• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 4711

English Turkish Film Name Film Year Details
Hey, would you just...? Biraz anlasan...? Hey, istersen bunu... Arlen Faber-1 2009 info-icon
What? What is it, Arlen? Ne? Nedir o, Arlen? Ne? Nedir o, Arlen? Arlen Faber-1 2009 info-icon
What are you hiding? Sakladığın şey nedir? Ne gizliyorsun? Arlen Faber-1 2009 info-icon
Time's up. Süren doldu. Süren doldu. Arlen Faber-1 2009 info-icon
You can't do this. Bunu yapamazsın. Bunu yapamazsın. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I showed you my monsters. Sana canavarlarımı gösterdim. Canavarlarımı gösterdim sana. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Are you really Arlen Faber? Siz gerçekten Arlen Faber misiniz? Siz gerçekten Arlen Faber misiniz? Arlen Faber-1 2009 info-icon
And neither is Arlen Faber. Kimse Arlen Faber değil. Hiçbiri Arlen Faber değil. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Anne, it's me. I'm calling again. I'm so sorry. Anne, benim. Tekrar arıyorum. Çok üzgünüm. Anne, benim. Yine arıyorum. Çok üzgünüm. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I promised I wouldn't call again. I know, I know. Tekrar aramayacağım demiştim. Biliyorum, biliyorum. Tekrar aramayacağıma söz verdim. Biliyorum. Biliyorum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I just wanted to tell you one more time I'm so sorry. Sadece bir kez daha üzgünüm demek istemiştim. Sadece çok üzgün olduğumu bir kez daha söylemek istemiştim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I'll never make you wear a costume again. Sana bir daha kostüm giydirmeyeceğim. Sana bir daha kostüm giydirmeyeceğim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Just a minute. Bir dakika. Yalnızca bir dakika! Arlen Faber-1 2009 info-icon
I promise, not even for Halloween. Cadılar Bayramı'nda bile kostüm giydirmem, söz. Cadılar Bayramı için olsa bile söz veriyorum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
So please, if there's... O yüzden lütfen, eğer... Bu nedenle, eğer oradaysan lütfen... Arlen Faber-1 2009 info-icon
So when I figured out it was him, he agreed to help me İşte, onun kim olduğunu anladığımda, nerede yaşadığını... İşte, o olduğunu anladığımda, onun kim olduğunu Arlen Faber-1 2009 info-icon
as long as I didn't tell anybody who he is. ...söylememem şartıyla bana yardımcı olmayı kabul etti. kimseye anlatmamam şartıyla bana yardım etmeyi kabul etti. 1 Arlen Faber-1 2009 info-icon
Why doesn't he want anyone to know who he is? Neden kimsenin onun kim olduğunu bilmesini istemiyor? Niçin kim olduğunu kimsenin bilmesini istemiyor? Arlen Faber-1 2009 info-icon
Maybe it's because he's supposed to have all the answers, Belki bütün yanıtlara sahip olduğu düşünüldüğü... Belki de tüm cevapları bilmesi beklendiğindendir. Arlen Faber-1 2009 info-icon
and he's a disaster. ...ve berbat biri olduğu içindir. Ve belki de bir facia olduğu içindir. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Are you his girlfriend or something? Onun kız arkadaşı mısın? Onun kız arkadaşı falan mısın? Arlen Faber-1 2009 info-icon
Were you before I told you he wore a disguise? Sana kim olduğunu saklıyor dememden önce öyle miydin peki? Sana kılık değiştirdiğini anlatmamdan önce öyle miydin peki? Arlen Faber-1 2009 info-icon
No, but that didn't help. Hayır, ama bir işe yaramazdı. Hayır, ama yardımı olmazdı. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Do you like him? Ondan hoşlanıyor musun? Ondan hoşlanıyor musun? Arlen Faber-1 2009 info-icon
Doesn't matter. Önemi yok. Önemi yok. Arlen Faber-1 2009 info-icon
All done. Tamamdır. Bitti. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Well, I'll come by the bookstore this week. Bu hafta kitapçıya uğrarım. Şey, bu hafta kitapçı dükkanına uğrarım. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Better hurry. Might be going out of business sale time for me. Acele etsen iyi olur. Dükkânı kapatıyorum, zararına satışlar başladı. Acele etsen iyi olur. Zararına satışlara başlayabilirim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Yeah, the first one's free, then they own you. Evet, ilki bedava, sonra sana sahip oluyorlar. Evet, ilki bedava. Sonra sana sahip olurlar. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Hello. Merhaba. Alo? Arlen Faber-1 2009 info-icon
Hi, it's Elizabeth. Merhaba, ben Elizabeth. Selam, benim Elizabeth. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Calling to apologize? Özür dilemek için mi aradın? Özür dilemek için mi arıyorsun? Arlen Faber-1 2009 info-icon
No, look, I need to ask you a favor. Hayır. Bir iyilik isteyecektim. Hayır, bak. Senden bir iyilik isteyecektim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Well, word on the street is I don't help anyone. Dediklerine göre kimseye yardım etmezmişim. Dediklerine göre hiç kimseye yardım etmiyormuşum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Look, Anne isn't here. Bak, Anne burada değil. Bak! Anne burada değil. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I have a client. I'm stuck. Benim de bir müşterim var. Sıkıştım. Benim de bir müşterim var. Buraya çakılıp kaldım. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I'm not hearing a favor in here. İstediğin iyiliği duyamadım. Hala istediğin iyiliği duymuyorum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I can't believe I'm gonna ask you to do this, Senden bunu istediğime inanamıyorum... Senden bunu yapmanı istediğime inanamıyorum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
but could you please go and pick up Alex from school ...ama Alex'i okuldan alıp... Ama rica etsem Alex'i okuldan alıp Arlen Faber-1 2009 info-icon
and bring him to your place and I'll pick him up later? ...evine götürür müsün? Sonra alırım onu oradan. kendi evine götürür müsün? Sonra da ben onu oradan alsam? Arlen Faber-1 2009 info-icon
And do not talk to anyone. Ve kimseyle konuşma. Ve kimseyle konuşma. Arlen Faber-1 2009 info-icon
No talking. Konuşma yok. Konuşmak yok. Arlen Faber-1 2009 info-icon
And I told them you're my brother. Onlara senin kardeşim olduğunu söyledim. Onlara benim kardeşim olduğunu söyledim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
You what? I had to. Ne yaptın? Zorunda kaldım. Ne dedin? Mecburdum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Just please go and get him and bring him back. Lütfen gidip onu alıp, getir. Lütfen sadece git ve onu al. Ve onu geri getir. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Just get in and get out. Gir ve çık. Sadece gir ve çık. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Pick him up, bring him back, do not talk. Got it. Onu al, geri getir, kimseyle konuşma. Anladım. Onu al, geri getir, konuşma. Anladım. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Hey, buddy. Hey, dostum? Selam, dostum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Your mom asked me to come and get you. Annen benden gelip seni almamı istedi. Annen gelip seni almamı rica etti. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Are you here for Alexander? Alexander'ı almaya mı geldiniz? Alexander için mi buradasınız? Arlen Faber-1 2009 info-icon
Yes, Alex. Evet, Alex. Evet, Alex. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Oh, you must be the brother. Correct. Siz şu "Kardeş" olmalısınız. Doğru. Siz şu 'kardeş' olmalısınız. Doğru. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Oh, I was expecting to see her today. Ben bugün annesini bekliyordum. Ben bugün annesini görmeyi umuyordum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Today is conference day. Bugün veli toplantısı günüydü. Bugün veliler toplantısı günü. Arlen Faber-1 2009 info-icon
She had a medical emergency. Tıbbi bir aciliyeti vardı. Acil bir sağlık sorunu çıktı. Arlen Faber-1 2009 info-icon
So I'm just gonna take Alex home now. O yüzden Alex'i alıp gideceğim. O yüzden Alex'i alıp eve götüreceğim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
See, I'm afraid that could affect Korkarım bu Alexander'in ileri... Bakın! Maalesef bu, Alexander'in ileri düzey Arlen Faber-1 2009 info-icon
Alexander getting into the advanced program. ...düzey programa girişini etkileyecektir. programa girmesini etkileyebilir. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Oh, well, you could just tell me. Benimle konuşabilirsiniz. Oh, peki. Bana anlatabilirsiniz. Arlen Faber-1 2009 info-icon
After all, I'm her brother. Ne de olsa, onun kardeşiyim. Ne de olsa, ben onun kardeşiyim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Fine. Okay. Güzel. Tamam. Güzel. Tamam. Arlen Faber-1 2009 info-icon
This will just take a minute. Okay. Sadece bir dakika sürer. Tamam. Sadece birkaç dakika sürer. Tamam. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Okay, well, come on in. Tamam, içeri buyurun. Tamam, peki. İçeri buyurun. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Shit. Kahretsin. Kahretsin! Arlen Faber-1 2009 info-icon
Where are my...? Neredeydi...? Nerede benim...? Arlen Faber-1 2009 info-icon
If you would... Eğer siz... Eğer siz... Arlen Faber-1 2009 info-icon
That's nice. Böyle güzel. Bu iyi. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I don't believe we've met. Tanıştığımızı sanmıyorum. Tanıştığımıza inanmıyorum. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I'm Zebulon. Adım Zebulon. Adım Zebulon. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Uncle Zebulon. Zebulon Dayı. Zebulon Dayı. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Well, Alexander... Alexander... Peki, Alexander... Arlen Faber-1 2009 info-icon
First let me say what a joy he is to have in class. Öncelikle, onun sınıfımızda bulunması büyük bir mutluluk. Öncelikle, onun sınıfta bulunmasının büyük bir mutluluk olduğunu söyleyeyim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
He's a very creative child Çok yaratıcı bir çocuk... Çok yaratıcı bir çocuk. Arlen Faber-1 2009 info-icon
and he makes friends with everyone. ...ve herkesle arkadaş oluyor. Ve herkesle arkadaşlık kurabiliyor. Arlen Faber-1 2009 info-icon
If one of the other students is hurt or upset, Diğer çocuklardan biri incinmiş veya morali bozuksa... Diğer çocuklardan biri incinmişse veya üzgünse, Arlen Faber-1 2009 info-icon
Alexander's always the first one to show them comfort. ...Alexander onu ilk rahatlatmaya çalışan oluyor. Onları rahatlatmaya çalışan ilk kişi hep Alexander oluyor. Arlen Faber-1 2009 info-icon
He's quite empathetic. Karşısındakini anlayabiliyor. O oldukça empati kuran biri. Arlen Faber-1 2009 info-icon
And empathetic is good. Ve empati kurmak iyi bir şeydir. Ve empati kurmak iyi bir şeydir. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Great. But in some of the other areas... Harika. Ama diğer alanlarda... Harika. Ama öte yandan diğer alanlarda... Arlen Faber-1 2009 info-icon
Empathy, reading, friendship... what else is there? Empati, okuma, arkadaşlar. Başka ne kaldı ki? Empati, okuma, arkadaşlık... Başka ne var ki? Arlen Faber-1 2009 info-icon
Well, math. Matematik. Matematik. Arlen Faber-1 2009 info-icon
He's far behind the other students. Diğer öğrencilerden çok geride. Diğer öğrencilerin oldukça gerisinde. Arlen Faber-1 2009 info-icon
He still struggles with arithmetic Hala toplamayla sorun yaşıyor... Hala toplama çıkarmayla debeleniyor. Arlen Faber-1 2009 info-icon
while the other students have moved on to multiplication. ...diğerleri çoktan çarpmaya geçti. Diğer öğrenciler çarpımlara geçtiler bile. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Well, you're the teacher. Aren't you supposed to be able Öğretmen sizsiniz, sizin öğretmek için bir yol... Öğretmen sizsiniz. Sizin ona öğretmek için Arlen Faber-1 2009 info-icon
to find a way to teach it to him? ...bulmanız gerekmez mi? bir yol bulabilmeniz gerekmiyor mu? Arlen Faber-1 2009 info-icon
I have 26 students. 26 öğrencim var. 26 öğrencim var. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I can't devote all of my time to one student. Tüm zamanımı bir öğrenciye ayıramam. Tüm zamanımı tek bir öğrenciye ayıramam. Arlen Faber-1 2009 info-icon
And Alexander still needs to learn Ve Alexander'ın hala ilk dersi... Ve Alexander'ın hala ilk dersimizi Arlen Faber-1 2009 info-icon
our very first lesson. ...öğrenmesi gerekiyor. öğrenmesi gerekiyor. Arlen Faber-1 2009 info-icon
And he's also... oh, how do I say this? O ayrıca... Nasıl desem? Ve aynı zamanda o... Bunu nasıl söyleyeyim? Arlen Faber-1 2009 info-icon
Well, immature. Olgun değil. Pekala, olgunlaşmamış. Arlen Faber-1 2009 info-icon
He's seven. Daha 7 yaşında? Daha 7 yaşında. Arlen Faber-1 2009 info-icon
Yes, but he still jokes Evet, ama hala sıra arkadaşlarına... Evet, ama hala sıra arkadaşlarına Arlen Faber-1 2009 info-icon
with his seatmates during a lesson ...ders esnasında şakalar yapıyor. ders esnasında şakalar yapıyor. Arlen Faber-1 2009 info-icon
and sometimes while we're trying to have peaceful time. Ve bazen sessiz kalmaya çalıştığımız zamanlar oluyor. Ve bazen de sessiz kalmaya çalıştığımız zamanlarda. Arlen Faber-1 2009 info-icon
The other students still have to learn all the same lessons, Diğer öğrencilerin hala bütün dersleri öğrenmesi gerekiyor... Diğer öğrencilerin hala benzer tüm dersleri öğrenmesi gerekiyor Arlen Faber-1 2009 info-icon
and Alexander often makes this difficult. ...ve Alexander bunu zorlaştırıyor. ve Alexander bunu zorlaştırıyor. Arlen Faber-1 2009 info-icon
I think if Alexander's really going to thrive... Bence Alexander gelişiyor... Bence, eğer Alexander gelişecekse... Arlen Faber-1 2009 info-icon
Let me stop you right there. Orada sözünüzü keseyim. Tam orada sözünüzü keseyim. Arlen Faber-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 4706
  • 4707
  • 4708
  • 4709
  • 4710
  • 4711
  • 4712
  • 4713
  • 4714
  • 4715
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact