Search
English Turkish Sentence Translations Page 1937
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Use your head, Nathan. Think! | Kafanı kullan, Nathan. Düşün! | Abduction-1 | 2011 | |
| You better show me something soon, Son, or you're gonna go down. | Bana bir şeyler göstersen iyi olur, evlât. Yoksa nakavt olacaksın. Hadi! | Abduction-1 | 2011 | |
| I thought we were boxing. | Boks yaptığımızı sanıyordum. | Abduction-1 | 2011 | |
| You always said the person that ends the fight was the winner. | Dövüşü bitiren kişi kazanandır diyen sendin. | Abduction-1 | 2011 | |
| Do I look like I'm done? | İşim bitmiş gibi mi görünüyorum? | Abduction-1 | 2011 | |
| You want to play with no rules? 1 | Kuralsız mı kapışmak istiyorsun? | Abduction-1 | 2011 | |
| You better be careful what you let out of the box. | Kutudan neyi çıkardığına dikkat etmelisin. | Abduction-1 | 2011 | |
| Come on. Get up! That wasn't that hard, Nathan. | Kalk hadi! Bu sert bile değildi, Nathan. | Abduction-1 | 2011 | |
| What's the matter? Come on. Use your anger. | Sorun ne? Hadi. Öfkeni kullan. | Abduction-1 | 2011 | |
| Think about it. Keep control. | Düşün. Kontrol altında tut. | Abduction-1 | 2011 | |
| Look for an opening. What are you gonna do? | Bir açık ara. Ne yapacaksın ha? | Abduction-1 | 2011 | |
| You can't punch me. You can't kick me. | Bana yumruk atamazsın. Tekme atamazsın. | Abduction-1 | 2011 | |
| Is that all you got? You gotta get me off balance. | Yapacağım bu kadar mı? Dengemi bozman gerek. | Abduction-1 | 2011 | |
| Gonna dance all day? You gonna show me something? | Tüm gün dans mı edeceğiz? Yoksa bir şeyler gösterecek misin? 1 | Abduction-1 | 2011 | |
| Good shot. | İyi vuruştu. Şimdi konuşuyoruz işte. | Abduction-1 | 2011 | |
| I'm bigger than you, but you can take me, Nathan. Come on! | Senden iriyim ama beni alt edebilirsin, Nathan. Hadi! | Abduction-1 | 2011 | |
| Wait till you get old. | Yaşlanınca göreceğim seni. | Abduction-1 | 2011 | |
| Hey, guys. Guys! | Siz ikiniz. Çocuklar! | Abduction-1 | 2011 | |
| What? We're just working out. | Ne var? Sadece çalışıyorduk. | Abduction-1 | 2011 | |
| Good job, Son. | Aferin, evlât. | Abduction-1 | 2011 | |
| God, you smell like beer. | Tanrım, bira kokuyorsun. | Abduction-1 | 2011 | |
| I just don't went to get a phone call one night | Gecenin bir yarısı motosikletinle ağaca çarptığın haberini almak istemiyorum. | Abduction-1 | 2011 | |
| I wasn't even driving. | Ben sürmüyordum bile. | Abduction-1 | 2011 | |
| Hey, you were out all night. You didn't call. You're grounded for a week. | Tüm gece dışarıdaydın. Hiç aramadın. Bir hafta cezalısın. | Abduction-1 | 2011 | |
| Are you serious? | Ciddi misin? Evet, ciddiyim. | Abduction-1 | 2011 | |
| Why? Do you not trust me? | Neden? Bana güvenmiyor musun? | Abduction-1 | 2011 | |
| After last night, not so much. | Dün geceden sonra, pek değil. | Abduction-1 | 2011 | |
| Did you ever hear that phrase, "Trust needs to be earned"? | 'Güvenin kazanılması gerekir' diye bir söz duymadın mı? | Abduction-1 | 2011 | |
| He did yoga before. He did not do yoga. | Yoga yaptı. Yapmadı. | Abduction-1 | 2011 | |
| Tell him. You went to a yoga class? | Söylesene. Yogaya gittin mi? | Abduction-1 | 2011 | |
| Mom took me. You're serious? | Annem götürdü. Ciddi misin? | Abduction-1 | 2011 | |
| See? And you were in pain the next day. | Ve ertesi gün her yerin ağrıyordu. | Abduction-1 | 2011 | |
| Admit it. Tell him. When did you take him to yoga? | Kabul et. Söyle hadi. Ne zaman onu yogaya yazdırdın? | Abduction-1 | 2011 | |
| I have to ask you everything that I do? | Her şeyi sana mı sormam gerekiyor? | Abduction-1 | 2011 | |
| No. If you believe in secret lives in this house, | Hayır. Bu evde gizli kapalı işler olmasına dair istediğini hiç görmedim de. | Abduction-1 | 2011 | |
| Your dad needs yoga. Tell him. | Babanın yoga yapması gerek. | Abduction-1 | 2011 | |
| He has more important things to do with his day. | Yapacağı daha önemli şeyler var. | Abduction-1 | 2011 | |
| You really do need yoga. | Cidden yoga yapman gerek. | Abduction-1 | 2011 | |
| It's good for your mind. What's yoga for? | Zihnine iyi gelir. Ne için yoga yapayım? | Abduction-1 | 2011 | |
| Your body. Your spirit. Tell me a practical application for yoga. | Bedenine, ruhuna. Yoganın pratik hareketlerini söyleyin. | Abduction-1 | 2011 | |
| You could use some. That'll happen | Bazılarını kullanabilirsin. Kırmızı kar yağınca yaparım. | Abduction-1 | 2011 | |
| Hey, Nathan, you're on clean up duty. | Nathan, bulaşıklar senin. | Abduction-1 | 2011 | |
| Come on. Your mother cooked. I worked all day. | Annen yemek yaptı. Ben tüm gün çalıştım. | Abduction-1 | 2011 | |
| What did you do? That's right. | Sen ne yaptın? Doğru. | Abduction-1 | 2011 | |
| Are you going to spin me? Whoa! | Beni döndürecek misin? | Abduction-1 | 2011 | |
| You got it. | Becerdin. | Abduction-1 | 2011 | |
| You've gotten better and better, you know that? | Gitgide ustalaşıyorsun. | Abduction-1 | 2011 | |
| It's every single time, Billy! | Her seferinde, Billy! Çünkü genelde senin suçun, Karen! | Abduction-1 | 2011 | |
| It's always my fault! Have you thought about that? | Tüm suçlu benim! Bunu düşündün mü hiç? | Abduction-1 | 2011 | |
| All you think about is football. | Tek düşündüğün, futbol. | Abduction-1 | 2011 | |
| If you're so over this, then just get out of here! | Bu, sana çok geldiyse, buradan defol git! | Abduction-1 | 2011 | |
| You know what? I will get out of here. I don't need this. | Buradan gideceğim. Buna ihtiyacım yok benim. | Abduction-1 | 2011 | |
| You're in high school, Karen. I could have any girl I want in college. | Lisedesin daha, Karen. Üniversitede istediğim kızla çıkabilirim. | Abduction-1 | 2011 | |
| What are you looking at, freak? | Neye bakıyorsun, ucube? | Abduction-1 | 2011 | |
| Sometimes I do feel like a freak. | Bazen ucube gibi hissediyorum. | Abduction-1 | 2011 | |
| I walk around like everybody else. | Herkes gibi etrafta dolaşıyorum. | Abduction-1 | 2011 | |
| But inside I just feel different. | Ama farklı hissediyorum... | Abduction-1 | 2011 | |
| Like I'm a stranger in my own life. | ...kendi hayatımdaki bir yabancıymış gibi. | Abduction-1 | 2011 | |
| Or I'm sitting at the breakfast table with my parents, | Ailemle kahvaltı masasına oturuyorum... | Abduction-1 | 2011 | |
| and I'm just like, | ...ve şöyle oluyorum: | Abduction-1 | 2011 | |
| "Who are these people?" | "Bunlar da kim?" | Abduction-1 | 2011 | |
| Don't you think everybody feels that way growing up? | Ergenlikte herkes böyle hissetmiyor mu sence? | Abduction-1 | 2011 | |
| Do they all go to a shrink? | Hepsi psikiyatriste gidiyor mu? | Abduction-1 | 2011 | |
| Not everyone has insomnia and impulsivity and rage issues, Nathan. | Uykusuzluk, dürtüsellik ve öfke sorunları olan herkes değil, Nathan. | Abduction-1 | 2011 | |
| I used your technique. | Yöntemini kullandım. | Abduction-1 | 2011 | |
| Last night, this guy snapped at me, | Geçen gece, biri beni tersledi... | Abduction-1 | 2011 | |
| and I had this overwhelming urge to run across the street | ...karşıya geçip yüzü dağıtmak için büyük bir dürtüm vardı. | Abduction-1 | 2011 | |
| But you contained it. | Ama kendine hakim oldun. | Abduction-1 | 2011 | |
| Yeah. I put the anger away. | Evet, öfkeyi uzaklaştırdım. Sakinleştim. Buna değmezdi. | Abduction-1 | 2011 | |
| That's great, Nathan. | Bu harika, Nathan. | Abduction-1 | 2011 | |
| Do you realize we probably would have been having this discussion | Bir yıl önce olsa, bu konuşmayı çocuk mahkemesinde yapacağımızın farkında mısın? | Abduction-1 | 2011 | |
| You're making progress. | İlerleme kaydediyorsun. | Abduction-1 | 2011 | |
| But I still have the dreams. | Ama hâlâ rüyalar görüyorum. | Abduction-1 | 2011 | |
| When was the last one? | Sonuncusunu ne zaman gördün? | Abduction-1 | 2011 | |
| Two nights ago. | 2 gece önce. | Abduction-1 | 2011 | |
| Any new details? | Yeni bir ayrıntı? | Abduction-1 | 2011 | |
| It was mostly the same. | Diğerleriyle aynıydı. | Abduction-1 | 2011 | |
| I see the woman standing there. | Duran bir kadın görüyorum. | Abduction-1 | 2011 | |
| She starts singing to me. I think it's a lullaby. | Bana bir şeyler söylüyor. Sanırım ninni. | Abduction-1 | 2011 | |
| Then comes the attack. | Sonra saldırı oluyor. | Abduction-1 | 2011 | |
| And then it's over. | Sonra bitiyor. | Abduction-1 | 2011 | |
| Nathan, some dreams are based in reality, | Nathan, bazı rüyalar gerçeğe dayalıdır,... | Abduction-1 | 2011 | |
| but others are our mind's way of handling anxiety | ...ama bazılarıysa zihnimizin korkuyla baş edebilmek... | Abduction-1 | 2011 | |
| just by pushing it deep into your subconscious. | ...için bilinçaltımızın derinliklerine itmesiyle oluşur. | Abduction-1 | 2011 | |
| That's not necessarily a bad thing. | Bu o kadar da kötü bir şey değildir. | Abduction-1 | 2011 | |
| Don't most psychiatrists want to | Çoğu psikiyatrist böyle şeylerin ortaya çıkmasını istemez mi? | Abduction-1 | 2011 | |
| I'm not most psychiatrists. | Ben çoğu psikiyatrist gibi değilim. | Abduction-1 | 2011 | |
| Our time is up. | Süremiz doldu. | Abduction-1 | 2011 | |
| Have a good week, Nathan. Thanks. | Haftan iyi geçsin, Nathan. Sağ olun. | Abduction-1 | 2011 | |
| I think you won that match. Definitely. | Bence bu maçı alırdın. Kesinlikle. | Abduction-1 | 2011 | |
| You know what? You guys are both dicks, okay? | İkiniz de hıyarsınız, tamam mı? | Abduction-1 | 2011 | |
| I don't know how y'all convinced me into joining the wrestling team. | Beni güreş takımına girmeye nasıl ikna ettiniz bilmiyorum. | Abduction-1 | 2011 | |
| It was your idea. "It's fun, Gilly, it's fun. " | Senin fikrindi. "Çok eğlenceli, Gilly" | Abduction-1 | 2011 | |
| You know what? It's probably a lot of fun when you out there kicking ass, | Kazanırken eğlenceli olabilir ama... | Abduction-1 | 2011 | |
| but let me tell you, it's a lot less fun when you getting the smack down. | ...yenilirken hiç de eğlenceli değil. | Abduction-1 | 2011 | |
| You got him! Take him down! Take him! | Bitir işini! Bitir! | Abduction-1 | 2011 | |
| Damn! | Vay anasını! | Abduction-1 | 2011 | |
| Pin him down, man. You got this! You got this! | Sıkıca tut, dostum. Yapabilirsin! | Abduction-1 | 2011 | |
| Keep him pinned! | Öyle tut onu! Nakavt! | Abduction-1 | 2011 | |
| It's easy when your guy just rolls over for you. | Herif kendini bırakırsa, yenmeye ne var. | Abduction-1 | 2011 |