Search
English Turkish Sentence Translations Page 3662
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
And all of the people I've killed... | İnsanların tümünü ben öldürdüm... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Not killed by you. | Yok sen yapmadın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Not your fault. | Senin bir suçun yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
And you. | Ve senin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You have to stop. | Durdurmak zorundasın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I can't. You know... | Yapamam. Durdurmayı bilirsin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Make it stop. Make it... You know... | Durdur şunu. durdur... Biliyorsun... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You know what you did. | Ne yaptığını biliyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I killed you. | Beni sen öldürdün. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Now, you have to die. | Şimdi de senin ölmen gerekiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Now are you ready? | Şimdi hazır mısın? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Sassel Beach. | Sassel Plajı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
En kısa zamanda. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Sağolun. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Where the hell were you? | Hangi cehennemdeydin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I hope you didn't screw this up. | Umarım, bir hata yapmadın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You got your wish. | İstediğin oldu. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Odelle is dead. | Odelle öldü. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Your problems are solved. | Sorunların çözülmüş oldu. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Slow down. We need to talk. | Yavaş ol. Konuşmalıyız. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
There is nothing left to say. | Söyleyecek bir şey kalmadı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I never want to see you again. | Seni bir daha görmek istemiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You killed her! | Onu öldürdün! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Odelle is dead. We trusted you, and you killed her! | Odelle öldü. Sana güvendik ama sen onu öldürdün! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I can explain. Leave me alone! | Açıklayabilirim. Beni rahat bırak! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Calm down. I can explain. Leave me! | Sakin ol. Açıklayabilirim. Bırak beni! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Explain what? | Neyi açıklayacaksın? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Let me guess. Osela. | Dur tahmin edeyim. Osela. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
And you are the white man traveling with Odelle Ballard. | Sen Odelle Ballard ile seyahat eden beyaz adamsın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Show me. | Bana göster. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Not a problem. | Sorun yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Where'd you find this place? | Burayı nereden buldun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Belongs to an editor friend. She's in Florida. | Editör bir arkadaşıma ait. O Florida'da. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
We have it all to ourselves. | Hepsi bize ait. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Sorry. Sorry. | Özür. Özür. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Where's Christine? She sick? | Christine nerede? O hasta? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Um... no. | Um... hayır. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
She's been reassigned. | O başka bir yere atandı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Mr. Decker, I'm... | Mr. Decker, ben... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What the hell is going on? | Neler oluyor? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I was just told to pack up your things. | Sadece eşyalarınızı toplamam söylendi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
If you showed up, I was supposed to call security, | Eğer ortaya çıkarsan, dışarı attırmak için güvenliği aramam gerekiyordu. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
But maybe if you just leave... | Ama belki, eğer kendiniz giderseniz... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Mr. Decker... | Mr. Decker... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Mr. Decker, you can't go... | Mr. Decker, giremezsin... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Perfect. The puppet and his puppeteer. | Mükemmel. Kukla ve kuklacı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Peter, there's no sense in dragging this out. | Peter, bunu uzatmanın bir anlamı yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The decision's been made. | Karar verildi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Maybe we should consult Mr. Baker on it, hmm? | Belki Mr. Baker'a danışmalıyız, ha? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm calling security. | Güvenliği arıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Frank, would you give us a moment? | Frank, bize bir dakika izin verir misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You violated the terms of our arrangement, Peter. | Anlaşmamızın koşullarını çiğnedin, Peter. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I brought Tsaldari back to New York | İstediğin gibi New York'a Tsaldari'yi geri getirdim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I know what you've been doing. Yusuf Qasim... | Ne yaptığını biliyorum. Yusuf Qasim... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Tsaldari was intrigued by him. | Tsaldari onun ilgisini çekmişti. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I knew he was a waste of time. I needed her to trust me. | Zaman kaybı olduğunu biliyordum. Onun bana güvenmesi gerekiyordu. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I... I've made progress with her. | Ben... onunla ilerleme kaydettim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You still need me. | Hala bana ihtiyacın var. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Time's up, Peter. The election is over. | Zaman doldu, Peter. Seçim sona erdi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The election's not till tomorrow. I can still... | Seçim yarın. Ben hala... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Peter, she is going to win. | Peter, o kazanacak. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
She is the next Greek prime minister. | O bir sonraki Yunanistan Başbakanı olacak. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
But don't you worry. Situation's under control. | Ama sen merak etme. Durum kontrol altında. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Your services are no longer required. | Artık sana ihtiyacımız yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
She'll never agree to work with you. | O asla seninle çalışmayı kabul etmeyecek. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Not without me. Good bye, Peter. | Bensiz yapmaz. Güle güle, Peter. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Best of luck finding yet another career. | Başka bir iş bulmanda sana iyi şanslar. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
She's inside that hut. Good luck to you. | O bu kulübede. İyi şanslar sana. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No, no, no, no. | Yo, yo, yo, yo. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You go first. | Önce sen git. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I don't do voodoo, man. | Büyü yapmıyorum, dostum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You want her? You get her. | Onu istiyor musun? Onu almayı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Is this a trap? | Bu bir tuzak mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The man in there is a medicine man. | Oradaki adam bir tıp adamı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Bone in the nose, blood sacrifice. | Burun kemiği, kurbanın kanı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I don't get involved with that, man. | Böyle bir şeye bulaşmak istemiyorum, dostum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I mean, shoot me here if you like. | İstersen, beni burda vur, yani. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm not going in there. | Oraya girmeyeceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The jump drive. The information you stole from Abbas. | Flash bellek. Abbas'tan çaldığın bilgiler. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You do not get to kill her. | Onu öldürmek için alamadın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I do. | Ben aldım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
And then I will kill you. | şimdi de seni öldürürüm. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Peter, what the hell are you doing? | Peter, sen ne yapıyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's 6:00 in the morning. | Daha sabahın altısı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Get in. | Gir. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Come on, spare the neighbors the sight of your legs. | Hadi, komşular bir tarafını görmeden. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You heard about Yusuf Qasim? | Yusuf Qasim'ı duydun mu? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, it's, uh, | Evet, zor olmadı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He had firsthand knowledge about SOC's dealings with al Qaeda. | El Kaide ile SOC ilişkilerinde hakkında onun ilk elden bilgisi vardı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I was trying to lock up his testimony, | Onun yeminli ifadesini almaya çalışıyordum, sonra o bunu yaptı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I thought you made a deal with Baker. | Baker ile bir anlaşma yaptığını sanıyordum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It was a stall to protect my family. | O ailemi korumak için bir duraktı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Buy time to find Yusuf. | Yusuf'u bulmak için zaman satın almalısın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I don't want Baker's blood money. | Baker'ın kanlı parasını istemem. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I want him in a prison cell. | Ben onun bir hapishane hücresine tıkıImasını istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Peter, take a hint from the universe. | Peter, evrenden bir ipucu al. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You're not going to win this. | Bunu kazanmaya gitmiyoruz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I have to. | Kazanmalıyım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Wake up. The Supreme Court has spoken. | Uyan. Temyiz Mahkemesi kararını açıkladı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Corporations are people, and they're all a holes. | Holdingler insana benzer. Hiçbiri beş para etmez. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |