Search
English Turkish Sentence Translations Page 3631
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Onu buldun mu? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Diallo güvenli evi havaya uçurduğu zaman, Amerikalı kadın bulundu mu? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Onunla konuştun mu? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| You've spoken to Aslam? | Aslam'a söyledin mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Where is he? Tell me now. | O nerede? Şimdi söyle bana. Yardım edebilir miyiz? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Çok afedersiniz. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| See now, you are scaring the children. | Bak şimdi, çocukları korkutuyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Bu kaba yaratığa aldırmayın. 1 | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Nasıl yardım edebilirim? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| 1 | Ben büyük bir hayranınızım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Şovunuzu dün gece izledim ve çok etkilendim. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Onu buldunuz mu? Yeğeninizi? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Arkadaşım Luc, Aslam hakkında bir şeyler biliyor, ama söylemiyor... | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| ve arkadaşım çocukla gelen kadın hakkında bir şey biliyor... | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| ve o da bana bir şey söylemiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Belki sen ikimiz için bunu açıklayabilirsin. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Arkadaşım hakkında ne düşünüyorsunuz? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Aslam'ın nerede olduğunu biliyor musun? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Ben mi? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Kadın nerde, ben nerden bileyim? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Kadını sormadım... | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Hayır. Elbette. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Çocuğun nerede olduğunu bilmiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Gitmeliyim. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Umarım çocuğu bulursunuz. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Teşekkürler. Teşekkürler. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Seydou? | Seydou? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Seydou, what's wrong? What happened? | Seydou, sorun ne? Ne oldu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Nothing. Aslam not there. | Hiçbir şey. Aslam orada değil. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hasn't come back. | Geri gelmemiş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| There was a man. | Bir adam vardı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Someone I didn't know. | Tanımadığım birisi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He was suspicious. | Kuşku duyulacak biri. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I may have said something. | Bir şey söylemiş olabilirim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That... that's okay. | Bu... bu önemli. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Can you describe him? What did he look like? | Onu tarif edebilir misin? Neye benziyordu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| White, medium tall, French. | Orta boylu, beyaz, Fransız. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Uzun saçlı mıydı? Kahverengi? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Çok üzgünüm. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Yes. You must leave. | O burada. Evet. Gitmelisin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Awa, onun dikkatini dağıt... Yavaş ol. Yavaş ol. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| You must leave. This way. | Gitmelisin. Bu taraftan. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yaptığın her şey için teşekkür ederim. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Muhtaç birinden yüz çevirebilir miyim? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Orda kimse yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Sergeant Ballard, at long last. | Çavuş Ballard, en sonunda. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yanlış kişiye çattınız. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| I don't think so. | Yanlış kişiye çattınız. Sanmıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hello, Odelle. | Selam, Odelle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We have so much to discuss. | Konuşacak çok şeyimiz var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The boy is safe and sound. | Çocuk sağ salim ve güvende. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You can see him if you like | Bana nedenini açıklar açıklamaz... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| as soon as you explain to me why... | Eğer istersen onu görebilirsin... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You take me to the boy or I kill you. | Beni çocuğa götür yoksa seni öldürürüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How far? Ten minutes. | Ne kadar? On dakika. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Takes any longer than that, I shoot your face off. | Seni yüzünden vurmam bundan daha uzun süre alır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'll keep that in mind. What did you do to him? | Bunu aklımda tutacağım. Sen ona ne yaptın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He didn't just give you the flash drive. | O sadece size flash belleği vermedi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I saved his ass, for your information. | Ben senin bildiklerin için onun kıçını kurtardım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I nursed him back to health when I found him | Onu çölde neredeyse ölü buldum, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| almost dead in the desert. | onu sağlığına kavuşturdum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I need a cell phone. | Bir cep telefonuna ihtiyacım var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I need a cell phone. Here. | Bir cep telefonuna ihtiyacım var. Burda. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're a drug dealer? | Sen uyuşturucu satıcısısın değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I prefer the term facilitator. | Ben "kolaylaştırıcı" demeni tercih ederim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| One that works. | Çalışan birini ver. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who the hell are you calling? | Yahu sen kimi arıyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Home. | Evimi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That's a big mistake. | Bu büyük bir hata. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You'll get us killed. | Bizi öldürteceksin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Are you listening? | Beni dinliyor musun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This is Colonel Glen. | Ben Albay Glen. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Odelle, is that you? | Odelle, sen misin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Odelle, we've been extremely worried. No, I wanted to talk... | Odelle, son derece endişeliyiz. Hayır, ben konuşmak istedim... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I was calling... We intercepted the call. | Aradım... Biz çağrı aldık. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Odelle, we need to get you to safety. | Odelle, seni güvenli bir yere götürmeliyiz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You are in grave danger, Sergeant. | Büyük tehlike altındasın, Çavuş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm the only one who can protect you. | Seni koruyabilecek tek kişi benim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Tell me exactly where you are in Bamako. | Tam olarak Bamako'nun neresinde olduğunu söyle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Shame on you. | Yazıklar olsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| NSA, yes? | NSA, değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Now they now you're alive and where you are. | Şimdi yaşadığını ve nerede olduğunu biliyorlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Come on, no more calls. Not on my phone. | Hadi, daha fazla konuşma. Telefonumla arama. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I said not on my phone! | Telefonumla arama dedim! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| New York Times, Lütfen. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| En yakın büro.. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Listen to me. You may want the world | Beni dinle. Hayatta olduğunu... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| to know you're alive, but I don't. | bütün dünyabilsin istiyorsun, ama bilmiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Trust me, the world treats you better when you're dead. | İnan bana ölümün, dünyaya zevk verecektir. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And finally this week, the story that has stirred | Ve nihayet bu hafta, çok tartışmalara yol açan... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| so much controversy is put to rest. | bu hikaye gündeme geldi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sergeant Odelle Ballard is buried with honor. | Çavuş Odelle Ballard onuruyla gömüldü. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Poor family. | Zavallı aile. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's so tragic. | Çok trajik. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| "Seni bir an önce görmek istiyorum" | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| I thought you were going in late today. | Bugün geç gideceğini sanıyordum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Meeting. Just got word. | Toplantı haberini yeni aldım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So this is over? | O iş bitti mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Things will be getting better now? | Artık her şey daha iyi olacak mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm still not convinced. Are you? | Hala ikna olmadım. Ya sen? | American Odyssey-1 | 2015 |