Search
English Turkish Sentence Translations Page 180632
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Sure. Depends. | Elbette. Sana kalmış. Elbette. Sana kalmış. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Did you go down to Williams yet? Not yet. | Hala William'ın yanına gitmedin değil mi? Henüz değil. Hala William'ın yanına gitmedin değil mi? Henüz değil. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I want you to go down to Williams Tavern and pick up an envelope. | Williams Bar'ına gidin, size bir zarf verecek. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Can you handle that? Sure. | Halledebilir misiniz? Elbette. Halledebilir misiniz? Elbette. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How much? | Ne kadar alacağız? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How much. Listen to this kid. "How much?" | Ne kadar. Şu çocuklara bakın. "Ne kadar?" | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Fifty bucks. Is that enough? | 50 dolar. Yeterli mi? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Sure. Sure. | Elbette. Elbette. Elbette. Elbette. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
We have to be quiet. | Sessiz olmalıyız. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
This is nice, Stacy. Come here. | Güzel olmuş, Stacy. Gel buraya. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
We can't do nothing 'cause my mother's upstairs. | Yapamayız, annem üst katta. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, hey. No hanging around. Call it a night. | Hey, hey. Burlarda dolaşmayın. Geç oldu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What do you think of this coat, Jackie? A little too big? | Ceketim nasıl görünüyor, Jackie? Biraz küçük mü? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No, it looks good. It looks good. | Hayır, iyi görünüyor. İyi görünüyor. Hayır, iyi görünüyor. İyi görünüyor. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How'd you make out? Did you find him? We got him. | Nasıl gitti? Onu buldun mu? Elimizde. Nasıl gitti? Onu buldun mu? Elimizde. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Oh, yeah. It's colder where he is. | Evet. Onunki olduğu yer daha soğuk. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Get him out. Get him out. Come on. Come on. | Çıkar onu. Çıkar onu. Haydi. Haydi. Çıkar onu. Çıkar onu. Hadi. Hadi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Come on. Get out. Get out. Come on, out! Out! | Haydi. Çık dışarı. Çık. Haydi, dışarı! Dışarı! Hadi. Çık dışarı. Çık. Hadi, dışarı! Dışarı! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Get him in the back. Hurry up. | Arkaya oturt. Acele et. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Get in. Get in there. | Bin, gir şuraya. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
So fuck me, huh? What? | Eee beni sattın yani, öyle mi? Ne? Eee beni sattın yani, öyle mi? Ne? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Fuck me? | Beni sattın mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No, no, it's okay. Say it. Fuck me. Listen, I never said... | Yok, yok, önemli değil. Söyle. Sattın beni. Dinle, ben hiç... Yok, yok, önemli değil. Söyle. Sattın beni. Dinle, ben hiç ... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Didn't I tell you any money made around here, I see a piece of it? | Cebine koyduğun her kuruştan haberim olacak demedim mi? Sana bu civarda benden habersiz para kazanmayacaksın, en küçük şeyi duyarım, demedim mi? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
And what have you given me? What have you given me? | Peki sen bana ne verdin? Bana ne verdin? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Don't you scream! Don't you fucking scream! | Bağırma! Bağırma kahrolasıca! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'll put a fucking hole right in you again. | Vücuduna kahrolası bir delik daha açarım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I always wonder why people scream when they're in pain, Jackie. | İnsanlar, canları yanınca neden çığlık atarlar hep merak etmişimdir, Jackie. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It's like when they slurp coffee thinking it's gonna change the temperature, | Şey gibi, kahveyi şapırdatarak içtiğinde sıcaklığının değişeceğini sanmak gibi... Şey gibi, insanlar kahveyi şapırdatarak içtiklerinde sıcaklığının değişeceğini sanırlar. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
but it doesn't. You're right. It doesn't change a thing. | ... ama değişmez. Haklısın. Hiçbir şey değişmez. ... ama değişmez. Haklısın. Hiçbir şey değişmez. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I get a kick out of guys like you. I see you around the neighborhood, | Senin gibi çocukların kıçına tekmeyi basarım. Sizi komşu mahallede görüyorum, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
playing your gangster roles, tough guys, arms folded, | ...gangstercilik oynuyorsunuz, sıkı çocuklar, kolları hep katlı, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
talking out of the side of your mouth. Now look at him. | ...ağızlarını büzerek konuşuyorlar. Bir de ona şimdi bak. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Didn't you put that Sweeney kid in the hospital for money he owed you? | Sweeney denen çocuğu sana borcu var diye için hastanelik etmedin mi? Sweeney denen çocuğu, sana borçlu olduğu para için hastanelik etmedin mi? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
So you're a fucking bully, too, right? Oh, yeah, you are. | Yani sen de lanet bir kabadayısın, değil mi? Evet, öylesin. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What's that kid, 150 pounds, Jackie? Tops. | Borcu ne kadardı, 150 paund mu, Jackie? Tamı tamına. Borcu ne kadardı, 150 paund mu, Jackie? Tamı tamına. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You got my money on you? No. | Param sende mi? Hayır. Param sende mi? Hayır. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Do you got the money you owe me on you? | Bana borcun olan parayı buldun mu? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Here, cut this up. | İşte, sizin payınız. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
That prick down at Williams Tavern is ducking me again. | Williams'ın Bar'ını biraz dağıtın, beni yine atlatıyor. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Go down and get some money off him, will you? | Oraya gidin ve ondan biraz para alın, yapacak mısınz? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Another slow week. | Vasat bir hafta daha. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'm sick and tired of all this nickel and dime bullshit. | Tüm bu beş sentlik para saçmalıkları beni hasta ediyor. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'm not gonna wait all day for this cocksucker. | Bu saksocular için bütün gün beklemeyeceğim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, guys, what's up? | Selam beyler, nasıl gidiyor? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Do you wanna get involved? | Bulaşmak ister misin? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Are you gonna be warm enough? Yeah, I'll be fine. | Yeterince sıcak tutuyor mu? Evet. Ben iyiyim. Yeterince sıcak tutuyor mu? Evet. Ben iyiyim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You don't need a sweater? No. | Süveter giymeyecek misin? Hayır. Süveter giymeyecek misin? Hayır. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You sure? Yeah. | Emin misin? Evet. Emin misin? Evet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Oh, good. You're just in time. For what? | Güzel. Tam zamanında geldin. Ne için? Güzel. Tam zamanında geldin. Ne için? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Sean's game. | Sean'in maçı. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I can't. I'm running right back out. I gotta go. | Gelemem. Hemen çıkmam gerek. Gitmeliyim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Where are the... It's the playoffs. | Nerede bu... Bunlar eleme maçları. Nerde bu... Bunlar eleme maçları. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I can't. I'm busy. I'll catch your next game. I promise. | Gelemem. Meşgulüm. Sonra ki maçı izleyeceğim. Söz veriyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
...from behind, duct taped me... | ...arkamdan geldiler, beni bantladılar... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Does it sound like that? Yeah. | Kulağa öyle mi geliyor? Evet. Kulağa öyle mi geliyor? Evet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey! That's them right there. Look who it is. | Selam! İşte bunlar onlar. Bakın kim gelmiş. Selam! İşte bunlar onlar. Bakın kim gelmiş. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. With a scar over there. | Evet. Şu yaralı adam. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
A thing of beauty. How'd that tape treat you? | Güzel işti. Bantla aran nasıldı? Güzel işti. Bantla aran nasıldı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It's all right. It's all right. Almost took my mustache off. | Her şey iyi gitti. Nerdeyse bıyıklarımı kaybediyordum. Herşey iyi gitti. Nerdeyse bıyıklarımı kaybediyordum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What'd you tell them? I didn't tell them nothing. | Onlara ne anlattın? Hiçbir şey. Onlara ne anlattın? Hiçbir şey. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I told them they better find the guys who did it | Tüm paramı bu saçmalığa harcayamayacağım için... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
'cause I'm not paying for that shit | ...bunu yapanları onların bulmasının... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
out of my own pocket. That's right. | ...daha iyi olacağını söyledim. İşte bu. ...daha iyi olacağını söyledim. İşte bu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What are you having? I'll take a cold beer. | Ne istersin? Soğuk bir bira alacağım. Ne istersin? Soğuk bir bira alacağım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Give him a cold beer. Thank you. | Soğuk bir bira ver ona. Teşekkür ederim. Soğuk bir bira ver ona. Teşekkür ederim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Good job, good job. Wrists almost ripped off, mustache is gone. | İyi işti. Bileklerimin nerdeyse derisi soyuldu, bıyıklarım da gitti. İyi işti. İyi işti. Bileklerimin nerdeyse derisi soyuldu, bıyıklarım da gitti. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I gotta hit the head. I'll talk to you later. | Kafana vurmalıyım. Sizinle sonra konuşuruz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, come here, boys. Hey, boys, I got you something. | Hey, buraya gelin, çocuklar. Çocuklar, size bir şeyler aldım. Hey, buraya gelin, çocuklar. Çocuklar, size birşeyler aldım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Come here, shorty. | Buraya gel, ufaklık. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What are you doing out in the rain? | Bu yağmurda, dışarda ne yapıyorsunuz? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Come over here. Something for everybody. | Gelin buraya. Herkes için bir şey var. Gelin buraya. Herkes için birşey var. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, there's your ma. | İşte annen orada. İşte annen orda. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Stacy. Hey, Katie. | Selam, Stacy. Selam, Katie. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Call me later. I'll give you a call around 8:00, all right? | Beni sonra ara. 8 civarı ararım, tamam mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Katie. Hi, Brian. | Hey, Katie. Selam, Brian. Hey, Katie. Selam, Brian. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yo, Katie, you want a ride home? Yeah. | Katie, seni evine bırakayım mı? Olur. Katie, seni evine bırakayım mı? Olur. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Say goodbye to your Uncle Paulie. Bye. | Paulie Amca'na hoşçakal de. Hoşçakal. Paulie Amca'na hoşçakal de. Hoşçakal. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Pay some bills. Get yourself a little something. | Bazı faturaları ödersin. Kendine de küçük bir şeyler al. Bazı faturaları ödersin. Kendine de küçük birşeyler al. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Thanks. Are you staying for supper or are you running out? | Teşekkürler. Akşam yemeğine kalacak mısın yoksa dışarı mı çıkacaksın? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, yeah. Do you mind? | Kalacağım. Sakıncası var mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
The good old days. Yeah. | Güzel eski günlere. Evet. Güzel eski günlere. Evet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He's upstairs. | Üst katta bekliyor. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What's his name? Marius. | Adı ne? Marius. Adı ne? Marius. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Marius. Yeah, Marius. | Marius. Tamam, Marius. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Might as well go talk to him. See what he has to say. | Gidip bir konuşun. Bakın bakalım ne diyecek. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
$5,000 is $5,000, right? | Beş bin, beş bindir, değil mi? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. All right. | Evet. Pekala. Evet. Pekala. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Jackie, again the soup is freezing. Again, cold? | Jackie, çorba yine buz gibi olmuş. Yine mi soğuk? Jackie, çorba yine buz gibi olmuş. Yine mi soğuk? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Tell Hogie, "Hogie, the soup's freezing!" You gotta be kidding me. | Hogie söyle, "Hogie, çorba buz gibi!" Dalga geçiyor olmalısın. Hogie söyle, "Hogie, çorba buz gibi!" Dalga geçiyor olmalısın. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Marius, how you doing? I'm not too good. | Marius, nasıl gidiyor? Pek iyi sayılmam. Marius, nasıl gidiyor? Pek iyi sayılmam. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Here's what happened. | Bir şey oldu. Birşey oldu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'm 60 years old, so I had this indiscretion | 60 yaşındayım, Newbury Sokak'ındaki... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
with this young manicurist on Newbury Street, | ...genç manikürcü kızla bir ilişki yaşadım, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
and then this cunt and her boyfriend called my wife! | ...sonra da bu sürtük ve sevgilisi karımı aradı! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hold it. Indiscretion? You're losing us. | Bir saniye. İlişki mi? Daha net açıkla. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I was fucking her. I was fucking her. What? | Onunla yatıyordum. Yatıyordum. Ne? Onunla yatıyordum. Yatıyordum. Ne? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He was cheating on his wife. I want them to pay, especially her. | Karısını aldatıyormuş. Onlara bunu ödeteceğim, özellikle o kıza. Karısını aldatıyormuş. Onlara bunu ödeteceğim, özellikle o kıza. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Wait a minute. You want us to slap a girl around? | Bir dakika bekle. Bir kızı tokatlamamızı mı istiyorsun? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No, no, no. You see, | Hayır, hayır, hayır. Bakın, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |