• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 4398

English Turkish Film Name Film Year Details
Come here. Buraya gel. Yanıma gel. Antique-1 2008 info-icon
I need to go home! Eve gitmem gerek! Eve gitmeliyim! Antique-1 2008 info-icon
I'm sorry, Mister. Üzgünüm bayım. Üzgünüm, bayım. Antique-1 2008 info-icon
Go on. You weren't my son anyway. Devam et. Hiçbirşekilde benim oğlum değildin. Git. Ne de olsa benim oğlum değilsin. Antique-1 2008 info-icon
Are you dying? Ölüyor musunuz? Ölüyor musunuz? Antique-1 2008 info-icon
I killed a man! Bir adamı öldürdüm! Birini öldürdüm! Antique-1 2008 info-icon
Go! Go somewhere! Git! Biryerlere git! Git! Git buradan! Antique-1 2008 info-icon
Hurry. Go back home! Acele et. Eve geri git! Acele et. Evine dön! Antique-1 2008 info-icon
And forget... Ve unut... Ve unut... Antique-1 2008 info-icon
Go home! Go on! Eve git! Devam et! Evine git! Hadi! Antique-1 2008 info-icon
Go and forget. Forget it all. Git ve unut. Tüm herşeyi unut. Git ve unut. Her şeyi unut. Antique-1 2008 info-icon
Forget it all. Go and forget. Hepsini unut. Git ve unut. Her şeyi unut. Git ve unut. Antique-1 2008 info-icon
Forget it all! Forget it all! Hepsini unut! Hepsini unut! Her şeyi unut! Her şeyi unut! Antique-1 2008 info-icon
No! Please... Stop... Hayır! Lütfen... Durun... Hayır! Lütfen... Dur... Antique-1 2008 info-icon
Stop it! Stop it! Stop... Kes şunu! Kes şunu! Dur... Yapma! Yapma! Dur... Antique-1 2008 info-icon
I was... I was only playing with him. Ben sadece... Ben sadece onunla oynuyordum. Ben... Ben sadece onunla oynuyordum. Antique-1 2008 info-icon
He was going to kill him after he fed him cake. Onu pasta ile besledikten sonra öldürecekti. Pastayla besledikten sonra çocuğu öldürecekti. Antique-1 2008 info-icon
He's a real psycho. O gerçek bir sapık. Gerçek bir psikopat. Antique-1 2008 info-icon
Their cakes are good, their cakes are bad... Onların pastaları güzel, Onların pastaları kötü... Pastaları güzel, pastaları kötü... Antique-1 2008 info-icon
Mother buys the wrong cake, he'd have a fit. Anne yanlış keki alır, o zıvanadan çıktı. Annesi yanlış pasta alınca, öfkeden kuduruyormuş. Antique-1 2008 info-icon
Looks like he even beat her around... Onu dövmüş gibi görünür... Anlaşılan onu bile dövüyormuş... Antique-1 2008 info-icon
Without you, he would've been the third victim. Sen olmasan, o üçüncü kurbanı olacaktı. Sen olmasaydın, o çocuk üçüncü kurban olacaktı. Antique-1 2008 info-icon
How is he? O nasıl? O nasıl? Antique-1 2008 info-icon
In the hospital. He's quite worn out. Hastanede. Oldukça bitkin. Hastanede. Epey bitkin durumda. Antique-1 2008 info-icon
Anyway, you saved the day. Sen, Günü kurtardın. Her neyse, iyi iş çıkardın. Antique-1 2008 info-icon
He'll be fine... O iyi olacak... O iyi olacak... Antique-1 2008 info-icon
Why aren't you working? Niçin çalışmıyorsunuz? Neden çalışmıyorsunuz? Antique-1 2008 info-icon
Slacking off, eh? Master! Tembellik mi ediyorsunuz? Şef! Kaytarıyorsunuz, öyle mi? Küçük Bey! Antique-1 2008 info-icon
Hey guys. Selam beyler. Hey çocuklar. Antique-1 2008 info-icon
The kid? Çocuk nasıl? Çocuk? Antique-1 2008 info-icon
He's fine. He's alive? O iyi. yaşıyor mu? İyi. Hayatta mı? Antique-1 2008 info-icon
Yeah. He's alive. Evet. O hayatta. Evet. Hayatta. Antique-1 2008 info-icon
Thank God... Allah'a şükür... Şükürler olsun... Antique-1 2008 info-icon
Sun woo's face was as if I had been kidnapped. Sun woo'nun yüzünde kaçırılan benmişim gibi bi ifade var. Sun woo'nun yüzünde, kaçırılan benmişim gibi bir ifade vardı. Antique-1 2008 info-icon
Aw, shucks. Boss! Oo, hadi be. Patron! Ah, kahretsin. Patron! Antique-1 2008 info-icon
Let's get back to work now. Hadi şimdi işimize geri dönelim. Hadi işimize geri dönelim. Antique-1 2008 info-icon
That's enough. Bu kadar yeter. Yeter. Antique-1 2008 info-icon
I said, let go! You little... Hadi gidelim dedim! Seni küçük... Yeter dedim! Sizi küçük... Antique-1 2008 info-icon
Did I get kidnapped? Idiots. Kaçırılan ben miydim? Salaklar. Ben mi kaçırıldım? Aptallar. Antique-1 2008 info-icon
Fortunately, the boy didn't forget everything like me. İyi ki, benim gibi herşeyi unutmadı. Neyse ki, çocuk benim gibi her şeyi unutmayacaktı. Antique-1 2008 info-icon
But he may remember far more terrible things. Fakat o daha kötü şeyleri hatırlayabilir. Ama belki de çok daha kötü şeyleri hatırlayacak. Antique-1 2008 info-icon
The house of a family with generations of doctors... Doktorların soyundan bir ailenin evi... Nesiller boyu doktor yetiştiren bir ailenin evi... Antique-1 2008 info-icon
It makes a difference. Bu bir fark yaratıyor. Bu işi değiştirir. Antique-1 2008 info-icon
Antique furniture and all. It's very nice, sir. Antika mobilya ve tümü. Bu çok hoş efendim. Dahası eşyalar antika. Burası çok hoş, efendim. Antique-1 2008 info-icon
You've made up your mind this time? Where will you be going? Bu sefer kafanızı toparladınız mı? Nereye gideceksiniz? Bu sefer kararınızı verdiniz mi? Nereye gideceksiniz? Antique-1 2008 info-icon
To Pusan. Pusan'a. Pusan'a. Antique-1 2008 info-icon
Wow! vaay! Böh! Antique-1 2008 info-icon
It's from France. Fransa. Fransa'dan gelmiş. Antique-1 2008 info-icon
France? Fransa? Fransa mı? Antique-1 2008 info-icon
It's for the squirt. Bu bücür için. Bücür için. Antique-1 2008 info-icon
Me? Benim mi? Bana mı? Antique-1 2008 info-icon
He better not be trying to take both of you this time. Bu sefer sizin ikinizi birden almayı denemese iyi eder.. Bu sefer ikinizi birden götürmeye çalışmasa iyi olur. Antique-1 2008 info-icon
What... Ne... Ne... Antique-1 2008 info-icon
What is it? O ne? Bu da nedir? Antique-1 2008 info-icon
He's inviting Gi beom to the atelier? O, Gi beom'u atölyeye mi davet ediyor? Gi beom'u atölyesine mi davet ediyor? Antique-1 2008 info-icon
Me? Beni mi? Beni mi? Antique-1 2008 info-icon
It's the greatest atelier ever. Gelmiş geçmiş en büyük atölye. Görebileceğin en harika atölyedir. Antique-1 2008 info-icon
What do you mean? He can't even speak! Ne demek istiyorsun? Dilim tutuldu! Ne demek istiyorsun? Konuşamıyor bile! Antique-1 2008 info-icon
It doesn't matter. Önemli değil. Sorun değil. Antique-1 2008 info-icon
With his skills, he won't have to. Yetenekleri ile, mecbur kalmayacak. Yeteneği sayesinde, buna ihtiyacı olmayacak. Antique-1 2008 info-icon
You want to? It'll be lots of fun. İster misin? Oldukça eğlenceli olacak. İster misin? Çok eğlenceli olacaktır. Antique-1 2008 info-icon
Oui, Chef! Oui, Şef! Oui, Şef! Antique-1 2008 info-icon
Good. This is great. İyi. Bu harika. Güzel. Bu harika. Antique-1 2008 info-icon
Why do you always exclude me from these things? Neden her zaman beni bu şeylerin dışında tutuyorsun? Neden her zaman beni bu işlerin dışında bırakıyorsunuz? Antique-1 2008 info-icon
I won't allow it. Look at your pathetic cakes. buna izin vermeyeceğim. şu komik pastalarına baksana. İzin vermiyorum. Şu zavallı pastalarına bak bir hele. Antique-1 2008 info-icon
Come on, Jin hyuk. What? Hadi, Jin hyuk. Ne? Hadi ama, Jin hyuk. Ne? Antique-1 2008 info-icon
Jin hyuk. What? Jin hyuk. Ne? Jin hyuk. Ne? Antique-1 2008 info-icon
That means yes! Bu evet demek! Bu evet demektir! Antique-1 2008 info-icon
It'll pass. Geçecek. Bu işe yarar. Antique-1 2008 info-icon
You little fuckers! Seni küçük serseri! Sizi piç kuruları! Antique-1 2008 info-icon
Get up, already! Uyan artık! Kalk artık! Antique-1 2008 info-icon
Master Jin hyuk. Huh? Şef Jin hyuk. Ne? Küçük Bey Jin hyuk. Hah? Antique-1 2008 info-icon
Going somewhere? Bir yerelere gidelim mi? Bir yere mi gidiyorsun? Antique-1 2008 info-icon
Thanks for everything, Master. Herşey için teşekkürler şef. Her şey için teşekkürler, Küçük Bey. Antique-1 2008 info-icon
You going back to the main house? Asıl eve geri dönecek misin? Ailemin evine mi dönüyorsun? Antique-1 2008 info-icon
No. I can't impose again. Hayır. Tekrar kasamam. Hayır. Tekrar yük olamam. Antique-1 2008 info-icon
I'm going to try being on my own now. Şimdi kendi kendime deneyeceğim. Şu andan itibaren kendi yolumu çizmeye çalışacağım. Antique-1 2008 info-icon
Waited all my life to hear those words. Tüm hayatım boyunca bu sözleri duymayı bekledim. Tüm hayatım boyunca bu sözleri duymayı bekledim. Antique-1 2008 info-icon
But why? Peki neden? Fakat neden? Antique-1 2008 info-icon
I'm not worried. About? Endişelenmiyorum. Ne için? Endişeli değilim. Ne hakkında? Antique-1 2008 info-icon
You're okay without me now. Şimdi bensiz iyisiniz. Artık ben olmadan da iyisin. Antique-1 2008 info-icon
Look who's talking! You sure you don't need me? Bakın şu konşana! Bana ihtiyacın olmadığından emin misin? Konuşana da bakın! Bana ihtiyacın olmadığına emin misin? Antique-1 2008 info-icon
I'm all right. Ben iyiyim. Ben iyiyim. Antique-1 2008 info-icon
I'll call when I settle down. Yerleştiğimde sizi arayacağım. İşleri yoluna koyduğumda seni ararım. Antique-1 2008 info-icon
Thank you, Master. Teşekkürler Şef. Teşekkürler, Küçük Bey. Antique-1 2008 info-icon
Are you sure you can do it on your own? Bunu kendi kendine yapabileceğinden emin misin? Kendi başına yapabileceğinden emin misin? Antique-1 2008 info-icon
Seriously, I don't mind! Ciddiyim, Umrumda değil! Gerçekten, benim için sorun değil! Antique-1 2008 info-icon
I said, I don't mind! Umrumda değil dedim! Benim için sorun olmadığını söyledim ya! Antique-1 2008 info-icon
It's so lonely... Çok yalnız... Yalnız hissettim birden... Antique-1 2008 info-icon
No beautiful garcon... Güzel erkek yok... Güzel garson bile yok... Antique-1 2008 info-icon
What will I live for now? Şimdi ne için yaşayacağım? Ne için yaşayacağım ben? Antique-1 2008 info-icon
What, I'm not enough for you? Ne, Senin için yeterli değil miyim? Ne, senin için yeterli değil miyim? Antique-1 2008 info-icon
You've got a dynamic hottie right here. Burada çok dinamik birisine sahipsin. Enerjik ve çekici biri var yanında. Antique-1 2008 info-icon
You know what? Dynamic? Ne olduğunu biliyor musun? Dinamik mi? Biliyor musun? Enerjik mi? Antique-1 2008 info-icon
I think your taste has changed a bit. Sanırım senin damak tadın biraz değişti. Bence zevklerin biraz değişmiş. Antique-1 2008 info-icon
What? Hasn't it? I'll be inside. Ne? öyle değil mi? İçeride olacağım. Ne? Değil mi? İçeride olacağım. Antique-1 2008 info-icon
I apologize, sir. What would you like? Özür dilerim efendim. Ne alırdınız? Üzgünüm, efendim. Ne istersiniz? Antique-1 2008 info-icon
This. Gateau au Opera. Bunu. Gateau au Opera. Bu. Gateau au Opera. Antique-1 2008 info-icon
One Opera it is. Bir Opera. Bir Opera öyleyse. Antique-1 2008 info-icon
It's the perfect season for the Opera. Opera için harika bir mevsim. Opera için uygun bir mevsim. Antique-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 4393
  • 4394
  • 4395
  • 4396
  • 4397
  • 4398
  • 4399
  • 4400
  • 4401
  • 4402
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact