Search
English Turkish Sentence Translations Page 4926
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Got a team from Snopes? | Snopes’dan mı aldın? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I reckon Snopes ain't the only fella in this town itching to drive a trade. | Kasabada pazarlık yapmak için sabırsızlanan tek adam Snopes değildir herhalde diye düşünmüştüm. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| A fella that just beat Snopes in a trade ought to feel pretty darn good. | Yine de, pazarlıkta Snopes’u alt edebilen bir adam, çok iyi hissediyor olmalı. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| What you give him, Anse? | Ona ne verdin Anse? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I give him a chattel mortgage on my seeder and cultivator. | Ona mibzerimi ve çapa makinemi rehin verdim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That ain't worth more than $40. | Bu en fazla 40 dolar eder. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I give other things. | Başka şeyler de verdim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| What other things? | Nasıl başka şeyler? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Other things. | Diğer şeyler. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That's what he was doing in Cash's clothes last night. | Geçen gece, Cash'in kıyafetleriyle yaptığınla ilgili herhalde. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You know he was planning to buy that talking machine from Suratt. | Suratt’tan o konuşan makineyi satın alabilmek için plan yaptığını biliyordun. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That's just $8. | Ama sadece 8 doları vardı. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That ain't enough to buy another team. | Bu da yine, bir başka koşum almaya yetmez. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Lord knows... | Tanrı bilir... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| if there were ere a man. | Bundan önce de varsa bir adam... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| And the horse. | ve at. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| What horse? | Hangi at? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We give him the horse right after we bury your mother. | Anneni defnettikten sonra, atı da ona vereceğiz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You mean, you think you swapped my horse? | Yani sen, benim atımı, değiş tokuşa mı soktun? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| My horse? | Benim atımı? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Five months hard work... | Ben onu kazanmak için 5 ay köpek gibi çalışıp... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| clear near 40 acres of Quick's field to earn it. | Quick’lerin neredeyse 4000 metrekarelik tarlasını temizledim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| For 15 year I ain't had a tooth in my head. | 15 yıldır benim ağzımda bir tane sağlam diş yok! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Lord knows... | Tanrı biliyor... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| for 15 year He know that I ain't had the victuals... | 15 yıldır tek bir çaputum, erzakım olmadı... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| that He aimed for man to eat to keep his strength up. | ki bir adam güçlü olmak için bunlara ihtiyaç duyar. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| And me saving a nickel here and a nickel there... | Ve ben oradan buradan beş sent tasarruf etmeye çalışırken... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| so my family wouldn't suffer it, to buy them! | Onları satın aldığım için benim ailem acı duyamaz! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| And I thought that if I could do without eating... | Ve diyorum ki, eğer ben, aç kalmayı göze alabiliyorsam... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| my son could do without riding! | oğlum da ata binmemeyi göze alabilmeli! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| God knows I did! | Tanrı ne yaptığımı biliyor! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Hell | Cehennem ol. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Come on. Up! | Hadi. Yukarı! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Where's Jewel? We can't leave without Jewel. | Jewel nerede? Jewel olmadan gidemeyiz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Jewel disappeared with his horse. | Jewel atıyla birlikte yok oldu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Be the last time we see Jewel, sure enough. | Bu Jewel’i son görüşümüz oldu sanırım. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Maybe they get a postcard from him down in Texas, I reckon. | Kim bilir, belki bize Teksas’tan, bir kartpostal gönderir. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Anse Bundren is an outrage against decency. | Anse Bundren’in yaptığı, ahlak kurallarına aykırı bir şey. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I be darn if he ain't a sight. | Bunun bir gram farkındaysa, ne olayım. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| How you feeling, Cash? | Nasıl hissediyorsun Cash? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It don't bother none. | Hiç kimseyi rahatsız etmek istemiyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You want me to prop it up some? | Ayaklarını biraz kaldırmamı ister misin? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You all right? | Daha iyi mi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's just on a bump... | Bir yumrunun üzerine geldi... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| it kinda grinds together a little bit on a bump. | sanki altında bir yumruyu eziyor gibi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| But it don't bother nothing. | Ama daha fazla uğraşma artık. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Is it because Jewel's mother is a horse, Darl? | Jewel'in annesi, bir at olduğu için mi Darl? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Is that why he went away? | O yüzden mi gitti? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That's part of it. | Onun da payı var. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Hey, Cash, you want me to tighten this? | Hey Cash, bunu biraz, sıkılamamı ister misin? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| If you just would. | Birazcık yapabilirsen. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That hurt? | Acıdı mı? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Maybe just put it back down. | Belki sadece geri koysan daha iyi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Hurt? | Acıyor mu? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It don't bother none. | Ya bırak zahmet etme. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You want Pa to slow down? | Babam biraz yavaşlasın mı? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| No. There's no point in slowing down now. | Hayır. Şu an yavaşlamak için bir neden yok. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It don't bother nothing. | Bırak öyle kalsın. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I reckon we gotta get him some medicine. | Ona biraz ilaç vermemiz gerekiyor sanırım. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| There ain't no way around it. | Ama yakın çevrede de bir yer yok! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Just tell him to go on. | Ona devam etmesini söyle. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Them cakes is gonna be nice by the time we get to Jefferson. | Jefferson’a vardığımızda, şu kekler daha da güzelleşmiş olacak. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You best sell them in Mottson, if you know what I'm saying. | Eğer ne dediğimi anlıyorsan, onları en iyi fiyata Mottson’da satabilirsin. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| When will we get to Mottson, Darl? | Mottson’a ne zaman gideceğiz Darl? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Tomorrow. If this team don't step itself to pieces. | Yarın. Eğer bu yeni koşum, parçalar halinde ayrılmazsa. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I think Snopes fed them on sawdust. | Snopes onları testere talaşıyla beslemiş olabilir. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Why did he feed them on sawdust, Darl? | Niye onları talaşla besliyor Darl? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I couldn't see. I couldn't feel. | Göremiyorum. Hissedemiyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I couldn't feel the bed under me. | Altımdaki yatağı hissedemiyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| And I couldn't think of where I was. | Ve nerede olduğumu da bilemiyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I couldn't think of my name. I couldn't even think I am a girl... | Adımı hatırlamıyorum, bir kız olduğumu bile hatırlamıyorum... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| but I knew that something was. But I couldn't even think of time | ama bir şeylerin olduğunu biliyorum. Ama zamanı duyumsayamıyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Then, all of a sudden, I knew that something was. | Derken birdenbire, bir şeylerin olduğunu hatırlıyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It was wind blowing over me. | Benim üzerinde esen bir rüzgar vardı. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I believe in God. I believe in God. | Tanrıya inanıyorum. Tanrıya inanıyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| God, I believe in God. | Tanrım, Tanrıya inanıyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I believe in God. | Tanrıya inanıyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Gonna hawl a little. Gonna hawl a little. | Biraz daha kuvvet. Biraz daha kuvvet. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Pepper! Pepper! | Biber! Biber! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Dewey, make it quick. | Dewey, çabuk ol! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Where you going? Where she going? | Nereye gidiyorsunuz? O nereye gidiyor? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You looking for some toilet things, or is it medicine you want? | Tuvalet ihtiyacınız mı var; yoksa ilaç falan mı bakıyorsunuz? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I'd rather go back there. | Buraya gelmekle hata mı ettim? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| What's the trouble? Tell me what it is you want. I'm pretty busy. | Sorun nedir? Anlatın bana. Yeterince meşgulüm de. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's a female trouble. | Bu bir kadın sorunu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Is that all? Where's your Ma? Haven't you got one? | Bu mu yani? Annen nerede? Başka kimsen yok mu? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| She's out yonder in the wagon. | O dışarıda, arabada. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Why don't you talk to her about it before you take any medicine? | Herhangi bir ilaç almadan önce, neden onunla konuşmuyorsun? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I mean, any woman would tell you about it. | Yani, herhangi bir kadın, bu konuda size yardımcı olabilir. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Are you too regular or not regular enough? | Düzenli adetiniz var mı, yoksa yeterince düzenli değil mi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Yes, I reckon so. Yes. | Evet, yani sanırım düzenli yeterince. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Well, which? Don't you know? | Peki, ne o zaman? Bilmiyor musunuz? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You want something to stop it, is that it? | Onu durdurmak için bir şeyler istiyorsunuz, doğru mu anlıyorum? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| No. You see, it's already stopped. | Hayır. Yani evet, Şimdiden durmuş durumda zaten. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Oh, well, we... | E peki, o halde biz... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You're not married, are you? | evli değilsin, değil mi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Well, I don't have anything in my store for you... | Peki, dükkanda sana göre bir şey yok... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| and I'd advise you to go home and tell your Pa, if you have one... | sana tavsiyem, eve gitmen ve eğer varsa, babana durumu anlatman... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| and let him make somebody buy you a wedding license. | ki o sana bir evlilik cüzdanı alabilmek için birilerini bulsun. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| But I got the money to pay you. | Ama size verebilecek param var. | As i Lay Dying-1 | 2013 |