English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 7602
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Ah, but for me, it's been life's riches. | Benimkisi refah içinde bir hayattı. | Bitten-1 | 2014 |  |
| For you, it's cowardice and lies. | Seninkisi korkaklık ve yalanlardan ibaret. | Bitten-1 | 2014 | |
| It has hollowed you out. | Seni içten içe bitirmiş. | Bitten-1 | 2014 | |
| Let's sit and talk about this like men. | Oturalım ve bu işi erkek gibi konuşalım. | Bitten-1 | 2014 | |
| You control everything about this meeting, | Bu buluşmada her şeyi sen kontrol edebilirsin... | Bitten-1 | 2014 | |
| but you will not control what I say. | ...ama söyleyeceklerimi kontrol edemezsin. | Bitten-1 | 2014 | |
| After 30 years... | Otuz yılın ardından... | Bitten-1 | 2014 | |
| No one gets to do that. | Hiç kimsenin haddi değil. | Bitten-1 | 2014 | |
| Hm! I was wondering if it was going to be you guarding me next. | Sıradaki gardiyanım sen mi olacaksın diye merak ediyordum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Now you know. | Öğrenmiş oldun. | Bitten-1 | 2014 | |
| You knock me out, bind me in chains. | Beni bayıltıp zincire vurdun. | Bitten-1 | 2014 | |
| I must say, it is not five star service. | Pek de beş yıldızlı hizmet sayılmaz. | Bitten-1 | 2014 | |
| You held a knife to my throat. | Boğazıma bıçak dayadın. | Bitten-1 | 2014 | |
| After that, the welcome mat got rolled up. | Biz de karşılama komitesini iptal ettik. | Bitten-1 | 2014 | |
| Hm, and no one knows where we are | Nerede olduğumuzu da kimse bilmiyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| so there's no chance of my being rescued. | Yani kurtarılma şansım da yok. | Bitten-1 | 2014 | |
| We just want this over with. | Yalnızca bu iş bitsin istiyoruz. | Bitten-1 | 2014 | |
| My father and Sasha Antonov in the same room together. | Babam ve Sasha Antonov aynı odadalar. | Bitten-1 | 2014 | |
| I would dearly love to hear that conversation. | Konuşmalarını duyabilmeyi çok isterdim. | Bitten-1 | 2014 | |
| You've never met him? | Onunla hiç karşılaşmadın mı? | Bitten-1 | 2014 | |
| My father's chased him my entire life. | Babam, hayatım boyunca onu kovaladı. | Bitten-1 | 2014 | |
| A ghost I was never sure was even real. | Gerçekliğinden asla emin olamadığım bir hayaleti. | Bitten-1 | 2014 | |
| What is he like? | Nasıl biri? | Bitten-1 | 2014 | |
| What do you think he's like? | Nasıl biri olduğunu sanıyorsun? | Bitten-1 | 2014 | |
| Hm, according to my father he's a liar, a coward, | Babamın dediğine göre yalancı, korkak... | Bitten-1 | 2014 | |
| a man he trusted, who turned around and betrayed him. | ...güvendiği ancak ona ihanet eden bir adam. | Bitten-1 | 2014 | |
| Does that sound like the man you've met? | Bu tarif tanıştığın adama benziyor mu? | Bitten-1 | 2014 | |
| We've barely even talked. | Doğru düzgün konuşmadık bile. | Bitten-1 | 2014 | |
| I gave you a good life. | Sana iyi bir hayat verdim. Her şeye sahip olmanı sağladım. | Bitten-1 | 2014 | |
| And you, it's like you put that on the floor and pissed on it. | Ya sen ne yaptın? Hepsini yere atıp üzerine pisledin. | Bitten-1 | 2014 | |
| And now you hide behind this wolf who owes you nothing. | Şimdi de bu kurdun arkasına saklanıyorsun. | Bitten-1 | 2014 | |
| The stench of your weakness is overpowering. | Zayıflığının kokusu mide bulandırıyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| The blood that you have spilled to find me, | Beni bulmak için döktüğün kan, mahvettiğin hayatlar... | Bitten-1 | 2014 | |
| You put all our lives at risk! I disobeyed you. | Sen hepimizin hayatını riske attın. Sana itaatsizlik ettim. | Bitten-1 | 2014 | |
| I found something more important than your orders, | Emirlerinden ve kıymetli süründen daha önemli bir şey buldum | Bitten-1 | 2014 | |
| It was our Pack! Roman, | O "bizim" sürümüzdü! | Bitten-1 | 2014 | |
| We're going to sit down. | Şimdi oturacağız. | Bitten-1 | 2014 | |
| I don't expect this day to end in fellowship. | Bu günün dostlukla sona ermesini beklemiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| But there is much at stake here. | Fakat tehlikede olan çok şey var. | Bitten-1 | 2014 | |
| Already, blood has been spilled, on my territory. | Çoktan bölgemde kan döküldü... | Bitten-1 | 2014 | |
| And already threats have been made against my Pack. | ...ve sürüme karşı tehditler savruldu. | Bitten-1 | 2014 | |
| That ends today. | Bu, bugün sona erecek. | Bitten-1 | 2014 | |
| Nothing will settle this except Sasha's life. | Sasha'nın hayatı dışında hiçbir şey bunu çözemez. | Bitten-1 | 2014 | |
| It is fair exchange for what he's done. | Yaptıkları karşısında adil bir bedel. | Bitten-1 | 2014 | |
| I know you feel that way. | Böyle hissettiğini biliyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| But I believe that I have something to offer | Ancak teklif edeceğim şeyin bundan daha değerli olduğuna inanıyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Just checking in, you okay? | Bir kontrol edeyim dedim, iyi misin? | Bitten-1 | 2014 | |
| You know, for people who want to keep their secret hidden | Sırlarını saklı tutmak isteyen insanlara göre... | Bitten-1 | 2014 | |
| you're not exactly subtle with your art. | ...sanatınız pek incelikle yapılmamış. | Bitten-1 | 2014 | |
| I think it's understated, | Bence gayet ölçülü... | Bitten-1 | 2014 | |
| with a hint of whimsy. | ...mizahi bir iması var. | Bitten-1 | 2014 | |
| Is my dad going to be okay? | Babam iyi olacak mı? | Bitten-1 | 2014 | |
| Jeremy knows what he's doing. | Jeremy ne yaptığını biliyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| And Clay is there just in case anything goes wrong. | Bir şeyler ters giderse diye Clay de orada. | Bitten-1 | 2014 | |
| And, if Jeremy gets Roman to drop his vendetta, | Jeremy Roman'ı kan davasından vazgeçirirse bize ne olur? | Bitten-1 | 2014 | |
| Well, that's up to Jeremy. | Bu Jeremy'ye bağlı. | Bitten-1 | 2014 | |
| My dad wants to stay close to Elena. | Babam Elena'nın yanında kalmak istiyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| And Alexei needs to be around other wolves, | Alexei'nin de diğer kurtlarla birlikte olması gerek, bunu anlıyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| But I don't want to stay here. | Ben burada kalmak istemiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Well, it's not really a decision for me to make. | Bu benim verebileceğim bir karar değil. | Bitten-1 | 2014 | |
| I mean, what's my life look like in Bear Valley? | Bear Valley'de nasıl bir hayatım olur ki? | Bitten-1 | 2014 | |
| I get a job at a coffee shop? At a book store? | Kafede işe mi girerim ya da kitapçıda? | Bitten-1 | 2014 | |
| Do you even allow that? | Buna izin var mı ki? | Bitten-1 | 2014 | |
| You wouldn't even know I existed. | Var olduğumu dahi unutursunuz. | Bitten-1 | 2014 | |
