Search
English Turkish Sentence Translations Page 294
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
It's addressed to "cleaning dood," | "Temizlikçi doostuma" diyor. "Temizlikçi dostuma" yazıImış. "Temizlikçi doostuma" diyor. "Temizlikçi dostuma" yazıImış. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"dude" spelled "d o o d." | "dostum", doostum olarak yazılmuş. Dostumu da d o s t u m diye hecelemiş. "dostum", doostum olarak yazılmuş. Dostumu da d o s t u m diye hecelemiş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It definitely might be the Abercrombie model's apartment. | Burası gerçekten Abercrombie mankeninin evi olabilir. Kesinlikle Abercrombie modellerinden birinin evi. Burası gerçekten Abercrombie mankeninin evi olabilir. Kesinlikle Abercrombie modellerinden birinin evi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Wake me when you get here." He wants us to wake him. | "Buraya geldiğinizde beni uyandırın. " Onu uyandırmamızı istiyor. "Geldiğinizde beni uyandırın". Onu uyandırmamızı istiyor. "Buraya geldiğinizde beni uyandırın. " Onu uyandırmamızı istiyor. "Geldiğinizde beni uyandırın". Onu uyandırmamızı istiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So, do you think he sleeps in the nude? | Sence çıplak mı uyuyordur? Sence çıplak mı uyuyordur? Sence çıplak mı uyuyordur? Sence çıplak mı uyuyordur? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, "nood", "n o o d." | Evet, "çıplak", "çııplak. " Evet, çıplak hem de ç ı p I a k. Evet, "çıplak", "çııplak. " Evet, çıplak hem de ç ı p I a k. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, let's go look. | Hadi gel, bakalım. Hadi, gidip görelim. Hadi gel, bakalım. Hadi, gidip görelim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, oh, oh, so what, seeing this guy naked | Yani ne, bu adamı çıplak görmek... Dur bir dakika! bir adamı çıplak görmek... Yani ne, bu adamı çıplak görmek... Dur bir dakika! bir adamı çıplak görmek... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
is no longer an "uncomfortable work environment"? | ...uygun bir iş ortamı olmuyor mu? ...uygunsuz iş koşullarından sayıIıyor mu? ...uygun bir iş ortamı olmuyor mu? ...uygunsuz iş koşullarından sayıIıyor mu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's still uncomfortable, | Hala uygun değil... Hâlâ uygunsuz ama... Hala uygun değil... Hâlâ uygunsuz ama... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but in that exciting uncomfortable way. | ...ancak uygun olmamasının heyecanı var. ...heyecan verici şekilde uygunsuz. ...ancak uygun olmamasının heyecanı var. ...heyecan verici şekilde uygunsuz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I think it is him. | Sanırım bu o. Bence bu o. Sanırım bu o. Bence bu o. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's the guy who put the "abs" in Abercrombie. | Abercrombie'ye karın kaslarını koyan adam bu... Abercrombie'nin karın kası temsilcisi... Abercrombie'ye karın kaslarını koyan adam bu... Abercrombie'nin karın kası temsilcisi... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And he's naked. The good naked. | ...ve çıplak. Güzel bir çıplak. ...hem de çıplak. İyi çıplaklardan. ...ve çıplak. Güzel bir çıplak. ...hem de çıplak. İyi çıplaklardan. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Should we lift the sheet? | Çarşafı kaldırmalı mıyız? Sence çarşafı kaldırmalı mıyız? Çarşafı kaldırmalı mıyız? Sence çarşafı kaldırmalı mıyız? Al. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why not? I already lifted it in my mind. | Neden olmasın? Ben zaten zihnimde kaldırdım. Ne gerek var ki? Ben zaten zihnimde kaldırdım bile. Neden olmasın? Ben zaten zihnimde kaldırdım. Ne gerek var ki? Ben zaten zihnimde kaldırdım bile. ...dört dönüp tatlı barını hazırlamam gerekiyordu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I got this. | Max, ben bunu hallederim. Max, burayı ben hallederim... Max, ben bunu hallederim. Max, burayı ben hallederim... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You start cleaning up the mess out there. | Sen içerideki dağınıklığı hallet. ...sen etrafı toplamaya başla. Sen içerideki dağınıklığı hallet. ...sen etrafı toplamaya başla. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, you start cleaning the mess out there... I got this. | Hayır, sen içerideki dağınıklığı hallet. Ben burayı hallederim. Hayır, sen etrafı toparla, burayı ben hallederim. Hayır, sen içerideki dağınıklığı hallet. Ben burayı hallederim. Hayır, sen etrafı toparla, burayı ben hallederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The bedroom's attached to the bathroom, | Yatak odası banyoya baplanmış... Banyo yatak odasın bağIı ve ben... Yatak odası banyoya baplanmış... Banyo yatak odasın bağIı ve ben... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and I always do the bathrooms, and he's my ideal type. | ...ve ben her zaman banyoyu yaparım. Ayrıca o benim tipim. ...her zaman banyoyu alırım. Üstelik o benim ideal tipim. ...ve ben her zaman banyoyu yaparım. Ayrıca o benim tipim. ...her zaman banyoyu alırım. Üstelik o benim ideal tipim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And by "doing" the bathrooms do you mean flooding them, | Yapmaktan kastın onları taşırmak... Banyoyu yapmak derken onu yapmayı... Yapmaktan kastın onları taşırmak... Banyoyu yapmak derken onu yapmayı... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and by "ideal type," do you mean unconscious? | ...tipimden kastın bilinçsiz olması mı? ...ideal tipim derkende bilinçsiz olmasını mı kastediyorsun? ...tipimden kastın bilinçsiz olması mı? ...ideal tipim derkende bilinçsiz olmasını mı kastediyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Shh! We can talk about this out here. | Sessiz ol! Bunu içerde konuşabiliriz. Sessiz ol. Bunu başka bir yerde tartışabiliriz. Sessiz ol! Bunu içerde konuşabiliriz. Sessiz ol. Bunu başka bir yerde tartışabiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're going to wake him. | Onu uyandıracaksın. Uyandıracaksın. Onu uyandıracaksın. Uyandıracaksın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's what we're supposed to do. | Zaten yapmamız gereken de bu. Yapmamız gereken de bu değil mi. Zaten yapmamız gereken de bu. Yapmamız gereken de bu değil mi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But as usual, you don't want to do the job. | Ama her zamanki gibi sen işi yapmak istemiyorsun. Ama her zaman ki gibi sen işini yapmak istemiyorsun. Ama her zamanki gibi sen işi yapmak istemiyorsun. Ama her zaman ki gibi sen işini yapmak istemiyorsun. Teşekkürler, Bay B. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What's wrong with you? You're acting weird. | Sorunun ne senin? Garip davranıyorsun. Senin derdin ne? Neden tuhaf davranıyorsun. Sorunun ne senin? Garip davranıyorsun. Senin derdin ne? Neden tuhaf davranıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, why should I have to do all the heavy lifting | Neden sen uyuyakalırken ve bedava manken penisi görürken... Neden tüm angaryaları ben yapıyorum da... Neden sen uyuyakalırken ve bedava manken penisi görürken... Neden tüm angaryaları ben yapıyorum da... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
while you just get to nap and see free model penis? | ...sen uyuklayıp bedavadan modellerin penisine bakıyorsun. ...sen uyuklayıp bedavadan modellerin penisine bakıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All the heavy lifting? Where'd you get that from? | Bütün ağır işler mi? Bu da nereden çıktı? Tüm angaryalar mı? Bunu da nereden çıkardın? Bütün ağır işler mi? Bu da nereden çıktı? Tüm angaryalar mı? Bunu da nereden çıkardın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No one. | Kimseden. Hiç kimseden. Kimseden. Hiç kimseden. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sophie. | Sophie. Sophie Sophie. Sophie | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's not that she doesn't like you, | Öyle değil, senden hoşlanmıyor değil... Göründüğü gibi değil... Öyle değil, senden hoşlanmıyor değil... Göründüğü gibi değil... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
she just doesn't think you're... | ...sadece senin biraz ...senin düşündüğü gibi biri... ...sadece senin biraz ...senin düşündüğü gibi biri... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What? Doing anything? | Ne? Hiçbir şey yapmadığımı mı? Ne? Hiçbir iş yapmadığımı mı? Ne? Hiçbir şey yapmadığımı mı? Ne? Hiçbir iş yapmadığımı mı? Kapıdaki şu adama çekilmesini söyler misin ki biz de, bilirsin, koşmaya başlayalım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She thinks I'm not pulling my weight? | Yük olduğumu mu düşünüyor? Hiçbir işe yaramadığımı mı? Yük olduğumu mu düşünüyor? Hiçbir işe yaramadığımı mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She thinks I'm dead weight? | Ona göre ben sadece bir yük müyüm? Hiç bir işe yaramadığını değil... Ona göre ben sadece bir yük müyüm? Hiç bir işe yaramadığını değil... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Not dead weight, more like... a rock... | Yük değil de sanki bir... Taş... ...daha çok bir kaya gibi balonumu.. Yük değil de sanki bir... Taş... ...daha çok bir kaya gibi balonumu.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
To my balloon. | ...benim balonuma bağlı. aşağı çektiğini.. ...benim balonuma bağlı. aşağı çektiğini.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What is that, some kind of Polish haiku? | O nedir, bir çeşit Polonyalı haikusu mu? Ne şimdi bu bir çeşit Polanya kinayesi mi? O nedir, bir çeşit Polonyalı haikusu mu? Ne şimdi bu bir çeşit Polanya kinayesi mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What does that even mean? | Hem ne anlama geliyor ki? Ne demek oluyor ki şimdi bu? Hem ne anlama geliyor ki? Ne demek oluyor ki şimdi bu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She thinks if I cut the rock loose, I'll go... fuuuuu! | Eğer ipi koparıp taşı düşürsen, ben Eğer kayanın ipini kesersem... Havaya doğru... Eğer ipi koparıp taşı düşürsen, ben Eğer kayanın ipini kesersem... Havaya doğru... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wait, so you're siding with | Yani benim yerime bir hafta önce... Dur bakalım, şimdi sen bir hafta önce.. Yani benim yerime bir hafta önce... Dur bakalım, şimdi sen bir hafta önce.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
a woman you met a week ago over me? | ...tanıştığın kadının tarafını mı tutuyorsun? ...tanıştığın bir kadının tarafını mı tutuyorsun? ...tanıştığın kadının tarafını mı tutuyorsun? ...tanıştığın bir kadının tarafını mı tutuyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm not siding with anyone. I'm just saying... | Kimsenin tarafını tutmuyorum. Ben sadece diyorum ki Kimsenin tarafını tuttuğum yok. Ben sadece... Kimsenin tarafını tutmuyorum. Ben sadece diyorum ki Kimsenin tarafını tuttuğum yok. Ben sadece... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I know what this is. This is "pick on the rich girl." | Bunun ne olduğunu biliyorum. Bu zengin kızla uğraşmak. Ne olduğunu biliyorum. Zengin kızı dışlayın durumu. Bunun ne olduğunu biliyorum. Bu zengin kızla uğraşmak. Ne olduğunu biliyorum. Zengin kızı dışlayın durumu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's a poverty smackdown. | Bu yoksul bozgunu. Yoksullar dayanışması. Bu yoksul bozgunu. Yoksullar dayanışması. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I heard you two talking while I was in her bathroom, | Ben banyodayken ikinizin konuştuğunuzu duydum. Banyoda sizi konuşurken duydum. Ben banyodayken ikinizin konuştuğunuzu duydum. Banyoda sizi konuşurken duydum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
spritz spritzing. | Fısss fıss. Fıs fıs, fısıIdıyor! Fısss fıss. Fıs fıs, fısıIdıyor! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You think you do everything? Fine, do everything. | Her şeyi yaptığını mı düşünüyorsun? İyi, her şeyi yap. Her şeyi iyi yapabildiğini mi düşünüyorsun? Tamam, yap o zaman. Her şeyi yaptığını mı düşünüyorsun? İyi, her şeyi yap. Her şeyi iyi yapabildiğini mi düşünüyorsun? Tamam, yap o zaman. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You can "balloon" all over this place, | Burada istediğin kadar balon olabilirsin... İstediğin her yerde balonluk yapabilirsin... Burada istediğin kadar balon olabilirsin... İstediğin her yerde balonluk yapabilirsin... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
'cause the "rock" is leaving. | ...çünkü taş gidiyor. ...çünkü kaya ayrıIıyor. ...çünkü taş gidiyor. ...çünkü kaya ayrıIıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Who is it? | Kimmiş ki o? Kim o? Kimmiş ki o? Kim o? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're the rock! I'm the balloon! | Sen taşsın! Ben balonum! Kaya olan sensin! Balon olan ben. Sen taşsın! Ben balonum! Kaya olan sensin! Balon olan ben. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Without me lifting you out of your negative rockness, | Bensiz kendi olumsuz ağırlığından kurtulup... Ben olmasam o karmsarlığından kurtulup... Bensiz kendi olumsuz ağırlığından kurtulup... Ben olmasam o karmsarlığından kurtulup... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
you wouldn't even have a cupcake business. | ...kek işine bile giremezdin! ...kek işini beceremezsin. ...kek işine bile giremezdin! ...kek işini beceremezsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm the reason we even have cupcake jobs. | Kek işimizin olmasının tek nedeni benim. Hala kek işimiz varsa benim yüzümdendir. Kek işimizin olmasının tek nedeni benim. Hala kek işimiz varsa benim yüzümdendir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, oh, you're the reason? | Sen miymişsin neden? Sen misin? Sen miymişsin neden? Sen misin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Who stayed up all last night baking 24 more cupcakes | Kim bütün gece sen uyurken uyumayıp... Sen uyuklarken 24 saat ayakta kalıp... Kim bütün gece sen uyurken uyumayıp... Sen uyuklarken 24 saat ayakta kalıp... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
while you were sleeping? | ...yirmi dört kek daha yaptı? ...kek yapan kim? ...yirmi dört kek daha yaptı? ...kek yapan kim? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You did. And who delivered the cupcakes this morning | Sen yaptın. Kim bu sabah sen uyurken... Sensin. Peki bu sabah sen uyurken... Sen yaptın. Kim bu sabah sen uyurken... Sensin. Peki bu sabah sen uyurken... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
while you were sleeping? I did. Me. The balloon. | ...kekleri teslim etti? Ben yaptım. Ben. Balon! ...kekleri teslim eden kimdi? Ben. Balon. ...kekleri teslim etti? Ben yaptım. Ben. Balon! ...kekleri teslim eden kimdi? Ben. Balon. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I floated over there and got paid for the job that I got us | Ben oraya süzüldüm ve internet sitesinden bulduğumuz işin parası ile... İnternet sitesinden gelen... Ben oraya süzüldüm ve internet sitesinden bulduğumuz işin parası ile... İnternet sitesinden gelen... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
from the website that I'm trying to pay for. | ...internet sitemizin parasını ödedim. ...işten para alan ve bunun için didinen benim. ...internet sitemizin parasını ödedim. ...işten para alan ve bunun için didinen benim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And now, I'm going to float down this hall | Ve şimdi, hole doğru süzülüp... Şimdi de o koridordan geçip... Ve şimdi, hole doğru süzülüp... Şimdi de o koridordan geçip... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and wake the hot model up 'cause, contrary to what you | ...o yakışıklı mankeni uyandıracağım. ...o modeli uyandıracağım. ...o yakışıklı mankeni uyandıracağım. ...o modeli uyandıracağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and your poverty gal pal might think, | Sana ve kız arkadaşının düşüncesinin aksine... Çünkü sizin yoksul dayanışmanıza inat... Sana ve kız arkadaşının düşüncesinin aksine... Çünkü sizin yoksul dayanışmanıza inat... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I always do the job I'm hired for. | ...ben her zaman aldığım işi yaparım. Ben her zaman işimi yaparım. ...ben her zaman aldığım işi yaparım. Ben her zaman işimi yaparım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, no! I am going to wake him up. | Hadi ordan! Ben onu uyandıracağım! Hayır, ben uyandıracağım. Hadi ordan! Ben onu uyandıracağım! Hayır, ben uyandıracağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Free model penis is my reward for doing everything | Bedava manken penisi, benim her şeyi yapmamın ve... Bedavadan model penisi her şeyi yaptığım için benim ödülüm... Bedava manken penisi, benim her şeyi yapmamın ve... Bedavadan model penisi her şeyi yaptığım için benim ödülüm... Ben yapılabilirim esintisini kaybetmeden de hamile olabilirim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and being tied to a rock like you. | ...senin gibi bir taşa bağlı olmamın bir ödülü! ...ve sende kayaların yaptığı gibi burada dikileceksin. ...senin gibi bir taşa bağlı olmamın bir ödülü! ...ve sende kayaların yaptığı gibi burada dikileceksin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, see? I can't get away, because you're the rock | Görüyor musun, geçemiyorum. Çünkü sen taşsın ve... Baksana yerinden oynatamıyorum çünkü kaya olan sensin... Görüyor musun, geçemiyorum. Çünkü sen taşsın ve... Baksana yerinden oynatamıyorum çünkü kaya olan sensin... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and you're heavier than my balloon. | ...balonumdan çok daha ağırsın. ...ve bana ağırlık yapıyorsun. ...balonumdan çok daha ağırsın. ...ve bana ağırlık yapıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, stop! | Kesin! Kesin! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is cleaning job, | Bu bir temizlik işi... Temizlik işi yapıyoruz... Bu bir temizlik işi... Temizlik işi yapıyoruz... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
not gorgeous ladies of wrestling. | ...güzel kadınların güreşi değil. ...güzel kızları güreştirmiyoruz burada. ...güzel kadınların güreşi değil. ...güzel kızları güreştirmiyoruz burada. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Good thing I stopped by to check on you. | İyi ki sizi kontrole gelmişim. iyi ki sizi kontrol etmeye gelmişim. İyi ki sizi kontrole gelmişim. iyi ki sizi kontrol etmeye gelmişim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What is all this? You explain it. | Bütün bunlar da ne? Sen açıkla. Nedir tüm bunlar? Sen açıklıyorsun. Bütün bunlar da ne? Sen açıkla. Nedir tüm bunlar? Sen açıklıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm going to go wake the hot model up. | Ben gidip yakışıklı mankeni uyandıracağım. Ben de gidip ateşli modeli uyandırıyorum. Ben gidip yakışıklı mankeni uyandıracağım. Ben de gidip ateşli modeli uyandırıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He left a note. Just doing my job. | Not bırakmış. Sadece işimi yapıyorum. Not bırakmış. Ben işimi yapıyorum. Not bırakmış. Sadece işimi yapıyorum. Not bırakmış. Ben işimi yapıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
As usual. | Her zamanki gibi! Her zamanki gibi. Her zamanki gibi! Her zamanki gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So, you think I'm holding Max back? | Yani sence Max'i yavaşlatıyor muyum? Demek Max'e köstek olduğumu düşünüyorsun? Yani sence Max'i yavaşlatıyor muyum? Demek Max'e köstek olduğumu düşünüyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What kind of question is this? | Bu nasıl bir soru böyle? Bu ne biçim bir soru şimdi? Bu nasıl bir soru böyle? Bu ne biçim bir soru şimdi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes. | Evet. Tabii ki öyle. Evet. Tabii ki öyle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, you're wrong. We're a great team. | Yanılıyorsun. Biz iyi bir takımız. YanıIıyorsun. Biz harika bir takımız. Yanılıyorsun. Biz iyi bir takımız. YanıIıyorsun. Biz harika bir takımız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And, yes, there are some things she's better at. | Ve evet, onun benden iyi olduğu bir şeyler var. Haklısın onun benden daha iyi olduğu konular var ama... Ve evet, onun benden iyi olduğu bir şeyler var. Haklısın onun benden daha iyi olduğu konular var ama... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But there are other areas where I excel. | Ama diğer konularda, ben başarılıyım. Benim de sözümün geçtiği konular var. Ama diğer konularda, ben başarılıyım. Benim de sözümün geçtiği konular var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I don't see them. | Ama ben onları görmüyorum. Pek göremedik. Ama ben onları görmüyorum. Pek göremedik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's probably because of your eye. | Muhtemelen gözünden dolayıdır. Gözlerin yüzünden olmasın? Muhtemelen gözünden dolayıdır. Gözlerin yüzünden olmasın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Did you wake him up? | Uyandırdın mı? Uyandırabildin mi? Uyandırdın mı? Uyandırabildin mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, no. I think he might be dead. | Hayır. Sanırım ölmüş olabilir. Bence, ölmüş olabilir. Hayır. Sanırım ölmüş olabilir. Bence, ölmüş olabilir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, no, not the hot one! | Hayır, yakışıklıya olmasın! Olamaz. Ateşli olan olmasın. Hayır, yakışıklıya olmasın! Olamaz. Ateşli olan olmasın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Aw, he's my favorite. | O benim gözdem. O benim favorim. O benim gözdem. O benim favorim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is all I need on yelp. | Şirket yorumlarında bir bu eksikti. Beni kendimden geçiren tek oydu. Şirket yorumlarında bir bu eksikti. Beni kendimden geçiren tek oydu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We should call 911. | Ambulans çağırmalıyız. 911'i aramalıyız. Ambulans çağırmalıyız. 911'i aramalıyız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I got it. | Hayır, ben hallederim. Ben hallederim. Hayır, ben hallederim. Ben hallederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What are you going to do? | Ne yapacaksın? Ne yapacaksın? Ne yapacaksın? Ne yapacaksın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm going to give him mouth to mouth. | Suni teneffüs yapacağım. Suni teneffüs yapacağım. Suni teneffüs yapacağım. Suni teneffüs yapacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I didn't know there was so much tongue involved. | Seni buna ikna etmek için başka ne söyleyebilirim? Dilin olaya bu kadar karıştığını bilmiyordum. Bu işte dilin bu kadar kullanıIdığını bilmiyordum. Dilin olaya bu kadar karıştığını bilmiyordum. Bu işte dilin bu kadar kullanıIdığını bilmiyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |