Search
English Turkish Sentence Translations Page 4558
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
He is a film student at DePaul University in Chicago. | Chicago'daki DePaul Üniversitesi'nde sinema öğrencisi. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
I've lived in the U.S. for seven years, going to school, | Yedi yıl Amerika'da yaşadım ve okudum | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
but I'm still really close to my brother, Saleh. | ama erkek kardeşim Saleh'le hala çok yakınım. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
He usually wears the white thawb because it's part of tradition, | Genelde beyaz fistan giyer çünkü geleneğimizin bir parçasıdır | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
and most men wear it every day. | ve çoğu erkek her gün onu giyer. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
After 9/11, many of my friends in America got the idea that we're all extremists. | 11 Eylül'den sonra, Amerika'daki birçok arkadaşım hepimizi fanatik zannetti. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
And we're not. | Ama değiliz. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
As my mom says, we're not perfect. | Annemin dediği gibi, mükemmel değiliz. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
But we've had a glorious past. | Ama ihtişamlı bir geçmişimiz var. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
And I can't wait to travel around the country | Ülkeyi gezip kim olduğumuz ve buralara nasıl geldiğimizle ilgili | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
and make a film about who we are and how we got here. | bir film çekmek için sabırsızlanıyorum. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
My first stop was the old section of my hometown, Jeddah. | İlk durağım, memleketim Cidde'nin eski kesimiydi. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
The houses here haven't changed much since I was a kid. | Buradaki evler çocukluğumdan beri pek fazla değişmedi. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
But it's amazing, all my country is progressing so quickly. | Ama inanılmaz bir şey, ülkem çok çabuk gelişiyor. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Tradition and progress. | Gelenek ve ilerleme. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
It's important to maintain the old values, | Eski değerleri korumak önemli. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
and I'd like to capture some of that balance on video. | Bu dengenin bir kısmını filme almak istiyorum. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
The freedom to change is really important to my generation. | Değişme özgürlüğü benim neslim için çok önemli. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
We have mountains, valleys and even volcanoes. | Dağlarımız, vadilerimiz, hatta yanardağlarımız var. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Just like the American cowboy, the Bedouin is a cultural hero. | Bizim bedevimiz, Amerikan kovboyu gibi kültürel bir kahraman. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
To survive out here, the Bedouin have to live by a strict code of honor, | Bedeviler, burada hayatta kalmak için, sıkı bir aile bağlılığı, konukseverlik | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
based on fierce family loyalty, hospitality and trust. | ve güvene dayalı katı ahlak kurallarına uygun yaşamak zorundalar. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
A true Bedouin kept his word and passed all these values on to his kids, | Gerçek bir bedevi sözünü tutar ve bütün bu değerleri çocuklarına | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
They say camels are sweet natured, unless they're not. | Develerin iyi huylu olduğu söylenir ama değillerdir. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
They have an extra row of lashes for protection, just like sunglasses. | Korunmak için, güneş gözlüğü gibi fazladan bir sıra kirpikleri vardır. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
And a third eyelid that works like a windshield wiper. | Ayrıca ön cam sileceği işlevi gören üçüncü bir gözkapakları vardır. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
but I guess it makes sense. | ama sanırım mantıklı. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Twenty five million years ago, when the Red Sea formed, | Yirmi beş milyon yıl önce, Kızıl Deniz oluşurken, | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
As lush vegetation vanished and Arabia turned to desert, | Bereketli bitki örtüsü yok olup Arabistan çöle dönerken, | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
these animals adapted. | bu hayvanlar ortama uyum sağlamış. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
I went looking for more clues to our past underwater. | Su altında geçmişimizle ilgili daha çok ipucu aramaya gittim. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
We only found iron shipwrecks. | Sadece demir gemi batıkları bulduk. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
But that's what my guide, Housam, looks for. | Ama rehberim Hüsam'ın aradığı da bu. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Every time we'd find a modern day ship, we'd find an ancient one, too, | Ne zaman modern bir gemi bulsak, bir tane de eski buluyorduk | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
because they hit the same reef. | çünkü aynı resife çarpmış oluyorlardı. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
like this ancient amphora. | bu antik amfora gibi. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
All I found were old pottery fragments. | Ben yalnızca eski çanak çömlek parçaları buldum. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
But they led me to a civilization that was completely new to me. | Ama beni, hiç tanımadığım bir uygarlığa götürdüler. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Where were they from? | Nereden gelmişlerdi? | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
I contacted the leading archeologist in Arabia. | Arabistan'ın önde gelen arkeoloğunu aradım. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
And I think the secrets of Madain Saleh, the secrets of the Nabataeans, | Bence Madain Saleh'in sırları, Nabatiler'in sırları | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
lie underneath a settlement area. | bir yerleşim alanının altında yatıyor. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
He took me to his research site in the desert. | Beni çöldeki araştırma sahasına götürdü. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Dr. al Talhi studies the early settlers of this region, the Nabataeans. | Dr. al Talhi bu bölgenin ilk yerleşimcileri Nabatiler'i inceliyor. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
The Nabataeans created the first Arabian Golden Age, 2,000 years ago. | Nabatiler 2000 yıl önce ilk Arap Altın Çağı'nı yarattılar. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
The first thing you need to have a Golden Age is wealth. | Bir Altın Çağ yaşamak için gereken başlıca şey, zenginliktir. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
The source of the Nabataeans' fabulous wealth seems unlikely. | Nabatiler'in olağanüstü zenginliğinin kaynağına inanmak güç. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Their huge fortunes literally grew on trees, Boswellia trees. | Muazzam servetleri resmen Boswellia ağaçlarında yetişmiş. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
The bark oozes the sap needed to make precious frankincense, | Gövde, İncil'de de sözü geçen çok kıymetli bir buhuru | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
the same frankincense mentioned in the Bible. | yapmak için gereken özsuyunu salgılıyor. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
The Nabataean traders started at the southern tip of the Arabian Peninsula, | Nabati tüccarları, ticarete Arap Yarımadası'nın güney ucunda başlayıp | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
From there, the frankincense was shipped to cities | Buhur oradan büyük Roma İmparatorluğu şehirlerine sevk edilmiş. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
At that time, the Romans worshipped over a dozen gods, | O devirlerde Romalılar, binlerce tapınakta, | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
up to 3,000 tons a year. | kıymetli buhurun hoş kokusu kullanılıyormuş. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
And the Nabataeans controlled every ounce. | Ve her bir gramı Nabatiler'in kontrolündeymiş. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
When a trader approached a Bedouin camp, he faced a crucial question, | Bir tüccar bir bedevi kampına yaklaşırken kritik bir soruyla karşılaşırmış, | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
"Friend or foe?" | "Dost musun, düşman mısın?" | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
The answer could be a matter of life or death. | Cevap, ölüm kalım meselesi olabilirmiş. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Hospitality had a purpose. | Konukseverliğin bir gayesi varmış. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Because many Bedouins died in battle, women outnumbered men. | Birçok bedevi savaşta öldüğünden, kadınlar erkeklerden fazlaydı. 1 | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
The code of honor called for modesty. 1 | Ahlak kuralları, tevazu gerektirirdi. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
It was a tribe's duty to protect widows. | Dulları korumak, kabilenin göreviydi. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Even today, once you make friends with an Arab, you're friends for life. | Bugün bile, bir Arap'la dost olduğunuzda, dostluğunuz ömür boyu sürer. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Only the luckiest traders made it to the Mediterranean | Yalnızca şanslı tüccarlar kıymetli buhur yüklerini satmak için | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
to sell their precious cargo of frankincense. | Akdeniz'e ulaşırdı. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
the outside world had nearly forgotten this ancient kingdom | dış dünya bu eski krallığı neredeyse unutmuştu, | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
until the late 1800s, | ta ki 1800'lerin sonunda | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
the era of great exploration by Europeans. | Avrupalıların büyük keşif dönemine kadar. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Explorers knew about the spectacular rock city of Petra. | Kaşifler, görkemli kayalık şehir Petra'yı biliyorlardı. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
But the other main Nabataean city remained a secret. | Ama diğer Nabati ana şehri sır olarak kaldı. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Arabia, at the time, was hidden behind a veil of mystery, | O devirde, Arabistan bir esrar perdesinin ardına gizlenmiş, | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
off limits to foreign travelers. | yabancı yolculara kapalı bir yerdi. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
And the Arabian deserts were deadly, sweltering hot and without water. | Arap çölleri de bunaltıcı sıcak ve susuzluk yüzünden ölümcüldü. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Nearly impenetrable. | Neredeyse girilmesi imkansızdı. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
and swallow travelers without a trace. | yolcuları iz bırakmadan yutabilirdi. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
But finally, explorers found the abandoned city of Madain Saleh. | Ama sonunda, kaşifler terk edilmiş şehir Madain Saleh'i buldular. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Here, 130 elaborate tombs were carved by the Nabataeans into tall sandstone cliffs. | Burada, Nabatiler yüksek kumtaşı falezlere 130 gösterişli lahit oymuşlar. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
But how did these isolated nomads become master stonemasons? | Peki bu münzevi göçmenler nasıl taş ustası olmuşlar? | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
From ancient coins early archeologists found at the site, | İlk arkeologların bölgede bulduğu eski sikkeler sayesinde, | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
we know that the Nabataeans had frequent contact | Nabatiler'in Yunanlar ve Romalılar'la, | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
with some of the best architects in the world, | yani dünyanın en iyi mimarlarıyla | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
the Greeks and the Romans. | sık sık temas halinde olduklarını biliyoruz. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Centuries of decay pervaded the tombs. | Asırların verdiği çürüme ve yıpranma, lahitleri sarmıştı. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Inside this tomb, notches were carved right into the rock walls. | Bu lahitin içinde, taş duvarlara çentikler oyulmuştu. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Each one is a coffin. | Her biri, bir mezar. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
The Nabataeans helped develop the script that became the modern Arabic alphabet. | Nabatiler, modern Arap alfabesi haline gelen yazıyı geliştirmeye yardım etmişlerdi. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Frankincense made this one of the richest kingdoms on Earth. | Buhur, onu dünyanın en zengin krallıklarından biri yapmıştı. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
But when the Romans adopted Christianity and worshipped only one god, | Ama Romalılar Hristiyanlığı kabul edip sadece tek tanrıya tapmaya başlayınca, | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
they no longer needed temples for 12 gods. | artık 12 tanrıya özel tapınaklara ihtiyaçları kalmadı. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
The demand for frankincense collapsed. | Buhur talebi çöküşe geçti. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
And so did the Golden Age of the Nabataeans. | Nabatiler'in Altın Çağı da öyle. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Dr. al Talhi told me that after centuries of decline, | Dr. al Talhi'nin anlattığına göre, asırlar süren çöküşün ardından | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Arabia was about to be reawakened by something powerful, | Arabistan güçlü bir şeyle yeniden uyanışa geçmek üzereymiş. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
the divine revelations of Prophet Mohammed, | O da, tüm bölgeye bilgi açlığı aşılayan | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Mohammed was born in Makkah around the year 570, | Muhammed 570 yılı civarında Mekke'de doğmuş | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
but he lived much of his life here in the city of Madinah. | ama hayatının büyük kısmını burada, Medine şehrinde geçirmiş. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
The Prophet's mosque in Madinah is huge. | Peygamberin Medine'deki camisi muazzam. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
Yet you can almost feel his presence here. | Burada neredeyse varlığını hissediyorsunuz. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
The Quran, our Holy Book, | Kutsal kitabımız Kuran, | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |
contains God's revelations to the Prophet Mohammed in Arabic. | Allah'ın Muhammed Peygamber'e gönderdiği Arapça vahiyleri içerir. | Arabia 3d-1 | 2011 | ![]() |