Search
English Turkish Sentence Translations Page 4692
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I know you're not telling us everything. | Bize her şeyi anlatmadığınızı biliyorum. | Area 51-1 | 2011 | |
| Is that what you want? Hm? | İstediğiniz bu mu? | Area 51-1 | 2011 | |
| You truly believe that civilians need a window on the military? | Vatandaşların askeriye hakkında her şeyi bilmesi gerektiğine gerçekten inanıyor musunuz? | Area 51-1 | 2011 | |
| Has it ever occurred to you... | Amerikan halkını ne işler yaptığımızı öğrenseler... | Area 51-1 | 2011 | |
| that if the American public knew what we were up to, so would our enemies? | ...düşmanlarımız ne yapar hiç düşündün mü? | Area 51-1 | 2011 | |
| Actually, sir, that's exactly what's occurred to me. | Aslında efendim, işte tam da bu beni düşündürüyor ya. | Area 51-1 | 2011 | |
| I don't think that you've let us in because you caved to public pressure. | İçeri girmemize kamuoyu baskısından dolayı izin verildiğini hiç sanmıyorum. | Area 51-1 | 2011 | |
| I think all this, is your way of exploiting journalists as de facto Psy Ops agents. | Bence tüm bu yaptıklarınız gazetecileri bilfiil psikolojik operasyon faktörleriyle sömürmek. | Area 51-1 | 2011 | |
| You plant the stories you want us to write, | Bize yapmamızı istediğiniz hikayeleri önceden kararlaştırdınız... | Area 51-1 | 2011 | |
| we distribute your propaganda free of charge, | ...bizler propagandanızı ücretsiz olarak gazeteden dağıtacağız... | Area 51-1 | 2011 | |
| and hostile foreign governments quietly take note of the U.S. military's might. | ...ve yabancı devlet düşmanları da sessizce Amerikan ordusunun gücünü dikkate alacaklar. | Area 51-1 | 2011 | |
| I mean, maybe Libya and Syria will think twice about how they deal with us... | Yani, Libya ve Suriye liderleri... Elimizde uzaydan insanları buharlaştırabilen... | Area 51-1 | 2011 | |
| if their leaders believe that we have a high yield chemical laser... | ...yüksek getirili kimyasal lazer teknolojisi olduğuna inanırlarsa belki o zaman... | Area 51-1 | 2011 | |
| that can vaporize a human target from space. | ... bizimle uğraşmanın ne demek olduğunu iki defa düşüneceklerdir. | Area 51-1 | 2011 | |
| I don't know if you have aliens here, sir, but I do know you have secrets. | Burada uzaylı olup olmadığını bilemem, efendim. Ama bir sır sakladığınızdan adım gibi eminim. | Area 51-1 | 2011 | |
| And it's time the public knew the truth. All due respect. | Ve halkın gerçekleri öğrenme vakti geldi. Kusuruma bakmazsınız artık. | Area 51-1 | 2011 | |
| Well said. But you've got one thing wrong. | İyi dedin. Fakat bir konuda yanlışın var. | Area 51-1 | 2011 | |
| It’s not about what I want. I answer to superiors. I follow orders. | Konu benim ne istediğim değil. Üstlerime karşı sorumluyum. Emirlere uyuyorum. | Area 51-1 | 2011 | |
| You, you write about whatever you want on your blog. | Sitende aklına estiği gibi yazı yazabilirsin. | Area 51-1 | 2011 | |
| You answer to no one. | Kimseye karşı sorumlu değilsin. | Area 51-1 | 2011 | |
| You bear the full responsibility of everything you do that is right, | Yaptığın yanlış ve doğru her şeyin sorumluluğunu... | Area 51-1 | 2011 | |
| and everything you do that is wrong. | ...yalnız sen taşıyorsun. | Area 51-1 | 2011 | |
| We all do, Colonel. Every last one of us. | Hepimiz öyle, Albay. Her birimiz öyle. | Area 51-1 | 2011 | |
| Hello. Excuse me. | Affedersiniz. | Area 51-1 | 2011 | |
| This is Colonel Martin. | Ben Albay Martin. | Area 51-1 | 2011 | |
| Yes, I did. | Evet, yaptım. | Area 51-1 | 2011 | |
| No. Of course not. I... | Hayır, tabii ki değil. Ben... | Area 51-1 | 2011 | |
| What? No, I didn't agree to... | Ne? Hayır, buna katılmıyorum... | Area 51-1 | 2011 | |
| Yes, sir, understood. | Evet, komutanım, anlaşıldı. | Area 51-1 | 2011 | |
| I've been ordered to... let you explore the island, level one. | 1. Sektör'deki adacığı da gezmeniz emrini aldım. | Area 51-1 | 2011 | |
| How many levels are there? | Kaç kat var? | Area 51-1 | 2011 | |
| Somebody is watching us, aren't they? | Biri bizi gözetliyor, değil mi? | Area 51-1 | 2011 | |
| You're not coming with us? | Bizimle gelmiyor musunuz? | Area 51-1 | 2011 | |
| I've been ordered not to. | İşte öyle bir emir almadım. | Area 51-1 | 2011 | |
| Who the hell was on that call? | Görüştüğünüz kimdi? | Area 51-1 | 2011 | |
| I think they bought it. | Bence zokayı yuttular. | Area 51-1 | 2011 | |
| I'm telling you, they're here. | Size aramızdalar diyorum. | Area 51-1 | 2011 | |
| And not just on this Earth. They're right here on this base. | Ve sadece dünyada da değil. Tam bu üsteler. | Area 51-1 | 2011 | |
| Here he goes again with his little green men. | İşte yine küçük yeşil adamlar zırvalığı geliyor. | Area 51-1 | 2011 | |
| Gray. Well, at least the ones at Roswell were. | Aslında gri renk. En azından Roswell'deki öyleydi. | Area 51-1 | 2011 | |
| And Rendlesham. | Rendlesham'daki. | Area 51-1 | 2011 | |
| Not really sure about the ones at Kecksburg, though, but I do suspect. | Kecksburg'dakinden emin değilim ama yine de şüphelerim bu doğrultuda. | Area 51-1 | 2011 | |
| Dude, you read too many comic books. | Dostum, çok fazla çizgi roman okuyorsun. | Area 51-1 | 2011 | |
| Yeah? Well, you ever learn to read, I'll share them with you. | Öyle mi? Şey, okumayı biliyorsan onları seninle seve seve paylaşırım. | Area 51-1 | 2011 | |
| Cork it, boys. You know how the chief feels about wild speculation. | Kapayın çenenizi, çocuklar. Komutanın dönen dolaplar hakkında ne düşündüğünü biliyorsunuz. | Area 51-1 | 2011 | |
| He's against it. | Buna çok karşı. | Area 51-1 | 2011 | |
| Well, I can tell you this much, if the aliens ever do come to get us, | Uzaylılar bizi almaya gelirlerse, şunu söyleyeyim ki... | Area 51-1 | 2011 | |
| I ain't trusting you to fight them off for us. | ...onlara karşı bizim safımızda çarpışacağına pek güvenmiyorum. | Area 51-1 | 2011 | |
| That's enough, Travis. | Bu kadar yeter, Travis. | Area 51-1 | 2011 | |
| Well, I'm just saying when it's go time, you shoot the enemy. | Zamanı geldiğinde düşmana ateş et, diyorum sadece. | Area 51-1 | 2011 | |
| Not your own damn foot. | Kendi tarafındaki adamlara değil. | Area 51-1 | 2011 | |
| You wanna go? You wanna go with me? | Kozumuzu paylaşalım mı? Kozumuzu paylaşmak ister misin? | Area 51-1 | 2011 | |
| I don't hit cowards. | Ben korkaklara vurmam. | Area 51-1 | 2011 | |
| I said that's enough. He started it. | Bu kadar yeter, dedim. O başlattı ama. | Area 51-1 | 2011 | |
| You're looking at a higher rank, Airman. | Haddini aşıyorsun, Havacı. | Area 51-1 | 2011 | |
| You don't shut up, you're gonna have to deal with me. | Çeneni kapatmazsan benimle uğraşmak zorunda kalırsın. | Area 51-1 | 2011 | |
| I don't hit fake heroes, either. | Ne de sahte kahramanlara vururum. | Area 51-1 | 2011 | |
| Hey! Hey, don't... | Yapma... | Area 51-1 | 2011 | |
| Attention! Hut! | Dikkat! | Area 51-1 | 2011 | |
| You got something we need to talk about, Travis? | Konuşmamız gereken bir durum mu var, Travis? | Area 51-1 | 2011 | |
| Negative, Chief. | Hayır, komutanım. | Area 51-1 | 2011 | |
| What about you, Schumacher? Yeah. He's... | Peki ya sen, Schumacher? Evet. O... | Area 51-1 | 2011 | |
| You're a leader. Try and act like it. | Komuta sende ve buna yaraşır şekilde davranmaya çalış. | Area 51-1 | 2011 | |
| Yes, Chief. | Emredersiniz, komutanım. | Area 51-1 | 2011 | |
| At ease, Airmen. | Rahat, asker. | Area 51-1 | 2011 | |
| You think we shouldn't have let them go down there unescorted? | Yanlarında asker olmadan onları aşağı göndermese miydik sence? | Area 51-1 | 2011 | |
| Sir, what I think doesn't matter, sir. | Komutanım, fark etmez bence. | Area 51-1 | 2011 | |
| No, no. Speak... speak freely, Kamecki. | Hayır, hayır. Rahat konuş, Kamecki. | Area 51-1 | 2011 | |
| I don't think they should be here at all. | Burada hiç olmamaları gerekirdi. | Area 51-1 | 2011 | |
| I don't want them within 100 miles of this base. | Onları bu üssün 100 km. yakınında bile istemiyorum. | Area 51-1 | 2011 | |
| Public poking they noses into our business! | Kamuoyu istiyor onlar da gelip işimize burunlarını sokuyorlar! | Area 51-1 | 2011 | |
| They should be thanking God that we... Stop. | Tanrının sevgili kullarıymışlar yoksa... Yeter. | Area 51-1 | 2011 | |
| Stop speaking freely, Kamecki. | Rahat konuşma bitmiştir, Kamecki. | Area 51-1 | 2011 | |
| Yeah, Dr. Haven? | Evet, Dr. Haven? | Area 51-1 | 2011 | |
| I need you in the lab right now. | Seni derhal laboratuvarda görmek istiyorum. | Area 51-1 | 2011 | |
| Yes, sir. Right away. | Emrederseniz, komutanım, derhal. | Area 51-1 | 2011 | |
| Bring along the Angel Eyes camera system with you... | Yanında Melek Göz kamera sistemini de getir. | Area 51-1 | 2011 | |
| and pretend you're working on it. | Gelirken üzerinde çalışıyor havası ver. | Area 51-1 | 2011 | |
| Make like it's a... big secret. | Büyük bir sır gibi göster. | Area 51-1 | 2011 | |
| Yes, sir. | Emredersiniz, komutanım. | Area 51-1 | 2011 | |
| Wear a white lab coat. | Laboratuvar önlüğü de giy. | Area 51-1 | 2011 | |
| It completes the image. | İmajın tam olsun. | Area 51-1 | 2011 | |
| Yes, of course, sir. I'm, uh... already on it. | Tamam, elbette, komutanım. Zaten üzerimde var. | Area 51-1 | 2011 | |
| Dr. Keane. I was just, uh... heading... | Ben de tam şeye gidiyordum... | Area 51-1 | 2011 | |
| Hi. Hi, um... we weren't really prepared for this, | Merhaba, merhaba. Buna gerçekten tam hazır değildik. | Area 51-1 | 2011 | |
| but, uh... Colonel Martin mentioned something that... | Ama Albay Martin bir şeylerden bahsetmişti... | Area 51-1 | 2011 | |
| Wow! You're Sam Whitaker. | Vay be. Siz Sam Whitaker'sınız. | Area 51-1 | 2011 | |
| Yeah. it's nice to meet you and don't mind us, | Evet, tanıştığımıza memnun oldum, biz yokmuşuz gibi davranın. | Area 51-1 | 2011 | |
| we're just here to observe. | Buraya sadece gözlem için geldik. | Area 51-1 | 2011 | |
| Okay. Great. Sure. | Tamam, harika. Olur tabii. | Area 51-1 | 2011 | |
| Um... just give me a moment and uh... I'll show you something really cool. | Bana biraz müsaade edin, size harika bir şey göstereceğim. | Area 51-1 | 2011 | |
| You buying this? | Bunu yedin mi? | Area 51-1 | 2011 | |
| No. Just browsing. | Hayır, sadece göz atıyorum. | Area 51-1 | 2011 | |
| Looking for the shot? | Çekecek bir şeyler mi arıyorsun? | Area 51-1 | 2011 | |
| What shot? | Ne çekimi? | Area 51-1 | 2011 | |
| The shot. The one that everyone will see. | Çekim işte. Herkesin göreceği türde bir şey. | Area 51-1 | 2011 | |
| The raising of the flag at Iwo Jima? | Iwo Jima'da göndere çekilen bayrak? | Area 51-1 | 2011 | |
| The naked Vietnamese napalm girl? See, that's the shot that I want. | Çıplak Vietnamlı yangın bombası mağduru kız? Bak, çekmek istediğim fotoğraf bu işte. | Area 51-1 | 2011 | |
| The one that... millions will see long after I'm dead. | Ben öldükten uzun süre sonra bile milyonların göreceği bir tane. | Area 51-1 | 2011 | |
| That's not what I'm looking for. | Aradığım o türden bir şey değil. | Area 51-1 | 2011 |