Search
English Turkish Sentence Translations Page 4096
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I love this one. | Bunu sevdim. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I know, it's... | Biliyorum, o... | Angels Sing-1 | 2013 | |
| They're wonderful, but of course... | Onlar harika ama... | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Who was it, honey? | Kimdi o, canım? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Who was it? Was it door to door salesmen? | Kimdi o? Pazarlamacı mıydı? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Oh. What'd ya get? Oh! | Oh. Ne aldın? Oh! | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Was it the Christmas girls? | Noel kızları mıydı? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Whoa, whoa. Wait, little man. | Bekle, ufaklık. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Whoa, whoa, no, come here, come here. | Gel buraya, gel bakalım. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Bye, Mom. | Hoşçakal, Mom. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Bye, honey. | Bye, tatlım. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| What am I gonna do without you? I don't know. | Ben sensiz ne yapacağım? Bilmiyorum. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I don't know, you're leaving me alone with him? | Beni onunla yalnız mı bırakıyorsun? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I know what I'm gonna do. I'm gonna get some sleep finally. | Sonunda az uyuyabileceğim. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Yeah. Hey, do me a favor. | Evet. Hey, bana bir iyilik yap. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I need you to take care of Grandpa for me. | Büyükbabaya göz kulak ol benim için. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Okay. You promise? | Tamam. Söz mü? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Promise. All right, man, give me a hug. | Söz. Pekala. Sarıl bakalım bana. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I love you. Love you too, Dad. | Seni seviyorum. Ben de seni, baba. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Be safe, now. I will. | İyi bak kendine. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| All right. Okay. I love you, Mom. | Peki. Tamam, seni seviyorum, anne. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Call us. Okay. | Bizi ara. Tamam. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Have a fun time, most of all. | Sana iyi eğlenceler. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Yep, okay, I'll... See you whenever I get back. | Evet, gelince görüşürüz artık. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Ho. | Ho. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Ho. | Ho. (*NOEL BABA GÜLÜÅÜ*) | Angels Sing-1 | 2013 | |
| You think you might think about putting up some lights this year? | Bu yıl yeni ışıkları asmayı düşünemez misin? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Just because of the new house and it'd be so fun for David. | Ev yeni olduğu için diyorum ve David için de eğlenceli olur. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Maybe? | Belki? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I'll get it. It's for you. | Ben bakarım. Sanadır. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Howdy, Michael. | Merhaba, Michael. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| What is that, Griffin? | O nedir, Griffin? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| It's a ladder. | Bir merdiven. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| You know, I got to thinking I bet I know why Michael hadn't put his lights up yet. | Michael ışıkları neden henüz asmadı biliyorum dedim. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| He needs a ladder. | Bir merdivene ihtiyacı var. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I don't. | Hayır, yok. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| So, you have one already? | Yani, zaten var mı? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Michael, Christmas here on Live Oak Lane is really something special. | Michael, Live Oak Yolunda Noel özel bir olaydır. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Everybody's included. | Herkes dahildir. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| We got a Jewish family, a Muslim family, there's a family from India. | Yahudi, Müslüman bir ailemiz var. Hindistandan da bir aile var. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Heck, they got a Santa Clause with four arms and three eyes. | Dört kollu üç gözlü Noel Babaları var. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| It'll blow your mind. | Aklını başından alacak. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Look, Michael. | Bak, Michael. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| These lights and these decorations mean a whole lot | Bu ışıklar ve süslemeler birçok insan için | Angels Sing-1 | 2013 | |
| to a whole lot of people. | çok şey ifade ediyor. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Last year, a family flew here all the way from Japan, just to see 'em. | Geçen yıl, Japonya'dan bir aile sırf onları görmek için uçakla geldiler. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I don't mean to poke my nose into your business... | İşine burnumu sokmak istemem | Angels Sing-1 | 2013 | |
| But... Then don't. | ama... O zaman sokma. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Boy, you don't think we have enough lights up there, already? | Yeterince ışığımız yok mu zaten sence? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| No way. | Hayır. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Let's put them all up. | Hadi hepsini asalım. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| You know, I haven't used these lights for a long time. | Bilirsin, uzun süredir bu ışıkları kullanmadım. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Maybe we better test 'em. | Onları test etsek iyi olur belki. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| They still work. | Hala çalışıyorlar. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I'll bet these lights haven't been used since... | Bahse girerim bu ışıklar baban, amcan ve ben | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Since your father, your uncle and I used them. | onları kullandığımızdan beri kullanılmamıştır. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| My dad used to help you put Christmas lights up? | Babam Noel ışıkları asmada sana yardım mı ederdi? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| He sure did. | Tabii ki ederdi. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I remember one Christmas, | Bir Noel'i hatırlıyorum da, | Angels Sing-1 | 2013 | |
| when the three of us put up so many lights, the roof sagged! | üçümüz o kadar ışık asmıştık ki çatı çökmüştü. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| No, it didn't. | Çökmemiştir ya? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| It did. | Çökmüştü. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| And then, your father said, we have to remember Burp, Snort, and Poot. | Sonra baban dedi ki Burp, Snort ve Poot'u unutmayalım. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| So, up they went on the roof | Bunun için çatıya çıktılar | Angels Sing-1 | 2013 | |
| and the roof sagged even more. | ve çatı daha da çok çöktü. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Till everyone had to crawl around on their hands and knees. | Herkes elleri ve dizleri üzerinde emeklemek zorunda kalmıştı. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| One more question. | Bir soru daha. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Are there gonna be camel rides through the neighborhood for the kiddos? | Çocuklar için mahalle içinde deve sürüşü olacak mı? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Sorry, mister. | Üzgünüm, bayım. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Well. He insists on doing his packing all by himself. | Eşyalarını kendi hazırlama konusunda ısrarcı. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| He told me, "Grandma, I'm not a little kid anymore!" | Bana "Büyükanne, ben artık bir çocuk değilim" dedi. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Hey, what's this? | Bu da ne? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I thought I might take it with us | David'i Austin'e geri götürdüğümüzde | Angels Sing-1 | 2013 | |
| when I drive David back up to Austin. | yanımıza onu da alabilirim diye düşünmüştüm. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| What? Give it to Michael. | Ne? Onu Michael'a ver. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Just in case. | Ne olur ne olmaz. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Oh, honey, you think that's a good idea? | Oh, tatlım. Sence bu iyi bir fikir mi? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I don't have any others left, darling. | Başka fikrim yok, canım. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Hey, Grandpa, I just thought of something. | Hey, büyükbaba. Aklıma bir şey geldi. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Maybe we could wait a few hours before we drive back. | Geri dönmeden önce birkaç saat bekleyebiliriz. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Till after dinner. | Akşam yemeği bitimine kadar. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| And why would we wanna do that? | Neden öyle bir şey yapalım ki? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Well, because then we could see the lights on the house lit up before I go. | Çünkü o şekilde, ben gitmeden önce, evdeki ışıkların yanışını görebiliriz. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Your father won't like it, David. | Bu babanın hoşuna gitmez, David. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I told him I'd have you home before dark. | Hava kararmadan seni eve götüreceğimi söylemiştim. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Yeah, but we'd only be there just a tiny bit after dark. | Evet ama hava karardıktan çok az sonra orada oluruz. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| So he'll only be a tiny bit mad. | O da çok az sinirlenmiş olur. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Please, Grandpa. | Lütfen, Grandpa. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| We worked so hard on the lights and... | Işıklar için çok uğraştık ve... | Angels Sing-1 | 2013 | |
| It'll be my only chance to really see them. | onları görmek için benim tek şansım bu olacak. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Five minutes at dusk. | Akşam karanlığını beş geçe. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Not a minute longer. | Bir dakika bile geciktirmeyiz. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| How you doing? BARISTA: Hey! | Nasılsın? Merhaba! | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Medium black coffee to go. Thank you. | Orta şekerli sütsüz kahve. Teşekkürler. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Would you like to try our Christmas gingerbread latte? MICHAEL: No, thanks. | Noele özel zencefilli lattemizden denemek ister misiniz? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| Ah. Our holiday eggnog hot chocolate? | Tatil eggnog sıcak çikolatamız peki? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| How about our festive peppermint candy cane tea | Naneli şekerleme festival çayımıza ne dersiniz? | Angels Sing-1 | 2013 | |
| made with real... I just wanna get a black coffee. | Gerçek... Sütsüz kahve isitiyorum sadece. | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I don't... I don't want a bow on it. I don't want it... I just... | Üzerinde fiyonk olsun istemiyorum, sadece... | Angels Sing-1 | 2013 | |
| I just want a cup of black coffee to go. | sütsüz bir kahve istiyorum. | Angels Sing-1 | 2013 |