| I could go to Montreal, | Montreal'e, Chicago'ya, New York'a gidebilirim. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'd vanish. | Yok olurum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Be an anonymous girl in a huge city. | Büyük şehirde isimsiz bir kız olurum. | Bitten-1 | 2014 | |
| It'd be the safest thing in the world for everybody. | Dünyadaki en güvenli şey ben olurum. | Bitten-1 | 2014 | |
| No, look, Katia, | Hayır Katia, en güvenli yer burası, güven bana. | Bitten-1 | 2014 | |
| Well, for now, maybe. | Şimdilik belki öyle. | Bitten-1 | 2014 | |
| But what happens next? | Ya sonra? | Bitten-1 | 2014 | |
| What happens to me? | Başıma neler gelecek? | Bitten-1 | 2014 | |
| Bear Valley Sheriff's office. | Bear Valley Şerif'in ofisi. | Bitten-1 | 2014 | |
| Hey, Allison, it's Karen. | Merhaba Allison, ben Karen. | Bitten-1 | 2014 | |
| How's civilian life treating you? | Sivil hayat nasıl gidiyor? | Bitten-1 | 2014 | |
| It's good! Listen, I was wondering if you could do me a favour. | İyi! Bana bir iyilik yapabilir misin acaba? | Bitten-1 | 2014 | |
| Sure thing. You name it. | Elbette, söyle yeter. | Bitten-1 | 2014 | |
| I got his plates, um, it's probably a rental. | Plakasını aldım, büyük ihtimalle kiralık. | Bitten-1 | 2014 | |
| I thought you'd retired. | Emekli olduğunu sanıyordum? | Bitten-1 | 2014 | |
| You should be on the lake, fishing. | Göle, balığa falan gitmelisin. | Bitten-1 | 2014 | |
| I have been fishing. | Balığa gidiyorum zaten. | Bitten-1 | 2014 | |
| Look... I just... I just don't like the look of this guy. | Ben sadece...Bu herifin görünüşünden hoşlanmadım. | Bitten-1 | 2014 | |
| Okay. Just this once. | Tamam. Sadece bu seferlik. | Bitten-1 | 2014 | |
| What are the plates? | Plakası neydi? | Bitten-1 | 2014 | |
| Okay, I'm going to send them to you right now. | Tamam, hemen göndereceğim. | Bitten-1 | 2014 | |
| What was your life like, before this? | Bunlardan önce nasıl bir hayatın vardı? | Bitten-1 | 2014 | |
| Before you became a werewolf? | Kurtadam olmadan önce. | Bitten-1 | 2014 | |
| Was it difficult... | Geride bırakmak zor muydu? | Bitten-1 | 2014 | |
| It was easier than lying all the time, | Sevdiğim insanlara yalan söyleyip, sır saklamaktan daha kolaydı. | Bitten-1 | 2014 | |
| I didn't have anyone to walk away from, no brothers, no sisters. | Geride bırakacağım kimsem yoktu. Ne kız kardeş, ne erkek kardeş. | Bitten-1 | 2014 | |
| My parents died when I was young, so... | Ailem ben küçükken ölmüş. | Bitten-1 | 2014 | |
| You were an orphan. | Öksüzdün yani. | Bitten-1 | 2014 | |
| That would make it easier. | Bu işini kolaylaştırır. | Bitten-1 | 2014 | |
| What do you remember of your parents, | Ailen hakkında ne hatırlıyorsun, annen veya baban hakkında? | Bitten-1 | 2014 | |
| Growing up I often wished I was an orphan. | Büyürken sık sık ben de öksüz olmayı diledim. | Bitten-1 | 2014 | |
| My father could be... forceful. | Babam zorlu olabiliyordu. | Bitten-1 | 2014 | |
| When I was 16 I dared to eat before him. | 16 yaşındayken ondan önce yemeye cüret ettim. | Bitten-1 | 2014 | |
| It was a mistake. | Bu bir hataydı. | Bitten-1 | 2014 | |
| I was starving, did not think about it. | Açlıktan ölüyordum, düşünememiştim. | Bitten-1 | 2014 | |
| When I realized what I had done, | Ne yaptığımı fark edince yemeğimi bıraktım ve affedilmek için yalvardım. | Bitten-1 | 2014 | |
