Search
English Turkish Sentence Translations Page 58
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Hey Jennifer, I'm Cole. | Selam Jennifer, ben Cole. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Are you real, Cole? | Gerçek misin Cole? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Listen, I'm sorry I can't stick around, | Dinle, kalamadığım için kusura bakma, ama bana bir iyilik yap... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
From this point forward, | ...bundan sonra bana hüzünlü gözler deme. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
You guys gonna pick up where you left off? | Kaldığınız yerden devam edecek misiniz? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Cassie? | Cassie'yle yani? Ramse. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Yeah, yeah, her name's Cassie. | Evet, adı Cassie'ydi. Dinle, yardım etmen lazım. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I want you to talk to her. | Onunla konuşmanı istiyorum, biraz akıllı olsun, sakin dursun. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
And I want you to bring up your friend. | ...nasıl? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Right, the one who eats blondes for breakfast. | Kahvaltı niyetine sarışınları yiyenin dediklerine bak. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Take a shot. | Siz leşçilerin vuruş alanlarından birinde değil. Bir dene. Buna değer. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Attention Night Room shoppers... | Gece odası müşterilerinin dikkatine... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Almost there. | Az kaldı. Az kaldı. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Who are you? | Kimsin sen? Kimsin sen? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Who are you... | Kimsin sen... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Hey, we got to take you to the back. | Seni geri götürmek zorundayız. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Where are we going? | Nereye gidiyoruz? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
This is it. 1957. | İşte bu. 1957. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Oh, my God, there's a woman here with a gun! | Aman Tanrım, silahlı bir kadın var! | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
How did you know? | Nasıl anladın? Önce anlayamadım. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Then I did. | Sonradan dank etti. Cole, bunu yaparsam... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I can be with her forever in the Red Forest. No death, no time clock. | ...sonsuza kadar ölüm ve zamanın olmadığı Kızıl Orman'da onunla olabilirim. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
You don't understand. | Anlamıyorsun, onu seviyorum. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Cole, he is not your friend. He's a Messenger. Shoot him! | Cole, o, arkadaşın değil. O bir Elçi, vur şunu! | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
That's not it. | Bu, doğru değil. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Charlie... | Charlie, seni anlıyorum. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Good bye. | Elveda sevdiğim. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Jones. | Jones. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Welcome home. | Eve hoş geldiniz. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I remember sending you back to 1957, both of you, | İkinizi de 1957'ye gönderdiğimi hatırlıyorum... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
and then it's a blur. | ...ama sonrası biraz bulanık. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
The storms overran the facility. | Fırtınalar tesisi yok ediyordu. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I remember being surrounded by the anomalies. | Zamansal anormallikler tarafından kuşatıldığımızı hatırlıyorum. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Then... | Sonra da... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
It took months, | Aylar sürdü, ama sonunda Zaman kendini yeniledi. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
The Red Forest is gone, for now. | Kızıl Orman gitti artık. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
A memory of tomorrow. | Yarına ait bir anı olarak kaldı. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Since it took a year for you to find the Primary, | Önemli'yi bulmanız bir yıl sürdüğünden... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I had to wait for your real time tethers to catch up. | ...gerçek zamanlı vericilerinizin sinyalini yakalamayı beklemek zorunda kaldım. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
It was lonely at first, | En başlarda çok yalnızdım... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
but it wasn't long before I had... | ...ama çok geçmedi ki ziyaretçiler gelmeye başladı. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Get her! You're coming with me! | Yakalayın şunu! Benimle geliyorsun! | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Holy shit, this is the mother lode. | Lanet olsun, burası maden damarı. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I had to learn to protect this place on my own. | Bir başıma tesisi korumayı öğrendim. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Day in and day out, they would come. | Sonu gelmek bilmiyordu. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
And I would have to clean house. | Her gün evi temizlik yapmak zorunda kalıyordum. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
And then one day, this little shit showed up. | Sonra bir gün, bu bit torbası çıkageldi. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
What can I say? | Ne diyebilirim ki, daha önce hiç köpeğim olmamıştı. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
It's been us ever since. | O zamandan beri birlikteyiz. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
It took us a year. A long year. | Bir yıl sürdü, uzun bir yıl. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
We went through every single person at that factory. | Fabrikadaki her adamı tek tek kontrol ettik. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
We almost didn't find the Primary. | Önemli'yi az kalsın elimizden kaçırıyorduk. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
It was close, | Çok yakındı, ama son saniyede... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
we stopped the Messenger, | ...Elçi'yi durdurmayı başardık. Cole başardı, öldürdü. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
There's something else. | Bir konu daha var. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Ramse and Hannah... | Ramse ve Hannah Titan'da ölüyorlar. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
This woman, this Primary, she said an army is awaiting them? | Bu Önemli kadın, onları bekleyen bir ordu mu var dedi? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Ramse's walking into a trap. The Witness knows somehow. | Ramseler tuzağa doğru ilerliyor. Tanık'ın bir şekilde haberi olmuş olmalı. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
What are you doing? | Ne yapıyorsun? Her araçta bir telsiz var. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I've been tracking their movements, | Hareketlerini takip ediyordum... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
but this morning, the signal ended right here, west of Titan. | ...ama sinyallerini bu sabah Titan'ın batısında kaybettim. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
We need to warn 'em, stop 'em from going there. | Onları uyarmalıyız, oraya gitmelerini engellemeliyiz. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
They're too far to radio. We'll never be able to... | Telsiz oradan çekmez. Buradan iletişim... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
The machine. Dr. Adler's programmed the machine for Titan. | Dr. Adler makineyi Titan için ayarlamıştı. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Time travel without the time part. We could splinter there and warn them. | Zaman yolculuğu olmadan kullanabiliriz. Oraya gidebilir ve onları uyarabiliriz. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Can you finish the calculations? | Hesaplamaları tamamlayabilir misin? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I programmed the jump to the woods just outside Titan. | Titan dışındaki ağaçlık alana ayarladım. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
There's only one approach. | Tek yaklaşma istikameti orası. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Hopefully, we will find them there. | Umarım onları bulabiliriz. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Did you just say we? The machine is on autopilot. | Bulabiliriz mi dedin sen? Makineyi otomatik pilota aldım. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
It will pull us all back in 12 hours. | 12 saat içinde otomatik olarak geri ışınlayacak. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
That gives us more than enough time to radio the caravan | Konvoyla irtibata geçip onları bulmak için bu süre yeter de artar bile. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Are you serious? I'm going, Mr. Cole. | Sen ciddi misin? Geliyorum Bay Cole. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I'm not losing my daughter again. | Kızımı tekrar kaybedemem. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Now get your ass in the chair. | Kıçını kaldır da otur sandalyeye. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Initiate splinter sequence. | Ayrıştırma işlemine başla. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Holy shit! | Bu ney lan! | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Is that what that feels like? | Böyle bir duygu mu? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Jones. What? | Jones. Ne? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Ramse's gone. They all went to Titan. | Ramse gitti, hepsi Titan'a gitti. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Where's Hannah? She went with them. | Hannah nerede peki? O da gitti. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
There's an army waiting for them. | Onları bekleyen bir ordu adam var. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
If we're gonna have any chance of saving them, | Onları kurtarma girişiminde bulunacaksak... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
we need the Daughters to come with us. | ...Evlatlar'ın da bizimle gelmeleri şart. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
They won't listen to me. | Beni dinlemiyorlar. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
They don't believe in me. Then make them. | Bana inanmıyorlar. O halde inandır. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Daughters of Earth, | Yeryüzünün Evlatları, ben Jennifer Goines. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
What is this? | Bu ne şimdi? Şu anda... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
an army of death awaits our friends in Titan. | ...ölüler ordusu dostlarımızı Titan'da bekliyor. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
But we... | Ama biz... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
we can face that death head on | ...ölümle yüzleşip onları kurtarabiliriz! | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I see in your eyes the same fear | Gözlerinizde yüreğimi ele geçirmeye çalışan korkuyu görüyorum. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
A day may come when the courage of women fails, | Kadınların cesaretlerinin kırıldığı, dostlarımızı terk ettiğimiz... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
and we forsake our friends and break all bonds of fellowship, | ...tüm gönül bağlarımızı kopardığımız o gün elbette gelebilir... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
but it is not this day! | ...ama o gün, bugün değil! Yüzüklerin Efendisi. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
This is our chance, | Bu, düşmanlarımıza hayatlarımızı... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
to tell our enemies | ...alsalar dahi özgürlüğümüzü alamayacaklarını haykırabileceğimiz... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
but they'll never take our freedom! | ...son ama son şansımız! Cesur Yürek. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I think it's working. | Bence işe yarıyor. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Today we celebrate | Bugün hep birlikte Bağımsızlık Günü'nü kutlayalım! Bağımsızlık Günü. | 12 Monkeys-1 | 2015 |