Search
English Turkish Sentence Translations Page 587
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Now it's my turn. | Artık sıra bende. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| They're all terrified of you. That'll get you a week of good behavior. | Şey, hepsini dehşete düşürdün, bu sana bir haftalık düzgün davranış kazandırır. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| My containers. | Kaplarım. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| My new beginning. | Yeni başlangıcım. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| We've both had a rough week. | Lemon, ikimizde zor bir hafta geçirdik. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| You went firebug, and I'm sitting on four million... | Sen kundakçı oldun ve bende Hukukun depolardan çıkmasına... | 30 Rock-3 | 2006 | |
| mini microwaves that legal won't let out of the warehouse. | ...izin vermediği dört milyon mini mikrodalga fırınla kaldım. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| I suggest we both go to our respective homes, open a bottle of wine, | Tavsiyem, ikimizde kendi evlerimiz gidelim bir şişe şarap açalım... | 30 Rock-3 | 2006 | |
| and heat up some ham in the shower. | ...ve duşta biraz jambon pişirelim. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| It works in the shower? | Duşta çalışıyor mu? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| You know what? | Biliyor musun ne… | 30 Rock-3 | 2006 | |
| This really is the best day ever. | …bu gerçektende şimdiye kadar ki en iyi günüm. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Here comes the funcooker! | İşte eğlencepişirici geliyor. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Yes, ma'am. | Evet, efendim. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Is that code for some kind of older gal medical procedure? | Bu yaşlı bayanlara yapılan tıbbi bir prosedür için şifre mi? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| No, I really have a boyfriend. | Hayır, Kenneth, gerçekten bir erkek arkadaşım var. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Look, he's handsome and a doctor. A doctor? | Bak, hem yakışıklı, hem de doktor. Doktor mu? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Well, don't get too attached. | Şey, çok bağlanmayın. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| As soon as people realize his tonics don't work, | İnsanlar ilacının işe yaramadığını anlar anlamaz, | 30 Rock-3 | 2006 | |
| it's on to the next town. | sıradaki kasabaya gider. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Jerk chicken from that place in Mill Basin? | Mill Basin'deki o yerden baharatla kurutulmuş tavuk mu? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| And some? | Ve biraz da? Ama işine dönmek için acele eden birisi mi? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Catalog photos of expectant mothers in their swimming suits? | Mayolu hamile kadınların resim katalogu mu? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| You are my radar O'Reilly. | Sen benim Radar O'Reilly'limsin* Ken. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Now get in here and rub my feet till you hear a chopper coming. | Şimdi, buraya gel ve bir helikopterin geldiğini duyana kadar ayağımı ov. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| What's his mood? Upbeat and confused. | Ruh hali nasıl? İyimser ve şaşkın. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Perfect. You know his contract is up. Has it been that long? | Mükemmel. Biliyorsun kontratını yenileme zamanı geldi. O kadar oldu mu? Egzersiz yapıyor musun? Hayır. Egzersiz yapıyor musun? Hayır. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| We sure have done some crazy things with Tracy in the last three years. | Gerçekten de son üç yıldır Tracy ile bir sürü çılgınca şey yaptık. Devam edelim. Devam edelim. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| We sure have. | Gerçekten de yaptık. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| I'm thinking about some of them now. | Şimdi onlardan bazılarını düşünüyorum. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Right. Play hardball. Get your business jollies. | Doğru. Zoru oyna. İşinin zevkini çıkar. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| His video game made a fortune and he invested all of it in a company | Bilgisayar oyunundan bir servet kazandı ve hepsiyle banka... | 30 Rock-3 | 2006 | |
| that dismantles bank signs. They're doing very well. | ...tabelalarını söken bir firmaya yatırım yaptı. İşleri çok iyi gidiyor. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| You don't think he's gonna leave? Don't worry. | Ayrılacağını düşünmüyorsun, değil mi? Merak etme. Her zaman gördüğüm rüya hakkında konuşuyordum... 20 dakika görüşebildiğim adamla dört saat geçirmek demek bu. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| When you're above money, personal relationships become your currency. | Parayı aştığın zaman para birimin kişisel ilişkilerin olur. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Tracy and I have become quite close. | Tracy ve ben çok yakınlaştık. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Look. We got BFF bracelets. | Bak. Bizim SKEİD bilekliklerimiz var. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| You guys are best friends forever? | Siz sonsuza kadar en iyi dost musunuz? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| That's not what that stands for. | Açılımı bu anlama gelmiyor. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Why would you celebrate that? | Onu niye kutlarsınız ki? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Tell me where you went to school again? | ...gelinlik giymiş onun takım elbisesiyle dans ediyordun. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Well... I... | Şey... Ben... | 30 Rock-3 | 2006 | |
| You really look nice today. Thank you. | Bugün gerçekten de güzel gözüküyorsun. Teşekkür ederim. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Do you know her? No, I don't think so. | Onu tanıyor musun? Hayır, sanmıyorum. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Wait! No! That's my car! | Oh, bekle! Hayır, hayır! O benim arabam! | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Meter's expired. | Parkmetrenin süresi geçmiş. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| I forgot to get quarters. | Bozukluk almayı unutmuştum. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| You know what? I got quarters. | Biliyor musun ne? Bende bozukluk vardı. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Thanks, officer. You're welcome. | Sağ olun, memur bey. Bir şey değil. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| I guess. | Sanırım öyle. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Excuse me. I'm Calvin Klein | Affedersiniz. Ben Calvin Klein | 30 Rock-3 | 2006 | |
| and I think you should be my next underwear model. | Ve ben sıradaki iç çamaşırı modelim olman gerektiğini düşünüyorum. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Well, thanks. | Vay be, sağ olun. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| You don't wanna get a card, phone number? | Bir kartını almak istemiyor musun, telefon numarasını? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| I don't know. It was packed. But they just gave Drew a table. | Bilmiyorum. Tıklım tıklımdı, ama Drew'a bir masa verdiler. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| It's ridiculous how people treat him. The chef sent over food. | İnsanların ona davranışı çok garip. Şef yiyecek gönderdi. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Ladies sent drinks. | Bayanlar içecek gönderdi. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Mayer Bloomberg asked him to dance. | Vali Bloomberg dans kaldırmak istedi. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| moderately... pleasant looking people. | ...gözükenlerden daha farklı davranılır. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| It's true. They live in a bubble. | Doğru. Bir balonda yaşarlar. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| A bubble of free drinks, kindness, and outdoor sex. | Bedava içecekler, nezaket ve açık havada seks balonu. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| How did Drew turn out as well as he did going through life like that? | Hayatı böyle geçmişken Drew nasıl oldu da bu kadar iyi olabildi? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| The bubble isn't always a bad thing. Look at me. I turned out OK, didn't I? | Balon her zaman kötü bir şey değildir. Bana baksana. Ben iyiyim, değil mi? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| I want you to pay close attention | Jack, birazdan gelecek gözlerin yukarı kayması olayına çok dikkat etmeni istiyorum. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Oh brother! | Oh birader! | 30 Rock-3 | 2006 | |
| I don't share this often. | Bu gerçektende oluyor ve ben mahvediyorum. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| What the... what? | Ney... Ne? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| You have a superman chest! | Sende Superman göğsü varmış. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| I know. Oh, my god. | Biliyorum. Aman tanrım. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| The lady will have two tickets to the gun show. | Bayan silah şovuna iki bilet alacak. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| And your eyes are so much bluer. | Ve gözlerin de çok daha maviymiş. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| What happened to your eyes? My point is, | Gözlerine ne oldu? Demek istediğim, | 30 Rock-3 | 2006 | |
| while you can. Can I keep that? | ...bu özelliklerin keyfini çıkar. Bu bende kalabilir mi? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Everyone gather around please. | Herkes toplansın lütfen. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Actor announcement. As you probably know, | Aktör duyurusu. Muhtemelen bildiğiniz üzere, | 30 Rock-3 | 2006 | |
| especially if you read page six of my publicist's emails, | özellikle de halka ilişkiler uzmanımın e postasının altıncı sayfasını okuduysanız, | 30 Rock-3 | 2006 | |
| I have decided to cut my hair and donate it to charity. | saçımı kesip bunu hayır kurumuna bağışlamaya karar verdim. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| But, why would you cut your beautiful hair? | Ama Bayan Maroney, niye güzelim saçlarınızı kesiyorsunuz ki? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| You look just how I picture Mary Magdalene. | Hayallerimdeki Magdalalı Meryem'in* aynısısınız. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Because, I'm a selfless person who can't get arrested in this town. | Tıp mesleğinin en sevdiğim yanı değil. Şey, çünkü Kenneth, ben bu şehirde tutuklanmayan, kendini düşünmeyen biriyim. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Meanwhile, Tracy's face is everywhere. | Bu arada Tracy Jordan'ın yüzü her yerde. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| who happened to look like Tracy... We hope. | ...dolaşan birinin taslağıydı. Öyle umuyoruz. Lütfen bana bunun geçici olduğunu bildiğini söyle. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Whatever. He's hogging the buzz. You've got buzz. | Her neyse. Buzz'a çıkıyor. Sende Buzz'a çıktın. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| I don't even know what you're referring to. | Neden bahsettiğini bilmiyorum bile. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| And that was two years ago. | Ve o iki yıl önceydi. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| As usual, I have to create my own opportunities. | Her zaman ki gibi, kendi fırsatlarımı yaratmalıyım. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| No one will be talking about Tracy Jordan this Friday | bu yüzden bunu büyük bir olaya çevirmemek için başka bir bronzlaşma salonuna gidiyorum, Today's Show'da saçımı kestikten sonra... | 30 Rock-3 | 2006 | |
| when I cut my hair off on The Today Show. | ...bu cuma kimse Tracy Jordan'dan bahsetmeyecek. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| You're what I think Judas looks like. | Bence Yehuda* da senin gibi gözüküyor. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| at TGS. I like to think of this staff as a family. | TGS'de. Bu ekibi bir aile olarak düşünmeyi seviyorum. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| This is better than a family. | Bu aileden de iyi. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| No one around here asks me for my damn bone marrow. 1 | Burada kimse benim lanet olası kemik iliğimi istemiyor. 1 | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Why don't we make this easy on ourselves | Şey, niye bunu kendimiz için kolaylaştırıp... | 30 Rock-3 | 2006 | |
| and renew your existing contract | ...senin mevcut kontratını %3'lük bir artışla… | 30 Rock-3 | 2006 | |
| with a 3% increase? | …yenilemiyoruz? | 30 Rock-3 | 2006 | |
| Sorry it took me so long to answer. | Affedersin cevap vermem çok uzun sürdü. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| I was just thinking about how weird it is that we eat birds. | Sadece kuşları yememizin ne kadar garip olduğunu düşünüyordum da. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| All right, we have a deal. | Pekâlâ, anlaştık. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| You see how easy negotiating can be when it's not really about money. | Gerçekten de parayla ilgili olmadığında pazarlığın ne kadar da kolay olduğunu görüyorsun. | 30 Rock-3 | 2006 | |
| How's this really not about money? | Bu nasıl oluyor da gerçekten de parayla ilgili olmuyor? | 30 Rock-3 | 2006 |