Search
English Turkish Sentence Translations Page 3389
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Anna, count to ten. | Anna, ona kadar say. | Alphas-2 | 2011 | |
| I want to check something. | Bir şeyi kontrol edeceğim. | Alphas-2 | 2011 | |
| Maybe you're right. Yeah, I know. | Belki de haklısın. Evet, biliyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| But count to ten, 'cause I wanna check this. | Sen ona kadar say, bir şeyi kontrol edeceğim. | Alphas-2 | 2011 | |
| It could be something else. | Başka bir şey de olabilir. | Alphas-2 | 2011 | |
| Never mind. | Boşver gitsin. | Alphas-2 | 2011 | |
| Gary... | Gary... | Alphas-2 | 2011 | |
| Hi, um... | Selam... | Alphas-2 | 2011 | |
| I need to take Gary with me. | ...Gary'nin benimle gelmesi gerekiyor. | Alphas-2 | 2011 | |
| Rosen wants us back. | Rosen ofise gitmemizi istiyor. | Alphas-2 | 2011 | |
| Yeah, I want to stay. | Ben kalmak istiyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| Wasn't an offer, Gary. | Rica etmedim, Gary. | Alphas-2 | 2011 | |
| Well, I'm not leaving. | Hiçbir yere gitmiyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| No...You're going. We both are. | Gidiyorsun. İkimiz de gideceğiz. | Alphas-2 | 2011 | |
| Uh...No. No, I'm staying. | Hayır. Hayır, ben kalacağım. | Alphas-2 | 2011 | |
| Hey, Gary, just get in the car now. | Gary, derhal arabaya bin. | Alphas-2 | 2011 | |
| Hey! Don't try and push me. Excuse me? | Gücünü bende kullanmaya kalkışma! Anlamadım? | Alphas-2 | 2011 | |
| You're trying to push me, and it doesn't work on me. | Gücünü bende kullanmaya çalışıyorsun, gücün bende işe yaramaz. | Alphas-2 | 2011 | |
| No, I know it doesn't work, and I wasn't. | Sende çalışmadığını biliyorum, gücümü kullanmaya çalışmadım. | Alphas-2 | 2011 | |
| So what's eating you? | İçini bu kadar kemiren nedir? | Alphas-2 | 2011 | |
| Ha! That's a stupid question. | Aptal soruya bak. | Alphas-2 | 2011 | |
| Nothing's eating me. | İçimi bir şey kemirmiyor. | Alphas-2 | 2011 | |
| I'm not leaving. | Ayrılmayacağım sadece. | Alphas-2 | 2011 | |
| Okay, big shot. | Peki, ağır abi. | Alphas-2 | 2011 | |
| Well, who's gonna take you back? | Seni kim eve götürecek? | Alphas-2 | 2011 | |
| I am the big shot will drive himself back. | Ben, ağır abi kendisini eve götürecek. | Alphas-2 | 2011 | |
| Or I'll call a cab, since I don't have a car. | Veya hazır arabam yokken taksi çağırıveririm. | Alphas-2 | 2011 | |
| Gary, I don't have time for this. | Gary, bunun için zamanımız yok. | Alphas-2 | 2011 | |
| Just get in the car now. | Derhal arabaya bin. | Alphas-2 | 2011 | |
| I'm not leaving! | Ayrılmayacağım. | Alphas-2 | 2011 | |
| I'm not a big shot. I'm an adult. | Ağır abi falan da değilim. Ben bir yetişkinim. | Alphas-2 | 2011 | |
| And I don't have to do what you say. | Senin dediğini yapmak zorunda değilim. | Alphas-2 | 2011 | |
| It's the end of the conversation. | Tartışma bitmiştir. | Alphas-2 | 2011 | |
| My C.O., guy used to say, | Benim birlik komutanım bir zamanlar derdi... | Alphas-2 | 2011 | |
| never let the fight get personal. | ...hiçbir kavgayı kişiselleştirme. | Alphas-2 | 2011 | |
| Well, they tried to kill me, Cameron. | Beni öldürmeye çalıştılar, Cameron. | Alphas-2 | 2011 | |
| It doesn't get more personal. | Bundan daha kişiseli olamaz. | Alphas-2 | 2011 | |
| Don't you want to know why? | Nedenini bilmek istemiyor musun? | Alphas-2 | 2011 | |
| I know why. I stood in their way. | Nedenini biliyorum. Karşılarına çıktım. | Alphas-2 | 2011 | |
| Apparently, Red Flag doesn't need | Görünüşe bakılırsa, Kızıl Bayrak'ın... | Alphas-2 | 2011 | |
| any more justification than that. | ...bundan başka mazerete ihtiyacı yok. | Alphas-2 | 2011 | |
| You know, you make things personal, you get emotional. | Eğer çok kişiselleştirirsen, çok duygusallaşırsın... | Alphas-2 | 2011 | |
| You get emotional, you make mistakes | ...çok duygusallaştırırsan, hata yapar... | Alphas-2 | 2011 | |
| and you overlook stuff. | ...bazı şeyleri gözden kaçırırsın. | Alphas-2 | 2011 | |
| I seem to remember someone telling me that | Birinin bana, Alfa yeteneğim hakkında böyle bir şey dediğini hatırlıyor gibiyim. | Alphas-2 | 2011 | |
| Don't be cute. | Şirin olmaya çalışma. | Alphas-2 | 2011 | |
| Uhh, okay. | Tamam. | Alphas-2 | 2011 | |
| You wanna catch this guy. I get it. | Bu adamı yakalamak istiyorsun. Çaktım o kısmı. | Alphas-2 | 2011 | |
| Just let him be the one that makes the mistakes. | Bırak da hatayı o yapsın. | Alphas-2 | 2011 | |
| I'm glad you stood up for yourself. | Onlara karşı çıkmana sevindim. | Alphas-2 | 2011 | |
| I'm glad you stayed here with me. | Benimle kalmana sevindim. | Alphas-2 | 2011 | |
| I like you, Gary. | Seni sevdim, Gary. | Alphas-2 | 2011 | |
| Then why did you lie to me? | O zaman neden bana yalan söyledin? | Alphas-2 | 2011 | |
| I knew that there was something weird about the date. | O tarihte bir şey olduğunu anlamıştım. | Alphas-2 | 2011 | |
| 'Cause a 10 was a 20. | Çünkü on, yirmi gibiydi. | Alphas-2 | 2011 | |
| And you you didn't want to explain. | Sen de bunu açıklamak istemedin. | Alphas-2 | 2011 | |
| So I went back through the messages. | Ben de mesajları tekrar kontrol ettim... | Alphas-2 | 2011 | |
| And if I thought that a two was a one, | ...ben de o ikinin bir olduğunu düşünseydim... | Alphas-2 | 2011 | |
| then the first code that you gave me | ...bu bana verdiğin numaranın... | Alphas-2 | 2011 | |
| was wrong. | ...yanlış olduğu anlaşılacaktı. | Alphas-2 | 2011 | |
| And that's why the truck was empty. | Tır da bu yüzden boştu. | Alphas-2 | 2011 | |
| And you don't make mistakes with that. | Sen böyle hatalar yapamazsın. | Alphas-2 | 2011 | |
| 'Cause that's your Alpha skill. | Çünkü bu senin Alfa yeteneğin. | Alphas-2 | 2011 | |
| You gave me the wrong number on purpose. | Bana numarayı isteyerek yanlış verdin. | Alphas-2 | 2011 | |
| But that was smart. You were smart. | Ama bu çok zekiceydi. Sen zekisin. | Alphas-2 | 2011 | |
| Because if you just made something up, | Çünkü eğer uydurmuş olsaydın... | Alphas-2 | 2011 | |
| I would have known. | ...ben anlardım. | Alphas-2 | 2011 | |
| So you made it close, | Sen de çok yakın yaptın... | Alphas-2 | 2011 | |
| and you changed the number | ...numarayı değiştirdin... | Alphas-2 | 2011 | |
| so that we wouldn't find the real truck. | ...böylece biz de gerçek tırı bulamadık. | Alphas-2 | 2011 | |
| I know you did, because | Yapmak zorunda olduğunu biliyorum, çünkü... Jason'ın yeteneği, kafatasının yan kemiğinin ön kısmındaki kortekslerde bulunuyor. | Alphas-2 | 2011 | |
| they weren't making you do anything. | ...onlar sana bir şey yaptırmıyorlar. | Alphas-2 | 2011 | |
| You work for them, Anna. | Onlar için çalışıyorsun, Anna. | Alphas-2 | 2011 | |
| You work for Red Flag. | Kızıl Bayrak için çalışıyorsun. | Alphas-2 | 2011 | |
| No, Gary, I don't work for them. | Hayır, Gary, ben onlar için çalışmıyorum... | Alphas-2 | 2011 | |
| They work for me. | ...onlar benim için çalışıyor. | Alphas-2 | 2011 | |
| This is really bugging me. This doesn't make any sense. | Bu şey beni deli ediyor. Hiç mantıklı değil bir kere. | Alphas-2 | 2011 | |
| Okay, so we're assuming... | Kızıl Bayrak'ın plândan vazgeçtiğini düşünüyorduk, değil mi? | Alphas-2 | 2011 | |
| But did... | Ama | Alphas-2 | 2011 | |
| You know she can smell your hands were on that, right? | Ellerinden onun kokusunu alabileceğini biliyorsun, değil mi? | Alphas-2 | 2011 | |
| She's gonna smell that your nasty hands | O pis ellerinin o şeyde olduğunun kokusunu alacaktır. | Alphas-2 | 2011 | |
| Anyway, we're assuming that Red Flag | Her neyse, Kızıl Bayrak'ın plândan vazgeçtiğini düşünüyorduk, değil mi? | Alphas-2 | 2011 | |
| But the driver finished his route in Pennsylvania, | Şoför, rotasını Pennsylvania'da bitirdi... | Alphas-2 | 2011 | |
| which means that the truck was empty | ...bu da tırın biz yola çıkana kadar... | Alphas-2 | 2011 | |
| by the time we got to the road. | ...boşaldığı anlamına geliyor. | Alphas-2 | 2011 | |
| So then the question is, why would Red Flag plan | Asıl soru ise, neden Kızıl Bayrak... | Alphas-2 | 2011 | |
| to go after a truck with no fuel in it? | ...içinde benzin olmayan tırın peşine düşsün? | Alphas-2 | 2011 | |
| You know what I would love to see? | Ne görmek isterdim biliyor musun? | Alphas-2 | 2011 | |
| A Unicorn sliding down a rainbow? | Tek boynuzlu atların, gökkuşağından aşağıya doğru kaydıklarını mı? | Alphas-2 | 2011 | |
| No, I would love to see a list | Hayır, şu anda içinde benzin taşıyan... | Alphas-2 | 2011 | |
| of all the Northwell trucks on the road right now | ...ve aynı zamanda yolda olan... | Alphas-2 | 2011 | |
| with fuel in them. | Taksici diyor ki, kocaman bir bahşişi hak ediyormuş. ...tüm Nortwell tırlarının listesini görmek isterdim. | Alphas-2 | 2011 | |
| 26 52 is on 95. | 26 52, 95 yolunda. | Alphas-2 | 2011 | |
| South? Yep, heading south. | Güneye doğru mu? Evet, güneye doğru. | Alphas-2 | 2011 | |
| There's no way we can | Tüm tırlara aynı anda bakmamızın... | Alphas-2 | 2011 | |
| cover all those trucks at once, | ...imkânı bile yok. | Alphas-2 | 2011 | |
| even if I can convince someone that I'm right. | Birilerini haklı olduğuma inandırsam dahi olmaz. | Alphas-2 | 2011 | |
| I think you're right. | Bence haklısın. | Alphas-2 | 2011 | |
| I write them. | ...onları yazıyorum da. | Alphas-2 | 2011 | |
| My friends trust me. | Arkadaşlarım bana güveniyor. | Alphas-2 | 2011 |