Search
English Turkish Sentence Translations Page 3771
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Doesn't matter what he said. | Onun ne söylediğinin bir önemi yok. Onun ne söylediğinin bir önemi yok. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
The charges are dropped. | Suçlamalar düşürüldü. Suçlamalar düşürüldü. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
What you think, David? | Ne düşünüyorsun, David? Ne düşünüyorsun, David? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Well, it's good news for you. | Senin için iyi haber. Senin için iyi haber. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
And your suit and the jury's verdict | Senin davan ve jürinin kararı Beckett'ı... Senin davan ve jürinin kararı Beckett'ı... | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
have forced Beckett to change his plans. | ...planlarını değiştirmesi için zorlayacak. ...planlarını değiştirmesi için zorlayacak. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
But the system isn't changing. | Ama sistem değişmeyecek. Ama sistem değişmeyecek. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
He could raid Arlington Springs tomorrow | Yarın Arlington Springs'i tekrar basabilir... Yarın Arlington Springs'i tekrar basabilir... | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
and start all over again. | ...ve her şey tekrar baştan başlayabilir. ...ve her şey tekrar baştan başlayabilir. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
He's not even throwing out the convictions | Gladys gibi baskı altında... Gladys gibi baskı altında... | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
of people like Gladys, | ...anlaşmaya zorlanan kişilerin... ...anlaşmaya zorlanan kişilerin... | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
who pled guilty under duress. | ...hala suçlu olduğunu söylüyor. ...hala suçlu olduğunu söylüyor. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
What does this have to do with Dee? | Bunun Dee ile ne alakası var? Bunun Dee ile ne alakası var? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
She filed the case against Beckett. | O Beckett'a karşı dava açtı. O Beckett'a karşı dava açtı. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
If she quits, the case is over. | Eğer vazgeçerse, dava kapanır. Eğer vazgeçerse, dava kapanır. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
So you expect her to keep going? | Devam edeceğini bekliyor musun? Devam edeceğini bekliyor musun? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
What you think? | Sence? Sence? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
If Dee wants to drop the case, now's the time to do it. | Eğer Dee davayı düşürmek istiyorsa, şimdi tam zamanı. Eğer Dee davayı düşürmek istiyorsa, şimdi tam zamanı. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
But what David's saying is true. | Ama David'in söylediği doğru. Ama David'in söylediği doğru. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Beckett's not gonna change. | Beckett değişmeyecektir. Beckett değişmeyecektir. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
The system's not gonna change. | Sistem değişmeyecektir. Sistem değişmeyecektir. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Y'all crazy. | Hepiniz çılgınsınız. Hepiniz çılgınsınız. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Dee got a custody hearing in front of this man. | Dee bu herifin önünde gözaltı sorgusuna çekildi. Dee bu herifin önünde gözaltı sorgusuna çekildi. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Would y'all please stop talking about "Dee" | Hepiniz "Dee" demeyi keser misiniz? Hepiniz "Dee" demeyi keser misiniz? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Iike I'm not here? | Sanki ben burada yokmuşum gibi... Sanki ben burada yokmuşum gibi... | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Just... I don't know. | Ben...ben bilmiyorum. Ben...ben bilmiyorum. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
There's a lot riding on this, | Bu mevzuda daha alınacak çok mesafe var, Bu mevzuda daha alınacak çok mesafe var, | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
but it's your family, | ama bu senin ailen, ama bu senin ailen, | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
your life. | senin yaşamın. senin yaşamın. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
This has got to be your decision. | Bu senin kararın olmak zorunda. Bu senin kararın olmak zorunda. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
I'm your lawyer. | Ben senin avukatınım. Ben senin avukatınım. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
I'll do what you want. | Sen ne istersen onu yapacağım. Sen ne istersen onu yapacağım. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Hello, Miss Roberts. | Merhaba Bayan Roberts. Merhaba Bayan Roberts. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Hello, sir. | Merhaba, bayım. Merhaba, bayım. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Cisco around? | Cisco buralarda mı? Cisco buralarda mı? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
He's in the kitchen. | Mutfakta. Mutfakta. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Cisco, how are you? | Selam, Cisco, nasılsın? Selam, Cisco, nasılsın? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Nice to meet you. | Tanıştığıma memnun oldum. Tanıştığıma memnun oldum. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Dee. | Hey, Dee. Hey, Dee. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
[stammers] | [kekeler] | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
[crying] | [ağlar] | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
[knocking on window] | [pencereye tıklar] | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
So they just up and threw you out? | Seni kaldırıp sokağa mı attılar? Seni kaldırıp sokağa mı attılar? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
[coughs] | [öksürür] | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
That's the law. | Kanun böyle. Kanun böyle. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Didn't think it would happen, | Böyle olacağını sanmıyordum, Böyle olacağını sanmıyordum, | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
but it did. | ama oldu. ama oldu. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Gladys, you can stay with me. | Gladys, benimle kalabilirsin. Gladys, benimle kalabilirsin. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
I got a little bedroom. | Küçük bir yatak odam var. Küçük bir yatak odam var. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
It wouldn't work anyhow. | Nasılsa işe yaramaz. Nasılsa işe yaramaz. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
They'd just throw you out too if they catch you. | Eğer seni yakalarlarsa seni de atarlar. Eğer seni yakalarlarsa seni de atarlar. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Gladys. | Gladys. Gladys. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Our case has been assigned to Judge C.W. Belmont. | Davamıza Yargıç C.W. Belmont atandı. Davamıza Yargıç C.W. Belmont atandı. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
He's as strict law and order as they come. | Kanuna ve nizama sıkı bağlıdır. Kanuna ve nizama sıkı bağlıdır. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Hasn't ruled against the police in over 1 5 years. | 15 yıldır polis aleyhine hiç karar vermedi. 15 yıldır polis aleyhine hiç karar vermedi. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
How many times has Beckett appeared before him? | Beckett onun karşısına kaç defa çıktı? Beckett onun karşısına kaç defa çıktı? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
At least a dozen times in the last five years alone. | Son beş yıldır en azından 12 defa çıkmıştır. Son beş yıldır en azından 12 defa çıkmıştır. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Then he's conflicted. | O zaman bizimle zıt görüşte. O zaman bizimle zıt görüşte. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
We move for a change of venue. | Davayı başka mahkemeye taşıyalım. Davayı başka mahkemeye taşıyalım. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
That's never gonna happen. | Bu asla olmayacak. Bu asla olmayacak. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Beckett knows the system. | Beckett sistemi biliyor. Beckett sistemi biliyor. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Belmont getting this case is no accident. | Belmont bu davayı kazaya kurban etmek istemez. Belmont bu davayı kazaya kurban etmek istemez. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
We gonna have to win this thing before it ever goes to trial. | Mahkemeye gitmeden önce bunu başarmak zorundayız. Mahkemeye gitmeden önce bunu başarmak zorundayız. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
They came in the middle of the night, | Gecenin bir yarısı onlardan, Gecenin bir yarısı onlardan, | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
two of them. | ikisi geldi. ikisi geldi. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
crack! | [patırtı] | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
One of them put a gun to my head, | Biri kafama silah dayadı, Biri kafama silah dayadı, | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
told me I was a worthless piece of shit | ölmeyi hak eden değersiz, ölmeyi hak eden değersiz, | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
and scum like me deserved to die. | aşağılık bir pislik parçası olduğumu söyledi. aşağılık bir pislik parçası olduğumu söyledi. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
I just laid there and took it. | Orada yatıyordum ve kabul ettim. Orada yatıyordum ve kabul ettim. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
The next day, they took me over to Mr. Beckett's office, | Ertesi gün beni Bay Beckett'in ofisine getirdiler, Ertesi gün beni Bay Beckett'in ofisine getirdiler, | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
and I was real ready to cooperate. | ve işbirliği yapmaya gerçekten hazırdım. ve işbirliği yapmaya gerçekten hazırdım. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Mr. Porter, what happened | Bay Porter, siz Bay Beckett'in... Bay Porter, siz Bay Beckett'in... | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
after you were taken to Mr. Beckett's office? | ...ofisine getirildikten sonra neler oldu? ...ofisine getirildikten sonra neler oldu? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
He told me about, | Bana 60 yıla mahkum... Bana 60 yıla mahkum... | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
that I know I could get 60 years and... | ...olabileceğimi ve beni görmekten... ...olabileceğimi ve beni görmekten... | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
he was real tired of seeing me. | ...gerçekten artık bıktığını söyledi. ...gerçekten artık bıktığını söyledi. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
So he was gonna watch for my no good drug head ass family. | Benim gibi müptela, düşkün birini ve ailesini artık kollamayacağını söyledi. Benim gibi müptela, düşkün birini ve ailesini artık kollamayacağını söyledi. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
So he threatened you and your family with jail terms? | Yani seni ve aileni hapisle mi tehdit etti? Yani seni ve aileni hapisle mi tehdit etti? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Did he threaten you with bodily harm? | Fiziksel zarar vermekle tehdit etti mi? Fiziksel zarar vermekle tehdit etti mi? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
He told me he'd make a phone call | Bana bir telefonla hapisteki... Bana bir telefonla hapisteki... | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
and get the biggest dicked son of a bitch he could find | ...en büyük penisli piç kurusunu bulup her gün... ...en büyük penisli piç kurusunu bulup her gün... | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
excuse my language, y'all, but these his exact words: | ...söylediklerimi bağışlayın, ama bana aynen böyle söyledi: ...söylediklerimi bağışlayın, ama bana aynen böyle söyledi: | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
"I'm gonna get you locked up, | "Seni deliğe tıktıracağım, "Seni deliğe tıktıracağım, | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
"and I'm gonna make a phone call | "ve bir telefonla hapisteki... "ve bir telefonla hapisteki... | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
"and get the biggest dicked son of a bitch I can find | ..."en büyük penisli piç kurusunu bulup hayatının... ..."en büyük penisli piç kurusunu bulup hayatının... | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
to screw you every day for the rest of your natural born life." | ...geri kalan her gününde seni becerttireceğim. " ...geri kalan her gününde seni becerttireceğim. " | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Those were his exact words? | Tam olarak böyle mi söyledi? Tam olarak böyle mi söyledi? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
That was his words to me, yes. | Bana söylediği buydu, evet. Bana söylediği buydu, evet. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Are you uncomfortable, Mr. Porter? | Rahat mısınız Bay Porter? Rahat mısınız Bay Porter? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Well, I said I didn't want him here. | Aslında onu burada istemediğimi söylemiştim. Aslında onu burada istemediğimi söylemiştim. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Who are you referring to? | Kimden bahsediyorsunuz? Kimden bahsediyorsunuz? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Him. | Ondan. Ondan. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
Let the record show | Bay Porter'ın Calvin Beckett'i işaret... Bay Porter'ın Calvin Beckett'i işaret... | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
that Mr. Porter has pointed at Calvin Beckett. | ...ettiği kayıtlara geçsin. ...ettiği kayıtlara geçsin. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
I'm always gonna be here, Eddie. | Ben hep burada olacağım, Eddie. Ben hep burada olacağım, Eddie. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
That's my rag. | Burası benim çöplüğüm. Burası benim çöplüğüm. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
I ain't going anywhere. | Hiçbir yere gitmiyorum. Hiçbir yere gitmiyorum. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
I was given a list of names. | Bana bir isim listesi verildi. Bana bir isim listesi verildi. | American Violet-1 | 2008 | ![]() |
By Beckett? | Bay Beckett tarafından mı? Bay Beckett tarafından mı? | American Violet-1 | 2008 | ![]() |