Search
English Turkish Sentence Translations Page 254
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Thank you, Chestnut. | Teşekkürler, Chestnut. Teşekkürler, Chestnut. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You should kill her. | Onu öldürmelisin. Onu öldürmelisin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Chestnut! I can't do that. | Chestnut! Yapamam ben bunu. Chestnut! Yapamam ben bunu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It'll be easy. We could kill her and eat her. | Çok kolay olacak. Onu öldürüp yiyebiliriz. Çok kolay olacak. Onu öldürüp yiyebiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Chestnut! | Chestnut! Chestnut! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All right, buddy, here's your spot. | Pekâlâ, dostum, işte olay yerin burası. Pekâlâ, dostum, işte olay yerin burası. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, do your business. | Hadi, hallet işini. Hadi, hallet işini. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, Ches. | Hadi, Ches. Hadi, Ches. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on! | Hadi ama! Hadi ama! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, Chestnut, I got a lot of crap to do today. | Hadi, Chestnut. Yapmam gereken bir sürü ıvır zıvır iş var bugün. Hadi, Chestnut. Yapmam gereken bir sürü ıvır zıvır iş var bugün. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And so do you. | İşte böyle. İşte böyle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Jeez, don't be shy, buddy... | Tanrım! Utanma, dostum... Tanrım! Utanma, dostum... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I hope you're happy. I look like a Cambodian stripper. | Umarım mutlusundur. Kamboçyalı bir striptizci gibi oldum. Umarım mutlusundur. Kamboçyalı bir striptizci gibi oldum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Um, they prefer to be called "ping pong ball artists." | "Pin pon topu sanatçısı" denmesini tercih ederlerdi. "Pin pon topu sanatçısı" denmesini tercih ederlerdi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
These cost $70.43. | Bunlar 70 dolar 43 sent tuttu. Bunlar 70 dolar 43 sent tuttu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She forced me to get tips, and then tip her for the tips. | Beni tüyo almaya, sonra da tüyo için bahşiş vermeye zorladı. Beni tüyo almaya, sonra da tüyo için bahşiş vermeye zorladı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
See, and all because you never showed up, | Gördüğün gibi tüm bunların nedeni senin gelmemen, Gördüğün gibi tüm bunların nedeni senin gelmemen, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I didn't get the two for one discount, | ...ve seni yalnız başıma beklediğim için... ...ve seni yalnız başıma beklediğim için... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I have really tried to be girlfriends with you, | Max, seninle arkadaş olmayı gerçekten denedim, Max, seninle arkadaş olmayı gerçekten denedim, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but you obviously have some issues. | ...ama belli ki senin bazı sorunların var. ...ama belli ki senin bazı sorunların var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Follow me to the walk in. | İçeriye kadar takip et beni. İçeriye kadar takip et beni. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Good, let's get it out. | İyi, çıkalım hadi şuradan. İyi, çıkalım hadi şuradan. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here. | Al. Al. O spor salonu bok gibiydi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I thought we were gonna talk. | Konuşacağımızı sanıyordum. Konuşacağımızı sanıyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, we just didn't have any chocolate cream in the case. | Hayır, hiç çikolata kremamız kalmadığından buradayız. Hayır, hiç çikolata kremamız kalmadığından buradayız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why didn't you show up? | Neden gelmedin? Neden gelmedin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You told me you were gonna be there. | Orada olacağını söylemiştin. Orada olacağını söylemiştin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I had a lot of crap to do. | Yapmam gereken bir sürü ıvır zıvır iş vardı. Yapmam gereken bir sürü ıvır zıvır iş vardı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, you gave me the impression you were going. | Benim üstümde geleceğin izlenimi bıraktın ama. Benim üstümde geleceğin izlenimi bıraktın ama. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I gave you the impression? I don't do impressions. | İzlenim mi bıraktım? İzlenim bırakmam ben. İzlenim mi bıraktım? İzlenim bırakmam ben. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, wait, that's not true, I do one, my mom. | Pekâlâ, bu doğru değil birinde bırakırım, annemde. Pekâlâ, bu doğru değil birinde bırakırım, annemde. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But to do that. I need a Christmas tree, | Ama bunu yapmam için, bir noel ağacına,.. Ama bunu yapmam için, bir noel ağacına,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
a gallon of vodka, and a lit cigarette. | ...bir galon vodkaya, ve yanan bir sigaraya ihtiyacım var. Ve buraya veda etmeye geldim. Çünkü taşınıyorum. ...bir galon vodkaya, ve yanan bir sigaraya ihtiyacım var. Ve buraya veda etmeye geldim. Çünkü taşınıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So are we gonna be girlfriends or not? | Arkadaş olacak mıyız, olmayacak mıyız? Arkadaş olacak mıyız, olmayacak mıyız? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look, I'm gonna give this to you straight up. | Bak, sana karşı dürüst olacağım. Bak, sana karşı dürüst olacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I am never gonna be the type of girlfriend you're used to. | Asla senin alışık olduğun türden bir arkadaş olmayacağım. Asla senin alışık olduğun türden bir arkadaş olmayacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I am not your gir r r, or your gir r rl, | Ben senin yavrun değilim, ya da kızın. Ben senin yavrun değilim, ya da kızın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and I am definitely not | Ve ben kesinlikle kimsenin... Ve ben kesinlikle kimsenin... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
someone's two for one girlfriend crap at a nail store. | ...saçma bir manikürcüdeki ikisi bir fiyatına arkadaşı değilim. ...saçma bir manikürcüdeki ikisi bir fiyatına arkadaşı değilim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
In fact, think of me as a dude. | Aslına bakarsan, beni bir dost olarak düşün. Aslına bakarsan, beni bir dost olarak düşün. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So o o, are we good? | Peki, hallettik mi? Peki, hallettik mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah. We good. | Evet. Hallettik. Evet. Hallettik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I get it. You're not a girl's girl. | Anlıyorum. Sen bir kızın kızı değilsin. Anlıyorum. Sen bir kızın kızı değilsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, good. | Tamam, güzel. Tamam, güzel. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can be a girl's girl. | Ben bir kızın kızı olabilirim. Ben bir kızın kızı olabilirim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, Caroline, | Caroline. Caroline. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
please do not take advantage of me with your horse. | Atından faydalanmama izin verme lütfen. Atından faydalanmama izin verme lütfen. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
My trash pick up company charged me extra, | Çöp toplama şirketim, çöplüğüm tamamen senin atının dışkısıyla dolu diye... Çöp toplama şirketim, çöplüğüm tamamen senin atının dışkısıyla dolu diye... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How would that be possible? | Bu nasıl mümkün olabilir ki? Bu nasıl mümkün olabilir ki? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and dropping droppings in my dumpster. | ...ve çöplüğüme dışkısını dışkılatırken görüyorum. ...ve çöplüğüme dışkısını dışkılatırken görüyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi. | Selam. Selam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Did you walk my horse today? | Bugün atımı yürüyüşe mi çıkardın sen? Bugün atımı yürüyüşe mi çıkardın sen? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, and every other morning. | Evet, ve diğer tüm sabahlarda. Evet, ve diğer tüm sabahlarda. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's so sweet. I wish I had known. | Bu çok hoş. Keşke haberim olsaydı. Bu çok hoş. Keşke haberim olsaydı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, what was I gonna do, post it on your Facebook wall? | Ne yapacaktım, Facebook duvarına mesaj mı atacaktım? Ne yapacaktım, Facebook duvarına mesaj mı atacaktım? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Ha, walked a horse again today. Totes gross." | "Atı bugün tekrar yürüyüşe çıkardım. Konu fazlasıyla müstehcen." "Atı bugün tekrar yürüyüşe çıkardım. Konu fazlasıyla müstehcen." | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Besides, who did you think was doing it? | Ayrıca, kimin yaptığını sanıyordun ki? O korkunç koltukta uyuyup,.. Ayrıca, kimin yaptığını sanıyordun ki? O korkunç koltukta uyuyup,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I've always just had things done for me, | Ben her zaman benim için her şeyin hallolmuş haline sahiptim, Ben her zaman benim için her şeyin hallolmuş haline sahiptim, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I've never really thought about the people doing them. | ...bunları yapan insanlar hakkında gerçekten hiç düşünmemiştim. ...bunları yapan insanlar hakkında gerçekten hiç düşünmemiştim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, and I've never had things done for me, | Evet, ve ben de hiçbir şeyin yapılmışına sahip olmadım, Evet, ve ben de hiçbir şeyin yapılmışına sahip olmadım, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
so I just do them. | ...bu yüzden kendim yaptım. ...bu yüzden kendim yaptım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Like now, how I'm making the coffee, | Mesela şimdi, benim kahve yapıyor, Mesela şimdi, benim kahve yapıyor, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and you're just standing here watching me. | ...ve seninde orada öylece dikilip beni izliyor olman gibi. ...ve seninde orada öylece dikilip beni izliyor olman gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Still, I wish you would have told me, | Yine de, keşke bana söyleseydin, Yine de, keşke bana söyleseydin, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
so I could say thank you. | ...o zaman, ben de sana teşekkür edebilirdim. ...o zaman, ben de sana teşekkür edebilirdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, it's not really my style. | Benim tarzım değil o. Benim tarzım değil o. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You are one complicated dude. | Anlaşılması güç bir dostsun. Anlaşılması güç bir dostsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Pick up, borscht. | Alın bakalım, pancar çorbası. Alın bakalım, pancar çorbası. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Unbelievable. What? | İnanılır gibi değil! Ne? İnanılır gibi değil! Ne? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey. How you guys doin'? | Selam. Nasılsınız çocuklar? Selam. Nasılsınız çocuklar? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Cute strokes tee. | Hoş bir Strokes tişörtü. Hoş bir Strokes tişörtü. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Probably look better on me, considering it's mine. | Ki benim olduğu göz önünde tutulursa muhtemelen bende daha iyi duracaktır. Ki benim olduğu göz önünde tutulursa muhtemelen bende daha iyi duracaktır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You snooze, you lose, puta. | Uyukladın ve kaybettin, kaltak. Uyukladın ve kaybettin, kaltak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Nice language! | Çok güzel dil! Çok güzel dil! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You kiss your obviously closeted boyfriend with that mouth? | O ağızla erkek arkadaşınla gizlice odaya kapanıp öpüşüyorsun musun bir de? O ağızla erkek arkadaşınla gizlice odaya kapanıp öpüşüyorsun musun bir de? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know what? I wouldn't even want it now. | Ne var biliyor musun? Bunu ben bile istemiyorum artık. Ne var biliyor musun? Bunu ben bile istemiyorum artık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now that it's been on you, | Şimdi senin üstünde bu, Şimdi senin üstünde bu, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
might as well have been a Kenny G shirt. | ...bir Kenny G* tişörtünden farksız. ...bir Kenny G* tişörtünden farksız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And now I walk. | Ve şimdi gidiyorum. Ve şimdi gidiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You can't just let her win. | Kazanmasına izin veremezsin. Kazanmasına izin veremezsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, forget it, it's over. | Unut gitsin, bitti işte. Unut gitsin, bitti işte. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Borscht! Pick up, pick up. | Pancar çorbası! Alın hadi, alın. Pancar çorbası! Alın hadi, alın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi, I'll be right with you. | Selam, sizinle ben ilgileneceğim. Selam, sizinle ben ilgileneceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Idiota! Oh. | Geri zekalı! Geri zekalı! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Esta camiseta me costo cuatro dolares! | Bu tişört bana dört dolara mal oldu! Bu tişört bana dört dolara mal oldu! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Te voy a cortar. | Doğrayacağım seni. Doğrayacağım seni. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Lo siento. Todo es mi culpa. | Özür dilerim. Hepsi benim hatam. Özür dilerim. Hepsi benim hatam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm still a little clumsy, it's my first week. | Hâlâ biraz acemiyim, bu benim ilk haftam da. Hâlâ biraz acemiyim, bu benim ilk haftam da. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll bring you some soda water, but seriously, | Sana biraz maden suyu getireyim ben, ama cidden, Sana biraz maden suyu getireyim ben, ama cidden, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
your boyfriend will come out before that borscht stain does. | ...bu lekeler çıkmadan önce erkek arkadaşın çıkacaktır. ...bu lekeler çıkmadan önce erkek arkadaşın çıkacaktır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That was awesome. | Müthişti. Müthişti. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah. I kinda just do stuff. | Evet. Arada yaparım öyle. Evet. Arada yaparım öyle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Like I just did, while you were standing there watching me. | Tıpkı az önce, sen orada dikilmiş beni izlerken yaptığım gibi. Tıpkı az önce, sen orada dikilmiş beni izlerken yaptığım gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thanks, gir r rlfriend. | Sağ ol, yav rum. Sağ ol, yav rum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What, is she coming for me? | Ne, benim için mi geliyor? Ne, benim için mi geliyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Run. | Kaç. Kaç. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Evening, hot shot. | İyi akşamlar, ateşli delikanlı. İyi akşamlar, ateşli delikanlı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, we got big trouble from Little China. | Max, küçük çinliyle ilgili büyük bir sorunumuz var. Max, küçük çinliyle ilgili büyük bir sorunumuz var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Big trouble? | Büyük sorun mu? Büyük sorun mu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There's nothing big about him. He looks like a *** in a bear claw machine. | Onunla ilgili büyük bir şey olamaz ki. Hediyelik oyuncak makinesindeki... Onunla ilgili büyük bir şey olamaz ki. Hediyelik oyuncak makinesindeki... | 2 Broke Girls-1 | 2011 |