Search
English Turkish Sentence Translations Page 179393
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Some days she's Canadian and can be quite pleasant. | Bazen Kanadalı olur, o zaman çok hoş biridir. Bazen KanadaIı oIur, o zaman çok hoş biridir. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Today, she's obviously French. | Bugün belli ki Fransız. Bugün beIIi ki Fransız. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
How about some Spanish mackerel for the bow? | Biraz İspanyol uskumrusuna ne dersin? Biraz İspanyoI uskumrusuna ne dersin? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
My name's Cyril. I'm not much, but I'm all I think about. | Adım Cyril. Pek özelliğim yoktur, ama kendimden başka şey düşünmem. Adım CyriI. Pek özeIIiğim yoktur, ama kendimden başka şey düşünmem. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Watch out for him, he's like a dog. If he sees something... | Ona dikkat et, köpek gibidir. Bir şey gördüğünde... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
...he tries to shag it. If he can't shag it, he tries to eat it. | ...onu düzmeye çalışır. Düzemezse, yemeye çalışır. ...onu düzmeye çaIışır. Düzemezse, yemeye çaIışır. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
If he can't eat it, he pisses on it. | Yiyemezse, üzerine işer. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
It's easy to tell us apart, because I'm the shy one. | Bizi ayırt etmek çok kolay, çünkü ben utangaç olanım. Bizi ayırt etmek çok koIay, çünkü ben utangaç oIanım. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
No, no, no, se�orita. | Hayır, hayır, hayır,señorita. Hayır, hayır, hayır, senorita. Hayır, hayır, hayır,senorita. Hayır, hayır, hayır,senorita. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Here you go. Have a drink on Mr. Vaughn. | AI bakalım. Bay Vaughn'dan bir içki iç. Al bakalım. Bay Vaughn'dan bir içki iç. Al bakalım. Bay Vaughn'dan bir içki iç. AI bakaIım. Bay Vaughn'dan bir içki iç. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
What time's the laser show? | Lazer şovu kaçta? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Howdy! | Merhabalar! MerhabaIar! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Everyone hear me all right? | Herkes beni rahat duyabiliyor mu? Herkes beni rahat duyabiIiyor mu? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You're the lucky ones. | Öyleyse şanslısınız. ÖyIeyse şansIısınız. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Welcome to the highest party in the world! | Dünyanın en yüksek uçan partisine hoşgeldiniz! Dünyanın en yüksek uçan partisine hoşgeIdiniz! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Okay, maybe I did overdo it just a bit. | Pekala, ben biraz fazla abartmış olabilirim. PekaIa, ben biraz fazIa abartmış oIabiIirim. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Four years ago, I came here with a dream to climb K2. | Dört yıl önce, buraya K2'ye tırmanma hayaliyle gelmiştim. Dört yıI önce, buraya K2'ye tırmanma hayaIiyIe geImiştim. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
The toughest mountain in the world. | Dünyanın en sert dağına. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
As most of you know, that attempt ended in tragedy. | Birçoğunuzun da bildiği gibi, bu girişim bir trajediyle noktalandı. Birçoğunuzun da biIdiği gibi, bu girişim bir trajediyIe noktaIandı. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
On Wednesday, with the help of Tom McLaren... | Çarşamba günü, Tom McLaren'ın yardımlarıyla, bu hayalimi... Çarşamba günü, Tom McLaren'ın yardımIarıyIa, bu hayaIimi... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
...l intend to fulfill that dream. | ...gerçekleştirmek niyetindeyim. ...gerçekIeştirmek niyetindeyim. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
And while I'm at it, take care of some business, Texas style. | Bunu yaparken, bazı işlerimi de halledeceğim, Teksas tarzında. Bunu yaparken, bazı işIerimi de haIIedeceğim, Teksas tarzında. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
At 0900 hours, Greenwich Mean Time... | Greenwich saatiyle, saat 9:00'da... Greenwich saatiyIe, saat 9:00'da... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
...the inaugural flight of Majestic Air will fly over the summit... | ...Majestic Air'in açılış uçağı zirvenin üzerinden geçerken... ...Majestic Air'in açıIış uçağı zirvenin üzerinden geçerken... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
...and we'll be there to wave them on! | ...bizler ona oradan el sallıyor olacağız! ...bizIer ona oradan eI saIIıyor oIacağız! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
To the other teams climbing, I'd like to say be safe... | Diğer tırmanma ekiplerine, güvenli bir tırmanış ve... Diğer tırmanma ekipIerine, güvenIi bir tırmanış ve... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
...and good luck. | ...iyi şanslar dilerim. ...iyi şansIar diIerim. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Kick up your heels and enjoy the barbecue! | Herkes eğlensin, ve barbekünün tadını çıkarsın! Herkes eğIensin, ve barbekünün tadını çıkarsın! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
What about the weather, Mr. Vaughn? | Peki ya hava durumu, Bay Vaughn? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We hope for the best. You know something we don't? | En iyisini umuyoruz. Bilmediğimiz bir şey mi biliyorsun? En iyisini umuyoruz. BiImediğimiz bir şey mi biIiyorsun? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
The weather closes in and people die up there. | Hava kötüleşirse insanlar orada ölür. Hava kötüIeşirse insanIar orada öIür. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Or don't you have to worry about that? | Yoksa bundan endişe duymuyor musun? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Anybody who doesn't worry about that is a fool. | Bundan endişe duymamak için deli olmak gerekir. Bundan endişe duymamak için deIi oImak gerekir. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Brian Maki did a high atmosphere analysis of the last 4 decades. | Brian Maki son 40 yılın yüksek atmosfer analizini yaptı. Brian Maki son 40 yıIın yüksek atmosfer anaIizini yaptı. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Most years there's a 9 to 1 2 day lull before the fall storms. | Bu yılların çoğunda fırtına öncesi 9 1 2 günlük bir durgunluk olmuş. Bu yılların çoğunda fırtına öncesi 9 12 günlük bir durgunluk olmuş. Bu yılların çoğunda fırtına öncesi 9 12 günlük bir durgunluk olmuş. Bu yıIIarın çoğunda fırtına öncesi 9 1 2 günIük bir durgunIuk oImuş. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
On August 2nd, we calculate an 820/0 chance of fine weather. | 2 Ağustos'da, iyi hava ihtimalini 820/0 olarak hesapladık. 2 Ağustos'da, iyi hava ihtimalini 82% olarak hesapladık. 2 Ağustos'da, iyi hava ihtimalini 82% olarak hesapladık. 2 Ağustos'da, iyi hava ihtimaIini 82%%% oIarak hesapIadık. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Give me odds like that in the oil business, I'd be rich. | Petrol işinde böyle ihtimaller verilseydi zengin olurdum. PetroI işinde böyIe ihtimaIIer veriIseydi zengin oIurdum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Who's the leader, Mr. Vaughn? | Lideriniz kim, Bay Vaughn? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Who makes decisions that mean other people live or die? | Diğer insanların ölüm kalım kararını kim verecek? Diğer insanIarın öIüm kaIım kararını kim verecek? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Who plays God, so to speak? | Yani Tanrı'yı kim oynayacak? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
There can be only one leader. It's always the best climber. | Sadece tek bir lider olabilir. O da, her zaman en iyi dağcıdır. Sadece tek bir Iider oIabiIir. O da, her zaman en iyi dağcıdır. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I've made it clear to everyone that Tom McLaren is that man. | Herkese açıkça ifade ettiğim gibi o kişi Tom McLaren olacak. Herkese açıkça ifade ettiğim gibi o kişi Tom McLaren oIacak. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Even the Pakistanis agree. They're giving you a 21 gun salute. | Pakistanlılar bile razı oldular. 21 silah selamı veriyorlar. Pakistanlılar bile razı oldular. 21 silah selamı veriyorlar. PakistanIıIar biIe razı oIduIar. 21 siIah seIamı veriyorIar. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Okay, let's party! | Pekala, haydi, eğlenceye! PekaIa, haydi, eğIenceye! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Thanks for that, Elliot. | Teşekkürler, Elliot. TeşekkürIer, EIIiot. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You climb as good as you talk, we'll get you there. | Konuştuğun gibi iyi tırmanabiliyorsan, seni oraya götürürüz. Konuştuğun gibi iyi tırmanabiIiyorsan, seni oraya götürürüz. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You know that old guy who was asking questions? | Sorular soran o yaşlı adamı tanıyor musun? SoruIar soran o yaşIı adamı tanıyor musun? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Montgomery Wick. | Montgomery Wick. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Remember Dad used to talk about him? | Babam ondan bahsederdi, hatırladın mı? Babam ondan bahsederdi, hatırIadın mı? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
They were in the service together | Birlikte askerlik yapmışlar... BirIikte askerIik yapmışIar... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Of course, I remember. | Tabii ki hatırlıyorum. Tabii ki hatırIıyorum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I miss him, Annie. I miss him just as much as | Onu özlüyorum, Annie. En az senin kadar... Onu özIüyorum, Annie. En az senin kadar... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You never have. | Hiç konuşmadın zaten. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
There's nothing to say. He's gone, Peter. | Söyleyecek bir şey yok. O gitti, Peter. SöyIeyecek bir şey yok. O gitti, Peter. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Look, you can blame me all you want... | Bak, istersen beni suçlayabilirsin... Bak, istersen beni suçIayabiIirsin... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
...but that last cam would've failed. | ...ama son emniyet aleti çıkabilirdi. ...ama son emniyet aIeti çıkabiIirdi. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
It held the two of us. | İkimizi taşıdı. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You want to do this? Okay, fine, let's do it. | Bunu yapmak istiyor musun? Pekala, tamam, yapalım. Bunu yapmak istiyor musun? PekaIa, tamam, yapaIım. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You didn't give it a chance. | Bir şans tanımadın. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
He knew it wouldn't hold either. Of course he didn't. | Taşımayacağını o da biliyordu. Tabii ki bilmiyordu. Taşımayacağını o da biliyordu. Tabii ki bilmiyordu. Taşımayacağını o da biliyordu. Tabii ki bilmiyordu. Taşımayacağını o da biIiyordu. Tabii ki biImiyordu. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We were his life. | Biz onun hayatıydık. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
He would've died rather than take a chance anything might happen to us. | Bize bir şey olma ihtimalini göze almaktansa ölmeyi yeğlerdi. Bize bir şey oIma ihtimaIini göze aImaktansa öImeyi yeğIerdi. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I think we owed him the same. | Biz de aynısını ona yapmalıydık. Biz de aynısını ona yapmaIıydık. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
But I did what I thought was right. | Doğru olduğunu sandığım şeyi yaptım. Doğru oIduğunu sandığım şeyi yaptım. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
If you're so right, why haven't you climbed? Or been to his grave? | Madem doğruydu, bir daha neden hiç tırmanmadın? Ya da mezarına gitmedin? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I'm not going up there for a TV show. I'm going up there for him. | Ben oraya TV programı için gitmiyorum. Oraya babam için gidiyorum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I want to be the person he always wanted me to be. | Her zaman olmamı istediği gibi biri olmak istiyorum. Her zaman oImamı istediği gibi biri oImak istiyorum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
When I'm up there, I feel close to him. | Yukarıda, kendimi ona yakın hissediyorum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I touch his soul. | Ruhuna dokunuyorum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Take care up there. | Yukarıda kendine dikkat et. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Wish you were going with me. | Keşke benimle gelseydin. Keşke benimIe geIseydin. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Not this time. Take care up there. It'll be a great day for Texas. | Bu kez değil. Kendine dikkat et. Teksas için harika bir gün olacak. Bu kez değiI. Kendine dikkat et. Teksas için harika bir gün oIacak. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
And Scotland. | Ve İskoçya için. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Spindrift coming off the top. | Yukarıdan gelen bir su serpintisi. Yukarıdan geIen bir su serpintisi. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
That's local. If something was coming in, it'd show on the other peaks. | Bölgeseldir. Bir şey geliyor olsa, başka tepelerde de görünürdü. BöIgeseIdir. Bir şey geIiyor oIsa, başka tepeIerde de görünürdü. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Your sister's fine, man. You look after yourself. | Kardeşini merak etme, dostum. Kendine iyi bak. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You too. Thanks for everything. | Sen de. Herşey için teşekkürler. Sen de. Herşey için teşekkürIer. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Understood, Tom. You guys take good care up there. | Anlaşıldı, Tom. Kendinize iyi bakın. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Thanks, base. Out. | Teşekkürler, merkez. Tamam. TeşekkürIer, merkez. Tamam. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Well, you heard it. | İşte, duydunuz. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Computer model shows it's building. | Bilgisayar arttığını gösteriyormuş. BiIgisayar arttığını gösteriyormuş. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
That's a concern. | Önemsenecek bir durum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We're about an hour from the bottleneck, right? | Dar geçitten 1 saat uzaklıktayız, değil mi? Dar geçitten 1 saat uzakIıktayız, değiI mi? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Let's kick it and get up there. | Haydi, devam edip çıkalım oraya. Haydi, devam edip çıkaIım oraya. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Gets any worse, we'll shelter under the ice cliffs. | Kötüye giderse, buz kayalıklarının altına sığınırız. Kötüye giderse, buz kayaIıkIarının aItına sığınırız. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
If it comes in fast, we're totally exposed out here. | Eğer hızlı ilerlerse, burada tamamen korunmasız kalırız. Eğer hızIı iIerIerse, burada tamamen korunmasız kaIırız. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
It's not fast. He said it's slow moving. | Hızlı değil. Yavaş ilerlediğini söyledi. HızIı değiI. Yavaş iIerIediğini söyIedi. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
There's a 700/0 chance it'll turn east and miss us. | 0/070 ihtimalle doğuya dönerek bizi geçecek. %70 ihtimalle doğuya dönerek bizi geçecek. %70 ihtimalle doğuya dönerek bizi geçecek. %%%70 ihtimaIIe doğuya dönerek bizi geçecek. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I'm not gonna risk a storm. Not at 26,000. | Bir fırtınayı göze almayacağım. Hem de 7900 m'de. Bir fırtınayı göze aImayacağım. Hem de 7900 m'de. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We're not suggesting anything stupid. The weather could turn. | Aptalca bir şey yapmayı önermiyoruz. Hava dönebilir. AptaIca bir şey yapmayı önermiyoruz. Hava dönebiIir. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
The odds are with us. We're five hours from the summit. | İhtimaller bizden yana. Zirveden 5 saat uzaklıktayız. İhtimaIIer bizden yana. Zirveden 5 saat uzakIıktayız. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We turn back now, that's it. We've lost our window. | Şimdi dönersek, herşey biter. Şansımızı kaybederiz. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I know. Elliot, I'm aware of that. It's my responsibility. | Biliyorum. Elliot, farkındayım. Bu benim sorumluluğum. BiIiyorum. EIIiot, farkındayım. Bu benim sorumIuIuğum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I won't let a marketing campaign compromise our safety. | Ama bir reklam kampanyası güvenliğimizi tehlikeye atamaz. Ama bir rekIam kampanyası güvenIiğimizi tehIikeye atamaz. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You think this is about a marketing campaign? | Amacımın reklam kampanyası olduğunu mu düşünüyorsun? Amacımın rekIam kampanyası oIduğunu mu düşünüyorsun? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Come on, Tom. This is about getting to the top. | Haydi, Tom. Amacım zirveye varmak. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I don't give a shit about the publicity. | Reklam umurumda bile değil. RekIam umurumda biIe değiI. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
This is a life statement for me. | Bu benim hayatımın en önemli amacı. Bu benim hayatımın en önemIi amacı. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We're only 500 feet from the bottleneck. Let's keep going. | Dar geçitten sadece 1 50 m uzaklıktayız. Haydi, devam edelim. Dar geçitten sadece 150 m uzaklıktayız. Haydi, devam edelim. Dar geçitten sadece 150 m uzaklıktayız. Haydi, devam edelim. Dar geçitten sadece 1 50 m uzakIıktayız. Haydi, devam edeIim. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Okay. | Pekala. PekaIa. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |