English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 7570
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Yes, that'll be fun! | Evet, bu çok eğlenceli olur! | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 |  |
| No way, it's too dangerous. The eagles might come there. | Olmaz, bu çok tehlikeli. Kartallar oraya gelebilir. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Oh, they won't. You're very safe here in the forest. | Hayır, gelmezler. Bu ormanda güvendesiniz. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Haven't you noticed those eagles | Hiç farketmediniz mi? | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| seem to be going after people in their cars and gas stations? | O kartallar arabaların içindeki insanların ve benzin istasyonlarının peşindeler. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Besides, it's not the eagles I worry about. | Ayrıca benim kaygılandığım şey kartallar değil. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| It's the dry drought weather that's killing these trees. | Sıcak hava ve kuraklık bu ağaçları öldürüyor. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| There's not enough rain and water. | Yeterince yağmur ve su yok. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Even worse, the spruce bark beetles are eating | Daha da kötüsü, ladin kabukları böcekler tarafından yeniyor... | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| These trees to death and turning them from green to red. | ...ve bu ağaçlar ölüp renkleri yeşilden kırmızıya dönüşüyor. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I remember when those beetles used to die out during the winter. | Bu böceklerin kış aylarında ortadan kalktığı zamanları hatırlıyorum. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| But now with the dry climate they've multiplied | Ama şimdi kuru iklimle birlikte çoğaldılar... | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| and taken over the forest. | ...ve ormanı ele geçirdiler. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Take a look at that dead redwood up there. | Şuradaki ölü sekoyaya bir bakın. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| That was killed by a bark beetle. | Bir kabuk böceği tarafından öldürüldü. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| This damn global warming. | Lanet olası küresel ısınma. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| It's the cause of dry climate and bark beetles | Kuru iklime, kabuk böceklerinin çoğalmasına,... | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| and death of the trees and forest. | ...ağaçlar ve ormanın ölmesine sebep oluyor. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I can protect these trees | Ben bu ağaçları... | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| against greedy lumber companies | ...açgözlü kereste şirketlerine... | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| and bad campers who start forest wildfires. | ...orman yangınlarına ve kötü kampçılara karşı koruyabilirim. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| But it's impossible to protect them against global warming. | Ama onları küresel ısınmaya karşı korumak imkânsız. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| What's your name? I'm Tom Hill. | Adın ne? Tom Hill. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I'm Rod. This is Nathalie, Susan and Tony. | Ben Rod. Bunlar da Nathalie, Susan ve Tony. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| You can come with us. | Bizimle gelebilirsin. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I have to stay here to protect these trees from further harm. | Bu ağaçları daha fazla zarardan korumak için burada kalmam gerek. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Enjoy and appreciate these trees while you can. | Henüz yapabiliyorken şükredin ve bu ağaçların keyfini çıkarın. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| In a few years they'll be gone. | Bir kaç yıl içinde onlar da gitmiş olacaklar. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I hear a mountain lion. | Bir dağ aslanının sesini duyuyorum. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I've got to get back to my house. | Evime geri dönmem gerek. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| You'd better get to your car. It was very nice meeting you. | Siz de arabanıza dönseniz iyi olur. Sizinle tanışmak güzeldi. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I think it's this way to the van. | Sanırım minibüs bu tarafta. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| No, it's this way. Are you sure? | Hayır, bu taraftan. Emin misin? | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Smells like wood burning. | Odun yanıyormuş gibi kokuyor. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| It's a forest fire. Let's go, come on. This way. | Bu bir orman yangını. Gidelim, haydi. Bu taraftan. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| You see that lighthouse over there? | Şuradaki deniz fenerini görüyor musun? | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| That's where Mai lives. We should stop by and see if she's there. | Orası Mai'nin yaşadığı yer. Uğrayıp orada olup olmadığına baksak iyi olur. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Oh my God. What? | Aman Tanrı'm. Ne oldu? | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| That's Mai's car. | Bu Mai'nin arabası. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| We should pull over. Okay. | Kenara çekmemiz gerek. Tamam. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Oh God, Mai. Mai, are you okay? | Tanrı'm, Mai. Mai, iyi misin? | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Mai. | Mai. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Forgive them... | Onları bağışla... | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Mai. Mai? | Mai. Mai? | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Mai! God. | Mai! Tanrı'm. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Damn it! We ran out of gas. | Lanet olsun! Benzinimiz bitti. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| If we're lucky someone might drive by. | Şanslıysak arabayla biri yanımızdan geçer. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I'm hungry. Me too, I'm hungry. | Acıktım. Ben de, karnım acıktı. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| We've got to find a way to get them some food. | Onlara yiyecek almanın bir yolunu bulmalıyız. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| What should we do? I don't know. | Ne yapacağız? Bilmiyorum. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Hey look, a fishing rod. | Bak, bir olta. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I can go catch some fish. | Bununla balık yakalayabilirim. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Oh look, a stove. We can cook it. | Bak, bir ocak. Bununla da pişirebiliriz. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Hey, good idea. | İyi fikir. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Hey, Nat. I'll go fishing over there. | Nat, ben şuraya gidip balık tutacağım. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| How about you and the kids go get some seaweed? | Sen ve çocuklar da gidip biraz deniz yosunu toplamaya ne dersiniz? | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| You guys eat seaweed? | Çocuklar, deniz yosunu yer misiniz? | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Seaweed's the best. It's good for your health. | Yosun en iyi şeydir. Sağlığın için çok faydalıdır. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I caught a fish! | Bir balık yakaladım! | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| He caught a fish. Yay! | Bir balık yakalamış. Yaşasın! | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I got a fish. | Bir balığım var. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I got some seaweed. | Bende de biraz deniz yosunu var. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I'm gonna go up to the van and get the stove | Minibüse kadar gidip ocağı alacağım. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| So we can cook this. | Böylece bunu pişirebiliriz. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Here you go. This'll be good for us. | İşte, buyurun. Bu hepimize iyi gelecek. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Yuck. I want a happy meal. | İğrenç. Ben adamakıllı bir yemek istiyorum. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| You know, you guys. There's no happy meals around here. | Biliyorsunuz, çocuklar. Buralarda hiç adamakıllı bir yemek yok. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Just try the seaweed. It'll be really good. | Deniz yosununu bir deneyin. Gerçekten iyi olur. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| No. No, I want a happy meal. | Hayır. Hayır, ben doğru dürüst bir yemek istiyorum. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Guys. Guys, get up. | Çocuklar. Çocuklar, kalkın. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| The eagles. The eagles. | Kartallar. Kartallar. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Come on, we've got to go. | Haydi, gitmemiz gerek. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Damn, I'm out of bullets. | Kahretsin, mermim bitti. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Nat, you hit them if they get through windshield, okay? | Nathalie, ön camdan içeri girerlerse onlara vur, olur mu? | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Look! They're leaving. | Bak! Gidiyorlar. | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| I wonder why they stopped the attack. | Acaba saldırmayı neden bıraktılar? | Birdemic Shock and Terror-1 | 2010 | |
| Look over there! | Şuraya bakın! | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Is this all? | Hepsi bu kadar mı? | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| It's what the boss gave me. | Patron bu kadarını verdi. | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| It should be more. | Daha fazla olmalıydı. | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Let's go, it's late! | Gidelim, geç oldu! | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Osvaldo, let's go hunting? | Osvaldo, ava çıkalım mı? | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| He dreamed. | Rüya gördü. 1 | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Yes, he dreamed again. 1 | Evet, yine rüya gördü. | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Never leave him on his own, | Onu kendi başına bırakma... | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| be watchful. | ...gözün üzerinde olsun. | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Bring us something to eat. Okay! | Bize yiyecek bir şeyler getirin. Tamam! | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Going hunting again? We'll have success today! | Yine ava mı çıkıyorsunuz? Bugün başaracağız! | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| You're incapable! | Sende o yetenek yok! | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Sooner or later I'll shoot you! | Er ya da geç sizi vuracağım! | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Look, a macaw! | Bak, bir papağan! | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Don't miss him. | Sakın ıskalama. | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| He ran off. | Uçup gitti. | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| I'll go tell the others. | Gidip diğerlerine haber vereyim. | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Now you'll go where you can feel good. | Şimdi canın nereye istiyorsa oraya gideceksin. | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Put her in face down. | Yüzükoyun bırak. | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Anguè is here, I feel him. | Angue burada, onu hissediyorum. | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| I return your things to you. | Eşyalarını sana geri veriyorum. | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| Your bracelet, telephone, clothes, shoes. | Bileziğin, telefonun, elbiselerin, ayakkabıların. | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
| I don't want your things around, that's the end of it. | Eşyalarını etrafta görmek istemiyorum, işte her şeyin sonu. | BirdWatchers La terra degli uomini rossi-1 | 2008 | |
