Search
English Turkish Sentence Translations Page 4530
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Is everything that happens part of a larger plan? | Bu yaşanan her şey uzun vadedeki plânların bir parçası mı? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Or simply a succession of random occurrences? | Yoksa sadece tesadüfî gerçekleşen olayların birbirini izlemesi mi? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
I asked you to wait. | Beklemeni istemiştim. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
All fairy tales have rules. | Tüm peri masallarının kuralları vardır. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Which rules applied to this fairy tale? | Peki ya bu peri masalına hangi kural intikal etmiş? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
What were those oranges for? What did you think? | Şu portakallar neyin nesiydi? Sence? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
I thought maybe you had a vitamin deficiency. | Belki vitamin eksikliğin vardır diye düşünmüştüm. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
I was going to paint them. | Onları boyuyordum. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Why not just buy one, and paint it several times? | Neden sadece bir tane alıp defalarca boyamıyorsun peki? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
No two oranges are alike. | İki tane portakal birbirine benzemez. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
That's why you are here now. | İşte bu yüzden buradasın. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Did you come all the way here just to meet some Woman? | O kadar yolu sadece birkaç kadınla buluşmak için mi katettin? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Some random woman? | Rastgele birkaç kadın için? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
How did that guy at the café know who I was? | Kafedeki adam nasıl oluyor da benim kim olduğumu biliyor? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
He has seen one of my paintings, I think. | Sanırım tablolarımdan birinde görmüş olmalı seni. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
A painting you painted here? Of me? | Burada yaptıklarından birinde mi? Beni mi? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Where has he seen it? | Nereye gönderdi? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Jan Olav. | Jan Olav. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
How do you know my name? And where I live? | İsmimi nereden biliyorsun? Nerede yaşadığımı da? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Do you really not recognize me? | Sahiden tanımadın mı beni? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
No. Help me. Give me a hint. | Hayır, yardım et. Bir ipucu ver. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
How many squirrels have you known? | Hayatında kaç tane sincap tanıyorsun ki? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
I'm a squirrel. Is it you? | "Sincabım ben." Sen misin? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Of course! We were inseparable. | Tabii ki! Et ile tırnak gibiydik biz. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Why didn't you just tell me? | Neden söylemedin bana? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
I wanted you to rediscover me. The way I am now. Today. | Beni yeniden keşfetmeni istedim. İşte şimdi karşındayım. Bugün. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Do you believe in everlasting life? In life after death? | Ebediyete inanır mısın? Ölümden sonraki yaşama? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
No. We are a product of cosmic dust. It's a miracle we exist at all. | Hayır. Kozmik tozun birer ürünüyüz. Var olmamız bile bir mucize. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
We are only here this once. But that time is now. | Sadece bir defalığına buradayız. Fakat bu şimdiki zaman. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
I want to be here forever. Nothing is forever. | Sonsuza dek burada olmak istiyorum. Hiçbir şey sonsuza dek gitmez. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
I believe that the moment is the only eternity there is. | Ebediyetin olduğu zamanın şimdi olduğuna inanıyorum. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Where do you live? At a hostel for young girls. | Nerede yaşıyorsun? Genç kızların kaldığı bir pansiyonda. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Catholic. It's lovely. Wow. A convent? | Katolik. Çok hoş. Vay. Kadın manastırı mı yani? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
A fortress. No boys can get in there. | Bir hisar. Erkeklerin girmesi yasaktır. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
That sounds great. No, I'm kidding. | Kulağa çok hoş geliyor. Tamam, şaka yapıyorum. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
It's impossible. Do we have to sleep? | Bu imkânsız. Beraber uyuyabilir miyiz? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
I have to leave tomorrow. What? Why? | Yarın gitmek zorundayım. Ne? Neden? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Physiology finals in two days. And you're here? | İki gün sonra fizyoloji finalim var. Ve sen buradasın? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
What did you say about eternity? That the moment is now? | Ebediyet hakkında ne demiştin sen? Şimdiki zamandan mı bahsetmiştin? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
The shooting star? | Yıldız kaymasını mı? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
That means we can make a wish. | Bu da dilek tutabileceğimiz anlamına geliyor. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
It can also mean that someone's going to die. | Ayrıca birisinin öleceği anlamına da geliyor. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Imagine how brief a human life is, Georg. | Bir insan yaşamının ne kadar kısa ve öz olduğunu düşün, Georg. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
It takes billions of years to create a man. | Bir insanı yaratmak milyar yıllar alıyor. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
But only a matter of seconds to die. | Ölmekse saniyeler. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Stella. The sky is clearing. Do you want to come out? | Stella. Gökyüzü açık. Gelmek ister misin? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Look! It's freezing out here. | Bak! Çok soğuk yahu burası! | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Think we'll see that comet? With a little bit of luck. | Kuyruklu yıldızı mı göreceğiz? Şansımız yaver giderse. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Are you the lucky type? | Şanslı biri misindir? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Maybe? | Belki de. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
How about your dad? Did he get lucky with the Orange Girl? | Peki ya baban? Portakal Kız ile şansı yaver gitti mi? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Did they end up together? | Birleştiler mi? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
The Orange Girl was, or is... | Portakal Kız... | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
She turned out to be my mother. | ...birden annem oldu çıktı karşıma. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Now I know why she never found another man. | Artık neden başka bir adam bulmadığını da anlıyorum. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
True love lasts forever. | Gerçek aşk, sonsuza dek sürer. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Let me see. Move! You have to let me see. | Bir bakayım. Çekil! İzin ver de bir bakayım! | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Holy shit. | Vay anasını ya! | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Did you make a wish? Mhm. | Dilek tuttun mu? Evet. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
But it's a secret. How about you? | Ama sır, söyleyemem. Ya sen? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
I've got you now. | Yakaladım seni. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Are you allright? Sure I'm fine. Just a little wet. | İyi misin? İyiyim. Birazcık ıslandım o kadar. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Want to go back to the telescope? No, I think I head inside. | Teleskobun başına dönmek ister misin? Hayır, sanırım artık içeri girmeliyim. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
How far is the train station? You need a couple of hours. | Tren istasyonu ne kadar uzaklıkta? Birkaç saat. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Are you leaving? Yeah. I have to go home. | Gidiyor musun? Evet. Eve gitmeliyim artık. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
I'm catching the 11 o'clock train. | Saat 11 trenini kaçırıyorum. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
You only came for the comet, after all. I'm glad you got to see it. | Buraya yalnızca kuyruklu yıldızı görmeye gelmiştin. Gördüğün için de mutluyum. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Hi, Henrik. Yeah, it was incredible. | Selam, Henrik. Evet, mükemmeldi. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Awesome. You should have been there. | Harika. Orada olmalıydın. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
We got married that summer. | O yaz evlendik. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Some felt that was much too soon. | Bazı hisler daha çok yeniydi. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
But we had no time to lose. | Fakat kaybetmeye vaktimiz yoktu. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Imagine that you could choose if you wanted to be born. | Doğmak isteyip istemeyeceğini seçebileceğini hayâl et. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
But you would know | Ama hayatının... | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
that your life would only last a few short moments. | ...sadece birkaç küçük andan oluştuğunu bileceksin. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
And the better it would be to live, the worse it would be to die. | Yaşamanın daha iyi olacağını, ölmeninse daha kötü olacağını da bileceksin. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
What would you choose? | Neyi seçerdin? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Hi. Are you home already? I was expecting you tomorrow. | Selam. Geldin demek? Yarın bekliyordum seni. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
This is Jørgen. Veronika has told me all about you, | Bu, Jargen. Veronika senin hakkında her şeyi anlattı. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Strange that. I haven't heard shit about you. | Ne gariptir ki senin hakkında en ufak bir şey duymadım ben. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Georg. Shut up. Shit! | Georg. Kapa çeneni, kahretsin! | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Georg! | Georg! | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Georg. | Georg. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Open the door! How long have you known him? | Aç kapıyı. Onu ne kadar süredir tanıyorsun? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
A while. | Bir süredir. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
That letter was one long declaration of love for you. | Bu mektup senin için yazılmış bir aşk bildirisi. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Orange Girl, my ass. | Portakal Kız, başlarım ona! | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
No matter what you might think. | Ne düşündüğünün bir önemi yok. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
I loved your father. | Babanı sevdim. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
He was the love of my life. The love of your life? | Hayatımın aşkıydı. Hayatının aşkı mı? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
What about that other jerk? The love of your life, number two? | Peki ya şu diğer hergele? O da iki numaralı hayatının aşkı mı? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
How many do you intend to have? | Kaç tane olmasını hedefliyorsun? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Dad wrote about how he did everything to find you. | Babam bunu seni bulmak için her şeyi nasıl başardığını anlatmak için yazmış. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
You won't find love like that again, mom. Ever. | Bunun gibi bir aşkı bir daha bulamazsın, anne. Asla. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
No, Georg. | Hayır, Georg. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
But is there only one star in the universe? | Bu evrende sadece bir tane mi yıldız var? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
I didn't choose someone else over Jan Olav. | Jan Olav dışında başka birini seçmedim. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
He died from me too. | Benden dolayı hayatını kaybetti. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
You probably want to read that. | Muhtemelen okumak istersin. | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |
Remember I said I didn't remember anything about him? | Onun hakkında en ufak bir şey hatırlamıyorum demiştim. Hatırlıyor musun? | Appelsinpiken-1 | 2009 | ![]() |