Search
English Turkish Sentence Translations Page 257
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
It's lame, but nothing else really nails it. | Eksik kalıyor, ama bu durumu başka hiçbir söz anlatamaz. Eksik kalıyor, ama bu durumu başka hiçbir söz anlatamaz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is the room that O.M.G. was born for. | Bu oda "A man Tanrım!" sözünün ortaya çıkması için yapılmış resmen. Bu oda "A man Tanrım!" sözünün ortaya çıkması için yapılmış resmen. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, it's just my closet. | Max, burası yalnızca benim eşya dolabım. Max, burası yalnızca benim eşya dolabım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Your clothes have a house! | Elbiselerinin bir evi var! Elbiselerinin bir evi var! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look, look! | Baksana, bak! Baksana, bak! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You are rich! | Bildiğin zenginsin sen yahu! Bildiğin zenginsin sen yahu! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Like, I know you've said you were rich, | Tamam, zengin olduğunu söylemiştin, Tamam, zengin olduğunu söylemiştin, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but you are rich. | ...ama zenginsin be! ...ama zenginsin be! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're embarrassing me. | Beni utandırıyorsun. Bahar tatili. Beni utandırıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Are you crazy? | Çıldırdın mı sen? Çıldırdın mı sen? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is nothing to be embarrassed about. | Bu utanılacak bir şey değil. Bu utanılacak bir şey değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What's this do? | Bu ne işe yarıyor? Bu ne işe yarıyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You have a shoe rotisserie. | Ayakkabı lokantan varmış! Bak burada. Ayakkabı lokantan varmış! Bak burada. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I designed it. | Bunu ben dizayn ettim. Bunu ben dizayn ettim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I call it my "Ferris Heels." | Buna "Topuklu Dönme Dolabım" diyorum. Buna "Topuklu Dönme Dolabım" diyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'd judge you if that wasn't exactly what | Bende de bir tane olsa ve bu adı vermeyecek olsaydım... Bende de bir tane olsa ve bu adı vermeyecek olsaydım... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'd call it if I had one. | Sutyenimin kapasitesi aşırı dolu zaten. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, we should really go now. | Tamam, artık gitmemiz gerek cidden. Tamam, artık gitmemiz gerek cidden. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Lemme just grab my bite guard. | Dur da gece ağızlığımı alayım. Dur da gece ağızlığımı alayım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You have a museum in your closet? | Eşya dolabının içinde bir müzen mi var? Eşya dolabının içinde bir müzen mi var? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, it's just a bathroom. | Yapma ama, yalnızca banyo işte. Yapma ama, yalnızca banyo işte. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just a bathroom? | Yalnızca banyo mu? Yalnızca banyo mu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's the Louvre of pooping. | Burası bildiğin kıç malzemeleri müzesi. Burası bildiğin kıç malzemeleri müzesi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here it is. | İşte burada. İşte burada. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Do you two need to be left alone? | İkinizi yalnız bırakmamı ister misin? İkinizi yalnız bırakmamı ister misin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We have to go. | Gitmemiz gerek. Gitmemiz gerek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wow. Just when I thought your voice | Ben de tam sesinin artık gıcık çıkmayacağını düşünüyordum. Ben de tam sesinin artık gıcık çıkmayacağını düşünüyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It'll loosen up. | Açılması gerek biraz. Açılması gerek biraz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Seriously, we should go. | Cidden, gitmemiz gerek artık. Cidden, gitmemiz gerek artık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I think me and your tub are going steady. | Sanırım küvetinle bir ilişki yaşıyoruz. Sanırım küvetinle bir ilişki yaşıyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, you found the jacuzzi button. | Jakuzi düğmesini bulmuşsun anlaşılan. Jakuzi düğmesini bulmuşsun anlaşılan. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't know who found who, | Kimin kimi bulduğunu bilmiyorum, ama artık birlikteyiz. Kimin kimi bulduğunu bilmiyorum, ama artık birlikteyiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm totally stealing some of these ridonculous bath soaps. | Kesinlikle bu tuhaf banyo sabunlarından birkaçını çalıyorum. Kesinlikle bu tuhaf banyo sabunlarından birkaçını çalıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This one's shaped like a vagina. | Bunun şekli vajina gibi. Bunun şekli vajina gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Seashell. | Deniz kabuğu o. Deniz kabuğu o. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sister, this is a mint green vagina. | Bu nane yeşili bir vajina yavrum. Bu nane yeşili bir vajina yavrum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Did you go to the prom with your dad? | Mezuniyet balosuna babanla mı gittin? Mezuniyet balosuna babanla mı gittin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's my debutante dance, | O benim sosyeteyle tanıştırılma dansım, O benim sosyeteyle tanıştırılma dansım, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
when I came out. | ...bir nevi ortaya çıkmak yani. ...bir nevi ortaya çıkmak yani. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Out? | Ortaya çıkmak mı? Ortaya çıkmak mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Like you came out that you were dating your dad? | Babanla çıktığının ortaya çıkması gibi mi? Babanla çıktığının ortaya çıkması gibi mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Gross. | İğrenç. İğrenç. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I think I can still fit a goose feather pillow in. | Sanırım hâlâ kaz tüyü yastığımı sığdırabilirim buna. Sanırım hâlâ kaz tüyü yastığımı sığdırabilirim buna. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, what's this one of you and Chestnut and your dad? | Peki ya bu Chestnut, baban ve senin olduğu resim ne? Peki ya bu Chestnut, baban ve senin olduğu resim ne? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, that's when my dad | O resimi babamın Chestnut'ı bana aldığı gün çekildik. O resimi babamın Chestnut'ı bana aldığı gün çekildik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It was my first period present. | O benim ilk adet oluşumun hediyesiydi. O benim ilk adet oluşumun hediyesiydi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Your dad got you a horse for getting your period? | Baban adet olduğun için at mı aldı sana? Baban adet olduğun için at mı aldı sana? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Know how I celebrated getting my period? | İlk adet oluşumu ben nasıl kutladım biliyor musun? İlk adet oluşumu ben nasıl kutladım biliyor musun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Stole a painkiller and half a beer | Annemin sevgilisinden bir ağrı kesici ve yarım bira çalarak. Annemin sevgilisinden bir ağrı kesici ve yarım bira çalarak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wasn't a horse, but it was pretty awesome. | Belki bir at değildi, ama oldukça harikaydı. Belki bir at değildi, ama oldukça harikaydı. Mesele şu ki başardık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How come there are no pictures of your mom? | Annenin neden hiç resmi yok burada? Annenin neden hiç resmi yok burada? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
'Cause there aren't any. | Çünkü hiç resmi yok. Çünkü hiç resmi yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She cheated on my dad when I was five, | Ben beş yaşındayken babamı aldatmış, Ben beş yaşındayken babamı aldatmış, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and my grandmother got rid of her. | ...ve büyük annemde onu evden kovmuş. ...ve büyük annemde onu evden kovmuş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Not in, like, a mob way. | Serseri vari bir şekilde değil tabii. Serseri vari bir şekilde değil tabii. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
In a society way, which is worse. | Sosyetik yollardan, ki bu daha kötü. Sosyetik yollardan, ki bu daha kötü. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So who raised you? | Seni kim büyüttü öyleyse? Seni kim büyüttü öyleyse? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, Estella from 1989 to '96. | 1989'dan 96'ya kadar Estella. 1989'dan 96'ya kadar Estella. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Then, Dominica from '97 until she went back to Guatemala. | Sonra, 97'den Guatemala'ya gittiği zamana kadar Dominica. Sonra, 97'den Guatemala'ya gittiği zamana kadar Dominica. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Then no one. | Sonra da hiç kimse. Sonra da hiç kimse. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Funny. | Komik. Komik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You didn't have a father, and I didn't have a mother. So we're | Senin annen yok, benim de babam yok. Yani biz Senin annen yok, benim de babam yok. Yani biz | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, we're alike? | Birbirimize mi benziyoruz? Birbirimize mi benziyoruz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look around. We have nothing in common. | Etrafına bir baksana. Ortak hiçbir yönümüz yok bizim. Etrafına bir baksana. Ortak hiçbir yönümüz yok bizim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, what's this button for? | Bu düğme ne için? Bu düğme ne için? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Music. | Müzik. Müzik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, lemme guess. Show tunes? Boy bands? | Dur tahmin edeyim. Show tunes? Boy bands? Dur tahmin edeyim. Show tunes? Boy bands? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Both: I love this song! | Bu şarkıya bayılıyorum! Bu şarkıya bayılıyorum! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
See? | Gördün mü? Gördün mü? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I knew what we had in common wouldn't last. | Benzer bir şeyimizin fazla sürmeyeceğini biliyordum. Benzer bir şeyimizin fazla sürmeyeceğini biliyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Were you crumping for a second? | Bi' ara kıçını bana mı yaslamıştın? Bi' ara kıçını bana mı yaslamıştın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Maybe. Were you tootsie rolling for a second? | Belki. Bi' ara kıçımla işi pişiriyor muydun? Belki. Bi' ara kıçımla işi pişiriyor muydun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, get dressed. | Tamam, giyin hadi. Tamam, giyin hadi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We really should go now. | Artık cidden gitmemiz gerekiyor. Artık cidden gitmemiz gerekiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have all the essentials. | İşe yarar şeyleri aldım. İşe yarar şeyleri aldım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Tampons, toilet paper, comforter, body shimmer. | Tıkaçlar, tuvalet kağıdı, yorgan ve vücut parlatıcı. Tıkaçlar, tuvalet kağıdı, yorgan ve vücut parlatıcı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wait, what about the clothes? | Dur bir, elbiseler ne olacak? Dur bir, elbiseler ne olacak? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, what am I gonna do? | Ne yapacağım ki onları? Ne yapacağım ki onları? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Walk around Williamsburg in a $3000 gown? | Williamsburg'da 3000 dolarlık gecelikle mi dolaşacağım? Williamsburg'da 3000 dolarlık gecelikle mi dolaşacağım? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, my God. | Aman Allah'ım! Aman Allah'ım! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wait a minute. | Dur bir saniye. Dur bir saniye. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Grab everything with a price tag on it | Üzerinde fiyat etiketi olan her şeyi al, onları gidip tekrardan satabiliriz. Üzerinde fiyat etiketi olan her şeyi al, onları gidip tekrardan satabiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Or that you think I'd look amazing in. | Ya da içinde harika duracağımı düşündüklerini al. Ya da içinde harika duracağımı düşündüklerini al. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Not the furs! They're wired! | Kürkler olmaz! Onlarda alarm var! Kürkler olmaz! Onlarda alarm var! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why would you wire the furs? | Kürklere neden alarm taktırdın ki? Kürklere neden alarm taktırdın ki? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Everybody wires the furs, bitch! | Herkes kürklere alarm taktırır, kaltak! Herkes kürklere alarm taktırır, kaltak! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Security's gonna be here in ten minutes. | Güvenlik 10 dakika içinde burada olacak. Güvenlik 10 dakika içinde burada olacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just grab everything you can. | Alabildiğin her şeyi al. Alabildiğin her şeyi al. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wait! How are we going to carry it all back to Brooklyn? | Dur! Tüm bunları Brooklyn'e kadar nasıl taşıyacağız? Dur! Tüm bunları Brooklyn'e kadar nasıl taşıyacağız? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Jealous? | Kıskandın mı? Kıskandın mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look, two seats. | Bak, iki kişilik yer var. Bak, iki kişilik yer var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I think you got more stuff than me. | Sanırım benden daha çok şey almışsın. Sanırım benden daha çok şey almışsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, you spent five minutes saying good bye to the tub. | Küvete "elveda" diyene kadar beş dakika harcadın. Küvete "elveda" diyene kadar beş dakika harcadın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This was my fa purse to take dancing. | Bu benim en sevdiğim dans çantamdı. Bu benim en sevdiğim dans çantamdı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How'd you keep it on your shoulder | Deli gibi dans ederken,.. Deli gibi dans ederken,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look. $200! | Şuna bak. 200 dolar! Şuna bak. 200 dolar! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's not enough we're sitting on the subway in furs... | Metroda kürkle oturuyor olmamız yetmiyor sanki... Metroda kürkle oturuyor olmamız yetmiyor sanki... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is so exciting. | Bu çok heyecan verici. Bu çok heyecan verici. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's going right into our cupcake fund. | Bu para doğruca çörek dükkânı birikimimize gidiyor. Bu para doğruca çörek dükkânı birikimimize gidiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Or Or what? | Ya da... Ya da ne? Ya da... Ya da ne? | 2 Broke Girls-1 | 2011 |