Search
English Turkish Sentence Translations Page 2179
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| between the developing nations like you, the producers, | üretici milletlerle, bizim gibi gelişmiş sanayileşmiş milletler | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| and us, the developed industrialised nations? | arasında bir değişiklik meydana geldiği anlamına gelmez mi? | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Yes, it will. | Evet, gelecek. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| And what do you think arises from that? | Ne düşünüyorsunuz? Bundan ne doğar? | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Well, a new type of relationship. | Tamam, yeni bir ilişki şekli. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| You have to adjust yourself to the new circumstances | Kendinizi yeni şartlara göre ayarlamalı | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| and I think you have to sit down and talk seriously with us | ve bence oturmalı ve ciddi şekilde | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| about this new era. | bizimle, bu yeni dönem hakkında konuşmalısınız. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| When Saudi Arabia raised the price of oil, | Suudi Arabistan, petrol fiyatını yükselttiğinde, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| they did it to change the political balance of power in the world. | dünyadaki siyasi güç dengesini değiştirmek için yapmıştı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But it also had another, unexpected, effect | Ama aynı anda beklenmedik başka bir etki de doğurdu, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| because it allowed the men who ran the banks and the financial system | çünkü Amerika ve Britanya'da bankaları ve finansal sistemi işleten adamların | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| in America and Britain to begin to break free of political control. | siyasi kontrolden kurtulmaya başlamalarını sağladılar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Billions of dollars flooded from the West into Saudi Arabia | Suudiler'in çoğuyla ne yapacaklarını bilemediklei milyarlarca dolar | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| most of which the Saudis didn't know what to do with. | Batı'dan Suudi Arabistan'a aktı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| So they gave them to the Western banks to invest. | Onlar da bu paraları yatırım için Batılı bankalara verdiler. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| The banks then made a crucial decision they kept many | Sonra bankalar kritik bir karar aldılar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| of those dollars free from control by the American government | Paraların büyük bir kısmını Amerikan hükümeti kontrolü dışında tuttular. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| and they became a vast pool of wealth, known as petrodollars, | Ve böylece petrodolar olarak bilinen ve dünyanın her yerinde | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| that could be lent and traded anywhere around the world | siyasi kontrol olmaksızın borç olarak verilebilen | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| without political control. | paranın geniş havuzu haline geldiler. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| As western politicians struggled to deal with the economic | Batılı politikacılar petrol fiyatlarının artması yüzünden doğan | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| and social chaos that had been created by the oil price rise, | ekonomik ve sosyal kaosla uğraşırken onların bankacıları | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| their bankers were building a new global financial system | Suudi milyarlarının dönüşümüne dayalı | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| based on recycling the Saudi billions. | yeni bir küresel finans sistemi inşa ediyorlardı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| And the banks began to become rich and powerful again. | Ve bankalar, yeniden zengin ve güçlü hale gelmeye başladılar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Does he know where the Taliban are? | Taliban nerede, biliyor muymuş? | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| The biggest Taliban shelter... Taliban... | En büyük Taliban barınağı... Taliban... | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Marjah? Marjah. | Marjah? Marjah. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| He said Taliban is in Marjah. | Dedi ki Taliban Marjah'taymış. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| LAUGHING: Uh huh, Marjah. Marjah. | Ah hah, Marjah. Marjah. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| They use his compound as... MAN SPEAKS HIS OWN LANGUAGE | Bu karışımı şey olarak kullanıyorlarmış... | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Assalamu alaikum. Assalamu alaikum. | Esselamu aleyküm. Esselamu aleyküm. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Right. Are we in Kushal Kalay just now? | Tamam. Şimdi biz Kuşal Kalay'da mıyız? | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Is this Kushal Kalay? What is the name of this village? | Burası Kuşal Kalay mı? Bu köyün adı ne? | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| This is the edge of Kushal Kalay. | Burası Kuşal Kalay'ın kenarı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Have the Taliban gone now or are they still in Kushal Kalay? | Taliban gitti mi, yoksa hala Kuşal Kalay'dalar mı? | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| OK. Where... Sh, sh, sh. | Tamam. Nerede... Hişt, hişt, hişt. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Where has he seen Taliban? Where? | Taliban'ı nerede görmüş? Nerede? | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| How far? | Ne kadar uzak? | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Here, the Taliban? | İşte, Taliban? | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| There, there, there! Right, sir sir! | Orada, orada, orada! İşte, efendim, efendim! | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| This guy's ID ing these here and saying they're Taliban. | Bu adam kim olduklarını biliyormuş işte buradakiler, onlar Taliban'mış. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| HE SPEAKS OWN LANGUAGE Yeah. Two men. | Evet, iki adam. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| HE SPEAKS OWN LANGUAGE Yeah, there. | Evet, orada | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Taliban, yeah? | Taliban, öyle mi? | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| As western countries collapsed economically in the 1970s, | 1970'lerde Batılı ülkeler ekonomik olarak çökünce, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| students from Europe and America fled from the chaos. | Avrupa ve Amerika'dan öğrenciler, kaostan kaçtılar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| They came to Afghanistan as a land of dreams. | Hayaller ülkesi olarak Afganistan'a geldiler. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| A different, innocent world, | Batı'daki paradan ve siyasi yozlaşmadan uzak, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| free of the corruption of politics and money in the West. | değişik, masum bir dünya. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| MAN: Then you see some Afghan come dozing out of the sand, | Sonra kumun içinden pinekleyerek gelen bir Afgan görüyorsunuz, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| hardly give you a look, and carry on past. | güçlükle size bakıyor ve yoluna devam ediyor. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| You long to ask, "Where are you going? Where have you come from?" | "Nereye gidiyorsun? Nereden geldin?" diye sormak istiyorsunuz. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But he just disappears into the murk, | Ama o bir anda karanlığın içinde kayboluyor, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| going about his everyday business. | günlük işine gidiyor. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| A traveller is someone | Gezgin, bir ülke boyunca ilerlerken | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| who proceeds through a country | vasattan daha iyisini öğrenmek, bulmak için | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| under his own initiative, | kendi inisiyatifiyle | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| with a certain internal drive to learn, | kesin bir iç yolculuğa çıkan | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| to find out something more than the superficial. | kişidir. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| To me, an Afghan was some figure from a woodblock print | Bana göre bir Afgan, Hindistan hakkında yazılmış | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| in a book about India. | tahta baskıyla basılmış bir kitaptaki bir figürdür. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| The reality of an Afghan was so beyond that, | Gerçekte ise Afgan, en basit eylemlerinden ortaya çıkan, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| their strength of character which comes through | karakterlerinin gücüyle | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| in their most simple action. | onun çok daha ötesindeydi. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| This is a long jacket. For men. | Bu bir uzun ceket. Erkekler için. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| For generation. It goes from mother to daughter. | Evladiyelik. Anadan kıza kalır. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| A possum. | Bir keseli sıçan (kürk). | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| This is antelope. | Bu antilop. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Look at this coat. | Bu paltoya bakın. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But Afghan students still believed in the idea of revolution. | Ama, Afgan öğrenciler hala devrim fikrine inanıyorlardı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Back in the 1960s, many students from Kabul University had been sent | 1960'larda Kabil Üniversitesi'nden birçok öğrenci | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| to universities in America. | Amerika'daki üniversitelere gönderilmişlerdi. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| It had been part of the modernisation project. | Bu, modernleştirme projesinin bir parçası olmuştu. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| And they brought back with them radical ideas | Ve onlar, Amerikan öğrencilerden kalan | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| from the American student left. | radikal fikirlerle geri geldiler. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Back in Kabul, | Kabil'de, o fikirler | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| those ideas then got mixed up with other left wing theories | Afgan öğrencilerin, Marksizm hakkında yazılmış | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| that the Afghan students found in badly translated Russian books | Rusça'dan kötü çevrilmiş kitaplardan buldukları, sol kanat teorileriyle | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| about Marxism. | karıştırıldılar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| And in 1978 they decided to have a revolution. | Ve 1978'de, bir devrim yapmaya karar verdiler. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| One of the leaders was Hafizullah Amin, | Liderlerden biri Hafizullah Emin'di | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| and after the revolution he ordered a film to be made | ve devrimden sonra, devrimdeki rolü hakkında | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| about the role he had played. | bir film yapılmasını emretti. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Amin also starred in the film, playing himself. | Emin aynı zamanda bu filmde kendini oynadı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| It shows policemen coming to Amin's house to arrest him. | Polisler'in, Emin'in evine onu tutuklamaya geldiklerini gösteriyor. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| He tries to hide some secret papers. | Birtakım gizli belgeleri saklamaya çalışıyor. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But the policemen take him to jail, leaving his wife and daughter. | Ama polisler onu karısından ve kızından ayırarak, hapsetmeye götürüyorlar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Amin is then shown directing the revolution from his prison cell. | Sonra, Emin hapishane hücresinden devrimi yönetirken gösteriliyor. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| And then riding on a tank to the president's palace. | Ve sonra Başkanlık Sarayı'na bir tank üzerinde giderken... | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| REPORTER: Tanks loyal to young communist army officers | Muhabir: Komünist subaylara bağlı olan tanklar şimdi | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| now guard the palace where President Daoud ruled. | Başkan Davud'un hüküm sürdüğü sarayı koruyorlar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Inside, he and his family, including his young grandchildren, | Saray muhafızları cesurca girdikleri çatışmayı kaybettikten sonra, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| are shot dead when his palace guard lost their courageous battle | o, ailesi ve genç torunları da dahil | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| to defend him. | içeride vurularak öldüler. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Men from the different tribes who live in this backward country | Bu geri kalmış ülkede yaşayan, farklı kabilelerden insanlar | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| swarm all over tanks knocked out in the battle. | çatışmada vurulan tankların üzerine çıkıyorlar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| They seem pleased to see the end of the old, feudal regime. | Eski feodal rejjimin sonunu gördükleri için mutlu görünüyorlar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| ADAM CURTIS: The revolutionaries gave a press conference. | ADAM CURTIS: Devrimciler bir basın toplantısı yaptılar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 |