Search
English Turkish Sentence Translations Page 2237
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| learning the lines everyday. It's murder. | Her gün yeni replikler geliyor. Ölüm gibi. | Adore-1 | 2013 | |
| Ken Pierce, he plays my dad, they had to.. | Ken Pierce, babamı oynuyor, Ona.. | Adore-1 | 2013 | |
| Do this storyline about him going deaf so they | sağırlaştığı bir hikaye yazmak zorunda kaldırlar | Adore-1 | 2013 | |
| can give him an earpiece and read him his lines. | bu yüzden kulaklık verdiler bu sayede repliğini duyabiliyor. | Adore-1 | 2013 | |
| Ah, so that's why he looks so bewildered all the time. | Ah, bu yüzden hep şaşkın görünüyor. | Adore-1 | 2013 | |
| I think he's pretty bewildered at the best of times. | Bence en iyi zamanlarda oldukça şaşkın. | Adore-1 | 2013 | |
| Why don't you all drive back to the hotel together? Ian can drive. | Neden hep birlikte otele dönmüyorsunuz? Ian arabayı sürebilir. | Adore-1 | 2013 | |
| I think you've had a bit of drink. I'm alright. | İçkiyi biraz fazla kaçırdın. İyiyim ben. | Adore-1 | 2013 | |
| You must be over the limit, Tom. | Sınırı geçmiş olmalısın, Tom. | Adore-1 | 2013 | |
| Yeah, probably. | Evet, mümkün. | Adore-1 | 2013 | |
| Alright, I'll go for a walk and sober up a bit. | Tamam, ben biraz yürüyüp açılcam. | Adore-1 | 2013 | |
| No, I'll drive. That's fine. | Hayır, ben sürerim. Sorun değil. | Adore-1 | 2013 | |
| You stay and chat, I'm gonna get a breath of fresh air. | Sen kal ve muhabbete devam et, ben biraz hava alacağım. | Adore-1 | 2013 | |
| Do you girls want to go shopping tomorrow? | Yarın alışverişe gitmek ister misiniz? | Adore-1 | 2013 | |
| That sounds good. Go to that dress shop. | Olur. Şu kıyafet dükkanına gideriz. | Adore-1 | 2013 | |
| I want to speak to you, in private. | Seninle özel olarak konuşmak istiyorum. | Adore-1 | 2013 | |
| Ian.. Now! | Ian.. Şimdi! | Adore-1 | 2013 | |
| I'll kill him! | Onu öldüreceğim! | Adore-1 | 2013 | |
| They really took you for a ride, didn't they? | Seni kandırdılar; değil mi? | Adore-1 | 2013 | |
| You're telling me you never even suspected them? | Hiç şüphe duymadığını mmı söylüyorsun? | Adore-1 | 2013 | |
| How could you have been so stupid? | Nasıl bu kadar aptal olabildin? | Adore-1 | 2013 | |
| You made a stop when we didn't have to. | Durmamıza engel yokken ilişkimizi sonlandırdın. | Adore-1 | 2013 | |
| And all the time they, Tom who was getting married. | Ve tüm bu zaman onlar, evlenecek olan Tom'du. | Adore-1 | 2013 | |
| For fuck sake, and should have stopped, they were just stringing you along, | Lanet olsun, durmalıydı, seni kullanıyorlardı, | Adore-1 | 2013 | |
| they were just pretending.. | sadece numara yapıyorlardı.. | Adore-1 | 2013 | |
| And having sex whenever they felt like it, and laughing at us behind our backs. | Ve ne zaman isterlerse sevişip arkamızdan gülüyorlardı. | Adore-1 | 2013 | |
| And you're saying you had no idea what was going on? That's enough. | Ve sen hiçbir şey bilmediğini söylüyorsun? Yeter. | Adore-1 | 2013 | |
| Ian, we are not alone. What difference does it make? | Ian, yalnız değiliz. Ne farkeder? | Adore-1 | 2013 | |
| Ian, what are you taking about? | Ian, Ne diyorsun? | Adore-1 | 2013 | |
| I just walked across the street and found your | Az önce sokaktan karşıya geçtim ve | Adore-1 | 2013 | |
| husband rolling around on the floor with my mother. What? | kocanı annemle yerde yuvarlanırken gördüm. Ne? | Adore-1 | 2013 | |
| You heard me. Ian.. | Beni duydun. Ian.. | Adore-1 | 2013 | |
| Don't fucking Ian me.. | Bana Ian deme.. | Adore-1 | 2013 | |
| As far as I'm concerned.. | Bana kalırsa.. | Adore-1 | 2013 | |
| This is all your fault. | Tüm bunlar senin suçun. | Adore-1 | 2013 | |
| How could it be her fault? | Nasıl onun suçu olur? | Adore-1 | 2013 | |
| Don't you see, Hannah? | Anlamıyor musun, Hannah? | Adore-1 | 2013 | |
| They're lovers as well. | Onlar da birbirlerini seviyor. | Adore-1 | 2013 | |
| It's not true, is it? | Doğru değil, di mi? | Adore-1 | 2013 | |
| She put a stop to it. | O bitirdi. | Adore-1 | 2013 | |
| It couldn't be simpler. | Daha basit olamazdı. | Adore-1 | 2013 | |
| My husband has betrayed me. | Kocam beni aldattı. | Adore-1 | 2013 | |
| Lied to me from day one. | İlk günden beri yalan söyledi. | Adore-1 | 2013 | |
| I'm gonna go and get Alice. | Alice'i alıyorum. | Adore-1 | 2013 | |
| And leave and I never want to see any of you ever again. | Ve hiçbirinizi bir daha görmek istemiyorum. | Adore-1 | 2013 | |
| If you have any sense, you'll come with me. | Eğer aklın varsa benimle gelirsin. | Adore-1 | 2013 | |
| Go on, then. | Hadi, o zaman. | Adore-1 | 2013 | |
| Well I hope you're pleased with yourself. | Umarım mutlusundur. | Adore-1 | 2013 | |
| I just told the truth. | Gerçeği söyledim. | Adore-1 | 2013 | |
| That's all? | Hepsi bu? | Adore-1 | 2013 | |
| And you think that's something to be proud of? | Ve sence bu gurur duyulacak bir şey? | Adore-1 | 2013 | |
| Somebody had to. | Biri yapmalıydı. | Adore-1 | 2013 | |
| No! Nobody had to unless they wanted to cause as much damage as possible, Ian. | Hayır! Kimse yapmamalıydı tabi verebilecekleri en büyük zararı vermek istemiyorsa, Ian. | Adore-1 | 2013 | |
| Especially to Hannah. | Özellikle Hannah'ya. | Adore-1 | 2013 | |
| It wasn't going anywhere anyway. | İlerlemiyordu zaten. | Adore-1 | 2013 | |
| Probably best to make it quick and.. | Büyük olsılıkla en iyisi çabuk davranıp merhametli olmak.. | Adore-1 | 2013 | |
| Merciful? | Merhametli olmak? | Adore-1 | 2013 | |
| Is that your idea of merciful? | Senin merhamet anlayışın bu mu? | Adore-1 | 2013 | |
| Granny.. Don't you touch her. | Büyükanne.. Ona dokunma. | Adore-1 | 2013 | |
| Granny.. | Büyükanne.. | Adore-1 | 2013 | |
| You're worse than he is, you know that? | Biliyor musun, ondan da kötüsün? | Adore-1 | 2013 | |
| Tell Tom to stay away. | Tom'a uzak durmasını söyle. | Adore-1 | 2013 | |
| I don't wanna see him. | Onu görmek istemiyorum. | Adore-1 | 2013 | |
