Search
English Turkish Sentence Translations Page 289
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
and you with no boobs, short short skirts. | Ve sende olmayan göğüslerin ve kısa kısa eteğinle... Ve sende olmayan göğüslerin ve kısa kısa eteğinle... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Smart girls. | Akıllı kızlar sizi. Akıllı kızlar sizi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, we just wanted to offer you a free dinner, | Biz, özür dilemek için size yemek ısmarlamak istemişitik. Biz, özür dilemek için size yemek ısmarlamak istemişitik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So are you ready to order? | Spiriş vermeye hazır mısınız? Spiriş vermeye hazır mısınız? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Did you see this horrible, horrible menu? | Bu korkunç korkunç menüyü gördünüz mü? Bu korkunç korkunç menüyü gördünüz mü? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We can't have nice conversation here. | Burada güzelce sohbet edemeyiz. Burada güzelce sohbet edemeyiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Tomorrow I take you to nice place, my treat. | Yarın ben sizi bir yere davet ediyorum. Yarın ben sizi bir yere davet ediyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, you don't have to do that. | Buna hiç gerek yok. Buna hiç gerek yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, no, I, too, want to apologize. | Yok yok, ben de özür dilemek istiyorum. Yok yok, ben de özür dilemek istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know, after you two left the other night, | O gece siz gittikten sonra, benim kızlardan bazıları, O gece siz gittikten sonra, benim kızlardan bazıları, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
some of my girls said that I was harsh on you. | size fazla sert davrandığımı söyledi. Senin kızlar? size fazla sert davrandığımı söyledi. Senin kızlar? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, all those girls work for me. | Evet o kızların hepsi benim için çalışıyorlar. Evet o kızların hepsi benim için çalışıyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Excuse me, I have to go to the ladies' room right now | İzninizle, kadınlar tuvaletine gidip İzninizle, kadınlar tuvaletine gidip | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and look at my lips. | dudaklarımı kontrol etmem gerekiyor. dudaklarımı kontrol etmem gerekiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thank you so much for inviting us. | Bizi davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Bizi davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Are you enjoying that beluga? | Morina balığı hoşuna gitti mi? Morina balığı hoşuna gitti mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Mouth full] Mmm, so much. Thank you. | Kesinlikle. Teşekkürler. Kesinlikle. Teşekkürler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I haven't had caviar in forever. Mmm. | Hiç böyle bir havyar yememiştim. Hiç böyle bir havyar yememiştim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Legs over your head much? | Ayakların yine hızlı gitmeye mi başladı? Ayakların yine hızlı gitmeye mi başladı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So, sourpuss, you don't like caviar? | Ne oldu asık surat, yoksa havyardan hoşlanmaz mısın? Ne oldu asık surat, yoksa havyardan hoşlanmaz mısın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I'm more of a cheeseburger kind of girl. | Yok ben daha çok çizburger tarzı bir kızım Yok ben daha çok çizburger tarzı bir kızım | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh. This place is busy. | Burası iyi çalışıyor. Burası iyi çalışıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The waiters must make a fortune. | Garsonlar iyi kazanıyor olmalı. Garsonlar iyi kazanıyor olmalı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, yeah, 300, 350 a night. | Evet, gecede üçyüz, üçyüz elli kadar. Evet, gecede üçyüz, üçyüz elli kadar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What do you girls make? | Siz ne kadar kazanıyorsunuz? Siz ne kadar kazanıyorsunuz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
60 to 80 on a good night. | İyi bir gecede altmış ile seksen civarı. İyi bir gecede altmış ile seksen civarı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, we're just starting out. | Daha yeni başladık sayılır. Daha yeni başladık sayılır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, but at this rate, it will take forever. | Bu hızla sonsuza kadar sürebilir. Bu hızla sonsuza kadar sürebilir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know, I, too, have big dream. | Biliyor musunuz, benim de büyük hayallerim var. Biliyor musunuz, benim de büyük hayallerim var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I am building summer house by lake in Poland. | Polonya'da, göl kıyısında bir yazlık yapıyorum. Polonya'da, göl kıyısında bir yazlık yapıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You want to see? | Görmek ister misiniz? Görmek ister misiniz? Kendimi asla affetmezdim. Ya da seninle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, you have pictures? | Yanınızda resimleri mi var? Yanınızda resimleri mi var? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I have house. | Hayır, ev var. Hayır, ev var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is model from the architect. | Bu, mimarın hazırladığı model. Bu, mimarın hazırladığı model. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I take it everywhere I am, to remember where I'm going. | Nereye gittiğimi unutmamak için her zaman yanımda taşıyorum. Nereye gittiğimi unutmamak için her zaman yanımda taşıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's cool. | Harika. Harika. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
See, girls like you should be making more money. | Sizin gibi kızlar daha çok para kazanmalı. Sizin gibi kızlar daha çok para kazanmalı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Maybe you could consider coming to work for me. | Gelip benimle çalışmayı düşünmelisiniz. Gelip benimle çalışmayı düşünmelisiniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sophie! Oh. | Sophie! Sophie! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thank you for sending girl to my apartment yesterday. | Dün gece evime gönderdiğin kız için teşekkür ederim. Dün gece evime gönderdiğin kız için teşekkür ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
under again. Oh! [Laughs] | tekrar alttan. tekrar alttan. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, my girls don't leave until you're satisfied. | Benim kızlarım, sizi memnun etmeden işlerini bitirmezler. Benim kızlarım, sizi memnun etmeden işlerini bitirmezler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She can come whenever you want her to come. | Sen ne zaman istersen gelecektir. Sen ne zaman istersen gelecektir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Are these two of your girls? | Bu ikisi de seninkilerden mi? Bu ikisi de seninkilerden mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, we were just discussing that. | Aslına bakarsan bizde tam bunu konuşuyorduk. Aslına bakarsan bizde tam bunu konuşuyorduk. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, this one here looks like she can take a lot. | Bu kız işin altından kalkabilir gibi görünüyor. Bu kız işin altından kalkabilir gibi görünüyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, thanks? | Teşekkürler? Teşekkürler? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
My friend Yanni is at the bar. | Arkadaşım Yanni barda bekliyor. Arkadaşım Yanni barda bekliyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Since his divorce, he's in great need of your service. | Boşandıktan sonra senin sunduğun hizmete çok ihtiyacı oluyor. Boşandıktan sonra senin sunduğun hizmete çok ihtiyacı oluyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Prosze. Oh, yes. | Buyurmaz mısınız? Tabii ki... Buyurmaz mısınız? Tabii ki... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, excuse me, and, um, don't touch my house. | İzninizle, ve lütfen evime dokunmayın. İzninizle, ve lütfen evime dokunmayın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't believe she would actually consider | İnanamıyorum, gerçekten de İnanamıyorum, gerçekten de | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
asking us to be prostitutes. | fahişe olmayı düşünmemizi mi istedi. fahişe olmayı düşünmemizi mi istedi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I know. | Farkındayım. Farkındayım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I mean, me, I get, but you, I don't see it. | Evet, bu seni ilgilendirmez. Hadi ben tamam da sen, hiç sanmam. Evet, bu seni ilgilendirmez. Hadi ben tamam da sen, hiç sanmam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You heard the guy, I look like I could "take a lot." | Adamı duydun, ben "altından kalkabilir" görünüyorum. Adamı duydun, ben "altından kalkabilir" görünüyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, it's not funny. | Max, hiç komik değil. Max, hiç komik değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Isn't it bad enough i may hurt bees | Onun dudak parlatıcısından uçuk kapmış olma ihtimalim Onun dudak parlatıcısından uçuk kapmış olma ihtimalim | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
from her chanel gloss? | yeterince kötü değil mi? yeterince kötü değil mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Of course we're not gonna do it, but come on, | Tabii ki de yapmayacağız, diğer taraftan da Tabii ki de yapmayacağız, diğer taraftan da | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
you'd be a terrible hooker. | senden çok kötü bir fahişe olurdu. senden çok kötü bir fahişe olurdu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thank you, I would be a terrible hooker. | Teşekkürler, elbette çok kötü bir fahişe olurdum Teşekkürler, elbette çok kötü bir fahişe olurdum | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have a heart, and soul, and dreams, | Çünkü benim bir kalbim, ruhum ve hayallerim var. Çünkü benim bir kalbim, ruhum ve hayallerim var. ...sana nasıl yapılacağını tek tek... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and want to fall in love and have a family. | ayrıca aşık olup bir aile kurmayı düşünüyorum. ayrıca aşık olup bir aile kurmayı düşünüyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, just say it, you're bad in bed. | İtiraf et, sadece yatakta çok kötüsün. İtiraf et, sadece yatakta çok kötüsün. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Let's get out of here. | Hadi gidelim buradan. Hadi gidelim buradan. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I mean, really, who does she think I am? | Ayrıca, benim nasıl biri olduğumu düşünüyor? Ayrıca, benim nasıl biri olduğumu düşünüyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Someone who would just sell myself to have nice things? | Güzel şeyler için kendini satan biri mi? Güzel şeyler için kendini satan biri mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Let me just suck down a little more of this, and we're off. | Şu havyardan bir lokma daha alayım ve burdan çekip gidelim. Şu havyardan bir lokma daha alayım ve burdan çekip gidelim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If we walk out of here now, | Eğer buradan şu an kalkarsak, Eğer buradan şu an kalkarsak, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
we can just keep walking to the homeless shelter. | gideceğimiz yer sadece evsizler yurdu olabilir. gideceğimiz yer sadece evsizler yurdu olabilir. Vay be, cidden kopya çekiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Mouth full] Well, I'd rather be homeless than a hooker. | Evsiz olmayı fahişe olmaya tercih ederim. Evsiz olmayı fahişe olmaya tercih ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here she comes. Sit down! | Geliyor. Otur! Geliyor. Otur! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Let's thank her and politely decline. | Teşekkür edip, teklifini kibarca reddedelim. Teşekkür edip, teklifini kibarca reddedelim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, back to what we were discussing. | Evet, kaldığımız yerden devam edebiliriz. Evet, kaldığımız yerden devam edebiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, thanks. | Teşekkürler. Teşekkürler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We appreciate the offer, but we are going to pass. | Telkifinize minnettarız ama biz almayacağız. Telkifinize minnettarız ama biz almayacağız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So you don't want to accomplish your dream? | Yani rüyalarınızı gerçekleştirmek istemiyorsunuz? Yani rüyalarınızı gerçekleştirmek istemiyorsunuz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, uh, I'm not exactly sure those two things line up, | İkisi arasında bir bağlantı kuramasam da İkisi arasında bir bağlantı kuramasam da | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but thanks. | Teşekkürler. Teşekkürler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I thought you were smart girls. | Sizi, akıllı kızlar sanmıştım. Sizi, akıllı kızlar sanmıştım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We are smart girls, | Bizler akıllı kızlarız, Bizler akıllı kızlarız, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and smart girls don't have to sell their bodies | ve akıllı kızlar, hedeflerine ulaşmak için ve akıllı kızlar, hedeflerine ulaşmak için | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
to accomplish their goals. | bedenlerini satmazlar. bedenlerini satmazlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Not that there's anything wrong with that. | Kimseyi yargılamıyoruz. Kimseyi yargılamıyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It works for you, but us? | Sizin için uygun olabilir ama bizim için? Sizin için uygun olabilir ama bizim için? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, she's bad in bed and I have a sour puss. | Düşünsenize, o yatakta berbat ve bense asık suratlıyım. Düşünsenize, o yatakta berbat ve bense asık suratlıyım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What guy wants to pay for that? [Laughs] | Kim o iş için bize para vermek ister ki? Kim o iş için bize para vermek ister ki? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You think I am prostitute? | Benim bir fahişe olduğumu mu düşünüyorsunuz? Benim bir fahişe olduğumu mu düşünüyorsunuz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, everyone has swings with girls in pajamas. | Elbette hayır, herkesin evinde gecelikleriyle sallanan kızlar bulunur. Elbette hayır, herkesin evinde gecelikleriyle sallanan kızlar bulunur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
My business card. | Bu kartvizitim. Bu kartvizitim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Home cleaning service. | Ev temizlik hizmetleri. Ev temizlik hizmetleri. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She runs a cleaning company. | Temizlik şirketi işletiyormuş. Temizlik şirketi işletiyormuş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Sophie's choice." | "Sophie'nin Seçimi." "Sophie'nin Seçimi." | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You realize what this means? | Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun. Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We insulted a hard working woman | Hedefimize ulaşmada bize yardım elini uzatan, Hedefimize ulaşmada bize yardım elini uzatan, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
who was trying to help us attain our goal? | çalışkan bir kadını aşağıladık. çalışkan bir kadını aşağıladık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I don't have herpes! | Ve bende uçuk çıkmayacak. Ve bende uçuk çıkmayacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I should have listened to you. | Seni sözünü dinlemeliydim. Seni sözünü dinlemeliydim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Meeting neighbors is a big mistake. | Komşularla tanışmak büyük hata. Komşularla tanışmak büyük hata. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |