Search
English Turkish Sentence Translations Page 182
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Is there any point in starting over? | Baştan başlamanın imkanı var mı? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Nope. | Yok. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Mom, Dad? We need to talk. | Anne, Baba? Konuşmamız lazım. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Don't get me wrong, I'm grateful for the attic. | Beni yanlış anlamayın, tavan arası için müteşekkirim. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Yeah. Hold that thought. I'm late for court, and I need your help around the house. | Evet. Söyleyeceğini unutma. Duruşmaya geç kaldım. Ev işleri için yardımın lazım. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Starting with the lawn. You can graze cattle out there. | Çimlerle başlayacağız. Orada sığırları otlatabilirsin. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Yes, OK, but | evet, tamam, ama | 18 to Life-1 | 2010 | |
Don't forget to move Bubbe's couch back. | Tek büyük annenin kanepesini yerine çekmeyi unutma. | 18 to Life-1 | 2010 | |
See, the thing is... | Anlayacağınız, söyleyeceğim şey... | 18 to Life-1 | 2010 | |
Oh, and Tom, we have tickets to the ballet this evening | Oh, ve Tom, bu gece baleye iki biletimiz var | 18 to Life-1 | 2010 | |
and Wendy's having some friends over. | ve Wendy'nin bazı arkadaşları eve gelecek. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Can you keep an eye on them, since you're home anyway? | Gözlerini üstünde tutabilirmisin nede olsa evdesiniz herzaman? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Well, I won't be home; I'll be in the attic. | Evde olmayacağım; Tavan arasında olacağım. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Same difference. | Aynı şey fark yokki. | 18 to Life-1 | 2010 | |
OK, that's it. I've just made a decision. | Tamam. Buraya kadar Şimdi bazı kararlar verdim. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Oh. That's nice, sweetie. | Oh. Çok iyi tatlım. | 18 to Life-1 | 2010 | |
First: I'm moving out. | Birincisi taşınıyorum. | 18 to Life-1 | 2010 | |
BEN: We've been over this, Tom. | Bunu aşmıştık Tom | 18 to Life-1 | 2010 | |
You can't afford a place of your own while you're going to college, remember? | Üniversiteye giderken kendine ait yerin parasını ödeyemezsin hatırladın mı? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Which brings me to number two. | Buda beni ikinci karara götürdü. | 18 to Life-1 | 2010 | |
I'm sorry, but I am quitting college. | Üzgünüm ama üniveristeyi bırakıyorum. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Great. Now we can't go to the ballet. | Harika. Şimdi baleye gidemeyiz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Oh, we're going to the ballet. | Oh, baleye gidiyoruz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
I can't believe you didn't consult me | Benim fikrimi sormadığına inanamıyorum | 18 to Life-1 | 2010 | |
before making such a big decision. | Böyle büyük bir karar vermeden önce bana da sormalısın. | 18 to Life-1 | 2010 | |
I can always re enrol next semester. | Önümüzdeki yıl tekrar kayıt olabilirim. | 18 to Life-1 | 2010 | |
And in the meantime I'll find a job, save some cash | Bu süre içinde bir iş bulur, para biriktiririm | 18 to Life-1 | 2010 | |
so we can finally move into a place | Böylece sonunda taşınabiliriz | 18 to Life-1 | 2010 | |
where we actually feel like adults. | Kendimizi yetişkin gibi hissettiğimiz bir yerimiz olur. | 18 to Life-1 | 2010 | |
What floor is this apartment on, anyway? | Herneyse bu apartman kaçıncı katta? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Fourteenth. But don't worry, the elevator's not always gonna be broken. | On dördüncü. Ama merak etme asansör her zaman arızalı olmayacak. | 18 to Life-1 | 2010 | |
(CHUCKLE) You must be new. | Siz yeni olmalısınız. | 18 to Life-1 | 2010 | |
What a dump. | Ne rezil bir evdi. | 18 to Life-1 | 2010 | |
It wasn't a dump. | Rezil felan değildi. | 18 to Life-1 | 2010 | |
It had character. | Bir karakteri vardı. | 18 to Life-1 | 2010 | |
If by character you mean silverfish. | Eğer karakter derken böceği kastediyorsan. | 18 to Life-1 | 2010 | |
OK, new plan: Let's say I dip slightly further into my savings | Tamam yeni plan: Birikimlerimden biraz daha fazla alır | 18 to Life-1 | 2010 | |
and we look for a place a little more out of our price range. | ve belirlediğimiz fiyatın üstünde bir yer arayabiliriz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
That place was out of our price range. Really? | O yer zaten belirlediğimiz fiyatın üstündeydi. Gerçekten mi? | 18 to Life-1 | 2010 | |
But it was a dump and it had silverfish. | Ama orası rezil bir yerdi ve böcek vardı | 18 to Life-1 | 2010 | |
I think you should just admit to your father that you made a mistake | Bence babana gidip hata yaptığını söylemelisin | 18 to Life-1 | 2010 | |
and we'll move back to the attic. | Böylece tavan arasına dönebiliriz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Go crawling back? | Sürünerek mi gideceğim? | 18 to Life-1 | 2010 | |
I'm trying to man up here, Jess. | Burada adam olmaya çalışıyorum, Jess. | 18 to Life-1 | 2010 | |
I'd appreciate a little support. | Küçük bir desteğe minettar olurum. | 18 to Life-1 | 2010 | |
You wanna man up? | Adam mı olmak istiyorsun? | 18 to Life-1 | 2010 | |
You're going to have to consider other options. | Diğer seçenekleride düşünmek gerekecek. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Such as? | Ne gibi? | 18 to Life-1 | 2010 | |
JESSIE: Thanks for helping us out, Carter. | Yardımın için teşekkürler, Carter. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Hey, it's the least I can do to help out a couple of young marrieds, huh? | Hey, en azından genç evli çifte yardım edebildim, değil mi? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Hey, uh, I'll be upstairs if you guys need me. | Hey, uh,bana ihtiyacınız olursa üst katta olacağım. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Why are you doing this to me? | Bunu bana niye yapıyorsun? | 18 to Life-1 | 2010 | |
What? We need help and Carter offered. He's being nice. | Ne? Yardıma ihtiyacımız vardı ve Carter yardım önerdi. İyilik yapıyor. | 18 to Life-1 | 2010 | |
He's not being nice; he's being a jerk. | İyilik felan yapmıyor; aptal gibi davranıyor. | 18 to Life-1 | 2010 | |
CARTER: Oh. By the way, we're having a little get together tonight. | Bu arada bu gece küçük bir parti vereceğiz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
You guys should hang out. | Çocuklar sizde katılmalısınız. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Yeah, we can't. Jessie and I have to | Yok biz katılamayız. Jessie ve benim ..... | 18 to Life-1 | 2010 | |
We'd love to. | Çok hoşumuza gider katılmak. | 18 to Life-1 | 2010 | |
She must've run out of room in her suitcase. | Tüm odayı valizine koymalı. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Awww, Endangered Ernie. | Yaaa, Nesli tükenen Ernie. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Her first Save The Pandas panda. | Onun ilk "Pandaları Kurtarın" pandası. | 18 to Life-1 | 2010 | |
I know we're supposed to be progressive, but it kinda feels like she just got here. | Biliyorum yenilikçi olduğumuzu zannediyoruz, ama sanki az önce burdaymış gibi. | 18 to Life-1 | 2010 | |
This is what happens when you raise an independent and intelligent young woman. | Bağımsız ve zeki genç bir hanım yetiştirdiğinde olanlar bunlar işte.. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Would it kill her to be a little dumber and needier? | Azda olsa boyun eğmek ve bağımlı olmak onu öldürmü dersin? | 18 to Life-1 | 2010 | |
There are perks to Jessie being gone. | Jessie'nin gidişiylede iyi olan şeyler var . | 18 to Life-1 | 2010 | |
Like what? | Mesela? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Like more privacy. | Mesela daha fazla mahremiyet. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Privacy's overrated. | mahremiyet abartılmış birşey. | 18 to Life-1 | 2010 | |
More experimentation. | Daha fazla yeni tecrübe. | 18 to Life-1 | 2010 | |
You know I don't like new things. | Biliyorsun yeni şeyleri sevmem. | 18 to Life-1 | 2010 | |
We can walk around naked. | Etrafta çıplak dolaşabiliriz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Why would we wanna do that? | Neden böyle bir şey yapmak isteyelim? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Do you wanna have sex or not? | Sex yapmak istiyor musun yoksa istemiyor musun? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Oh... yeah! | Oooo... Tabiki! | 18 to Life-1 | 2010 | |
Great party. | Harika parti. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Great attitude. | Harika tavır. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Maybe I don't want to party. | Belki parti istemiyordum. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Some of us have to be adults. | Bazılarımız yetişkin olmalı. | 18 to Life-1 | 2010 | |
You're forgetting; some people are helping certain adults out. | Unutuyorsun birileri belli yetişkinlere yardım ediyor . | 18 to Life-1 | 2010 | |
I don't need your charity. | Hayır severliğine ihtiyacım yok. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Said the guy living in my basement. | Bodrumumda yaşayan adama söyle. | 18 to Life-1 | 2010 | |
I know you may not think much of this marriage, | Biliyorum bu evliliği fazla düşünmüyorsun, | 18 to Life-1 | 2010 | |
but it beats living in some lame campus sex comedy. | Ama bu salak kampüs sex komdesinde yaşamaktan daha iyi. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Yeah, except that it doesn't. | Evet öyle olmaması haricinde. | 18 to Life-1 | 2010 | |
It really, really doesn't. | Gerçekten daha iyi değil. | 18 to Life-1 | 2010 | |
You can have all the endless I'll take that. girls, Carter. | Bir sürü kıza sahip olabilirsin Carter Olacağım. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Because we both know I've got the only one who counts. | Ama ikimizde biliyoruz ki benim önemsediğim sadece bir kişi var. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Hey, don't poke me. | Hey, dürtüp durma. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Oh, I'm sorry. | Aaa, üzgünüm. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Do you not like being poked? | Dürtülmekten hoşlanmıyor musun? | 18 to Life-1 | 2010 | |
What's being poked? | Dürtünce ne oluyor? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Now this is happening. | İşte bu oluyor | 18 to Life-1 | 2010 | |
Back off, Bellow. | Çek git, Bellow. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Guys! Guys! | Çocuklar! Çocuklar! | 18 to Life-1 | 2010 | |
Nice, Tom. Real mature. | İyi iş, Tom. Gerçekten yetişkince. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Jessie. | Jessie. | 18 to Life-1 | 2010 | |
It's a party! Yeah! | Parti zamanıı! Eveeeet! | 18 to Life-1 | 2010 | |
JESSIE: You told me you were over the whole Carter thing. | Bana bu Carter olayını tamamen aştığını söylemiştin | 18 to Life-1 | 2010 | |
I tried! It's just I keep picturing it. | Denedim! Sadece aklıma geldikçe. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Him touching you. You letting him. | O sana dokunuyor sen ona izin veriyorsun. | 18 to Life-1 | 2010 |