Search
English Turkish Sentence Translations Page 62
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Who are you? On the ground! | Kimsin sen? Yere yat! Sen kimsin? Yere yat! | 12 Rounds-1 | 2009 | |
What's your name? | Senin adın ne? Adın ne? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Officer Fisher. | Memur Fisher. Memur Fisher. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I'll remember you. | Seni hiç unutmayacağım. Seni unutmayacağım. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
On the ground. | Yere yat. Yere yat. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I'm tryin' to figure out what's worse, man | Hangisinin daha kötü olduğunu çözmeye çalışıyorum, adamım. Daha beter ne olabilir çözmeye uğraşıyorum, dostum... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
your shootin' at this table or your shootin' at the range. | Bu masadaki atışların mı yoksa hedef tahtasına yaptıkların mı? ...masada attığın vuruş mu, yoksa çevrede attığın şut mu. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Aw, he's got jokes, huh? I'll take those, Jesse. | Amma da komiksin. Bunları ben alayım, Jesse. Vay, şaka da yaparmış? Ben alırım, Jesse. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Hey, mama, this might be a little strange, but Danny wants to know if you think I'm sexy. | Söylesene, tatlım, bu biraz tuhaf olacak ama... Hey, annecik, bu biraz garip olabilir, ama Danny... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Really? Oh, yeah. Inquiring minds got to know. | Gerçekten mi? Ah, evet. Öğrenme merakı işte. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Don't worry about him, darling. | Onun için endişelenme, hayatım. Ondan yana kaygılanma, tatlım. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You're safe. We had him neutered. See? Safety first. | Korkmana gerek yok. Onu kısırlaştırdık. Gördün mü? Güvenlik önce gelir. Güvendesin. Onu hadım ettirdik. Gördün mü? Çok güvenli. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You're an animal. | Hayvanın tekisin. Öküzün tekisin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Hey, a toast. Right on. | Hadi, kadeh kaldıralım. Devam et. Hey, şerefine. Aynen. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
To my partner. One year ago tomorrow, we made detective. | Ortağıma. Bir yıl önce yarın, dedektifliğe getirilmiştik. Ortağıma. Geçen sene yarın, dedektif olmuştuk. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Yeah, and all 'cause of my outstanding police work, huh? | Evet, bunun tek sebebi benim seçkin polislik görevlerim, değil mi? Evet, hepsi de "şahane polisliğim" sayesinde, ha? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Okay. Maybe it had somethin' to do with the fact... | Tamam. Belki senin şu uluslararası silah satıcısını... Tamam. Birazı da senin uluslararası silah kaçakçısı birini... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
that you captured an international arms dealer. | ...yakalamış olmanın da bir etkisi olmuş olabilir. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Hey, but seriously, bro, I mean, from patrols in the Lower Ninth to this? | Ama cidden bakınca, yani Lower Ninth'de devriye gezinmekten buraya gelmek. Ama gerçekten, yani Lower Ninth'de devriye gezmekten buralara gelmek. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Doesn't ever bother you? What? | Hiç canını sıkmıyor, değil mi? Ne? Hiç mi rahatsız etmiyor? Ne? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
What the mandated pay raise, the flashy new badge? | Maaşın yükseltilmesi ve gösterişli yeni rozet mi? Ne... Devlet zammı, asortik yeni rozet mi? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Benefits of bein' a minor celebrity? Hell, no! | Ufak çapta meşhur olmanın getirdiği faydalar? Kesinlikle hayır! Faydalı olmanın şanı küçük mü yani? Yok daha neler! | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You just never think about what would have happened if we had stayed put... | O gece olduğumuz yerde kalıp, yapmamız gerektiği gibi destek ekibini... Aslında o gece yapmamız gerekeni yapıp, olduğumuz yerde... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
and called for backup that night, like we were supposed to? | ...destek bekleseydik, neler olurdu, bunu hiç düşünmüyorsun. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Ah, aside from the fact that I wouldn't have a bullet hole in my ass cheek? | Kıçımdan yemeyebileceğim kurşundan başka mı? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Yeah, besides that. | Evet, onun dışında. Evet, ondan başka. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
No, Danny, not at all. You know what? Neither should you. | Hayır, Danny, bir kere bile düşünmedim. Biliyor musun, sen de öyle yapmalısın. Hayır, Danny, katiyyen. Var ya? Sen de öyle. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Just sayin'. | Söylemesi kolay. Sadece söylüyorum. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
A girl dies that night, and we get promoted. | O gece bir kız öldü ve biz terfi ettirildik. O gece bir kız öldü, biz de terfi edildik. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Can I get a cup? | Bir bardak alabilir miyim? Bardak alabilir miyim? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
That's it? I got to. | Bu kadar mı? Gitmem gerek. Buraya kadar mı? Gitmem gerek. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Aw, come on. It's fellas' night out. One more. We've had like six one mores. | Hadi ama. Bu gece erkekler gecesi. Bir tane daha. Hadi ama. Dostların gecesi bu. Bir tane daha. Neredeyse altı kez bir tane daha oldu | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I gotta go home. Why? Because that beautiful woman, that annoying dog | Eve gitmeliyim. Neden mi? Çünkü o güzel kadın, o pire torbası... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
you know, they're waitin' for me. | ...ve kızgın bir köpek var. ...gördüğün gibi, beni bekliyorlar. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
All right, all right. I can't argue with that, bro. All right, man. | Pekâlâ, pekâlâ. Bu konuda seninle tartışmayacağım, kardeşim. Pekâlâ, adamım. Pekâlâ, pekâlâ. Buna lâf denemez birader. Tamam dostum. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Good luck. | İyi şanslar. İyi şanslar. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Aw, come on, son. I don't need luck. This ain't about luck. | Hadi ama, dostum. Şansa ihtiyacım yok ki. Bunun şansla alakası yok. Yapma evlât. Şansa ihtiyacım yok. Bunun şansla ilgisi yok. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You gotta be kiddin' me. | Şaka yapıyor olmalısın. Yok artık daha neler. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
This is not a big deal, okay? Two inches of water on the floor. Look at Shortie. | Büyütülecek bir şey yok, tamam mı? Önemli bir şey değil, tamam mı? Beş santim su basmış. Bacaksıza baksana. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I know. Phil's gonna be here in a few minutes. | Biliyorum. Phil birkaç dakika içinde burada olacak. Farkındayım. Phil birazdan burada olacak. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
That's all I need put another one of that guy's kids through college. | Adamın çocuğunu üniversitede okutacak... Tek ihtiyacım bu. Adamın çocuklarından birine üniversite boyunca destek olmak. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
This is not a big deal. This is our home. | Önemli bir şey değil. Kendi evimiz. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Apparently our home is made of durable papier mâché. Stop. Stop it. | Görünüşe göre evimiz dayanıklı kartonpiyerden yapılmış. Kes şunu. Görünüşe göre evimiz sağlam kartonpiyerden. Kes, kes şunu. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Look, I have to go to the hospital. I'm doin' another night shift. | Bak, hastaneye gitmeliyim. Bir başka gece nöbetim daha var. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I'm putting you and Shortie in charge. Fantastic. | Görevi sana ve Bacaksıza devrediyorum. Harikulâde. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
We're fucked. | Ayvayı yedik. Sıçtık. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I'm gonna start sleepin' in the guest room. | Yakında misafir odanızda uyumaya başlayacağım. Misafir odasında uyumaya başlayacağım. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
There's leftover pork chops. Make sure you feed Phil when he's done savin'our house. | Domuz pirzolası kalmış olmalı. Phil evimizi kurtardıktan sonra, onu beslemeyi unutma. Domuz pirzolası kaldı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Love you guys. | Sizi seviyorum çocuklar. Sizi seviyorum çocuklar. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Dude, didn't I tell you two months ago that you had to replace the stop valve? | Ahbap, iki ay önce sana kapatma vanasını değiştirmeni söylememiş miydim? Ahbap, vanayı değiştirmenizi iki ay önce söylememişmiydim? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
What stop valve? Look, I told you it had a crack. | Ne vanası? Bak, çatlak olduğunu söylemiştim. Ne vanası? Size sızdırdığını söylemiştim. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You said you'd take care of it yourself, save a little cash. | Kendin başa çıkabileceğini söylemiştin, bu kadar cimrilik yapma. İcabına bakacağınızı, para biriktireceğinizi söylediniz. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I spent all afternoon underneath that sink. I was gonna get to it. | Tüm öğlenimi o lavabonun altında geçirdim. Halledecektim. Bütün günümü o lavabonun altında harcadım. El atacaktım. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
When? Two months ago? That's when I just bought the new car. | Ne zaman? İki ay önce mi? Yeni araba aldığım zamana denk gelmişti. Ne zaman? İki ay önce mi? Yeni arabayı aldığımda. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I was tryin' to save some cash. I can't handle this. L I'm gonna be late. | Biraz para biriktirmeye çalışıyordum. Bununla uğraşamayacağım. Geç kalacağım. Biraz para biriktirmeye çalışıyordum. Bunu çekemem. Gecikeceğim. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Molly? Danny, what? | Molly. Danny, ne? Molly? Danny, ne var? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Look, I need a little help here, okay? | Bak, sadece biraz yardım etmeni bekliyorum, tamam mı? Bak, burada yardıma ihtiyacım var, tamam mı? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
First it was the gas bill, and then the air conditioning, and now the sink? | İlk önce gaz faturası, sonra havalandırma, şimdi de lavabo. İlki doğalgaz faturası, sonra klimaydı, şimdi de lavabo mu? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I mean, I love you. | Yani, seni seviyorum. Demek istediğim, seni seviyorum. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I just I need to know that I can trust you with these things. That's all. Okay? | Sadece, bu konularda sana güvenebileceğimi bilmem gerekiyor. Hepsi bu. Tamam mı? Bu işlerde sana güvenmem gerek. Hepsi bu. Tamam mı? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I'm sorry. | Özür dilerim. Özür dilerim. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I gotta go. | Gitmeliyim. Gitmem gerek. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Molly, wait. | Molly, bekle. Molly, bekle. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Look, I'll see you in the morning, okay? | Bak, sabaha görüşürüz, tamam mı? Sabah görüşürüz artık, tamam mı? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Dude, sorry. I didn't mean to make a ruckus. | Ahbap, kusura bakma. Seni arbedeye sokmak istememiştim. Ahbap, üzgünüm. Ortalığı karıştırmak istemedim. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
But a plumber's gotta plumb. | Ama bir tesisatçının da yapması gereken tesisat var. Ama bir tesisatçı tesisat yapmalıdır. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You want a little advice? | Ufak bir tavsiye ister misin? Küçük bir tavsiye ister misin? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
It's the ones that go underneath the sink | Lavabonun altına senin girmen gerekir ki... Lavabonun altına sen gir ki... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
those are the ones that you don't want to have walk away. | ...sepetlenmekten kurtulasın. ...kapı dışarı olmaktan kurtulasın. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Yeah. | Efendim? Evet. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Is this Officer Fisher of the New Orleans Police Department? | New Orleans Polis Departmanı'ndan memur Fisher'la mı görüşüyorum? New Orleans Polisi'nden Memur Fisher'le mi görüşüyorum? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Detective Fisher. Who's calling? | Detektif Fisher olacak. Ben kimle görüşüyorum? Dedektif Fisher. Siz kimsiniz? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
This is Miles Jackson. | Ben Miles Jackson. Ben, Miles Jackson. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
How you been? Why the hell are you calling me? | Nasıl gidiyor? Ne diye beni arıyorsun? Ne var ne yok? Beni neden arıyorsun? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Say hello Chat about the weather... | Bir merhaba deyip, havadan sudan konuşmak için aramıştım,... Merhaba demek, havaları sormak, gerilecek misin onu görmek için. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
see if you fancy a quick bite. | ...rahatsız ettiysem anlayışla karşılarım. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Yeah, prison food tastes like shit. | Tabii, hapishane yemeklerinin tadı berbat olmalı. Evet, hapisane yemekleri bok gibidir. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Yes, it does. One of the many reasons that I left. | Evet öyle. Ki bu da oradan kaçma sebeplerimden bir tanesi. Aynen öyle. Veda gerekçelerimden biri de bu. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I put you there, Miles. I'm pretty sure I'd know if you were out by now. | Seni oraya ben tıktım, Miles. Oradan çıkmış olsaydın kesinlikle haberim olurdu. Seni oraya ben tıktım, Miles. Çıkmış olsan çoktan duyardım. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Really, Danny? | Emin misin, Danny? Gerçekten mi, Danny? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I'm sorry to tell you, but I think you might have been left out of the loop on this one. | Bunu söylediğim için kusura bakma ama sanırım bu durumu biraz ihmal etmiş gibisin. Söylediğim için üzgünüm ama sanırım bu işi bu sefer gözden kaçırdın. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Okay. So, where are you? | Pekâlâ. Neredesin öyleyse? Tamam. Neredesin peki? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Close enough to smell Molly in the shower while you were takin' your little nap. | Sen o küçük şekerlemeni yaparken Molly'nin... Sen kestirirken Molly'nin banyodaki kokusunu alacak kadar yakın. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
It's a real shame about the plumbin', 'cause I was really startin' to enjoy the show. | Tam gördüklerim hoşuma gitmeye başlamıştı ki tesisatın azizliğine uğradım. Tesisat işi gerçek bir utanç kaynağı... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Danny? Where you goin'? | Danny, nereye gidiyorsun? Danny? Nereye gidiyorsun? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I don't know where you are or what you're doin'. | Nerede olduğunu ya da ne halt ettiğini bilmiyorum. Nerede olduğunu, ne yaptığını bilmiyorum. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You come anywhere near me and Molly, I swear to God Danny, please shut up. | Ama bana veya Molly'e yaklaşmaya kalkışırsan,... Bana ya da Molly'ye yaklaşırsan, yemin ederim... Danny, kapa çeneni. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You killed the love of my life. | Sen hayatımın aşkını öldürdün. Sen benim sevdiğim tek kadını öldürdün. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
That was an accident, Miles! | O bir kazaydı, Miles! O bir kazaydı, Miles! | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Oh, and poor Phil. | Bir de zavallı Phill var. Ah, zavallı Phil. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
He was really looking forward to those pork chops. | Dört gözle domuz pirzolalarını mideye indirmeyi umuyordu. Domuz pirzolasını dört gözle bekliyordu. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Phil! | Phil! Phil! | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Phil, get out of the house! | Phil, dışarı çık! Phil, evden çık! | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Now, see, that was an accident. | Şimdi, kaza bu şekilde olur işte. İşte gördün, bu da bir kazaydı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Okay, you listen very carefully to me, Danny. | Pekâlâ, şimdi beni çok dikkatli dinle, Danny. Pekâlâ, şimdi beni iyi dinle, Danny. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
It's our anniversary. | Bu bizim yıldönümümüz. Bugün bizim yıl dönümümüz. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
One year ago today, whether by dumb luck or uncompromising skill, you bested me. | Bir yıl önce bugün, aptal şansınla ya da üstün yeteneklerinle beni alt etmiştin. Geçen sene bugün, şans eseri ya da uzlaşmaz yapından ötürü, beni yendin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
And as such, today we're going to have our rematch. | Bu sebepten dolayı, bugün yeni bir karşılaşma daha yapacağız. Ve bugün gene, tekrar kapışacağız. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I just took Round 1. | Az önceki 1.raunddu. Ben ilk turu aldım. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
The last time we met, you took from me what can never, ever be replaced. | Son karşılaştığımızda elimden aldığınla karşılaştırıldığında bu bir hiç. Son karşılaşmamızda, yerine konulamaz, döndürülemez bir şeyi kopardın benden. | 12 Rounds-1 | 2009 |