsun. Üç kişiIer diyorsun. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Maybe there are others. | Belki başkaları da vardır. BeIki başkaIarı da vardır. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Maybe. | Belki. BeIki. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Tell them we can't keep talking. We gotta save power. | Konuşmayı sürdüremeyeceğimizi söyle. Enerjimizi idareli kullanmalıyız. Konuşmayı sürdüremeyeceğimizi söyIe. Enerjimizi idareIi kuIIanmaIıyız. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
He's right. | Doğru söylüyor. Doğru söyIüyor. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
What's he saying, Annie? | Ne diyor, Annie? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
They're coming to get us. | Bizi almaya geliyorlar. Bizi aImaya geIiyorIar. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
It's not just snow. It's gonna be ice and rock. | Sadece kar değil. Buz ve kayalar olacak. Sadece kar değiI. Buz ve kayaIar oIacak. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We need special tools. I don't know how much we have here. | Özel malzemelere ihtiyacımız var. Burada ne malzemeler var bilmiyorum. ÖzeI maIzemeIere ihtiyacımız var. Burada ne maIzemeIer var biImiyorum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Then how do you get it up there, Mr. Garrett? | Bu durumda, nasıl yukarı çıkacaksınız, Bay Garrett? Bu durumda, nasıI yukarı çıkacaksınız, Bay Garrett? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Then we dig with our bare hands if we have to. | Gerekirse çıplak ellerimizle kazarak. Gerekirse çıpIak eIIerimizIe kazarak. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Whatever it takes. We have more than enough guys here to get this done. | Ne gerekiyorsa. Burada bunu yapacak yeterli adamımız var. Ne gerekiyorsa. Burada bunu yapacak yeterIi adamımız var. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
What the hell do you want to do? Just leave them there? | Ne yapmak istiyorsunuz? Onları orada öylece bırakmak mı? Ne yapmak istiyorsunuz? OnIarı orada öyIece bırakmak mı? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You can't ask people to work there. | Orada çalışmalarını isteyemezsin. Orada çaIışmaIarını isteyemezsin. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
That high, just staying alive is | O yükseklikte, canlı kalmak bile... O yüksekIikte, canIı kaImak biIe... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
So we just walk away and forget about them? | Yani işimize devam edip onları unutalım mı? Yani işimize devam edip onIarı unutaIım mı? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
They had one fuel can each. They can melt ice and rehydrate for a day. | Her birinin bir yakıt kutusu var. Buz eritip bir günlük depolayabilirler. Her birinin bir yakıt kutusu var. Buz eritip bir günIük depoIayabiIirIer. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
At 26,000, without it, their lungs fill with fluid. | 7900 m'de, onsuz, ciğerleri su toplar. 7900 m'de, onsuz, ciğerIeri su topIar. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
That's pulmonary edema, they die within another 1 2. | Bu da akciğer ödemidir, yani takip eden 1 2 saat içinde ölürler. Bu da akciğer ödemidir, yani takip eden 12 saat içinde ölürler. Bu da akciğer ödemidir, yani takip eden 12 saat içinde ölürler. Bu da akciğer ödemidir, yani takip eden 1 2 saat içinde öIürIer. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
That gives us a window of 36 hours. | Bu bize 36 saatlik bir süre veriyor. Bu bize 36 saatIik bir süre veriyor. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Wick speed summited in 24. | Wick zirveye 24 saatte tırmanmış. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We're not Montgomery Wick. | Biz Montgomery Wick değiliz. Biz Montgomery Wick değiIiz. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Even if we were, how long does that leave to get through the rock and ice? | Olsak bile, kaya ve buzu aşmamız için ne kadar zaman gerekir? OIsak biIe, kaya ve buzu aşmamız için ne kadar zaman gerekir? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We don't know their exact location. How long will that take? | Yerlerini bile tam olarak bilmiyoruz. Bu ne kadar zaman alır? YerIerini biIe tam oIarak biImiyoruz. Bu ne kadar zaman aIır? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I won't let Annie die. | Annie'nin ölmesine izin veremem. Annie'nin öImesine izin veremem. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
So what are we gonna do? | Ne yapacağız öyleyse? Ne yapacağız öyIeyse? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Nitroglycerin, Mr. Garrett. | Nitrogliserin, Bay Garrett. NitrogIiserin, Bay Garrett. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I wouldn't touch it with an English barge pole. | Kıyamet bile kopsa ona dokunmazdım. Kıyamet biIe kopsa ona dokunmazdım. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We use it to blast rock for gun emplacements. | Silah yerleştirmek için kaya patlatmakta kullanırız. SiIah yerIeştirmek için kaya patIatmakta kuIIanırız. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
It's low freezing and more powerful than symtex. | Donmaya dayanıklı ve plastik patlayıcılardan daha etkili. Donmaya dayanıkIı ve pIastik patIayıcıIardan daha etkiIi. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
My responsibility ends at that door. | Benim sorumluluğum bu kapıda bitiyor. Benim sorumIuIuğum bu kapıda bitiyor. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I want to make one thing clear. This is your decision. | Bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Bu sizin kararınızdır. Bir konuya açıkIık getirmek istiyorum. Bu sizin kararınızdır. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
It's got nothing to do with the Pakistani army. | Pakistan ordusunun bu konuyla bir ilgisi yoktur. Pakistan ordusunun bu konuyIa bir iIgisi yoktur. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Which is a legal way of saying I think it's madness. | Yani yasal yoldan, yaptığınız şeyin delilik olduğunu söylüyorum. Yani yasaI yoIdan, yaptığınız şeyin deIiIik oIduğunu söyIüyorum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |