Search
English Turkish Sentence Translations Page 4929
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| but I could bring the rest next month, maybe. | ama kalanını önümüzdeki ay ödeyebilirim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Ten dollars. | On dolar. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You see, I can't put no price on my knowledge and skill. | Bakın, benim bilgi ve becerim üzerine hiçbir fiyat koyamazsınız. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Certainly not for a little poultry sawbuck. | Küçük bir kümes hayvanı kesmiyoruz herhalde. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| What do you want then? | Peki, ne istiyorsun o zaman? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You guess three times, then I'll show you. | Üç kerede tahmin edin, sonra size göstereceğim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I got to do something. | Bir şeyler yapmam lazım. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You come back 10 o'clock tonight, I give you the rest of it. | Gece 10’da buraya gelin, size geri kalanını vereceğim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Will it work? | Peki, işe yarayacak mı? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Sure it'll work. If you come back and get it. | Tabii ki de yarayacak. Eğer gelip alırsanız. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Get on up outta there. | Şu kürekleri alın. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Fill it in. | Doldurun. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Darl Bundren? | Darl Bundren? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| How does Gillespie know it was Darl that done it? | Gillespie, bunu Darl’ın yaptığını, nereden biliyor? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Vardaman swore he never told nobody but me. | Vardaman kimseye asla söylemediğine dair bana yemin etti. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| If Vardaman never told nobody but you, how come they know it? | Eğer Vardaman, senden başka kimseye söylemediyse, nereden biliyorlar? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It don't matter. | Bunun önemi yok. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| What matters is Gillespie knows. | Önemli olan Gillespie’nin ne bildiği. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| He'd suspicioned it sooner or later. | O er ya da geç, onu suçlayacaktı. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I reckon it ain't no way around it. | Başka bir yolu da yok sanırım. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We got to send him to Jackson. | Onu Jackson’a göndermeleri lazım. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's either that or Gillespie sue us. | Öyle ya da böyle, Gillespie bizi dava edecekti. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| So you wanna fix him now? | Peki, şimdi onu düzeltebilir misin? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Fix him? | Düzeltmek mi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Yeah, catch him. Tie him up. | Evet, onu yakalayalım. Bağlayalım. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Or you wanna wait till he sets fire to the goddamn team and wagon? | Yoksa şu lanet koşumu ve arabayı da ateşe verene dek bekleyecek misin? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| He's crazy! | O çatlağın teki! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That's 'cause Jewel was too hard on him. | Çünkü Jewel ona çok fazla yüklendi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I thought about it more than once... | Nehri geçmeden önce ve sonra, bunun hakkında... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| before we crossed the river and after... | birkaç kez düşündüm... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| that it would be God's blessing... | Tanrı’nın bize bir lütfu olabilecek miydi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| if He'd taken her out of our hands... | Ama O, onu ellerimizin arasından aldı... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| and we got shut of her in some clean way. | biz onu özenli bir şekilde defnetmek isterken. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It seemed to me, when Jewel was working to get her out in the river... | Jewel onu nehirden çıkarmaya çabalarken, düşündüm ki... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| he was going against God in a way. | aslında Tanrı’ya karşı da, bir savaş veriyordu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| And when Darl seen that it looked like one of us was gonna have to do something... | Ve Darl’ı gördüğümde, o da bizden biri gibi sanki bir şeyler yapmak zorunda hissediyordu... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| well, I can almost believe that he done right, in a way. | yani ben onun bir şekilde neredeyse doğruyu yaptığına inanıyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| But that don't excuse burning down a man's barn... | Ama bu, bir adamın ahırını ateşe vermekte, erzakını tehlikeye atmakta ya da... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| or endangering his stock, or destroying his property. | mülküne zarar vermekte onu haklı çıkarmaz tabi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I guess there ain't no excuse for what Darl did... | Darl’ın yaptığı şeyin, yani erzakı tehlikeye atmanın... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| endangering that stock, destroying his property. | mülke zarar vermenin, herhangi bir özrü olamaz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I reckon that's how a man's crazy. | Bunlar bir adamın, deli olduğunu gösterir. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| He can't see eye to eye with other folks. | O diğer insanlarla, göz göze gelmekten kaçınırdı. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| And I suppose there ain't much you can do... | Ve ben yapılabilecek çok fazla bir şeyin olmadığını düşünüyorum... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| except for what it is that most folks says is right. | herkesin de söylediği, doğru bence de. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| But it's a shame in a way. | Ama her halükarda, bizim için bir utanç. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Are you Darl Bundren? | Sen Darl Bundren misin? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You better come with us. | Bizimle gelsen iyi olur. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Get off me! Cash! | Bırakın beni! Cash! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Cash! | Cash! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| All right. Dewey, let go of him! | Pekala. Dewey, bırak gitsin! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Cash, I thought you woulda told me. | Bana anlatacağını sanıyordum Cash. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I never thought you wouldn't have told me. | Bana anlatmayacağını, düşünmedim bile. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Cash? | Cash? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| All right, all right, all right. | Pekala, tamam, tamam. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You can scratch at me all you want. | Bana istediğiniz karalamayı yapabilirsiniz… | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Maybe, you see, if I'm gone... | belki; ama göreceksiniz, eğer gidersem... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| no one'll know. | hiç kimse öğrenemeyecek. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Ain't gonna go away, just like whatever you got in that box | Her ne varsa o koyduğunuz kutuda, yok olup gidecek benimle, | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| ain't gonna make it go away. | artık gitmiş olacak. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| What, you think the questions are just gonna go away just 'cause I ain't here to ask them? | sana sormamı beklediğin her ne varsa, ben soramadan, gitmiş olacak. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Darl... | Darl... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Is this what you want? | istediğin bu muydu? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Maybe it'll be better for you. | Belki de böylesi senin için daha iyi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's quiet down there without all the bothering. | Seni rahatsız eden her şeyden uzaklaşıp, kafanı dinleyeceksin. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Is that what you think I am? | Böyle düşündüğümü mü sanıyorsun? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It'll be better for you, Darl. | Senin için daha iyi olacak Darl. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Better? Better? | Daha iyi? Daha iyi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's quiet down there, yeah. | Evet, buradan daha huzurlu olacak. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It'll be better for you. | Senin için daha iyi olacak. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Maybe it'll be better. | Belki de, daha iyi olacak. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Maybe. Maybe! | Belki. Belki! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Vardaman, come here. | Vardaman buraya gel. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It was getting right noticeable... | Kokuya da bakılırsa... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| the smell, that is. | gözle görülür şekilde iyiye gitmiş. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We didn't have no time to waste. | Kaybedecek zamanımız yoktu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It don't bother none. | Kimseyi rahatsız etmek istemedim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Don't you lie there and tell me that. | Bana masal anlatıp durmasana. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You with all that time on a wagon... | Bütün o zaman boyunca o arabanın üstünde... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| with no springs and a broken leg, and it don't bother you. | kırık bir ayakla gidiyorsun ve bu seni rahatsız etmiyor öyle mi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It don't bother much. | Çok fazla sıkıntım yoktu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You mean, it don't bother Anse much. | Anse’nin çok fazla sıkıntısı yoktu demek istiyorsun herhalde. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Why don't he just take you over to the nearest sawmill... | Anse neden seni yol üstündeki en yakın bıçkıhaneye sokup... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| and put your leg in a saw? That woulda cured it. | bacağını testereyle kestirmedi ki? Bu en kolay tedavi olurdu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| And you all coulda taken... | Hepiniz de tedavi olabilirdiniz aslında... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Anse over to the saw, stuck his head in there and cured the whole family. | Hani Anse, kendi başını da o testereye sıkıştırmış olsaydı, tüm aile tedavi edilmiş olurdu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Son, this toe is gangrenous. | Oğlum bu ayak kangren olmuş. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Get it off, Doc! Take it! Go! Go! | Kesin Doktor! Alın! Hadi! Hadi! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You wait out here. | Sen burada bekle. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Why can't I come in? | Ben niye gelemiyorum? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I wanna come in, too. | Ben de gelmek istiyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| A banana. | Bir muz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| And you're sure it'll work? | Ve kesinlikle işe yarayacak mı? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Sure. As long as you take the rest of the treatment. | Kesin. Sen tedavinin geri kalanına, devam ettiğin sürece. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Where do I take it? | Nerde alacağım bunu? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Let me show you. | Sana göstereyim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That's what you want. | İstediğin buydu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That's what you came back for? | Yoksa niye geri döndün ki? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That's what you came back for. | Geri dönmenin nedeni işte buydu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Take that little seed out. Take the little acorn that you got in. | O küçük tohumu çıkaralım artık. İçine aldığın o küçük palamudu çıkar. | As i Lay Dying-1 | 2013 |