| I'll tell him. | Söylerim. | Adore-1 | 2013 | |
| Bye bye sweety. | Bay bay tatlım. | Adore-1 | 2013 | |
| I don't think they're coming back. | Geri gelceklerini sanmıyorum. | Adore-1 | 2013 | |
| We did try, Roz. | Denedik, Roz. | Adore-1 | 2013 | |
| We really did, we stopped the same time you did. | Gerçekten denedik, sizle aynı zamanda bitirdik. | Adore-1 | 2013 | |
| We thought that was that. | Bunun son olduğunu düşündük. | Adore-1 | 2013 | |
| And then.. | Sonra.. | Adore-1 | 2013 | |
| We started it again just.. | Düğünden birkaç hafta sonra.. | Adore-1 | 2013 | |
| A few weeks after the wedding. | Tekrar başladık. | Adore-1 | 2013 | |
| Mary was away auditioning and.. | Mary seçmelere gitmişti ve.. | Adore-1 | 2013 | |
| Tom dropped by. | Tom geldi. | Adore-1 | 2013 | |
| The way he always did. | Her zaman geldiği gibi. | Adore-1 | 2013 | |
| And it just sort of happened. | Ve bir şekile oldu. | Adore-1 | 2013 | |
| I didn't tell you because I thought.. | Sana söylemedim çünkü.. | Adore-1 | 2013 | |
| It wasn't gonna last. | Biteceğini sandım. | Adore-1 | 2013 | |
| And then once we both realized it.. | Ve bir süre sonra farkettik ki.. | Adore-1 | 2013 | |
| Roz.. | Roz.. | Adore-1 | 2013 | |
| It's just seem too late to tell you. | Sana söylemek için çok geçti. | Adore-1 | 2013 | |
| Too hurtful. | Acı vericiydi. | Adore-1 | 2013 | |
| After the way you sacrificed Ian. | Ian'ı bırakmak zorunda kaldıktan sonra. | Adore-1 | 2013 | |
| And Tom really didn't want me to tell you. | Ve Tom sana anlatmamı istemedi. | Adore-1 | 2013 | |
| Because it was.. | Çünkü çok.. | Adore-1 | 2013 | |
| It was so.. | çok.. | Adore-1 | 2013 | |
| Casual, you know? | Sıradandı, yani? | Adore-1 | 2013 | |
| Sometimes we went weeks without it, months.. | Bazen aradan haftalar aylar geçti.. | Adore-1 | 2013 | |
| It was just.. | Sadece.. | Adore-1 | 2013 | |
| It was just important for us to know that it hadn't gone away. | Sadece bitmediğini bilmemiz gerekiyordu. | Adore-1 | 2013 | |
| That it was still alive. | Hala sürdüğünü bilmemiz. | Adore-1 | 2013 | |
| Christ, I felt like I would suffocate if didn't have it. | Tanrım, olmazsa boğulacağımı düşünüyordum. | Adore-1 | 2013 | |
| Then it was only possible with Tom because he's so lite, so easy. | Ve sadece Tom'la mümkündü çünkü çok küçük ve kolaydı. | Adore-1 | 2013 | |
| It couldn't worked that way with Ian. | Ian'la olduğu gibi olmazdı. | Adore-1 | 2013 | |
| Ian told me it was all my fault. | Ian hepsinin benim suçum olduğunu söyledi. | Adore-1 | 2013 | |
| Oh for God sake, he doesn't know what's he talking about. | Tanrı aşkına, ne konuştuğunu bilmiyor. | Adore-1 | 2013 | |
| You were the only one who hasn't behaved badly. | Düzgün davranan sadece sendin. | Adore-1 | 2013 | |
| Then it probably is all my fault. | O zaman büyük olasılıkla benim suçum. | Adore-1 | 2013 | |
| Oh Roz. | Oh Roz. | Adore-1 | 2013 | |
| Oblivion receding, the abyss opening, | Kayıtsızlık uzaklaşıyor, abis artıyor... | Adult World-1 | 2013 |