Search
English Turkish Sentence Translations Page 3675
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Is there a problem, Sophia? | Bir sorun var mı, Sophia? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What are you waiting for? | Ne bekliyorsunuz? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I was just... | Sadece... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| hoping for better. | daha iyi olmasını umuyordum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Trust me when I tell you, Prime Minister Tsaldari, | Bana güvenin, Başbakan Tsaldari, söylediğim gibi, bu şimdiye kadar olanların en iyisi olacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Alex, may I have a word in my office? | Alex, ofisimde bir şey söyleyebilir miyim? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What is going on here? | Neler oluyor burada? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It didn't work out, Alex. | İşe yaramadı, Alex. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You failed. | Başarısız oldun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You underestimated her | Onu hafife aldın | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and now it's out to the world. | ve şimdi dünyaya çıktı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Everything Odelle Ballard knows about you | Odelle Ballard, senin ve SOC'un yaptığı herşeyi biliyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My company cannot be associated with your transgressions. | Benim şirketim senin günahlarınla ilişkilendirilemez. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You know that. Maybe... | Bunu sen de biliyorsun. Belki de... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You could... What? | Olabilir... Ne? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm afraid you're on your own. | Tek başına olmandan korkuyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She has proof? | Onun kanıtı var mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| A flash drive like yours, | Seninki gibi bir flash bellek, Abdul Abbas'ın bilgisayarından kopyalanmış. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It covers every transaction. | Her hareketi kapsıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That's... that's unbelievable. | Bu... bu inanılmaz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She... she survived all this with proof? | O... bu kanıtla hala hayatta mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We're planning a number of articles | Tek tek verdiğiniz bilgilere dayalı olmak üzere bir yazı dizisi planlıyoruz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Your name will be out there. | Senin adın da orada anılacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Uh, that's fine. The feds will find the same information. | Ah, sorun değil. Aynı bilgiler Federallerde de olacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'll try to get immunity from the Justice Department. | Adalet Bakanlığından dokunulmazlık almaya çalışacağım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Great, Peter, and thank you for this. | Çok iyi, Peter, bunun için teşekkür ederim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We'll be in touch. No. No, thank you. | Temas halinde olacağız. Hayır. Hayır, teşekkür ederim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Showing a history of Societel paying off | Neredeyse yirmi yıldır terörist grupların Societel tarafından desteklendiği görülüyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No word yet on the future of CEO Alex Baker. | Henüz CEO Alex Baker'in geleceği konusunda bir haber yok. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The question now is not whether he will resign, but when? | Şimdi sorun istifa edeceği değil, ne zaman edeceği? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This breaking news coming just weeks after | Sabah gelen haberlere göre | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Baker signed a four year contract extension | Baker haftanın ardından 100 milyon dolar değerinde bir bedelle sözleşmesini 4 yıl daha uzattı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The stock price of SOC... | SOC hisse senetlerinin fiyatı... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sophia. I I I just heard the news | Sophia. Ben ben ben Alex Baker hakkındaki haberleri yeni duydum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yeah. It's over. | Evet. O bitti. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How are you doing? | Nasıl hissediyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I don't know. A little numb. | Bilmiyorum. Biraz uyuşmuş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Peter, I'm calling to tell you the IMF | Peter, IMF'nin şimdiden harekete geçtiğini sana söylemek için aradım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| All of what my country owes | Ülkemin Societel'e borcunun tümü yazılı olacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We owe them nothing. | Onlara hiçbir şey borçlu değiliz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Huh. Congratulations. | Ha. Kutlarım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Not a bad first week as Prime Minister. | Başbakan olarak, ilk haftan kötü değildi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My country has a new debt to pay... | Ülkemin fedakarlığın için sana ödeyeceği yeni bir borcu var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I am leaving first thing tomorrow, | Yarın ilk iş gidiyorum, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| but I was hoping to begin to repay that debt. | ama bu borcun ödenmeye başlanacağını umuyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| May I bring you to dinner tonight? | Seni akşam yemeğine götürebilir miyim? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Is there anything left to say? | Söyleyecek bir şey var mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| There is always "good bye." | Daima "hoşça kal" var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| One dinner. It would mean a lot to me. | Bir akşam yemeği. Benim için çok şey ifade eder. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'll see you tonight 8:00 in your hotel. | Akşam 8:00'de otelinde görüşürüz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I was hoping I might have a word with you. | Umuyorum, seninle bir çift sözümüz vardır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Shall we walk? | Yürüyelim mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Such a tragedy, don't you agree? | Böylesi bir trajedi, öyle değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So, why are we talking? | Neden söz ediyoruz? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're a valuable asset, Peter. | Değerli bir varlıksın, Peter. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're smart, resourceful. | Akıllı ve beceriklisin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How you took down a Goliath organization | SOC gibi Callut bir organizasyonu nasıl yere çaldın ... İyi nişan alırım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Precisely why I want to keep you. | Seni bu yüzden tutmak istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No, you don't. | Hayır, istemiyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You knew what Baker was up to. | Baker'in ne yaptığını biliyordun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That makes you just as guilty. | Bu seni de suçlu yapar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| There's no evidence of that. | Bunun bir kanıtı yok. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So you're smarter. Still don't wanna work for you. | Yani zekisiniz. Sizin için çalışmak istemiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Look, stop fighting, Peter. | Bak, dövüşmeyi bırak, Peter. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Join me. I made that mistake once. | Bana katıl. O hatayı bir kere yaptım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yes. Peter Decker. | Evet. Peter Decker. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The man who never met a wrong he didn't want to right. | Hiç yanlış yapmayan adam düzeltmeyi kabul etmez. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You want to go back to the Justice Department. | Adalet Bakanlığı'na geri dönmek istiyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That's not gonna happen. | Böyle bir şey olmayacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What I had to do, even if I get immunity, | Yapmam gerekeni yapacağım, eğer dokunulmazlık alsam bile, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| the federal government is not forgiving. | federal hükümet affetmez. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm very close with James Sanchez, | Eski patronun James Sanchez ile çok yakınım. Her zaman bir şeyler yapabilirim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's good to have a friend at the Justice Department. | Adalet Bakanlığında iyi bir arkadaşım var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So we're right on schedule. Great. | Tam zamanında geldik. Harika. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Odelle should be downstairs waiting. | Odelle aşağıda bekliyor olmalı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Are you excited to see your mom? | Anneni göreceğin için heyecanlı mısın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yeah. I'm not sure why you're here, though. | Evet. Gerçi, neden burada olduğuna emin değilim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Uh, to capture the moment for millions of our readers. | Ah, milyonlarca okuyucumuz için anı yakalayacağım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I don't see her. | Onu göremiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Okay... Keep looking. Is she here? | Tamam... aramayı sürdür. O burada mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| There's a holding area. Look around. | Bura holding bölümü. Çevreye bak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Odelle! Mom? Mom! | Odelle! Annem? Anneciğim! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oh, my God. I love you. | Oh, Tanrım. Seni seviyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I love you so much. I love you, too. | Seni çok seviyorum. Ben de seni seviyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I missed you. I never believed them. | Seni çok özledim. Ben onlara hiç inanmadım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I love you. I love you, too. | Seni seviyorum. Ben de seni seviyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Did you speak to Isabel? | Isabel ile konuştun mu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I have. Everything's all set. | Evet. Her şey ayarlandı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What's all set? What's happening? | Ayarlananlar ne? Neler oluyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're, um... You're gonna go with this man | Sen... bu adamla gideceksin | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and he's gonna... He's gonna keep you safe. Okay? | O şey... seni güvende tutacak. Tamam mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What's going on? It's okay, honey. | Neler oluyor? Tamam, tatlım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What do you mean keep us safe? What's happening? | Bizi güvende tutmak ne demek? Neler oluyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Mommy? Um... | Anneciğim? Um... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I can't stay. | Kalamam. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What? Why not? | Ne? Neden olmasın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| There's gonna be an article written by a woman | Isabel Rainey adlı kadın gazeteci tarafından yazılacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You have to read it and believe it | Sadece gerçeği okumak ve ona inanmak zorundayız. Odelle... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're gonna hear a lot of lies... | Bir çok yalan duyacaksınız... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They're gonna say I'm a traitor, and... | Bir hain olduğumu söyleyecekler ve... | American Odyssey-1 | 2015 |