Search
English Turkish Sentence Translations Page 4557
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| It's impossible... It must have been a descendant or somebody who looks like him. | Bu imkansız... Bu ona benzeyen birisi yada torunu olmalı. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I'd agree with you, except that the finger prints were perfect match. | Eğer parmak izi sonuçları uyuşmasaydı, bu konu da sana hak verirdim. | Aquaman-1 | 2006 | |
| And he's not the first one to come back. | Ve o tekrar gelen ilk kişi değil. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Come back from where? | Nereden tekrar gelen? | Aquaman-1 | 2006 | |
| That's what the project Nova aims to find out. | İşte Nova projesi de tam olarak bunu bulmayı hedefliyor. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I want you to join us Lieutenant. | Bize katılmanızı istiyorum teğmen. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Help unlock the mysteries of the Bermuda Triangle. | Bermuda Şeytan Üçgeni'nin gizemini çözmemizde yardım edin. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Sir, I'm a pilot... I don't know if I had any experience I could offer. | Efendim, Ben bir pilotum... En ufak bir tecrübem olsa inanın kabul ederdim. | Aquaman-1 | 2006 | |
| You have more experience than any of us. | Hepimizden daha çok tecrübeye sahipsiniz. | Aquaman-1 | 2006 | |
| You witnessed something extraordinary out there and you lived to tell the tale. | Orada olağan dışı bir şeye tanıklık ettiniz ve anlatınları birebir yaşadınız. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I don't believe a pilot with your impeccable record can be taken out of the sky | Hiçbir pilotun sizin gökyüzünde yaşadığınız riski atlatabileceğine inanmıyorum. | Aquaman-1 | 2006 | |
| by a sun flair or a freak mechanical failure Lieutenant. | İster bir güneş patlaması olsun isterse acayip bir manyetik ışık teğmen... | Aquaman-1 | 2006 | |
| Sir, I'm doing that to fly jets and served my country. | Efendim, ben jetleri uçuruyorum ve ülkeme hizmet ediyorum. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Not chase windmills. | Donkişotluk yapma peşinde değilim. | Aquaman-1 | 2006 | |
| This is not a fool's crusade. | Bu aptal bir haçlı seferi değil. | Aquaman-1 | 2006 | |
| This is a matter of national security. | Bu bir ulusal güvenlik meselesi. | Aquaman-1 | 2006 | |
| All these files contain pictures of people who vanished in the Bermuda Triangle. | Tüm bu dosyalar, Bermuda Şeytan Üçgeni'nde kaybolan insanların resimleriyle dolu. | Aquaman-1 | 2006 | |
| They are MRA's in an invisible war. And Tempest Key is the final line. | Onlar MRA* ile görünmez bir savaş içindeler. Tempest Key ise son cephe. | Aquaman-1 | 2006 | |
| If you want to see how real this is come with me Lieutenant. | Bunun gerçekten nasıl olduğunu görmek istiyorsanız, benimle gelin teğmen. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Eva you need to hit the road or you're never gonna to make you out of here before the storm. | Eva, hemen yola çıkman lazım. Yoksa fırtına geçmeden asla yola çıkamazsın. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I don't want to come back and find out our restaurant under water. | Geri geldiğimde burayı sular altında bulmak istemiyorum. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I got it, I got it... | Hallettim, hallettim... | Aquaman-1 | 2006 | |
| So I want you taking care of business and... | Seninle, iş yeri ve... | Aquaman-1 | 2006 | |
| ...We should talk to the bank about a lender upgrade to your boat. | ...teknenin borcuyla alakalı konuşmamız lazım. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Power lines have blown over. | Elektrik hattı zarar görmüş olmalı. | Aquaman-1 | 2006 | |
| No, it must be the circuit breaker. | Hayır, şalterden dolayı herhalde. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Light is still on the cabin Jack's. | Jack'in kulübesinin ışığı hala açık. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Are you sure you know what you're doing? Yeah, trust me. | Ne yaptığın konusunda bir fikrin var mı? Evet, güven bana. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Would it kill you to hold the flash light steady? | Feneri sabit tutsan ölür müsün? | Aquaman-1 | 2006 | |
| It's very funny, Eva. | Çok komik Eva. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Good night forever, Oren. | Sonsuza kadar iyi geceler Oren. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Sorry about your friend. But I'm more concerned about your life now. | Arkadaşın için üzgünüm. Ama senin hayatın konusunda daha çok endişeliyim. | Aquaman-1 | 2006 | |
| McCaffery... She got you, too? | McCaffery... Seni de mi yakaladı? | Aquaman-1 | 2006 | |
| Where is she taking us? | Bizi nereye götürüyor? | Aquaman-1 | 2006 | |
| Home. To Atlantis. | Eve. Atlantis'e. | Aquaman-1 | 2006 | |
| To be executed. | İdam etmeye. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Why haven't she got us already? | Niçin bizi burda öldürmüyor? | Aquaman-1 | 2006 | |
| You're a symbol of hope, Oren. | Sen umudun sembolüsün Oren. | Aquaman-1 | 2006 | |
| If they kill you, that hope dies too. | Eğer seni öldürürse, umutlar da yok olur. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I need water. My flask, it's in my boot. | Suya ihtiyacım var. Botlarımın içinde bir şişe var. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Smash it! | Kır onu! | Aquaman-1 | 2006 | |
| How do we take her down? We are doing anything. | Onu nasıl yenebiliriz? Hiçbir şey yapmıyoruz. | Aquaman-1 | 2006 | |
| You're getting off this boat. | Sen tekneden kaçıp gidiyorsun. | Aquaman-1 | 2006 | |
| No! That thing took my mom and attacked my friend. | Hayır! O yaratık annemi benden aldı ve arkadaşıma zarar verdi. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I'm not going anywhere until she's dead. | O geberene kadar hiçbir yere gitmiyorum. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I promised your father on his dying breath that i will project you. | Baban son nefesini verirken, seni sonsuza kadar koruyacağıma yemin ettim. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I'm not breaking my word now. | Bu yemini bozmaya niyetim yok. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Do you have any weapons? | Hiç silahın var mı? | Aquaman-1 | 2006 | |
| Nadia! | Nadia! | Aquaman-1 | 2006 | |
| Your aim's got better. | Daha iyi nişan alman lazım. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Where is Oren? Roast in hell you jelly bitch! | Oren nerede? Cehennemde kızar aşağılık sürtük! | Aquaman-1 | 2006 | |
| Now... Where is Oren? | Cevap ver... Oren nerede? | Aquaman-1 | 2006 | |
| Your mother can't protect you this time. | Artık annen seni koruyamaz. | Aquaman-1 | 2006 | |
| You'll find out. | Ne yaptığımı göreceksin. | Aquaman-1 | 2006 | |
| You're coming home, Oren. | Eve gidiyoruz Oren. | Aquaman-1 | 2006 | |
| No! | Bugün değil! | Aquaman-1 | 2006 | |
| Well done, Oren. | İyi işti Oren. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Your father would have been proud. | Baban seninle gurur duyardı. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I'm sorry, Eva. | Özür dilerim, Eva. | Aquaman-1 | 2006 | |
| How much do you remember Lieutenant Torres? | Ne kadar şey hatırlıyorsunuz Teğmen Torres? | Aquaman-1 | 2006 | |
| You know, that siren was just the beginning. | O deniz kızı sadece başlangıçtı, biliyorsun değil mi? | Aquaman-1 | 2006 | |
| There're creatures in the deep you couldn't imagine in your worst nightmares. | Orada en kötü rüyalarında bile hayal edemeyeceğin kadar korkunç yaratıklar var. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Oh, that's reassuring. Thanks a lot. | Bunu duyduğum iyi oldu. Çok teşekkürler. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I'm not here to make you feel good. | Buraya sana kendini iyi hissetirmek için gelmedim. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I'm here to prepare you for the worst. | Seni en kötüsüne hazırlamak için burdayım. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Look, we should've started your training years ago. | Eğitimine yıllar önce başlamamız gerekirdi. | Aquaman-1 | 2006 | |
| And let's then do it. It starts now. | Yapalım şu işi o zaman. Şimdi başlayalım. | Aquaman-1 | 2006 | |
| A birthday gift. | Bir doğum günü hediyesi. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I kind of feel it's like a book. I'm not really much a reader. | Bir kitap gibi duruyor. Pek okuyan bir tip sayılmam. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Just open it. | Aç işte. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Henry the 4th : Part 1 and 2. | 4. Henry: 1. Bölüm ve 2. Bölüm. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I didn't really know Shakespeare was in sequence. | Shakespeare'in sırayla yazdığını bilmiyordum. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I expect for you to read them by next week. | Gelecek haftaya kadar okumanı istiyorum. | Aquaman-1 | 2006 | |
| I gave up book reports in sixth grade. | Ben kitap özeti çıkarmayı 6. sınıfta bıraktım. | Aquaman-1 | 2006 | |
| This is a part of your training. | Bu da eğitiminin bir parçası. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Right, see, when you said training, I thought, you meant... | Yani, sen eğitim dediğinde, ben şey... | Aquaman-1 | 2006 | |
| You know, wielding tridents, and doing cool stuff in the water. | Bilirsin işte, üç dişli mızrak ve diğer havalı silahları kullacağım sanıyordum. | Aquaman-1 | 2006 | |
| All in due time. | Herşey zamanla. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Don't worry, there's plenty of sex and violence in there that'll keep you interested. | Merak etme. İçinde bol bol seks ve şiddet var. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Could you just say the highlights? And tell me how it ends? | Bana sadece önemli kısımları anlatsan? Ve nasıl bittiğini söylesen? | Aquaman-1 | 2006 | |
| The lesson isn't in the end, Oren. | Bu eğitimin bir sonu yok Oren. | Aquaman-1 | 2006 | |
| It's in the journey. | Bu bir yolculuk. | Aquaman-1 | 2006 | |
| Scalded by the desert sun, | Çöl güneşinin kaynattığı | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| the waters of the Red Sea would cook most corals. | Kızıl Deniz'in suları çoğu mercanı pişirebilirdi. | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| These reefs have had to adapt to survive, | Bu resifler, tıpkı Arap halkı gibi, hayatta kalmak için | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| just like the Arabian people. | ortama uyum sağlamak zorundaydılar. | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| Over the last 2,000 years, | Son 2000 yılda, | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| two Golden Ages. | iki Altın Çağ ile parladı. | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| Just to survive in this desert is an accomplishment. | Bu çölde hayatta kalmak bile bir başarı. 1 | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| Who would ever think that the seeds of knowledge could sprout here and grow? 1 | Burada bilgi tohumlarının filizlenip büyüyeceği kimin aklına gelirdi? | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| Only 80 years ago, most people in Arabia lived in tents | Daha 80 yıl öncesine kadar, Arabistan'daki çoğu kişi çadırlarda | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| or in houses of coral rock or mud. | ya da mercan kayasından veya balçıktan evlerde yaşıyordu. | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| But in a matter of decades, all that changed. | Ama birkaç on yılda, tüm bunlar değişti. | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| Saudi Arabia is now a nation of some 30 million people. | Suudi Arabistan şu an 30 milyonluk bir ulus. | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| The capital city of Riyadh | Başkent Riyad | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| and the holy city of Makkah have been transformed. | ve kutsal şehir Mekke dönüşüme uğradı. | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| A modern district has grown up around the Grand Mosque. | Büyük Cami'nin etrafında modern bir bölge oluştu. | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| Five times each day, Muslims around the world turn towards Makkah to pray. | Dünyanın her yerindeki Müslümanlar, günde beş kez dua etmek için Mekke'ye dönüyor. | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| Thanks to the wealth from the oil boom, | Petrol artışının getirdiği servet sayesinde, | Arabia 3d-1 | 2011 | |
| Hamzah is one of 80,000 Saudi Arabians studying abroad. | Hamza, yurtdışında eğitim gören 80.000 Suudi Arabistanlı'dan biri. | Arabia 3d-1 | 2011 |