Search
English Turkish Sentence Translations Page 179396
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
What's their supply situation? | Malzeme durumları nedir? MaIzeme durumIarı nedir? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Enough for 22 hours. | 22 saat yetecek kadar. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Who's coordinating at base? | Merkezde koordinasyonu kim sağlıyor? Merkezde koordinasyonu kim sağIıyor? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Vaughn's people. That's a mistake. | Vaughn'ın adamları. Hata. Vaughn'ın adamları. Hata. Vaughn'ın adamları. Hata. Vaughn'ın adamIarı. Hata. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I'll need someone there I can trust. Taylor, you know the mountain best. | Güvenebileceğim birine ihtiyacım var. Taylor, dağı en iyi bilen sensin. GüvenebiIeceğim birine ihtiyacım var. TayIor, dağı en iyi biIen sensin. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Skip's one of the best climbers. We'll need him. | Skip en iyi dağcılardan biri. Ona ihtiyacımız olacak. Skip en iyi dağcıIardan biri. Ona ihtiyacımız oIacak. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Let's agree on one thing: This is not a climbing democracy. | Bir konuyu açıklığa kavuşturalım: Bu bir tırmanma demokrasisi değil. Bir konuyu açıkIığa kavuşturaIım: Bu bir tırmanma demokrasisi değiI. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
On a rescue, we don't vote, question or argue. | Kurtarma operasyonunda, oy verilmez, sorular sorup tartışılmaz. Kurtarma operasyonunda, oy veriImez, soruIar sorup tartışıImaz. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You listen and do exactly as I say. Chopper will take you back. | Beni dinleyip, ne dersem yapacaksınız. Helikopter seni geri götürsün. Beni dinIeyip, ne dersem yapacaksınız. HeIikopter seni geri götürsün. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Here's how we'll split it up. Malcolm, you'll climb with Kareem. | Gruplar şu şekilde ayrılacaklar. Malcolm, sen Kareem ile tırmanacaksın. GrupIar şu şekiIde ayrıIacakIar. MaIcoIm, sen Kareem iIe tırmanacaksın. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Cyril, you'll What? No, I bloody won't. | Cyril, sen... Ne? Hayır, hayatta olmaz. Cyril, sen... Ne? Hayır, hayatta olmaz. Cyril, sen... Ne? Hayır, hayatta olmaz. CyriI, sen... Ne? Hayır, hayatta oImaz. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You've been up the mountain too long and forgotten the rules. | Dağlarda fazla kaldığın için kuralları unutmuşsun. DağIarda fazIa kaIdığın için kuraIIarı unutmuşsun. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Never eat at a place called " Ma's" ... | Adı "Ana" olan yerde yemek yenmez... Adı ''Ana'' oIan yerde yemek yenmez... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
...don't play cards with a fellow named Doc... | ...adı Doc olan biriyle kağıt oynanmaz... ...adı Doc oIan biriyIe kağıt oynanmaz... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
...and never climb with a stranger. I'm going with my brother. | ...ve asla bir yabancıyla tırmanılmaz. Ben kardeşimle gidiyorum. ...ve asIa bir yabancıyIa tırmanıImaz. Ben kardeşimIe gidiyorum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Frankly, I'd rather climb with the Sheila. | Açıkçası, ben bayanla tırmanmayı tercih ederim. Açıkçası, ben bayanIa tırmanmayı tercih ederim. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
My rules: I put a strong climber with a weaker one. | Kurallarım şöyle: Güçlü bir dağcıyı zayıf olanın yanına koymak. KuraIIarım şöyIe: GüçIü bir dağcıyı zayıf oIanın yanına koymak. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You'll climb with Kareem. | Sen, Kareem ile tırmanacaksın. Sen, Kareem iIe tırmanacaksın. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Mr. Garrett, you'll be climbing with me. | Bay Garrett, benimle tırmanacaksınız. Bay Garrett, benimIe tırmanacaksınız. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Cyril. Guess what? | Cyril. Tahmin et bakalım. CyriI. Tahmin et bakaIım. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Come on, darling. Give us a smile, eh! | Haydi, tatlım. Bir gülücük ver bize! Haydi, tatIım. Bir güIücük ver bize! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
It's the second best thing you can do with your lips. | Dudaklarınla yapabileceğin en iyi ikinci iş. DudakIarınIa yapabiIeceğin en iyi ikinci iş. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We'll take the west ridge. Cyril, the Mushroom. | Biz batı sırtından gideceğiz. Cyril, Mushroom'dan. Biz batı sırtından gideceğiz. CyriI, Mushroom'dan. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Malcolm, Hockey Stick Gully. | Malcolm, Hockey Stick Gully'den. MaIcoIm, Hockey Stick GuIIy'den. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Speed up all of them is the same. | Süre olarak hepsi aynıdır. Süre oIarak hepsi aynıdır. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We're as high as I can take you! | Yükselebileceğim en yüksek nokta bu! YükseIebiIeceğim en yüksek nokta bu! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Move it! I can't hold it for long! | Çabuk! Daha fazla tutamayacağım! Çabuk! Daha fazIa tutamayacağım! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
/'m having trouble maintaining altitude. | Yüksekliği korumakta güçlük çekiyorum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Get out of here! We're gonna burn! | Çıkın dışarı! Yanacağız! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Go! Move it! Move it! | Haydi! Haydi! Haydi! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Grab my hand, damn it! Grab it! | Elimi yakala, lanet olası! Yakala! EIimi yakaIa, Ianet oIası! YakaIa! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
He needs dex. Now. | Dex alması gerekiyor. Hemen. Dex aIması gerekiyor. Hemen. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We stick to the schedule. | Programa bağlı kalacağız. Programa bağIı kaIacağız. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
In nine hours, the water runs out. We need it. Our lives depend on it. | 9 saat sonra, suyumuz bitecek. Bize de lazım. Hayatımız ona bağlı. 9 saat sonra, suyumuz bitecek. Bize de Iazım. Hayatımız ona bağIı. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
He'll die if he doesn't get it. | Almazsa ölecek. AImazsa öIecek. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
He will anyway. | Alsa da ölecek zaten. AIsa da öIecek zaten. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Come on, Annie. | Haydi, Annie. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We both know Tom isn't going anywhere. | Tom'un gidişatını ikimiz de biliyoruz. Tom'un gidişatını ikimiz de biIiyoruz. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You've done your best. You have. | Elinden geleni yaptın. Yaptın. EIinden geIeni yaptın. Yaptın. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We can't waste resources on a lost cause. | Elimizdeki olanakları boşa harcayamayız. EIimizdeki oIanakIarı boşa harcayamayız. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Saving somebody's life is not a lost cause. | Birinin hayatını kurtarmak boşa harcamak demek değildir. Birinin hayatını kurtarmak boşa harcamak demek değiIdir. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
It is, if you know they can't be saved. | Öyledir, eğer kurtarılamayacaksa. ÖyIedir, eğer kurtarıIamayacaksa. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Why should three people die if two can live? | İkisinin yaşama şansı varken neden üç kişi birden ölsün? İkisinin yaşama şansı varken neden üç kişi birden öIsün? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Okay. If that's what you think, why don't you go tell him yourself? | Pekala. Böyle düşünüyorsan, neden gidip bunu ona kendin söylemiyorsun? PekaIa. BöyIe düşünüyorsan, neden gidip bunu ona kendin söyIemiyorsun? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Tom, can you hear me? | Tom, beni duyabiliyor musun? Tom, beni duyabiIiyor musun? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Don't listen to He has a right to know! | Onu dinleme sakın... Bilmeye hakkı var! Onu dinIeme sakın... BiImeye hakkı var! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You're a climber, Tom. A pro. | Sen bir dağcısın, Tom. Profesyonelsin. Sen bir dağcısın, Tom. ProfesyoneIsin. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You know the reality. Even if they get to us... | Gerçekleri biliyorsun. Bize ulaşsalar bile... GerçekIeri biIiyorsun. Bize uIaşsaIar biIe... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
...they can't carry you down. Not from this altitude. | ...seni aşağı taşıyamazlar. Bu yükseklikten mümkün değil. ...seni aşağı taşıyamazIar. Bu yüksekIikten mümkün değiI. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Now, Annie wants to give you the dex. I understand that, I do. | Şimdi, Annie sana dex vermek istiyor. Bunu anlıyorum, gerçekten. Şimdi, Annie sana dex vermek istiyor. Bunu anIıyorum, gerçekten. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
But you and I know it's just delaying what's inevitable. | Ama ikimizde biliyoruz ki, bu sadece kaçınılmaz sonu erteleyecek, o kadar. Ama ikimizde biIiyoruz ki, bu sadece kaçınıImaz sonu erteIeyecek, o kadar. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Just lie here and die, Elliot? | Burada yatarak ölmemi mi, Elliot? Burada yatarak öImemi mi, EIIiot? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Is that what you're telling me? | Söylediğin şey bu mu? SöyIediğin şey bu mu? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I'm not telling you anything. I'm asking you to respect life... | Sana bir şey söylemiyorum. Yaşama saygı duymanı istiyorum... Sana bir şey söyIemiyorum. Yaşama saygı duymanı istiyorum... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
...not to waste it. | ...harcamanı değil. ...harcamanı değiI. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
If I was in your position You're not in my position! | Ben senin durumunda olsaydım... Benim durumumda değilsin! Ben senin durumunda oIsaydım... Benim durumumda değiIsin! | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
That's right, I'm not. | Doğru, değilim. Doğru, değiIim. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Understand something. You're not just killing me. You're killing her too. | Şunu iyi anla ki, sadece beni değil, onu da öldürüyorsun. Şunu iyi anIa ki, sadece beni değiI, onu da öIdürüyorsun. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We're on a bit of a deadline, mate. Can we just leave this till later? | Süremiz azalıyor, dostum. Bunu daha sonraya bırakamaz mısın? Süremiz azaIıyor, dostum. Bunu daha sonraya bırakamaz mısın? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
He's all right, isn't he, this Allah bloke? | O iyi biri, değil mi, şu Allah adam? O iyi biri, değiI mi, şu AIIah adam? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
He won't strike you dead if you miss one prayer, will he? | Bir namaz eksik kılsan seni öldürmez herhalde. Bir namaz eksik kıIsan seni öIdürmez herhaIde. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
All right. One prayer. | Pekala. Bir namaz. PekaIa. Bir namaz. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Under the circumstances. | Bu şartlar altında. Bu şartIar aItında. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
What harm can it do? | Bunun ne zararı olabilir ki? Bunun ne zararı oIabiIir ki? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Do Muslims believe in Hell? | Müslümanlar cehenneme inanır mı? MüsIümanIar cehenneme inanır mı? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Do you? | İnanır mısın? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
So if that thing there blows... | Şu şey patlasa... Şu şey patIasa... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
...and I don't believe in Allah, I'm going to Hell? | ...ve ben Allah'a inanmıyorsam, cehenneme mi giderim? ...ve ben AIIah'a inanmıyorsam, cehenneme mi giderim? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Is that what you reckon? | Böyle mi düşünüyorsun? BöyIe mi düşünüyorsun? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You're all the bloody same, aren't you? | Hepiniz aynısınız, öyle değil mi? Hepiniz aynısınız, öyIe değiI mi? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Born agains say I don't believe in Jesus, so I'll go to hell. | Yeniden doğanlar " İsa'ya inanmıyorsan, cehenneme gidersin" diyorlar. Yeniden doğanIar '' İsa'ya inanmıyorsan, cehenneme gidersin'' diyorIar. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Jews say I do believe in Jesus, I'll go to Hell. | Museviler, İsa'ya inanıyorsan, cehenneme gidersin diyorlar. MuseviIer, İsa'ya inanıyorsan, cehenneme gidersin diyorIar. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Catholics say I don't believe in the pope, I'll go to Hell. | Katolikler, papaya inanmıyorsan, cehenneme gidersin diyorlar. KatoIikIer, papaya inanmıyorsan, cehenneme gidersin diyorIar. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
So any way you look at it, I'm in the shit. | Yani nereden bakarsan bak, boka batmışım. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Well, go on, then. What did he say? | Pekala, söyle haydi. Ne diyor? PekaIa, söyIe haydi. Ne diyor? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
We gonna die up here or what? | Burada ölecek miymişiz? Burada öIecek miymişiz? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
All men die, my friend. | Herkes ölür, dostum. Herkes öIür, dostum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
But Allah says it is what we do before we die that counts. | Ama Allah der ki, önemli olan ölmeden önce yaptıklarımızdır. Ama AIIah der ki, önemIi oIan öImeden önce yaptıkIarımızdır. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Jet stream's rising. I'd say all clear for the next 48 hours. | Rüzgar dalgası yükseliyor. Önümüzdeki 48 saat hava açık olacak. Rüzgar daIgası yükseIiyor. Önümüzdeki 48 saat hava açık oIacak. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Wick, do you copy? | Wick, duyuyor musun? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Copy. | Duyuyorum. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Pressure's up. You have clear skies and light winds. Over. | Basınç yüksek. Gökyüzü açık, az bulutlu. Tamam. Basınç yüksek. Gökyüzü açık, az buIutIu. Tamam. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You're good for the next 48 hours. | 48 saat durumunuz iyi. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
What is your exact position? Over. | Tam yeriniz nedir? Tamam. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
The rock wall, about 400 feet above Negrotto Col. | Kaya duvarı, Negrotto Col'un yaklaşık 1 20 m yukarısı. Kaya duvarı, Negrotto CoI'un yakIaşık 1 20 m yukarısı. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
/ thought you'd be at the top by now. | Tepeye varmış olacağınızı sanmıştım. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Yeah, so did l. What's the status at 26,000? How's the girl? | Evet, ben de. 7900 m'de durum nedir? Kız nasıl? Evet, ben de. 7900 m'de durum nedir? Kız nasıI? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
As far as / can tell, okay. McLaren's serious. /nternal injuries. | Bence, o iyi. McLaren'in durumu ciddi. İç yaralanma. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
And Vaughn? | Ya Vaughn? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
No word. | Haberim yok. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Keep me informed. | Beni haberdar et. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
What is this with you and Vaughn? | Vaugn ile arandaki mesele nedir? Vaugn iIe arandaki meseIe nedir? | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
You're too slow, Mr. Garrett. You've gotta move faster. | Çok yavaşsın, Bay Garrett. Daha seri olmalısın. Çok yavaşsın, Bay Garrett. Daha seri oImaIısın. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Take your hands off me. | Çek ellerini üzerimden. Çek eIIerini üzerimden. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
It's not your concern. | Seni ilgilendirmez. Seni iIgiIendirmez. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
If it involves my sister, it's my concern. | İşin içinde kız kardeşim varsa, beni ilgilendirir. İşin içinde kız kardeşim varsa, beni iIgiIendirir. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
I made it clear. No arguments, no questions. | Açıkça söylemiştim. Tartışma yok, soru sormak yok. Açıkça söyIemiştim. Tartışma yok, soru sormak yok. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Look, if you've got another agenda... | Bak, başka bir programın varsa... | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
...why don't you go back? I don't need you. | ...neden geri dönmüyorsun? Sana ihtiyacım yok. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |
Your sister will be dead in 1 4 hours. | Kardeşin 1 4 saat sonra ölmüş olacak. Kardeşin 1 4 saat sonra öImüş oIacak. | Vertical Limit-1 | 2000 | ![]() |